Peygamberimizin müezzinlerinden:

ABDULLAH BÝN ÜMM-Ý MEKTÛM




Sesi çok gürdü

Âmâ olup, sesi çok gürdü. Sabah namazýnda, önce Hz. Bilâl, sonra Ýbni Ümm-i Mektûm ezan okurdu. Kâfirlerle silahlý mücâdele baþlayýnca, harplere katýlýp, gür sesiyle düþmanýn moralini bozardý.

Bâzý savaþlarda Peygamber efendimiz, onu Medîne-i Münevverede vâli olarak býrakýrdý. Peygamberimizin zamanýnda, onüç defa Medîne’de kalýp, vâlilik ve imamlýk yaptý. Resûlullah efendimiz kendisine çok iltifat edip, dâima gönlünü alýrdý.

Medîne’de vâlilik ve imametle vazifelendirilmesi, âmâ hâliyle sefer ve muharebelere katýlmasýnýn güç olmasýndandýr.

Bir defasýnda Resûlullah efendimiz, insanlara dînimizin esaslarýný anlatýrken, Ýbni Ümm-i Mektûm yanýna geldi. Peygamberimiz, meþguliyetlerýnden dolayý, alâkalanmakta geç kaldýlar. Daha cevap veremeden Kur’an-ý kerimin ****eninci sûresi olan Abese sûresinin ilk on âyet-i kerimesi indi.

Ýlâhi emir üzerine, Peygamberimiz, daha fazla alâkalanýp, iltifatýný artýrdý. Hatta ona, "Merhaba! Ey Rabbimin bana hitâb ve ikâzýnda bulunmasýna sebep olan kiþi!” diye iltifat edip, yanýna oturtu, hâlini, hatýrýný sordu.

Hâne-i saadetine alýp, onunla sohbet ederdi. Bir defasýnda, yine Peygamber efendimizi ziyâret için evine gelmiþti. Resûlullahýn huzuruna girmek için müsaade istedi. O sýrada, Peygamberimizin mübârek hanýmlarý da huzurundaydý.

Resûlullah efendimiz, onun eve girmesine müsaade ettikten sonra, hanýmlarýna, çekilmelerini emir buyurdular. Bunun üzerine hanýmlarý, gelen kimsenin gözlerinin görmediðini bildirerek, çekilmelerinin sebebini suâl ettiler. Bunun üzerine buyurdu ki:

- O görmüyorsa, siz de görmüyor deðilsiniz ya!

Abdullah Ýbni Ümm-i Mektûm, Vedâ Haccýna katýldý. Peygamberimiz Vedâ Hutbesini okurken, gür sesiyle hutbeyi tekrarladý. Hz. Ebû Bekir’in hilâfetinde müezzinlik, Hz. Ömer devrinde de Ýslâm ordusunda vazife aldý.

Cemaate gelirdi

Abdullah bin Ümm-i Mektûm hazretleri, Kur’an-ý Kerimi ezbere bilenlerdendi. Kur’an-ý Kerimin kýraatýný öðretirdi. Resûlullahýn buyurduklarýný unutmamak için, sohbetlerinde devamlý hadis-i þerif rivâyet ederdi.

Evi Mescid-i Nebeviye uzakta olmasýna raðmen, dâima cemaate gelirdi. Mescide gelirken Hz. Ömer yardým ederdi. Mücâhid olup, cihâdlara dâima katýlmak isterdi. Fakat gözleri görmediði için, fiilen katýlamamaktan dolayý çok üzülürdü.

Katýldýklarýnda da gür sesiyle düþmanýn moralinin bozulmasýna sebep olurdu. 636 senesinde yapýlan Kadisiye savaþýnda, elinde sancak oluduðu hâlde, bir tepeye çýktý. Gür sesiyle düþmanýn moralini bozdu.

Ýbni Ümm-i Mektûm’un bu muharebede þehit olduðu veya dönüþünde vefâti rivâyet edilir.