Şehitlik kavramından kâmil manada anlaşılan, Allah yolunda ölmüş veya öldürülmüş olmaktır. Ancak kendilerine terettüp eden dünyevi hükümler ve ahirette nail olacakları sevab itibariyle şehitler üç türlüdür:
1- Dünya şehidi:
Dünyada kendisine şehit muamelesi yapılan ve şehit kabul edilenler.
2- Ahiret şehidi:
Ahirette şehit sevabına nail olacakları bildirildiği halde dünyada şehit muamelesi görmeyenler. Ateşte yanan, suda boğulan, vebadan ölen v.s. gibi.
3- dünya ve ahiret şehidi:
Dünyada şehit muamelesi görmekle beraber ahirette de şehitlik ecrine nail olacak olanlar. Kâmil şehitlik bu mertebe olup yıkanmaksızın namazlarının kılınıp defnedilebilmesi için bir takım şartı vardır:
a) Akıl: Mecnun olmaması.
b) Büluğ: Çocuk olmaması.
c) Büyük hadesten taharet: cünüp, hayızlı veya nifaslı olmamak. Bu hallerde yıkanmaları gerekir.
d) Haksız yere öldürülmüş bulunmak: Kısas veya recm gereği öldürülmemiş olmak.
e) Harpte öldürülmemiş ise, öldürülme maksadıyla öldürülmüş bulunmak: Asiler veya yol kesiciler tarafından öldürülme gibi.
f) Mürtes olmamak: Harp meydanında yaralandıktan sonra, başka bir yere nakledilip bir müddet yaşadıktan sonra ölmüş olmak. Yemek- içmek, uyumak, konuşmak v.s. gibi hayata ait aktivitelerden faydalanmamış olmak. Bunun asgarisi de, üzerinden bir namaz vaktinin geçmiş olmasıdır.
Bu sayılan şartları haiz olan ölüler, kanlı elbiselerinden soyulmadan ve yıkanmaksızın namazları kılınarak defnedilirler. Ancak üzerlerinde kürk, hırka, zırh gibi fazlalıklar ile ayakkabıları ve varsa başlığı çıkarılır. Müslüman ölüleri ile kâfir ölüleri birbirine karışmış olur ve hangilerinin kim olduğu bilinmezse, Müslüman ölüsü daha fazla ise onlara niyet ederek namazları kılınır. Kâfir ölüsü daha fazla veya eşit ise kılınmaz.


Teşekkur:
Beğeni: 


Alıntı

Yer imleri