REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
3 sonuçtan 1 ile 3 arası

Konu: Yaşlı adam ve elma agacı!!!

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Yaşlı adam ve elma agacı!!!

    Yaşlı çoban sürüsünü otlatmak için yaylaya
    çıktığında tepeye yakın bir elma ağacının altında
    dinlenir ve eğer mevsimiyse, onunla konuşarak:

    -"Hadi bakalım evladım, derdi.
    Bu ihtiyarın elmasını ver artık".
    Ve bir elma düşerdi, en güzelinden,
    en olgunundan. Yaşlı adam sedef kakmalı
    çakısını çıkartarak onu dilimlere ayırır ve küçük
    bir tas yoğurtla birlikte ekmeğine katık ettikten
    sonra, babasından kalan Kur'an'ını okumaya
    koyulurdu.

    Çoban,bu ağacı yirmi yıl kadar önce diktiğinde
    sık sık sular, bunun için de büyükçe bir güğüme
    doldurduğu abdest suyundan geriye kalanını
    kullanırdı. Elma ağacının kökleri belki de bu sularla
    kuvvet bulmuş ve kısa sürede serpilip meyve vermeye
    başlamıştı. Çoban o zamanlar henüz genç sayıldığından
    şöyle bir uzandı mı, en güzel elmayı "şıp" diye
    koparırdı. Fakat aradangeçen bunca yıl içinde beli
    bükülüp boyu kısalmış, ağacınki ise bir çınar
    gibi büyüyüp göklere yükselmişti.
    Ama boyu ne olursa olsun, ağaç yine de
    yavrusu değil miydi? Onu bir evlad
    sevgisiyle okşarken; "Ver yavrum,
    derdi,gönder bakalım bugünkü kısmetimi".
    Ve bir elma düşerdi, hiç nazlanmadan,
    yıllar boyu hiçbir gün aksamadan...
    Köylüler, uzaktan uzağa gözledikleri bu hadiseyi
    birbirlerine anlatıp yaşlı çobanın velî bir zât olduğunu
    söylerlerdi.

    Yaşlı adam, ağacın altında dinlenip namazını
    kıldığı bir gün,yine elmasını istedi. Ancak dallar
    dolu olmasına rağmen nedense bir şey düşmemişti.
    Sonra bir daha, bir daha tekrarladı isteğini...
    Beklediği şey bir türlü gelmiyordu. Gözyaşları,
    yeni doğmuş kuzuların tüylerini andıran
    beyaz sakalını ıslatırken, ağacın altından
    uzaklaşıp koyunların arasına attı kendini.
    Yavrusu, meyve verdiği günden bu yana
    ilk defa reddediyordu onu.
    Ihtiyar çobanın beli her zamankinden fazla
    bükülmüş, güçsüz bacakları da vücudunu
    taşıyamaz olmuştu. Hayvanlarını usulca toplayıp
    köye doğru yöneldiğinde, aşağıdaki caminin her
    zamankinden daha nurlu minarelerinden
    yankılanan ezan sesiyle irkildi birden...

    Yeniden doğmuştu sanki çoban.
    Birşey hatırlamıştı. Çocuklar gibi sevinerek
    ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken;

    -"Canım" dedi, hıçkırıp ağlayarak.
    "Benim güzel evladım,mis kokulum.
    Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce neden
    söylemedin, bugün Ramazan'ın ilk günü olduğunu?"...

  2. #2
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı CABBARİ Nickli Üyeden Alıntı
    Yeniden doğmuştu sanki çoban.
    Birşey hatırlamıştı. Çocuklar gibi sevinerek
    ağacın yanına koştu ve ona şefkatle sarılırken;

    -"Canım" dedi, hıçkırıp ağlayarak.
    "Benim güzel evladım,mis kokulum.
    Şu unutkan ihtiyarı üzmeden önce neden
    söylemedin, bugün Ramazan'ın ilk günü olduğunu?"...
    çok etkileyici
    sevgiler.....

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    birşey değil..
    bir mesaj verbildiysek ne mutlu bize...
    selametle..

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •