Teþekkur Teþekkur:  0
Beðeni Beðeni:  0
2 sonuçtan 1 ile 2 arasý

Konu: RÝbÝ BÝn ÂmÝr

  1. #1

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart RÝbÝ BÝn ÂmÝr

    Eshab-ý kiramýn elçilerinden:

    RÝBÝ BÝN ÂMÝR




    Zincirlerle baðlýydýlar

    Sâd ibni Ebî Vakkas'ýn kumandasý altýndaki 34 bin kiþilik Ýslâm ordusu, Acem topraklarýna dayanmýþtý. Resul-i ekremin duâsýnýn gerçekleþmesine çok az bir zaman kalmýþtý. Ýran Kisrasý Resul-i ekremin mektubunu parçalamýþ, Resulullah efendimiz de, “Ya Rabbi, nasýl o benim mektubumu parçaladýysa, sen de onu ve onun mülkünü parça parça et” diye duâ etmiþti.

    Bu duâ gerçekleþmiþ, Ýran Kisrasý, oðlu tarafýndan hançer ile öldürülmüþ, þimdi sýra mülkünün parçalanmasýna gelmiþti.

    Ýran kisrasý Yezd-i Cürd'ün kumandaný Rüstem, Ýslâm ordusuna karþý hazýrlýklarýný tamamlamýþtý. Ýslâm ordusunun 34 bin mevcuduna karþýlýk, Ýran ordusunun 80 bin yedeði yanýnda 120 bin mevcudu vardý. Bu mevcudun 30 bini, kaçmamasý için zincirlerle birbirine baðlanmýþtý.

    Ýslâm ordusu, dinimizin emrine uyarak, elçiler göndererek, önce düþmanýný Ýslâm dinine davet ediyordu. Bunun için Rüstem'e de birkaç defa elçi gönderilmiþti. Rüstem her seferinde reddetmiþti.

    Rüstem'in yanýna giden ikinci elçi de Ribî bin Âmir idi. Rüstem'in yanýna vardýðýnda, hiç görmediði þatafatlý bir manzara ile karþýlaþtý. Rüstem'in bulunduðu yer, nakýþlý yastýklar, kadifeden halýlar, inci ve yakutlar ve daha birçok zinetlerle süslenmiþti. Rüstem, altýndan yapýlmýþ bir koltukta oturuyor, etrafýndaki insanlar bir köle gibi kendisine hizmet ediyorlardý.

    Ribî'nin ise eski bir kýyafeti, eðri bir kýlýcý, yer yer eðilmiþ bir kalkaný ve çelimsiz bir atý vardý. Ancak gördüðü þatafat Ribî bin Âmir'i hiç mi hiç cezbetmemiþti. Bütün bu gördüklerine karþýlýk, onun da sarsýlmaz bir imaný, yýkýlmaz bir þecaati ve cesareti vardý.

    Böyle kabul ederseniz...

    Halýlarla örtülü yere varýnca, atýndan indi ve hemen oraya atýný baðladý. Silahý, zýrhý üzerinde ve miðferi baþýnda idi. Ona, “Silâhýný býrak” dediler. O da þu cevabý verdi:

    - Beni böyle kabul ederseniz ne âlâ, yoksa döner giderim.

    Orada bulunanlar, bu çelimsiz insandan çýkan cesurane sözler karþýsýnda þaþýrýp kalmýþlardý.

    Rüstem, “Býrakýn onu” dedi. Ribî ilerledi ve Rüstem'in yanýna yaklaþtýðýnda, mýzraðýný yere sapladý. Yerde ise ipekli yastýklar vardý. Mýzraðýn keskin ucu, ipek yastýklarý delip geçti. Etrafýndakilerin fevkalâde deðer verdiði bu süslü yastýklarýn, Ribî için hiçbir ehemmiyeti yoktu. Onun tek düþündüðü, elçilik vazifesini, Ýslâmýn izzetine uygun bir þekilde yerine getirebilmekti. Ribî, süslü yastýklara aldýrmayýp yere oturdu.

    Ýslâm elçisi Ribî bin Âmir'in, huzurunda mýzraðýný yere saplamasýndan sonra, Rüstem dedi ki:

    - Ne diyorsan, anlat bakalým!

    Ölen için cennet var

    Ribî þöyle cevap verdi:

    - Allahü teâlâ, dilediði kimseleri, kula kulluktan kendisine

    kulluða, dünya sýkýntýlarýndan feraha çýkaralým, bâtýl dinlerinin zulmünden kurtarýp Ýslâm adaletine ulaþtýralým diye, bize bir Peygamber gönderdi. Kim bu dini kabul ederse, bizden olur, biz de döner gideriz. Kim de kabul etmezse, Allahýn vâd ettiðine kavuþuncaya kadar onunla savaþýrýz.


    - Allahýn vâd ettiði nedir?

    - Kâfirlerle savaþýrken ölen için cennet, geride kalanlar için ise zaferdir.

    - Söylediklerini dinledim. Bu mevzuu düþünmemiz için bize mühlet verir misin?

    - Evet, istediðiniz mühleti veririz.

    - Kaç gün mühlet verirsiniz?

    - Bir veya iki gün ancak mühlet veririz.

    Bunun üzerine Rüstem dedi ki:

    - Hayýr. Âlimlerimiz ve reislerimizle mektuplaþmamýz için bu vakit az olur.

    Onun bu cevabý üzerine Ribî dedi ki:

    - Peygamberimiz düþmanla karþýlaþtýðýmýz zaman, üç günden fazla mühlet vermememizi emretti. Düþün ve adamlarýna sor, bu mühlet içinde þu üç þýktan birini tercih et: Müslüman olmak, cizye vermek ve harb etmek.

    Rüstem tekrar sordu:

    - Sen onlarýn efendisi misin?

    - Hayýr, müslümanlar birbirlerine kuvvet veren tek vücut gibidir.

    Rüstem bunun üzerine adamlarýný topladý ve dedi ki:

    - Bu adamýn sözlerinden daha kýymetli ve kabule sayan bir söz duydunuz mu?

    Adamlarý, Rüstem'in bu sözlerine þiddetli bir þekilde karþýlýk verdiler:

    - Kendi dinini býrakýp, onun söylediklerine meyletmekten Allah seni muhafaza etsin! O adamýn elbiselerini görmedin mi? Böyle elbiseler giyen adamýn sözlerinde ne olabilir ki?

    Yazýklar olsun size!

    Bunun üzerine Rüstem, adamlarýna dedi ki:

    - Yazýklar olsun size! Siz elbiselere mi bakýyorsunuz? Ýnsanýn þahsiyeti elbiseleri ile deðil, akýl, kabiliyet ve konuþmasý iledir. Bunlar zaten yiyecek ve elbiseye önem vermiyorlar. Onlara göre önemli olan, akýl ve kabiliyettir.

    Kýsa bir zaman sonra, Ribî gibi elbise giyenlerden müteþekkil 34 bin kiþilik Ýslâm ordusu, süslü elbiseler ve zinetler içerisinde bulunanlarýn 200 bin kiþilik ordusuna galip gelmiþ ve Ýslâm ordularý Medayin'e girerek, Resul-i ekremin duâsýnýn gerçekleþmesine þahit olmuþlardý.

    Ýslâm ordusundan, çok az kimse þehit olurken, Ýran ordusu 120 bin kiþi zayiat vermiþ, geri kalanlarý da yaralý olarak firar etmiþlerdi.

  2. #2

    Kullanýcý Bilgi Menüsü

    Standart

    Çok iþime yaradý bu bilgiler teþekkürler.

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Þu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanýcý var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajýnýzý Deðiþtirme Yetkiniz Yok
  •