(Tevbe-128)

“MUHAKKAK Kİ SİZİN İÇİN, ALLAH’A VE AHİRET GÜNÜNE KAVUŞMAYI UMANLAR VE ALLAH’I ÇOK ZİKREDENLER İÇİN, RESULALLAH’TA PEK GÜZEL BİR ÖRNEK VARDIR.”(Ahzab-21)

“PEYGAMBER SİZE HER NE VERDİYSE ONU ALIN, O SİZE HER NEYİ YASAKLADIYSA ONDAN DA SAKININ. ALLAH’DAN KORKUN. ÇÜNKÜ ALLAH’IN AZABI ÇETİNDİR.”(Haşr-7)

“(RESULÜM!) DE Kİ: EĞER ALLAH’I (c.c.) SEVİYORSANIZ BANA UYUN Kİ ALLAH DA SİZİ SEVSİN.”(Al-i İmran-31)



Resul-i Ekrem aleyhissalatü vesselam buyuruyorlar ki: “Ümmetimin fesadı zamanında (ahirzaman, yani içinde bulunduğumuz zamanda) kim benim sünnetime yapışırsa; onun için yüz şehit sevabı vardır.”



1- Her işine dua ile başlar ve dua ile bitirirlerdi.

2- Sözlerine, ALLAH Teala’ya hamd ederek başlar, kelimeleri sayılabilecek kadar tane tane konuşur ve sözlerini tövbe ve istiğfar ile tamamlarlardı.

3- Hutbe esnasında konuşurken gözleri kızarır, yüksek sesle konuşur ve celallenirlerdi.

4- Ana fikir mahiyetindeki cümleleri üçer defa tekrar ederlerdi.

5- Konuşurken el hareketleri yapar, mesela sol elinin başparmağını sağ elinin avucu içine vururlardı.

6- Kimsenin sözünü kesmez, kimseyi kınamaz ve kimseyi ayıplamazdı.

7- Birine bir şey söylemek istediğinde, sadece kafasını çevirmez, bütün vücuduyla o kişiye yönelirlerdi.

8- Kaş göz hareketi yapmazlar ve arada sırada ashabıyla şakalaşırlardı. Fakat şakalarında dahi yalana tenezzül etmezler, mesela (Hz. Enes’e dedikleri) “Ey iki kulaklı adam” gibi, gerçekle bağlantılı şakalar yaparlardı.

9- Bir şeye işaret etmek istedikleri zaman parmakları ile değil, bütün eliyle işaret ederlerdi.

10- Şahsına karşı yapılan bir haksızlıktan dolayı kızmazlar, fakat ALLAH’ın haram kıldığı şeylerden biri çiğnendiğinde aşırı derecede celallenirlerdi. Günde en az 70 defa istiğfar ederlerdi.

11- Gülüşü tebessümden ibaretti. Sevindikleri zaman mübarek gözlerini yumarlardı. Ömrü boyunca hiç kahkaha ile gülmedi.

12- Çok sıkıntılı bile olsalar, bunu dışarıya yansıtmaz ve sahabilere karşı hep tebessüm ederlerdi.

13- Çevresindekilere öylesine candan davranırdı ki, hepsi de Resulallah Aleyhissalatü Vesselamın katında en değerli insanın kendisi olduğu görüşüne kapılırdı.

14- Özür beyan edenin özrünü kabul ederlerdi. Kötülüğe kötülükle mukabele etmezler, bilakis affeder ve müsamahakar davranırlardı. Yanında başkasını gıybet edeni sert bir dille uyarırdı.

15- Hoşlanmadığı bazı isimleri değiştirdiği olurdu.

16- Hayvanlarına isim takarlardı.

17- Mescit yapma, hendek kazma gibi işlerde ashabına iştirak ederdi. Bazen ashabına kalkıp su dağıttığı olurdu.

18- Kendisinden her hangi bir şey istendiğinde, hiçbir zaman “hayır!” demez, varsa verir, yoksa vaad eder, vaad edemeyecekse de üzüntüsünden susardı.

19- Kendisini öldürmeye kast edenlere karşı dahi yumuşak davranırlardı.

20- Bir arkadaşını üç gün görmediği zaman sorar, hastaysa ziyaretine, vefat etmişse cenazesine giderdi.

21- Akrabalarının hiçbirini diğerlerinden üstün tutmadan ziyaret ederdi.

22- Yürürken hayasından, yokuş iner gibi başı önüne eğik ve çok hızlı olarak yürür, etraflarına bakınmazlardı.

23- Ashabı ile yürüdüklerinde önde yürümez, ya yanlarında veya arkalarında yürürdü.

24- Çarşıdan yiyeceğini kendi taşır, merkebe biner, arkasına adam bindirir, yoksulları ziyaret eder, kölelerin davetine icabet eder ve sahabilerin arasında oturduklarında meclisin ta dibinde otururlardı.

25- Kim elini sıkmak isterse büyük küçük demeden o kimsenin elini sıkar ve o kimse elini çekmedikçe o elini çelmezdi. Kim kendisine bir şey söylemek isterse ona kulak verir ve o kimse dönmedikçe o dönmezdi.

26- Yanlarında tarak, ayna, misvak, koku, kürdan ve makas bulundururlardı.

27- Hediye kabul ederler ve hediye getirenlere fazlasıyla karşılığını verirlerdi.

28- Ashabının çocuklarını kucağına oturtup severlerdi. Çocuklara karşı çok şefkatli idi.

29- Hayvanlara karşı da çok şefkatliydi. O yüzden hayvanlara eziyet edenlere engel olurlardı.

30- En çok beyaz, sonra yeşil rengi tercih eder, cuma günleri ise bazen siyah bazen de beyaz giyerlerdi.

31- Mübarek saçlarını icap ettikçe, zaman zaman yağlayıp tararlardı.

32- Yarın endişesiyle erzak ve saire saklamazlardı. Hiçbir yemeği övmez ve kötülemezdi.

33- Evinin kırık döküğünü elden geçirir, elbisesini yamar, düğmesini diker, pabucunu tamir eder, kendine ait özel işlerini görür, evi süpürür ve hayvanları yemlerdi.

34- Bazen dizlerini karnına doğru iyice çekip ellerini önden bağlayarak, bazen bağdaş kurarak, bazen çömelerek, bazen diz çökerek, bazen de yüksek bir yere oturup ayaklarını boşluğa sarkıtarak oturduğu olurdu.

35- Yatmadan önce gözlerine sürme çeker, kalktıklarında ise yıkarlardı.

36- Yatmadan önce “İhlas, Felak ve Nas” surelerini okur, yummuş olduğu avuçlarına üfleyerek, vücudunda ulaşabildiği her noktayı üç defa sıvazlarlardı.

37- Yüzünü kıbleye dönerek sağ tarafının üzerine uzanır, sağ elinin ayasını sağ yanağına dayar ve dizlerini hafif bükerlerdi. Uyumadan önce ve uyandıktan hemen sonra ve her abdest aldığında misvak kullanırlardı.

38- Çoğu zaman hasır üzerinde uyurlardı.

39- Bazen öğlen ile ikindi arası, gece ibadetine yardımcı olması için bir saate yakın uyurlardı.

40- Acıkmadan yemek yemez ve sofradan doymadan kalkarlardı. Genel olarak günde en fazla bir öğün yerlerdi.

41- Evde ikinci bir günün yemeğini bekletmezlerdi.

42- Kurtlu hurmaların kurtlarını ayıklayıp yerlerdi.

43- İki gün üst üste arpa ekmeğini doyasıya yediği olmamıştır. Bazen açlıktan karınlarına taş bağlamışlardır.

44- Bazen üç, bazen beş, bazen de on beş gün boyunca yemek yemediği de olmuştur.

45- Evlerinde 1 ay boyunca sıcak bir yemek pişmediği olurdu.

46- Yemekten önce ve sonra ellerini yıkar, suyu, oturarak, üç yudumda, dinlene dinlene içerlerdi.

47- Üç parmağı ile yemek yer, yemeğin bitiminde o üç parmağını yalarlardı.

48- Yemeğin ve suyun içine üfürülmesini yasaklar ve herkesin önünden yemesini emrederlerdi.

49- Bir yere yaslanarak yemek yemez ve su içmezlerdi. Kırık ve dibi görünmeyen bardaktan da bir şey içmezlerdi.

50- Sirke, zeytin, hurma, kabak, salatalık, karpuz, kavun, et, tavuk eti, üzüm, ayva, helva ve bal yediği olmuştur.

51- Bal şerbeti, soğuk tatlı şerbeti ve süt içmiştir. Turp, soğan, sarımsak gibi ağız kokutucu şeyleri sevmezlerdi.

52- Pazartesi ve Perşembe günleri oruç tutar, kuşluk, evvabin ve teheccüd namazı kılarlardı.

53- Cuma günleri (namaza hazırlık olarak) koku sürünür, gusül abdesti alır, tırnaklarını keser ve güzel giyinirdi.

54- Üzüntülü olduklarında namaz kılarlardı.

55- Farz namazı bitince, edebinden dolayı hemen kalkmaz, kadınların çıkmasını beklerlerdi.

56- Başları önünde yürür, önüne göz ucuyla bakar ve asla haram nazar etmezlerdi.



“Kasem ederim; Senden öncede, Senden sonrada, Seni methetme yoluna koyulanların dilleri yoruldu da, hakkında yine de bir şey söyleyemediler.” M.F.G.



Kalb-i pakinde duyarmış o musibetten acı[/b]



Sizden elbette olur Ruh-i Nebi davacı”