Bosna savaşında tecavüze uğrayan kadınlar dernek kurdu, tecavüzcülerini adalete teslim ediyor.
Bosna Hersek'te 1992 yılında başlayan ve 1995'te Dayton Antlaşması'yla silahların sustuğu savaşın en büyük mağduru çocuklar ve kadınlar oldu.
Yaklaşık 300 bin sivilin katledildiği, binlerce kadının tecavüze uğradığı, masum sivillerin toplama kamplarında açlığa terk edildiği acı savaşın mağdurlarından birisi de Bakira Haseçiç.
Hırvat ve Sırp kadınlar da mağdur
57 yaşındaki Haseçiç, savaş sırasında tecavüze uğramış Boşnak, Hırvat ve Sırp 1800 kadının üye olduğu Tecavüze Uğramış Savaş Mağduru Kadınlar Derneği'nin başkanı.
"Nehir kan rengiydi"
Evlerden toplanan erkeklerin, kadınların ve çocukların Drina Köprüsü üzerinde katledildiğini ifade eden Bakira Haseçiç, nehrin suyunun bile kan rengine büründüğünü vurguladı.
Sırp arkadaşı tecavüz etti
Bakira Haseçiç, 1992 yılının mart ayında evine gelen Çetniklerin gözünün önünde liseye giden kızına tecavüz ettiklerini ve onu başından yaraladıklarını ifade ederek, bu travmayı atlatamadan ertesi gün kendisinin de emniyet müdürlüğüne götürüldüğünü ve burada defalarca tecavüze uğradığını, en acısının ise kendisine tecavüz edenler arasında daha önce ailece görüştükleri bir Sırp arkadaşının bulunması olduğunu söyledi.
"Tecavüzcülerimizin nerede yaşadığını biliyoruz"
2003 yılında kurulan derneğin başkanı Bakira Haseçiç, "Utanması gereken bizler değil, hala hiçbir şey olmamış gibi rahat bir şekilde gezme cesareti gösteren tecavüzcülerimizdir" dedi.
Haseçiç, savaş suçlusu olarak tutuklanıp hapse girenlerin yüzde 90'ının dernek aracılığıyla yakalandığını belirtti: "Çünkü bizler tecavüzcülerimizin, nerede yaşadığını ve ne iş yaptığını herkesten iyi biliyoruz."
Tecavüzcüsüyle fotoğraf çektirdi
Dernek üyesi olan ve isminin açıklanmasını istemeyen tecavüz mağduru bir kadın ise, mahkemenin tecavüzcüsünü bulamaması üzerine, Vişegrad'da yaşayan tecavüzcüsüyle birlikte fotoğraf çektirdi.
Kadın, "O kişi bana tecavüz ettiğini bilmiyordu. Ancak ben bu kişiyi hiç unutmadım. Çektirdiğim bu resmi mahkemeye sundum. Adresini, ismini verdim, hala sonuç alamadım..." ifadesini kullandı.
25 bin kadın ifade verdi
2001 yılında Lahey'de eski Yugoslavya için kurulan savaş suçları mahkemesinde tanık olarak dinlenen Haseçiç, 25 binden fazla tecavüz mağduru kadının da ifadesini topladı ve mahkemeye ulaştırdı.
Haseçiç, "Avrupa Birliği'nin yardımıyla internet üzerinde kurduğumuz veri bankasında, 25 bin kadının ifadesini bir araya getirerek, bunu mahkemeye ulaştırdık. Bu sayede savaş suçluları yakalanmaya başlandı" dedi.
Sistematik tecavüz
"Tecavüzler sistematik yapıldı" diyen Haseçiç, "11 ila 60 yaş arası onbinlerce çocuk ve kadına tecavüz edildi. Tecavüzler sonucu birçok evlilik son buldu. Birçok kadın memleketinde yaşamayıp gurbete gitti. Yine tecavüzler sonucu hamile kalan çok sayıda kadın doğan çocuklarını çeşitli devlet kuruluşlarına verdi. Bu durum Boşnakların aile yapısına en büyük darbeyi vurdu" dedi.
Ermeni iddiaları
Bakira Haseçiç, "Bazı Avrupa ülkelerinin yüz yıl önce gerçekten yaşanıp yaşanmadığı bile bilinmeyen olaylara ilişkin Ermeni iddialarını parlamentolarına taşırken, kısa süre önce bizler gözleri önünde katledilirken, tecavüze uğrarken neden seslerini çıkarmıyorlardı. Bunu anlamakta gerçekten güçlük çekiyorum" dedi.
Haseçiç, "Onlardan beklentimiz, bizim yaşadıklarımızı parlamentolarına getirsinler ve yaşananları kınasınlar" diye konuştu.
Haseçiç, Lahey'de eski Yugoslavya için kurulan mahkemede 2001 yılında tanık olarak dinlendiği sırada giydiği tişörtündeki "Tek suçumuz Müslüman olmaktı" yazısıyla dikkatleri çekmişti. (AA)
Yer imleri