DERECEYE KADAR ROL OYNADIKLARI KONUSUNDAKİ HATIRALARIM NURETTİN PAŞA'NIN VE BABASI MAREŞAL İBRAHİM PAŞA'NIN MEŞRUTİYET İNKILABI'NDA NASIL VE
Mareşal İbrahim Paşa'nın &#220;'&#231;&#252;nc&#252; Ordu Homutanlığı, oğlu Nurettin Bey'in babasının yaverliği ve Meşrutiyet inkılabında nasıl ve ne de- receye kadar rol oynadıkları konusu &#252;zerinde de bir par&#231;a bilgi vermek isterim. Bunun i&#231;in ge&#231;miş- le ilgili kısa bir h&#226;tıramı anlatmama m&#252;saadenizi rica ederim. Efendiler &#231;eşitli vesilelerle duymuş olacağınıza ş&#252;phe yoktur ki, ben kurmay y&#252;zbaşı olur olmaz, Sultan Hamid tarafından Suriye'ye s&#252;r&#252;ld&#252;m. Orada &#252;&#231; yı1 kaldıktan sonra, o zaman &#220;&#231;&#252;nc&#252; Ordu b&#246;lgesi olan Makedonya'ya nakledildim. Ordu merkezi Manastırdı. Ordu Mareşallığı adı aitında bir komuta makamı da vardı. İİ&#231;&#252;.nc&#252; Ordu Komutanı Sel&#226;nik'te otururdu. Orada da Mareşallık Kurmay Hey'eti diye bir kuruluş vardı. Ben i908 yılında koiağası r&#252;tbesiyle bu kuruluşta g&#246;revliydim. H&#252;rriyeti getirmeye &#231;alışan gizli cemiyetle pek yakından ilgim vardı. Yanyalı Esat Paşa &#220;&#231;&#252;nc&#252; Ordu Komutanıydı. S&#252;leyman Paşaz&#226;de Ali Rıza Paşa, Kurmay Başkanı'mızdı O zaman binbaşı bulunan rahmetli Cemal Paşa ve yine binbaşı olan Fethi Bey (bug&#252;nk&#252; Paris B&#252;y&#252;kel&#231;isi) ve ben, Mareşallık Kurmay Hey'eti'ni oluşturuyorduk. Her &#252;&#231;&#252;m&#252;z de cemiyetiıı &#252;yesi idik. Cemiyetin başarıya ulaşması i&#231;in &#231;alışıyorduk. O tarihlerde, &#220;&#231;&#252;nc&#252; Ordu b&#246;lgesine bağlı Serez'deki t&#252;menin ve Serez b&#246;lgesinin komutanı mareşal r&#252;tbesinde bir zattı. Bu zat, Sultan Hamid'in fevkal&#226;de g&#252;ven ve itimadını kazanmış bulunuyordu. R&#252;tbesinin mareşal olmasına, Esat Paşa'nın kendinden daha ast bir bir r&#252;tbede bulunmasına rağmen, İstanbul ile Serez arasında g&#252;venli bir b&#246;lge bulundurulmak maksadıyla Serez'den uzaklaştırılamazdı. İşte bu &#246;nemli kvmutan, Mareşal İbrahim Paşa idi. Oğlu Nurettin Bey (Nurettin Paşa) de, babasının yanında bulunurdu. Meşrutiyet'in il&#226;nından &#246;nceki g&#252;nlerde, bir binbaşı, Mareşal İbrahim Paşa 'nın komutanlık b&#246;lgesinde, istibdat idaresinin aleyhinde konuşmuş... Bir casus bunu jurnal etmiş. . . O zaman Sel&#226;nik'te Merkez Komutanı bulunan Yarbay N&#226;zım Bey, olayı yerinde soruşturmak &#252;zere İstanbul'dan g&#246;revlendirildi. Cemiyet, N&#226;zım Bey'i bu g&#246;revden alıkoymak &#252;zere vurdurdu. Yaralanan N&#226;zım Bey İstanbul'a getirildi. Olayın soruşturmasına İstanbul'dan birinin değil, ancak orduca g&#246;sterilecek bir g&#246;revlinin gidebileceği g&#246;r&#252;ş&#252; telkin edildi. Ben g&#246;revlendirildim. G&#246;revim, hi&#231; ş&#252;phesiz istibdat aleyhinde bulunmuş olan binbaşıyı kurtarmaktı. &#214;nce Serez'e gittim. Mareşal İbrahim Paşa'yı ziyaret ettim. G&#246;r&#252;şme sırasında anladım ki, Paşa'nın b&#252;y&#252;k bir endişesi vardır. Paşa, kendi b&#246;lgesinde, Sultan Hamid ve istibdat idaresi aleyhinde bir tek kigi bile bulunmadığı ve bulunamayacağı yolunda Sultan'a g&#252;vence vermişti. Buna rağmen, s&#246;z konusu binbaşı i&#231;in yapılan jurnal, Sultan Hamid'in Mareşal İbrahim Paşa'ya olan g&#252;venini sarsacak nitelikteydi. Bu jurnalda yazıların doğrulanması, İbrahim Paşa'nın durumunu k&#246;t&#252;leştirecekti. Bunu istemiyordu. Ben derhal Paşa'nın endişesini anladım ve dedim ki : Paşa Hazretleri, devletli şahsınızın b&#246;lgesinde, Z&#226;tış&#226;hane aleyhinde duygular besleyen bir tek kişinin bile bulunabileceği d&#252;ş&#252;n&#252;lemez. Yapılmış olan jurnalda yazılanların yerinde soruşturulması, devletli şahsiyetiniz tarafından kurulmuş olan disiplini ve aşılanmış olan bağlılık duygularını kolayca ortaya koyacaktır. Arzu buyurursanız, yapacağım soruşturma raporunun bir suretini z&#226;tıdevletlerine g&#246;ndereyim. İbrahim Paşa, bu s&#246;zlerimden &#231;ok ferahladı. Benden memnun oldu ve oğlu Nurettin Bey'i &#231;ağırtıp benim &#231;ok iyi abırlanmamı ve olay yerine gidebilmem i&#231;in kolaylık g&#246;sterilmesini emretti. Soruşturmanın sonucu, binbaşıyı kurtardı. Jurnal vereni iftira ettiği ı&#231;in cezaya &#231;arptırdı. Mareşal İbrahim Paşa da, sultana kendi b&#246;lgesinde, aleyhte bir tek kişinin bile bulunamayacağını ispat ederek Z&#226;tışahane'nin kendisi hakkındaki g&#252;ven ve itimadını bir kat daha artırdı. Mareşal İbrahim Paşa'nın bu yolla kendisine beslenen g&#252;veni bir kat daha artırması, &#231;ok ge&#231;meden, kendine b&#252;t&#252;n Makedonya'yıistibdada karşı olanlardan temizleme g&#246;revini hazırladı. Bu noktayı biraz a&#231;ıklayayım : Cemiyet, b&#252;t&#252;n Makedonya'da teşkil&#226;tını genişletti, faaliyetini hızlandırdı. Artık hemen hemen a&#231;ıktan a&#231;ığa ve korkusuzca &#231;alışmalara başlandı. Sel&#226;nik'te, Ordu Mareşallığı'nda bulunan Esat Paşa'ya g&#252;ven kalmadı. Kurmay Başkanı'mız olan Ali Rıza Paşa hakkında ş&#252;phe ye d&#252;ş&#252;ld&#252;. Bunlar birer bir er, Sultan Hamid tarafından sorguya &#231;ekilmek &#252;zere İstanbul'a geri &#231;ağrıldı. Ordu Mareşallığı'na her bakımdan g&#252;ven ve itimat uyandıran Mareşal İbrahim Paşa tayin edildi ve Sel&#226;nik'e g&#246;nderildi. İbrahim Paşa'nın Sel&#226;nik'e gelmekte olduğu haberi &#252;zerine, Cemal Bey (rahmetli Cemal Paşa), ne olur ne olmaz d&#252;ş&#252;ncesiyle, bir vesile yaratarak merkezden uzaklaştı. Arkadaşım Fethi Bey, zaten daha &#246;ncesinden Jandarma Okulu Komutanlığı'na ge&#231;mişti Merkezde Ordu Komutanı ve Kurmay Başkanı adlarına yalnız ben bıılunuyordum. Yeni gelen komutana İT&#231;&#252;nc&#252; Ord<ı Komutanlığı'nı ben devir ve teslim edecektim. Ger&#231;ekten de &#246;yle oldu. İbrahim Paşa,yanındaoğlu Nurettin Bey olduğuhalde, trenle ge&#231; vakit Sel&#226;nik'e vardı. Doğruca komutanlık dairesine geldi. Orada kendisine durumu anlattım. Gece olmasına rağmen, ordu kararg&#226;hında g&#246;revli b&#252;t&#252;n komutanlan birer birer g&#246;rmek istedi. Herkes gelip kendini tanıtıyordu. Mareşal Paşa, her yeni tanıdığı zata, kendisinin ne kadar şiddetli olduğunu, insanı yokedebilecek g&#252;&#231;te bulunduğunu anlatmaya &#231;alışır birtakım tavırlar takınarak, hi&#231; de yakışık almayan s&#246;zler s&#246;yleyerek, arasıra &#231;izmeli ayaklannı yere vurarak, ilk andaıı itibaren korkutma politikası uygulamaya başladı. Gece evime gittim. Ertesi g&#252;n erkenden bir s&#252;vari, bir binek atı getirdi ve Mareşal Paşa'nın beni istediğini s&#246;yledi. Daireye geldiğim zaman anladım ki, benim g&#246;reve devam edebileceğimi emretmiş. . . Şimdi Efendiler, gelelim ihtil&#226;l ve inkıl&#226;p safhasına... İbrahim Paşa'nın, korkutma politikası, ihtil&#226;l komitesinin g&#246;zdağı verici tutumuyla karşılandı. Paşa, hiddet ve şiddetini bir tarafa bırakmak mecburiyetini duydu: Bu arada en &#231;ok Cemal Bey (Cemal Paşa) vasıtasıyla ihtil&#226;l cemiyetinin kuwetinden ve teşebb&#252;s&#252;ndeki ciddiyetten İbrahim Paşa'nın oğlu haberdar edildi. Babasının cemiyet aleyhinde bir harekette bulunmaması i&#231;in uyanldı ve Paşa'dan teminat istendi. S&#246;z gelişi, Paşa, cemiyet aleyhinde hareket etmeyeceğini g&#246;stermek &#252;zere, Cuma namazını fii&#226;n camide kılacak ve ikinci safta namaza duracaktır gibi birtakım isteklerde bulunuldu. İşte Nurettin Bey bu gibi şeyleri babasına duyurmak i&#231;in aracı oIarak kullanılıyordu. Fakat &#246;nemli işlerde daha &#231;ok g&#246;revlendirilen ve &#231;alıştınlan, babasının emir subayı Nurettin Bey değil, cemiyetin &#252;yesi ve mutemedi olan, komutanlık makamının emir subayı Y&#252;zbaşı K&#226;zım N&#226;mi Bey (şimdi yazar ve &#246;ğretmendir) idi. İbrahim Paşa, cemiyetin uyanlarına uymak zorunda bırakıl- dı. Fakat, cemiyetin teşkil&#226;tından, te ebb&#252;slerinden kararlarından ve a - ı işlerden hi&#231;bi k' ş ' y p r va ıt haberdar edilmemiştir. I&#252;rriyet ve Meşrutiyet'in il&#226;nından da, ne İ b r a h i m P a ş a 'nın ve ne de oğlu N u r e t t i n B e y'in daha &#246;nce hi&#231;bir şekilde ve asla ha- berleri de olmarıııştır. llIeşrutiyet'in il&#226;nı konusunun tamamen i&#231;inde bu- lunduğu duğum i&#231;'ınv bu kon teferruat ve safhalan la ahsen ve akından ilgili ol- nudaki hatıralanm olduğu gibi aklımdadır. H&#252;rriyet ve Meşrutiyet il&#226;nı ile ilgili g&#246;sterilerde erken davrandığı sanılan &#220;sk&#252;p'teki hazırlıkIan Sel&#226;nik'te ve diğer yerlerde yapılacak ha- zırlıklara uygun bir şekilde d&#252;zenlemek i&#231;in İİsk&#252;p'e gitmiştim. Oradan d&#246;n&#252;ş&#252;mde ve artık her yerde f&#252;li g&#246;steriler ba ladıktan sonra, M a r e- gal tbrahim pa ş $ a beni &#231;ağırdı ve şunları s&#246;yledi : Beni Ordu Komutanlığı nda bırakacak mısınız, bırakmayacak mısınız? Bırakılmaya- cak isem, şahsım tecav&#252;z ve hakarete uğratılmadan hemen İstanbuI'a ha- reket edeyim. Iatt&#226; Paşa, b&#252;rosu &#252;st&#252;nde duran yazı hokkasını eline ala- rak aynen hatırımda kalan şu kelimeleri de ekledi : Burada benim yal- nız bir hokkam var, onu alıı, giderim. Gerekenlerle g&#246;r&#252;şt&#252;kten sonra cevap verebileceğimi s&#246; ledim. Ce- " y miyet adına yetkili olan diger arkadaşlarla, İ b r a h i m P a ş a 'nın ko- mutanlığı konusunu g&#246;r&#252;şt&#252;k. Bir zaman i&#231;in kalmasında sakınca g&#246;rme- dik. Komutanlıkta kalacağını bildiren cemiyet kararını kendisine ben teb- Iiğ ettinı. Fakat, bir iki g&#252;n sonra, dağa &#231;ıkmış olan subaylardan bir te duğıı efendi, İbrahim Paşa'yabulun en yerden hakaret dolu bir telgraf &#231;ekmiş... İbralıim Paş , k . a derhal beni &#231;agırttı ve teI rafı uzatarak dedi i . aBeni komutan olarak burada bırakacağınızı bildirmi tiniz. Bu ha,karet nedir? Komutan Paşa'ya Cemiyet'&#231;e kendisi i&#231;in aldıŞ ımız ka- rarı b&#252;t&#252;n teşkil&#226;ta duyuracak kadar zaman ge&#231;mediğini, &#246;zellikle da" g başında bulunan subaylanmızın herhangi bir telgraf merkezinden bu i- 'bi telgrafları &#231;ekmeierine engel olmanın bug&#252; g etmesi gerektiğin nlerde g&#252;&#231; olacağını kabııl i s&#246;yleyerek kendisini yatıştırmaya &#231;alıştım. Fakat, aradan &#231;ok ge&#231;meden, o zaman Yunan Sınırı Komutanı bulunarı Muhlis Paşa, Cemiyetin Manastır'daki Merkez Hey'eti tara fından Manastır'a davet edilmiş. . . Muhlis Paşa, Ordu Komutanı İbrahim Paşa'dan izin almaksızın Manastır'a gitmiş. Bu duruma canı sıkılan İbrahim Paşa, Muhlis Paşa'ya tekdir edici bir yazı g&#246;ndermiş... Bunun &#252;zerine, Muhlis Paşa'yı davet eden Merkez Hey'eti, İbrahim Paşa'yauzunbirtelgraf&#231;ekmiş...Budefada Mareşal P a ş a beni &#231;ağırarak telgrafı g&#246;sterdi ve : aya bu ne?dedi. Telgrafı baştan sona kadar okudum. Bu telgrafta Konyar aşiretinden Mareşal İbrahim Paşa'nın b&#252;t&#252;n hayatı, ge&#231;mişi ve hayatının i&#231;y&#252;z&#252; a&#231;ıklandıktan sonra, ağır ve hakaret dolu kelimelerle, istibdat devrinin, Sultan H a m i d kulluğunun ender rastlanır bir &#246;rneği olan İbrahim Paşa'nın h&#252;rriyet i&#231;in &#231;alışan bir &#231;evrede, h&#252;rriyet i&#231;in &#231;alışanlara komuta etmek cesaretinde bulunmasına şaşılıyor ve hemen komutanlıktan &#231;ekilmesi ihtar ediliyor ve isteniyordu. Efendiler, bundan sonra, İbrahim Paşa ger&#231;ekten Sel&#226;nik'te duramadı. Dediği gibi bir hokkasını alıp gitti. Bu bilgilerden sonra, Nurettin Paşa'nın, İİ&#231;&#252;rıc&#252; Ordu Komutanı bulunan babasıMareşal İbrahim Paşa ile Meşrutiyet inkıl&#226;bının yapılmasına ve ihtil&#226;lin aşırılıktan uzak &#246;l&#231;&#252;lerle ve engelsiz olarak y&#252;r&#252;t&#252;lmesine ne yolda hizmet etmiş olduklarını anlamak kolay- laşmıştır, sanırım. Denildzği gibi, aihtil&#226;lin aşırılıktan uzak &#246;l&#231;&#252;lerle y&#252;- r&#252;t&#252;lmesine de etkili olamamışlardır. En &#246;l&#231;&#252;s&#252;z davranışlar, bizzat ken- dilerine yapılmış olan muamelelerde g&#246;r&#252;lm&#252;şt&#252;r.