Vahşî* Hz. Hamza’nın Bedir savaşında öldürdüğü Tuayme’nin kardeşinin oğlu olan Cübeyr bin Mutim’in kölesi idi. Habeşli olduğu için* el ile ok ve mızrak atmakta usta idi. Uhud savaşında* Cübeyr buna demişti ki:



Hamza’yı öldürürsen seni azat ederim!



Daha o zamanlar müslüman olmakla şereflenmemiş olan Ebu Süfyan’ın hanımı Hind de* babasının ve amcasının intikamı için* Vahşî’ye mükâfat vâd etmişti.



niçin lanet etmiyorsunuz



Vahşî* Uhud’da taş arkasına pusuya girip* yalnız Hz. Hamza’yı gözetirdi. Hz. Hamza sekiz kâfiri öldürüp* saldırırken* Vahşî mızrağını atarak* onu şehit etti. Sonra* gidip durumu Hind’e haber verdi. Hind sevinip üzerindeki zinetlerin hepsini Vahşî’ye verdi. Daha da vereceğini söyledi.



Uhud savaşında Peygamberimiz birkaç kâfire bedduâ etmişti. “Vahşî’ye niçin lanet etmiyorsun” dediklerinde* buyurdu ki:



Miracda* Hamza ile Vahşî’yi kolkola* birlikte cennete girerlerken görmüştüm



Hicretin sekizinci yılında* Mekke fethedildiği gün* Vahşî* Mekke’den kaçtı. Bir zaman uzak yerlerde kaldı. Sonra pişman olup* Medine’de mescide gelip* selam verdi. Resulullah efendimiz selamını aldı. Vahşî dedi ki:



- Ya Resulallah! Bir kimse Allaha ve Resulüne düşmanlık yapsa* en kötü* en çirkin günah işlese* sonra pişman olup temiz iman etse* Resulullahı canından çok seven biri olarak* huzuruna gelse* bunun cezası nedir?



Resulullah efendimiz buyurdu ki:



- İman eden* pişman olan affolur. Bizim kardeşimiz olur.



- Ya Resulallah! Ben iman ettim. Pişman oldum. Allahü teâlâyı ve Onun Resulünü herşeyden çok seviyorum. Ben Vahşî’yim.



Resulullah efendimiz* Vahşî adını işitince* Hz. Hamza’nın şehit edilmiş hâli gözünün önüne geldi. Ağlamaya başladı.







Vahşî* öldürüleceğini anlayarak kapıya yürüdü. Eshab-ı kiram kılıçlarına sarılmış* işaret bekliyordu. Vahşî* “Son nefesimi alıyorum” derken* Cebrail aleyhisselam geldi. Allahü teâlâ buyurdu ki:



- Ey sevgili Peygamberim! Bütün ömrünü puta tapmakla* kullarımı bana düşman etmeye uğraşmakla geçiren bir kâfir* bir kelime-i tevhid okuyunca* ben onu affediyorum. Sen* amcanı öldürdü diye Vahşî’yi niçin affetmiyorsun? O pişman oldu. Şimdi sana inandı. Ben affettim. Sen de affet!



Herkes* "Öldürün!" emrini beklerken* Resulullah efendimiz buyurdu ki:



- Kardeşinizi çağırınız!



Kardeş sözünü işitince* saygı ile çağırdılar. Peygamber efendimiz Vahşî’ye* “affolunduğunu” müjdeleyerek buyurdu ki:



- Fakat* seni görünce dayanamıyorum* elimde olmadan üzülüyorum.



Hz. Vahşî* Resulullahı üzmemek için* bir daha yanına gelmedi. Mahcup* başı önünde yaşadı. Aynı mızrak ve okla yalancı peygamber Müseyleme’yi öldürdü ve büyük hizmet etti. Hz. Osman zamanında vefat etti.