Haşrin Delilleri
ALLAH’ın rızasını kazanmak, İslam’ı yaşamak ve yaşatmaya çalışmakla mümkündür. İslam’ı yaşayabilmek ise kuvvetli bir imanla mümkündür. Kuvvetli bir imana ulaşma da, tabi ki kişinin önce imanı kuvvetlendirmenin önemini kavramasıyla mümkündür.
Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam imanı kuvvetlendirmenin önemini bir hadis-i şeriflerinde şöyle belirtmiştir: “İnsanlar helak oldu; alimler müstesna. Alimler helak oldu; amiller müstesna. Amiller de helak oldu; Muhlisler müstesna. Muhlisler de büyük bir tehlike ile karşı karşıyadır.” Bu yönüyle mevcut imanını ve İslam’ını yeterli görmek büyük bir cehalet ve aldanmışlıktır. İmam-ı Rabbani Hazretleri de Mektubat adlı eserinin 210. mektubunda, “İman hakikatlerinden birini daha iyi kavramayı binlerce kalbi zevke ve keramete tercih ederim.” demiştir.
Ve yine Eb’ul-Enbiya ve Halil’ür-Rahman olan Hz. İbrahim Aleyhisselam vahye muhatap bir peygamber olduğu halde haşre olan imanını kuvvetlendirmeye çalışmıştır. Vaka Kuran-ı Kerim’de şöyle geçmektedir: “Hani İbrahim: «Rabbim, bana ölüleri nasıl dirilttiğini göster» demişti. (Allah ona«İnanmıyor musun?» deyince «Hayır (inandım), ancak kalbim mutmain olsun.» demişti.” (Bakara-260) Zira bilmek başka, inanmak başka, mutmain olmak ise bambaşka bir şeydir. Cenab-ı Hakk Kuran-ı Kerim’de, böyle yüce bir Nebisinin haşre imanını kuvvetlendirme mücadelesini bize naklederek konunun önemini bizlere apaçık göstermektedir.
Efendimiz Aleyhissalatü Vesselamın peygamberliğinin ilk 13 yılında inen Mekki ayetlerde hep ALLAH’a ve haşre imanı destekleyen delillerle, mahşer, cennet ve cehennemden tablolarla doludur. Ve Efendimiz (s.a.v.) 13 yıl boyunca çevresine hep bu konuları telkin etmiştir. Zira o dönemde cereyan eden ALLAH’a eş koşma, kız çocuklarının canına kıyma, içki, kumar, faiz, rüşvet ve zina gibi bütün günahlar ve tuğyanlar özellikle ALLAH’a ve hesap gününe iman zayıflığından kaynaklanıyordu. Zira aynı toplum yıllar sonra ALLAH’a ve ahirete imanları arttıkça bir fazilet toplumu haline gelmiş, merhamet, adalet, fedakarlık ve dürüstlükte insanlığın zirvesine tırmanmıştır.
Tabi ki o dönemin insanında görülen bütün azgınlık ve sapkınlıklar, ALLAH’a ve hesap gününe iman zayıflığından kaynaklandığı gibi ,günümüz insanında da görülen bütün azgınlık ve sapkınlıklar ALLAH’a ve hesap gününe iman zayıflığından kaynaklanmaktadır. O dönemin müşriği yeniden dirilişi “Çürümüş, bozulmuşken bu kemikleri kim diriltecekmiş?” diyerek bizzat diliyle yalanlamışsa, günümüz insanı da yeniden dirilişi ve ahireti, inandığını söylediği ALLAH’a itaat etmeyerek ve inandığını söylediği hesap gününe hazırlık yapmayarak hal ve hareketleriyle yalanlamaktadırlar. Ve ne yazık ki ikisi arasında hiçbir fark bulunmamaktadır.
Yer imleri