Peygamberimizin ilk hanýmý:
HADÝCE-TÜL KÜBRA
Gerçekleþen rüya
Rüyasýnda, gökten ay inip koynuna girmiþ, ayýn nuru, koltuðundan çýkýp, bütün âlemi aydýnlatmýþtý. Sabahleyin, bu rüyayý, akrabasýndan olan Varaka bin Nevfel'e anlattý. Varaka dedi ki:
- Ahir zaman Peygamberi, seninle evlenir ve senin zamanýnda Ona vahiy gelir. Dininin nuru, âlemi doldurur. En önce iman eden sen olursun. O Peygamber, Kureyþten ve Haþimoðullarýndan olur.
Hz. Hadice, bu cevaba çok sevindi ve o Peygamberin gelmesini beklemeye baþladý. Hz. Hadice'nin ilmi, malý, þerefi, iffeti ve edebi pek fazla idi. Ticaret ile uðraþan, devrin büyük tüccarlarýndandý. Memurlarý, katipleri ve köleleri vardý. Ticareti, adamlarý veya ortaklýk suretiyle yapardý.
Peygamber efendimiz yirmibeþ yaþlarýnda iken, Hz. Hadice, Þam'a ticaret kervaný göndermek istiyordu. Bunun için de güvenilir birini arýyordu. Bunu iþiten Ebu Talib, Hz. Hadice'ye giderek, yeðeni olan Peygamber efendimizin bu iþi yapabileceðini söyledi.
Bunun üzerine Hz. Hadice, Resulullah efendimizi, görüp konuþmak üzere evine davet etti. Efendimiz teþrif edince, pek ziyade tazim ve hürmette bulundu. Peygamber efendimizin nezaketini, nezih ve pâk cemalini görüp hayran kaldý. Resulullah efendimize dedi ki:
- Doðru sözlü, güvenilir, emniyetli ve güzel huylu olduðunuzu biliyorum. Bu iþ için hiç kimseye vermediðim ücretin, kat kat fazlasýný vereceðim.
Sonra bu hizmette lazým olacak elbiseler vererek, kalb huzuru içinde uðurladý. Yanýna kölesi Meysere'yi de verdi. Hz. Hadice validemiz, bilgili bir hýristiyan olan amcasýnýn oðlu Varaka bin Nevfel'den, peygamberlik alametlerini öðrenmiþti. Resulullah efendimizin bu ziyaretinde de, peygamberlik vasýflarýný üzerinde teþhis etmiþti. Bu sebeple Meysere ismindeki kölesine dedi ki:
- Kervan Mekke'den ayrýlacaðý zaman, devenin yularýný Muhammed aleyhisselamýn eline ver ki, Mekkeliler herhangi bir dedikodu yapmasýnlar. Þehirden uzaklaþýp gözden kaybolunca, bu kýymetli elbiseleri Ona giydir!
Canýný esirgeme
Sonra develerinden en güzelini, sultanlara lâyýk bir þekilde donattý. Meysere'ye þu talimatý verdi:
- Onu bu deveye büyük bir hürmet ile bindirip, yularýný eline al ve kendini o hazretin hizmetkârý bil! Ondan izinsiz bir iþ yapma ve Onu muhafaza etmek, tehlikelerden korumak için canýný esirgeme! Gittiðiniz yerlerde çok eðlenmeyiniz ve çabuk geliniz! Böylece Haþimoðullarý katýnda mahcup olmayalým. Eðer bu dediklerimi harfiyen yerine getirirsen, seni azat eder ve istediðin kadar da mal veririm.
Peygamber efendimiz ve Hz. Hadice'nin kervaný hazýrlandý. Mekkeliler yakýnlarýyla vedalaþmak üzere, büyük kalabalýklar hâlinde toplandýlar.
Peygamberimizin halasý, Allahü teâlânýn Resulünü hizmetçi elbisesi ile ve devenin yularýný eline almýþ görünce, dizlerinin baðý çözüldü. Aðlayýp feryat etti. Gözlerinden yaþlar dökerek, “Ey Abdülmuttalib! Ey Zemzem kuyusunu kazan büyük zat! Ey Abdullah! Kabirlerinizden kalkýp, baþýnýzý bu tarafa çevirip de, þu mübareðin hâlini görün” diyerek acýlarýný dile getirdi.
Beni sakýn unutmayýn!
Ebu Talip de ayný duygular ve ayný hâller içinde idi. Resulullah efendimizin, mübarek gözlerinden inci gibi yaþlar döküldü ve buyurdu ki:
- Beni sakýn unutmayýn! Gurbet elde gam ve keder çektiðimi yâd eyleyin.
Bu sözleri iþitenlerin hepsi aðlaþtý.
Nihayet kervan yürüyüp, Mekke görünmez olunca, Meysere, aldýðý emir üzerine, kýymetli elbiseleri sevgili Peygamberimize giydirdi. Çeþitli kumaþla örtülmüþ ve pek güzel süslenmiþ deveye bindirdi. Yularýný da kendi eline aldý.
Bu yolculukta, kervandakiler, âlemlere rahmet olarak gönderilen sevgili Peygamberimizin üzerinde, Onu gölgeleyen bir bulutun ve kuþ þekline giren iki meleðin, Onunla birlikte, sefer bitinceye kadar hareket ettiðini gördüler.
Yolda yürüyemeyecek derecede yorulup, kervandan geri kalan iki devenin ayaklarýný, eliyle sýðamasýndan sonra, develerin birden süratlenmesi gibi ince hâllerini görünce, Onu son derece sevip, þanýnýn çok yüce olacaðýný anladýlar.
Meysere, Resulullah efendimizde gördüðü ve hakkýnda duyduðu her þeyi zihnine nakþediyor ve Ona olan hayranlýðý gitgide artýyordu. Meysere'nin kalbinde, Âlemlerin Efendisine karþý büyük bir muhabbet hasýl olmuþtu. Artýk Ona, zevkle ve hürmetle hizmet ediyor, en küçük bir iþaretini büyük bir aþkla yerine getiriyordu.
Götürülen mallar satýlmýþ, Peygamber efendimizin bereketiyle her zamankinden kat kat fazla kâr edilmiþti. Kervan dönüþe geçti. Merr-uz-zahran mevkiine geldikleri zaman, Meysere, sevgili Peygamberimize, Mekke'ye müjde haberi götürmesini teklif etti. Efendimiz de kabul buyurarak, kervandan ayrýlýp, Mekke'ye doðru devesini süratlendirdi.
Bulut gölge yaptý
Nefise binti Müniyye Hatun anlatýr:
“Kervanýn gelme zamaný yaklaþmýþtý. Hadice Hatun, hergün hizmetçileriyle evinin üzerine çýkýp, kervanýn yollarýný beklerdi. Böyle birgün Hadice'nin yanýnda idim. Ansýzýn, uzaktan deveye binmiþ bir kimse göründü. Üzerinde bir bulut ve kuþ þekline girmiþ iki melek Ona gölge yapýyor, Peygamberimizin mübarek alnýndaki nur, ay gibi parlýyordu.
Hadice Hatun gelenin kim olduðunu anlayýp, ferahladý. Fakat bilmezlikten gelip sordu:
- Bu sýcak günde gelen kim olabilir?
Hizmetçiler; "Bu gelen Muhammed-ül-Emin'e benzer" dediler ve gördüklerinden dolayý hayrete düþtüler.
Az sonra Resul-i ekrem efendimiz, Hadice validemizin yanýna geldi ve durumu anlattý. Verdiði müjde ile onu çok sevindirdi.
Hz. Hadice'nin kervaný Mekke'ye geldikten sonra, Meysere, Hz. Hadice validemize, yolculuk esnasýnda, iki bulutun Peygamber efendimizi gölgelediðini, rahip Nastura'nýn söylediklerini, zayýf develerin nasýl süratlendiðini ve buna benzer gördüðü nice fevkalâde hâlleri tek tek anlattý. Peygamber efendimizi dili döndüðü kadar methetti.
Kimseye söyleme!
Hz. Hadice, bunlarý biliyordu, fakat bu sözler onun yakinini artýrdý. Meysere'ye; “Bu gördüklerini kimseye söyleme” diyerek tembih etti.
Hadice validemiz, bu iþittiklerini haber vermek üzere, Varaka bin Nevfel'e gitti. Olanlarý büyük bir hayranlýkla dinleyen Varaka dedi ki:
- Ey Hadice, bu anlattýklarýn doðru ise, O, bu ümmetin peygamberi olacaktýr.
Bunun üzerine Hz. Hadice'nin sevgi ve itimadý daha da arttý. Onun hanýmý olup, hizmetiyle þereflenmeye meyletti.
Nefise binti Müniyye, bu hâli sezip, araya girdi. Bu niyetle Resul-i ekremin yüksek huzuruna geldi ve dedi ki:
- Ya Muhammed! Zat-ý âlinizi evlenmeden alýkoyan nedir?
Peygamberimiz buyurdu ki:
- Evlenmek için yeterli para elimde mevcut deðildir.
- Ya Muhammed! Eðer iffetli ve þerefli, mal ve cemal sahibi bir hatunla evlenmek istersen, hizmetine hazýrým.
- O hatun kimdir?
- Hadice binti Hüveylid'dir.
Bunun üzerine Resulullah efendimiz buyurdu ki:
- Bu iþe kim vesile olur?
Nefise Hatun, “Bu iþi ben yaparým” deyip, huzurlarýndan ayrýldý. Hz. Hadice'ye varýp müjdeyi verdi.
Hz. Hadice, akrabasý Amr bin Esed ile Varaka bin Nevfel'i çaðýrýp durumu anlattý. Ayrýca Resulullah efendimize haber gönderip, belli bir saatte teþrif etmesi için davet etti. Ebu Talip ve kardeþleri de hazýrlýklarýný yaptýlar ve Peygamber efendimizle birlikte gittiler.
Çeþitli hediyeler verdi
Hz. Hadice validemiz, evini donatýp süsledi. Bugünün þükranesi olarak hizmetçilerine çeþitli hediyeler verdi. Resulullah efendimiz, Hadice validemizin evini, amcalarý ile teþrif ettiler. Ebu Talip dedi ki:
- Yaradanýmýza hamdolsun ki, bizi Ýbrahim aleyhisselamýn evladýndan ve Ýsmail aleyhisselamýn neslinden eyledi. Bizi, Beytullah'ýn muhafýzý kýldý. Ýnsanlarýn kýblesi ve âlemlerin tavaf ettiði o mübarek hâneyi, her kötülükten koruduðu Harem-i þerifi bize müyesser eyledi.
Kardeþim Abdullah'ýn oðlu Muhammed aleyhisselam öyle bir kimsedir ki, Kureyþten her kim ile kýyaslansa üstün gelir. Gerçi malý azdýr, lâkin mala itibar olunmaz. Çünkü mal gölge gibidir. Elden ele geçerek gider. Yeðenimin þerefi, üstünlüðü hepinizin mâlumudur.
Þimdi Hadice binti Huveylid'i, yeðenim Muhammed için helallýða talep eder, ne kadar mehr verilmesini istersiniz? Yemin ederim ki, Muhammed'in mertebesi yüksek olsa gerektir.
Varaka bin Nevfel, Ebu Talib'in bu konuþmalarýný destekler mahiyette konuþtu. Hadice validemizin amcasý Amr bin Esed de dedi ki:
- Þahit olun ki, Hadice binti Huveylid'i, Muhammed aleyhisselama hâtunluða verdim.
Böylece nikâh akdi tamam oldu.
Hepsi size aittir
Bir rivayete göre mehr; dörtyüz miskal altýn, bir rivayete göre beþyüz dirhem gümüþ, baþka bir rivayete göre de 20 deve idi.
Ebu Talib, düðün ziyafeti için bir deve kesip, o güne kadar görülmedik bir yemek verdi. Evlilik vâki oldu. Hz. Hadice validemiz, bütün varlýðýný Peygamber efendimize hediye etti ve dedi ki:
- Bu mallarýn hepsi yüce þahsýnýza aittir. Ben de sana muhtacým ve minnetin altýndayým.
Hz. Hadice validemiz, evlilik hayatý boyunca, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama daima hizmet edip, yardýmcýsý oldu. Peygamber efendimizin bu evliliði, Hadice validemizin vefatýna kadar yirmibeþ sene sürdü. Bunun onbeþ senesi bisetten önce, on senesi bisetten sonra idi.
Hz. Hadice'nin Peygamber efendimizle olan bu evliliðinden dört kýz ve iki erkek olmak üzere altý çocuðu oldu. Kýzlarýnýn adlarý Zeynep, Rukayye, Ümm-i Gülsüm, Fâtýma, oðullarýnýn ise, Kâsým ve Abdullah'tý. Kâsým'dan dolayý Resulullaha “Ebül-Kâsým” denildi.
Kâsým, nübüvvetten önce Mekke'de dünyaya geldi. Onyedi aylýk iken vefat etti. Hadice-tül-Kübra'dan olan son çocuk Abdullah'týr. Nübüvvetten sonra doðup memede iken vefat etti. Tayyib ve Tahir de denilir.
Abdullah vefat edince, Âs bin Vâil, "Muhammed ebter oldu, yani soyu kesildi" dedi. Kevser suresi gelerek, Âs kâfirine Allahü teâlâ cevap verdi.
Resul-i ekrem efendimiz, Hz. Hadice validemizle evlendikten sonra da ticaretle meþgul oldu. Kazançlarýyla; misafirleri aðýrlarlar, yetimlere ve fakirlere yardým ederlerdi.
Beni örtünüz! Beni örtünüz!
Cebrail aleyhisselamýn, Hira daðýnda, ilk vahyi getirip, Peygamber olduðunu bildirdikten sonra, oradan ayrýlýp hâne-i saadetlerine doðru hareket ettiler. Bu sýrada, yanýndan geçtiði her taþýn, her aðacýn, “Esselamü aleyke ya Resulallah” dediðini iþitti. Evine gelip buyurdu ki:
- Beni örtünüz! Beni örtünüz!
Ürpermesi geçinceye kadar, istirahat ettiler.
Sonra gördüklerini Hz. Hadice validemize anlattýlar ve buyurdular ki:
- Cebrail (aleyhisselam) gözümden gayb oldu. Lâkin onun heybet, þiddet ve korkusu üzerimden gitmedi. Bana mecnun diyeceklerinden ve dil uzatýp kötüleyeceklerinden korktum.
Peygamber efendimizin, ilk vahyin geliþini anlatmasýndan sonra, bu hâlleri, bu günleri bekleyen ve buna hazýr olan Hz. Hadice dedi ki:
- Hak teâlâ sana hayýr ihsan eder ve senin için hayýrdan baþka bir þey dilemez. Allahü teâlânýn hakký için, bu ümmetin Peygamberi olacaðýna inanýyorum. Zira sen, misafiri seversin.
Doðru söylersin ve eminsin. Âcizlere yardým eder, yetimleri korur, gariplere yardýmda bulunursun. Ýyi huylusun. Bu hasletlerin sahibinde, bahsettiðin korku olmaz.
Son peygambersin
Sonra, bu durumu sormak üzere, Varaka bin Nevfel'e gittiler. Varaka, Resulullah efendimizin anlattýklarýný dinledikten sonra dedi ki:
- Müjde ey Muhammed aleyhisselam! Allahü teâlâya yemin ederim ki, sen, Hz. Ýsa'nýn haber verdiði son Peygambersin. Sana görünen melek, senden evvel Musa aleyhisselama gelen Cebrail aleyhisselamdýr. Âh! Keþke genç olsaydým. Seni Mekke'den çýkardýklarý zamana yetiþseydim de, yardýmýna koþsaydým. Çok yakýn bir zamanda tebliðle emrolunursun.
Hz. Hadice, Peygamber efendimiz davete baþladýðýnda, Onun bildirdiklerine hiç tereddüt etmeden, hemen iman ederek inanan ilk hür kadýn oldu. Peygamberimiz, Hz. Hadice validemize, Cebrail aleyhisselamýn öðrettiði gibi abdest almasýný öðretti. Sonra, Peygamber efendimiz imam oldu, birlikte iki rekat namaz kýldýlar.
Hz. Hadice validemiz, sevgili Peygamberimizin her sözüne, her emrine, en mükemmel þekilde, itaat etti. Böylece Allahü teâlânýn katýnda pek yüksek derecelere kavuþtu. Resulullah efendimiz üzülse, inkâr edenlerin alay etmesiyle elem çekse, Onu teselli eder, kederini giderirdi. Derdi ki:
- Ya Resulallah! Hiç üzülme, gam çekme! Sonunda dinimiz kuvvet bulup, müþrikler helak olurlar. Kavmin sana itaat eder.
Hz. Hadice validemizin bu yardýmlarýndan ötürü, birgün, Cebrail aleyhisselam gelip, “Ya Resulallah! Hadice'ye, Allahü teâlânýn selamýný bildir” dedi. Peygamber efendimiz “Ey Hadice! Ýþte Cebrail (aleyhisselam), Allahü teâlânýn sana selamýný bildiriyor” buyurdu.
Peygamber efendimiz bir defasýnda da buyurdu ki:
- Allahü teâlâ bana cennette inciden bir ev ile Hadice'ye müjde vermemi emretti. Orada hastalýk, üzüntü ve baþaðrýsý yoktur.
Hüzün senesi
Resulullah efendimizin dert ortaðý, yirmibeþ senelik hayat arkadaþý olan mübarek Hz. Hadice validemiz de, dert ve üzüntülerle geçen üç senelik muhasaradan sonra, Hicret'ten üç sene önce, Ramazan ayýnýn baþýnda, 65 yaþýnda vefat etti. Resulullah efendimiz, onun ayrýlýðýndan, çok hüzünlendiler. Çünkü Hz. Hadice validemiz, en önce imana gelen ve Resulullah efendimizi tasdik eden idi. Herkes düþman iken, o, bütün kalbini açmýþ ve Peygamberimizin muhabbetiyle dolmuþ idi. Bütün malýný, servetini, nesi varsa Ýslâmiyet uðruna harcamýþ, sevgili Peygamberimizin hizmetini görmek için, gecesini gündüzüne katmýþtý.
Ayný sene içinde Hz. Hadice validemizin ve amcasý Ebu Talib'in vefatý, Peygamber efendimizi üzüntüye boðmuþtu. Bundan dolayý bu seneye Senet-ül-hüzn, yani hüzün senesi denildi.
Birgün Hz. Hadice, Peygamberimiz dýþardayken, Onu aramak için çýkmýþtý. Cebrâil aleyhisselam insan kýyafetinde Hz. Hadice'ye göründü. Hadice validemiz, ona, Peygamber efendimizi sormak istediyse de, düþmanlardan olma ihtimalini düþünerek geri döndü. Sevgili Peygamberimizi evde görünce, hadiseyi anlattý. Fahr-i kainât efendimiz buyurdu ki:
- Senin gördüðün ve beni sormak istediðin o zatýn kim olduðunu biliyor musun? O, Cebrâil (aleyhisselam) idi. Selamýný sana bildirmemi söyledi. Þunu da sana bildirmemi söyledi ki; cennette senin için, incilerden yapýlmýþ bir bina hazýrlanmýþtýr. Tabiî orada böyle üzüntülü, sýkýntýlý, zahmetli ve külfetli þeyler bulunmayacaktýr.
Ev iþlerini tanzim eden hatun
Hz. Hadice, Peygamber efendimize, evladýna, müslümanlara ve insanlara çok þefkatliydi. Ev iþlerini iyi bilip, mükemmel iþ görürdü. Peygamberimiz bu hususta, onun için, (Hem çocuk annesi, hem de ev iþi tanzim eden hatun) buyurdu.
Peygamberimize karþý çok hürmetkâr idi. Ne buyurulursa, itiraz etmeden kabul ederdi. Bu her zaman böyle oldu. Resulullah efendimiz de onu her zaman methederdi. Hatta birgün yine onu methederken, Hz. Aiþe dayanamayýp dedi ki:
- Cenab-ý Hak size daha iyisini verdi.
Resululah efendimiz buyurdu ki:
- Herkes bana yalancý dediði günlerde, o bana inandý. Herkes bana eziyet verirken, o bana yâr oldu. Üzüntülerimi giderdi.
Peygamberimiz buyurdu ki:
- Þu dört hanýmýn faziletleri, bütün dünya hanýmlarýnýn faziletlerinden üstündür. Meryem binti Ýmran, Firavun'un i-man etmiþ hanýmý Asiye, Hadice binti Hüveylid ve Fâtýma binti Muhammed.
Hz. Aiþe buyurdu ki: Resulullahýn zevceleri arasýnda, Hz. Hadice'ye gayret ettiðim gibi, baþkasýna gayret etmedim. Hâlbuki, onu görmemiþtim. Çünkü, vefat etmiþ olduðu hâlde, ondan çok bahsederdi. Ne vakit bir koyun kesip daðýtsa, mutlaka bir parçasýný da Hadice'nin akrabasýna yollardý. Bunu görünce, bir defasýnda, “Allahü teâlâ, sana, sanki, Hadice'den baþka kadýn vermedi mi, hep onun iyiliklerinden bahsediyorsun” dedim. Yine Hadice'nin birçok faziletini saydý. Ondan çocuklarýnýn olduðunu da söyledi.
Ahde vefa
Peygamber efendimiz, ihtiyar bir kadýna ikramda bulundu. Sebebini soranlara buyurdu ki:
- Bu kadýn, Hadice hayatta iken bize gelir giderdi. Ahde vefa, dindendir.
Peygamber efendimiz, Hz. Hadice ile ilgili olarak buyurdu ki:
- Bana Hadice'yi cennette inciden bir sarayla müjdelemem emredildi. Orada ne gürültü, patýrtý vardýr, ne de yorgunluk ve meþakkat.
Hz. Hadice'nin babasýnýn adý Hüveylid, annesininki Fâtýma'dýr. Nesebi Peygamber efendimiz ile baba tarafýndan Kusay, anne tarafýndan Lüey sülâlesiyle birleþmektedir. Cahiliye devrinde lâkabý Tâhire idi. Doðum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak milâdi 555 olabileceði bildirilmektedir.


Teþekkur:
Beðeni: 


Alýntý

Yer imleri