Bu broşür, Risale-i Nur’u anlamada birkaç pratik yol ortaya koymak için hazırlanmıştır. Risale-i Nur’un dili; Türkçe, Arapça ve Farsça’nın karışımı olan eski Türkçe olduğu için, bu sayılan dillerin Risale’de çok kullanılan pratik kurallarını bilmemiz gerekir.
Osmanlıca’da tamlamaların kelimeleri (Türkçe’ye göre) ters gelirler. Mesela, “salih amel” tamlaması “amel-i salih” şeklinde ifade edilir. Misaller: Alem-i kabir (kabir alemi), nur-u iman, kitab-ı mukaddes, daire-i imkan, dava-i nübüvvet, Sultan-ı ezeli, Fahr-ı alem...
Arapça’da “ile” manasına gelir. Misaller: Bilittifak (ittifakla), bizzarure, bilmüşahede, bittecrübe, binniyet...
2-“Bila” Eki: “-sız”, “-siz” manalarına gelir. Misaller: Bilaistisna (istisnasız), bilatereddüt, bilaperva...
3-“Bi” Eki: Bu ek de “-sız”, “-siz” manalarına gelir. Misaller: Biçare (çaresiz), bikarar, bitaraf...
4-“Zü, ze, zi” Ekleri:Bu ekler, aynı kelimenin, cümledeki yerine göre değişik kullanış şekilleridir. Sahipliği ifade ederler. Misaller: Zihayat (hayat sahibi), zişuur, ziakıl, zikudret, ze’l-celal, zü’l-kemal...
5-“Ane” Eki:Bu ek kelimenin sonunda gelir. Mesela, “ahmakane” kelimesi; ahmakça, ahmakçasına, ahmak gibi, ahmalık yararak manalarına gelir. Misaller: Alimane (alimcesine), cahilane, samimane...
6-“Gah” Eki: Mekanı belirtir. Misaller: Karargah (kararyeri), temaşagah, seyrangah, mütaalagah...
7-“Yet” Eki: “-lık”, “-lik” manalarına gelir. Misaller: Abdiyet (kulluk), mesuliyet, İslamiyet, hakimiyet...
Arapça’da çoğullar bizde olduğu gibi ifade edilmez. Arapça; Türkçe gibi eklemeli değil, çekimli bir dildir. Arapça’da genellikle herşeyin kalıbı vardır. Çoğulların da belli kalıpları vardır. Ve Risale’de bunların pekçoğu kullanılmıştır.
Bir kelimenin hangi çoğul kalıbına girdiğini tam olarak bilemeyiz. Çünkü bu konuda belli bir kural yoktur. Fakat, çoğullarda da kelimenin aslında kullanılan harfler kullanıldığından, hangi çoğulun hangi kelimeye ait olduğu kestirilebilir. Risale’de bolca geçen çoğul kalıplarından bazıları: Kalıp: Lafız-elfaz, din-edyan, sebeb-esbab, şey-eşya, mevt-emvat...
Kalıp: Kalb-kulub, akıl-ukul, hak-hukuk, şart-şurut, harf-huruf...
Kalıp: Nebi-enbiya, veli-evliya, zeki-ezkiya, ğani-ağniya, şaki-eşkiya...
Kalıp: Kafir-küffar, hakim-hukkam, talib-tullab, facir-füccar, katip-küttab...
Kalıp: Düstur-desatir, delil-delail, emir-evamir, lezzet-lezaiz...
Kalıp: Fakir-fukara, alim-ulema, edib-üdeba, şehid-şüheda, vezir-vüzera...
Kalıp: Hacet-hacat, dua-daavat, hayvan-hayvanat, muamele-muamelat, esas-esasat...
Arapça’da bir kelime, mesela “el-ilm” kelimesi 300 küsur farklı kalıba girebilmektedir. Burada Risale’de çok kullanılan bazı kalıplar deyineceğiz. Mesela, masdarlar (yapmak), ism-i failler (yapan) ve ism-i mef’uller (yapılan) Risale’de çok yerde geçer. (Aşağıdaki tabloda bulunan baştaki 3 masdar tablosunun yanlarındaki 3 bölümle alakası yoktur.)
MASDAR
MASDAR
MASDAR
İSM-İ FAİL
MÜBALAĞALI İSM-İ FAİL
İSM-İ MEF’UL
İntihar
İstiğrak
İntisab
İntihab
İçtihad
İrtifa
İhtiyaç
İltimas
İntikam
İnkıraz
İmtihan
İnkıta
İstifa
Tezahür
Tecavüz
Tenasüb
Temayül
Tekamül
Tesadüf
Tecavüb
Tenzil
Tefrik
Teşmil
Tenzih
Tahmid
Tekmil
Tefekkür
Teemmül
Temerküz
Tahammül
Tasadduk
Teyakkuz
Teşehhus
Teneffüs
Tekattür
Tenezzül
Tekemmül
Tereddüt
Tecessüs
Nazır (Bakan)
Natık (Konuşan)
Nasır
Nazım
Alim
Arif
Müzeyyin
Mükemmil
Mücemmil
Müsebbih
Müceddid
Müdebbir
Nazzar (Çok bakan)
Nattak
Nassar
Nazzam
Allam
Arraf
----------------------------
----------------------------
----------------------------
----------------------------
----------------------------
Menzur(Bakılan)
Mentuk
Mensur
Menzum
Malum
Maruf
Müzeyyen
Mükemmel
Mücemmel
Müsebbeh
Mücedded
Müdebber
Arapça’da bir şeyin sonuna şeddeli “ô”(ye) gelirse, bu bir şeye aitliği ve mensubiyeti ifade eder. Mesela, “Mekke’li” veya “Mekke’ye ait olan” manalarına gelen “Mekkiyyün” kelimesi gibi... “Mekkiyyün” kelimesi “Mekki” şeklinde de ifade edilir. Bütün mensubiyet ifade eden isimlerde de bu geçerlidir. Misaller: İmaniyye (imanla ilgili, imana ait), ebediyye, akliyye.../ Buhari (Buhara’lı), İslami, Nebevi, cismani...
“Kemal” ve “mutlak” kelimeleri, Risale’de bolca kullanılan terimlerdendir. “Kemal” tamlığı ve mükemmelliği ifade eder. Misaller: Kemal-i emniyet (mükemmel, tam bir emniyet), kemal-i ciddiyet, kemal-i intizam, kemal-i rahat, kemal-i hüsün...
“Mutlak” kelimesi ise; bütünüyle, tam tamına, her yönüyle, son derece manalarına gelir. Misaller: Aciz-i mutlak (her yönüyle aciz), fakr-ı mutlak, abesiyet-i mutlaka, kudret-i mutlaka...
Risale’de bazı İsm-i tafdil’ler de kullanılır. Mesela, “Kebir” büyük demektir. “Ekber” ise daha büyük manasına gelir. Misaller: Cemil-ecmel, karib-akreb, layık-elyak, lazım-elzem, kamil-ekmel...
Yer imleri