Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
19 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Esmaü'l Hüsna

  1. #1
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna

    AZİZ





    Aziz : Benzeri az bulunan, kendisine şiddetle muhtaç olunan ve ulaşılması zor olan
    Al-'Aziz : The Victorious. He who prevails, and can never be conquered.


    Cenab-ı Hak buyuruyor:

    "..O, üstün ve güçlü olandir, hüküm ve hikmet sahibidir." (1)
    "..and He is Exalted in power, full of Wisdom. "(1)
    Kur'an-ı Kerim'de doksanbir yerde geçmektedir. Fakat hiç bir yerde tek başına zikredilmemiş; daima Esma-i Hüsna'dan diğer bir isimle beraber varid olmuştur.


    Allah'ın 'Aziz' sıfatı, O'nun hiçbir zaman mağlup edilemeyeceğini, her zaman galip olanın Kendisi olduğunu ifade eder. Allah kainatta mutlak kuvvet sahibidir ve O'ndan üstün hiçbir güç yoktur.
    Kainattaki tüm düzeni, insanların sırrını kavramaya güç yetiremedikleri veya yeni yeni keşfedebildikleri her türlü kanunu yaratan Allah'tır. Bunun yanı sıra yeryüzünde bulunan her canlıyı yaratan da O'dur. Allah'ın kainatta kendini gösteren sonsuz gücü ve kudreti karşısında, yarattıklarının acizliği ise apaçıktır. Yarattığı tüm varlıklar ancak O'nun emriyle hareket edebilmekte, yaşamlarını sürdürebilmekte, belirli bir düzen içinde var olabilmektedirler.
    Kuşkusuz bu acizlik yeryüzüne hakim olduğunu zanneden insan için de geçerlidir. Bir insan ne kadar güçlü, zengin ve itibar sahibi olsa da, Allah karşısında acizdir, güçsüzdür. Ne malı, ne parası, ne de ona itibar eden insanların sayısı, onu Allah'ın azabına karşı koruyamaz. Ancak Allah'a teslim olan, O'nun emirlerine uygun yaşayan, rızasını kazanmaya çalışanlar hariç. (2)


    O hiç bir şekilde ve surette asla yenilgiye uğramayan, her şeye gücü yetendir.

    O, haksızlık yapılamayacak kadar güçlüdür.

    O en üstündür, en yücedir, şeref ve izzet sahibidir.
    Gayet izzetli, onurlu ve şanlıdır. Hiçbir şekilde mağlup edilmez, her işinde gâlibdir. Yahut eşi benzeri yoktur ve gayet yüksektir. Yani . "Hiçbir şey O'nun dengi olmamıştır." (İhlâs, 112/4) âyetinde ifade edildiği gibidir. Yahut dilediğini yapan yani (Hûd, 11/108). Bununla beraber alçaklığı, ahlâksızlığı, küfür, zulüm, fesad, isyan ve küfran gibi fenalıkları sevmez.
    Kul, efendisinin gücünü bildiğinde ve O'nu hatırından çıkarmadığında daima, daima onu müşahede etme imkânı bulur. Bu kulun günahlardan uzaklaşmasını ve yararlı şeylerle meşgul olmasını sağlar.
    Kul, Allah'ın mutlak Hâkim olduğunu, sevk ve idaresinin O'nun elinde olduğunu , O'nun koruma ve himayesi olmadan korunamayacağını, O'nun yardımı olmadan başarılı olamayacağını bilmelidir.

    Kul, her türlü hamd, kemâl, zenginlik ve izzetin Allah'a ait olduğunu, eksikliğin kuldan kaynaklandığını, her türlü kusur, ayıp, zulüm ve muhtaçlığın kula ait olduğunu bilmelidir. Eksikliini ve zelilliğini samimiyetle kabul etmek, Allah'ın izzetini müşahede etmeyi sağlar. (3)
    "Yâ Âzizü" Her kim bu ismi kırk gün sabah namazından sonra 40 kere okursa Cenab-ı Hak hazretleri onu hiç kimseye muhtaç eylemez. (4)



    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynaklar:

    1) İbrahim,4

    2) Allah'ın İsimleri,© 2005 Harun Yahya
    3) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    4) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001
    5) Islam City
    6) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun bayrak, Threshold Books, 1985

  2. #2
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 2 : Müheymin

    Müheymin





    Müheymin : Gözetici ve koruyucu olan, doğrulayıcı ve güvenilir
    Al-Muhaymin : The Guardian. He who watches over and protects all things.


    Cenab-ı Hak buyuruyor:

    "O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam'ır; Mü'mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir.
    Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir." (1)
    " Allah is He, than Whom there is no other god;- the Sovereign, the Holy One, the Source of Peace (and Perfection), the Guardian of Faith, the Preserver of Safety, the Exalted in Might, the Irresistible, the Supreme: Glory to Allah. (High is He) above the partners they attribute to Him." (1)



    Görüp gözeten, her şeye şahid olan koruyan ve bekçilik eden de O'dur.
    Müheymin kelimesinin aslı "Müeymin"dir. Kolaylık için kelimedeki hemze harfi "ha" harfine dönüştürülmüştür. Arap dilinde bu tür dönüşümler vardır. (2)

    Müheymin, kıyamet günü, kendisine ibadet edenlerin ibadetinden ve sevabından bir şey eksiltmeyendir. Allah sevp vermekten aciz kalmadığı gibi onu zorlanarak veren değildir. Sevap vermekle kendisinden ve mülkünden bir şey eksilmez ki, sevabını kısıp sınırlasın. O, mülkünden faydalanan değil ki, başkası faydalandığında mülkünden bir şey eksilsin.
    Allah, asilerin de isyanlarından ve hak ettikleri cezadan bir şey artırmaz. Allah, cehennem ehlinin azabını "ceza" (amellerin karşılığı) olarak adlandırmıştır. Bu yüzden günah olmayan şeyin cezası (karşılığı) yoktur. Bu da Allah'ın inkarcıların ve asilerin cezalarını arttırmayacağını göstermektedir.

    Müheymin, doğrulayıcı, tasdik edici ve güvenilir anlamındadır. Kur'an, kendisinden önceki kitapları doğrulayan bir kitaptır.

    Müheymin, kullarının sözlerine ve fiillerine şahit olandır. (2)
    Tüm evrenin kusursuz bir düzen içerisinde var olmasını sağlayan fizik yasaları, onları meydana getiren Allah'ın, kulları üzerindeki İlahi korumasına da en güzel delilleri oluştururlar.

    Söz gelimi yer çekimi yasasını düşünelim. Bu çekim kuvveti daha zayıf olsaydı neler olurdu? Öncelikle hafif şeyler yeryüzünde sabit duramayacaktı. En ufak bir esintide yerden kalkan toz ve kum taneleri saatlerce havada uçuşacaktı. Yağmur damlalarının hızı çok yavaşlayacak, yere inmeden yeniden buharlaşacaklardı.

    Örnek olarak verilebilecek bir başka yasa Newton'un kütlesel çekim kanunudur. Bu yasa dünyanın, ayın ve gezegenlerin yörüngelerinin içinde bulundukları hassas dengeyi açıklar. Bu dengede meydana gelebilecek en küçük bir bozulma, Dünya'nın ya hızla Güneş'e yaklaşıp sıcaktan kavrulmasına ya da Güneş'ten uzaklaşarak uzaya savrulmasına ve mutlak soğuklukta donmasına sebep olacaktır.

    Peki cisimler ve yüzeyler arasında sürtünme kuvveti yaratılmamış bir Dünya nasıl olurdu? Kalem insanların ellerinden kayıp düşecek, kitaplar ve defterler masanın üzerinde kayacak, masa, döşeme üzerinde kayıp bir köşeye çarpacaktı; kısacası tüm cisimler, yanları bir yüzeye gelene kadar kayacak ve yuvarlanacaklardı. Sürtünmesiz bir Dünya'da tüm düğümler çözülecek, çiviler ve vidalar yerlerinden çıkacak, arabalarda fren tutmayacak, ses asla dinmeyip bir duvardan ötekine yankılanıp duracaktı....

    Allah'ın canlıların korunmasına yönelik yarattığı özellikler, kuşkusuz sadece fizik yasaları ile sınırlı değildir. Buna bir başka örnek de insanın üzerinde bulunduğu yeryüzünün sağlam ve güvenlikli kılınmasıdır. Dünyanın merkezine doğru inildikçe ısı, her kilometrede 30°C artar. Ve çekirdekte bu ısı 4.500°C gibi inanılmaz bir yüksekliğe erişir. Yerin sadece 1 km aşağısındaki sıcaklığın 60°C'ye yakın olduğu düşünüldüğünde bunun ne kadar büyük bir tehlike olduğu açıkça görülmektedir. Halbuki tüm canlılar büyük bir güvenlik içinde, altlarında kaynayan magmadan habersizce yaşamlarını sürdürmektedirler.

    Açıkça görüldüğü gibi Allah içinde bir ateş topu barındıran Dünya'nın yüzeyinde mükemmel bir düzen yaratmıştır. Hiçbir yer için en ufak bir başı boşluk söz konusu olmamaktadır. O, gökleri ve yeri kontrol altında tutmakta, kainattaki tüm canlıları bildikleri veya bilmedikleri büyük tehlikelere karşı her an korumaktadır. İnsanı ise daha cenin halindeyken savunması sağlam olan bir yere yerleştirerek korumaya almıştır.

    Görüyoruz ki insanların çoğunluğunun doğal karşıladığı pek çok özellik asıl olarak Allah'ın kullarına olan merhametine ve İlahi korumasına işaret eder. Çünkü düzeni ve birliği sağlayan yüzlerce fizik yasasının şu an oldukları şekilleriyle var olmaları için hiçbir zorlayıcı neden yoktur. Allah koruyucuların en hayırlısıdır. (4)


    "El Müheymin" Her kim bunu yazıp üzerinde bulundurursa bütn malı ve rızkı Hak tealanın hıfzında ve emanında olur. Yine demişleerdir ki, bir kimse gusül eyleyip bu ismi 100 kere okusa o kimsenin dışı parlak ve nurlu olur. (3)


    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynaklar:
    1) Haşr, 23 - Al-Hashr, 23 (The Gathering)
    2) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    3) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001
    4) Allah'ın İsimleri,© 2005 Harun Yahya
    5) Islam City
    6) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun bayrak, Threshold Books, 1985

  3. #3
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 3 : Mü'min

    Mü'min





    Mü'min : İnanan ve koruyan
    Al-Mu'min : The Inspirer of Faith. He who awakes the light of faith in our hearts.

    Cenab-ı Hak buyuruyor:

    "O Allah ki, O'ndan başka İlah yoktur. Meliktir; Kuddûstur; Selam'ır; Mü'mindir; Müheymindir; Azizdir; Cebbardır; Mütekebbirdir.
    Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok Yücedir." (1)
    " Allah is He, than Whom there is no other god;- the Sovereign, the Holy One, the Source of Peace (and Perfection), the Guardian of Faith, the Preserver of Safety, the Exalted in Might, the Irresistible, the Supreme: Glory to Allah. (High is He) above the partners they attribute to Him." (1)



    Allah, kıyamet günü azap gören mü'minleri cehennemden çıkardıktan sonra onlara derki: "Mü'min benim, sizler de mü'minlersiniz"
    Müfessirler, Allah'ın Mü'min ismini şöyle açıklamışlardır.
    İbn Abbas. Kullarına, kendilerine zulmetmeme güvencesi verendir.
    Kâtade: Sözünün doğru olduğunu ispatlayandır.
    İbn Zeyd: Mü'min kullarını imanlarında yanıltmayan, onları doğru yola çıkarndır.
    Mücahid: Kendisinin tek ve eşsiz olduğunu doğrulayandır. Dostlarını, azabından ve onlara zulmetmekten güvende kılan, kullarını da korkudan kurtarıp güvene kavuşturandır.
    El Hattabi:"Mü'min tasdik eden, doğrulayan anlamındadır. Bu anlama göre Allah'ın Mü'min ismi iki anlama gelebilir:

    Birincisi, kullarına vaat ettiğini yerinegetirerek onları doğrulayandır.
    İkincisi, mü'minlerin kendisi hakkındaki zanlarını doğru çıkarmak, onların ümitlerini boşa çıkarmamaktır.

    Kullarına va'dinde sâdık olan demektir. Tasdîk mânasına olan imandan gelir. Yahut‚ kıyamet günü kullarına‚ azabına karşı garanti veren‚ güven veren demektir‚ bu mâna emân'dan gelir.
    Kalplere iman bağışlayan; yaratıkların zulümden, muminleri azaptan emin kılan; onların şahitliklerini kabul ve tasdik eden; taahüdlerini mutlaka yerine getiren demektir.

    İnsan kalbini şüphe ve tereddütlerden kurtararak imana kavuşturan Allah'tır.

    Hidayeti ile bunu bilgisini ve şuurunu insana bahşeden O'dur.
    İman, emniyet ve güven verici, şüphe ve tereddütleri kaldıran, isteyenlere iman, korku içinde olanlara emniyet veren ve verecek olan da O'dur.

    İhlasla "Yâ Mü'min" diye bir müslüman bu isme devam etse, küfürden, şirkten, yalandan, insan ve cin şerrinden emin olur. Her türlü hastalıktan kurtulur.

    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynaklar:
    1) Haşr, 23
    2) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    3) Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan, İstanbul Dağıtım A.Ş., 2002
    4) Islam City
    5) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun bayrak, Threshold Books, 1985

  4. #4
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 4 : Selam

    Selam





    Selam : Bütün ayıplardan arınmış. Selâm sahibi‚ yani herçeşit ayıptan selâmette‚ her türlü âfetten berî demektir.
    As-Salam : The Source of Peace. He who frees His servants from all danger.

    Cenab-ı Hak buyuruyor.

    "O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selam'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir.
    Allah, (müşriklerin) şirk kostuklarından çok yücedir." (1)
    "Allah is He, than Whom there is no other god;- the Sovereign, the Holy One, the Source of Peace (and Perfection), the Guardian of Faith, the Preserver of Safety, the Exalted in Might, the Irresistible, the Supreme: Glory to Allah. (High is He) above the partners they attribute to Him." (1)


    Selâmette olan, selâmette kılan. 'Selâm' kelimesi Kur'anı Kerimde 33 defa geçer ama bunlardan yalnız bir tanesi (Haşr 23) Allah'ın ismi olarak geçmektedir

    Resulullah buyuruyor: "Ey Allah'ım! Sen Selam'sın; Selâm yalnız sendedir. Ey ikram ve celâl sahibi olan! Sen ne yücesin." (2)

    Selâm ismi, Yüce Allah'ın kemalatının tümünün isbatını ve noksan sıfatların tümünün O'ndan uzaklaştırmayı içermektedir. Bunun manası şöyledir: "Subhânallahi ve'l-Hamdu lillah." Bu tesbih, yüce Allah'ın Ulûhiyyette ve tazimde tek olduğunu kapsamaktadır. Ve aynı şekilde "Lâ ilahe illalahu vallahu ekber" de Ulûhiyyette ve tazimde tek olduğunu kapsamaktadır. (3)

    Selâm ismi, "el-Bâkiyâtu's-Sâlihât" ları derleyip toplamıştır.


    "el-Bâkiyâtu's-Sâlihât"ın manaları , şu âyet-i kerimeden anlaşılmaktadır:

    "Mal ve çocuklar, dünya hayatının çekici-süsüdür; sürekli olan 'salih davranışlar' ise, Rabbinin Katında sevap bakımından daha hayırlıdır, umut etmek bakımından da daha hayırlıdır." (Kehf, 46)


    Muhakkakki bunlar beş vakit namazdır. Ve birde şunlar olduğu rivayet edilmiştir: "Subhânellahi ve'l Hamdu lillah", "Lâ ilehe illallahu vallahu ekber" ve "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billah" (3)
    Her doğan ölüyor, her yeşeren kuruyor, her yapılan yıkılıyor. Yaratılanların en değerlisi insan doğuyor, büyüyor, ihtiyarlıyor, hastalanıyor, acıkıyor, uyuyor ve ölüyor. 'Selâm' olan Rabbimiz bütün bunlardan salimdir. İslâm dinini indirerek selâmet yurdu olan Cennete davet eden, bu dünyada gönüller arasına köprü olan selâmı, nezaket kurallarını öğreten Rabbimiz Mü'minleri Cehennem azabından selâmette kılandır.
    Allah'ın Selam sıfatı aynı zamanda cennete kabul ettiği kullarına selam vermesi anlamına da gelir. Cenab-ı Hak:


    "Çok esirgeyen Rabb'dan onlara bir de sözlü "Selam" (vardır)" (Yasin,58)


    İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla karşılanırlar. (Furkan, 75)


    şeklinde buyurarak cennete giren insanlara sözlü olarak selam vereceğini bildirir. Kuşkusuz Allah'ın selamı müminler için olabilecek en büyük müjdedir.

    "Yâ Selâm" Her kim bu ismi 161 kere hasta üzerine okusa o hasta sihhat bulur. (4)


    --------------------------------------------------------------------------------
    Kaynaklar:
    1) Haşr, 23 - Al- Hashr,23 (The Gathering)
    2) Müslim, 591
    3) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    4) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001
    5) Allah'ın İsimleri, © 2005 Harun Yahya
    6) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
    7) Islam City

  5. #5
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 5 : Kuddûs

    Kuddûs






    Kuddûs : Her türlü kötülük ve eksiklikten uzak, temiz, kutsal, yüce ve saygın olan
    Al-Quddus : The Pure One. He who is free from all error

    Cenab-ı Hak buyuruyor:

    "O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selam'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir.
    Allah, (müşriklerin) şirk kostuklarından çok yücedir." (1)
    "Allah is He, than Whom there is no other god;- the Sovereign, the Holy One, the Source of Peace (and Perfection), the Guardian of Faith, the Preserver of Safety, the Exalted in Might, the Irresistible, the Supreme: Glory to Allah. (High is He) above the partners they attribute to Him." (1)


    "Göklerde ve yerde olanların tümü, Melik; Kuddüs; Aziz; Hakim olan Allah'ı tesbih eder." (2)
    "Whatever is in the heavens and on earth, doth declare the Praises and Glory of Allah,- the Sovereign, the Holy One, the Exalted in Might, the Wise." (2)


    Allah yeryüzünde, gökyüzünde, uzayın derinliklerinde, toprağın altında bulunan herşeyin, kısacası mikro ve makro alemlerdeki herşeyin tek Yaratıcısı'dır. İnsanın gözünü çevirip etrafına baktığında görebildiği ve çıplak gözle göremediği her yerde bulunan düzen, kanunlar, istikrarlı gidişat tamamen Allah'a aittir. "Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri zeval bulurlar diye (her an kudreti altında) tutuyor. Andolsun, eğer zeval bulacak olurlarsa, Kendisi'nden sonra artık kimse onları tutamaz..." (Fatır Suresi, 41) ayetiyle bildirildiği gibi var olan tüm sistemin düzenleyicisi ve koruyucusu O'dur.
    Allah'ın son derece aciz olarak yarattığı insanlar hata yapar, unutur, yanılır, gaflete düşerler. Aynı zamanda hem bedeni, hem ruhi yönden son derece eksiklik ve acz içindedirler. Ömürleri boyunca bedenlerine bakmak, yaşayabilmek için ona sürekli ihtimam göstermek zorundadırlar. Bedenlerini biraz fazla çalıştırsalar, birkaç gün uykusuz, bir gün susuz bıraksalar son derece aciz bir duruma düşmüş olurlar. Ancak herşeyin Yaratıcısı ve 'en güzel isimlerin sahibi' olan Allah elbette tüm eksikliklerden münezzehtir. Allah'ın sonsuz gücü, Yüceliği, aklı ve sınırsız ilmi Kuran'da insanlara bildirilmiştir. Bir ayette Allah şöyle buyurmaktadır:

    Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kaimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiçbir şeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek Yücedir, pek büyüktür. (Bakara Suresi, 255) (3)


    Bu ismi bilem her müslüman daima Allah'ı yüceltmeli ve O'nu her türlü noksanlıktan tenzih etmelidir. Sonra da bütün haramlardan, mekruhlardan, şüpheli şeylerden ve yararsız mubahlardan kendisini arındırıp temizlemeli ve Mevla'sına ibadet etmekle meşgul olmalıdır.

    Ruhunu ve bedenini, maddi zevklerden arındırmalı, bu tür şeylere önem vermemelidir. Kendisi için yararlı olan ilimleri öğrenmeye ve güzel ahlaki davranışlar kazanmaya çalışmalıdır. Beden ve ruhu arındırmanın yolu, Allah'ı tanımak ve yararlı ilimler öğrenip onunla amel etmektir. (4)

    Bir kimse bu ismi her gün 100 kere okusa o kimsenin gönlü kederlerden arınmış ve paklanmış olur. (5)

  6. #6
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 6 : Melik

    Melik






    Melik : Herşeyin hakimi, bütün kâinatın hükümdarı.
    Al-Malik : The Absolute Ruler. He who is the Ruler of the entire universe.

    Cenab-ı Hak buyuruyor:

    "Hak melik olan Allah pek Yücedir, O'ndan başka İlah yoktur; Kerim olan Arş'ın Rabbidir." (1)
    "Therefore exalted be Allah, the King, the Reality: there is no god but He, the Lord of the Throne of Honour!" (1)


    Melik ismi, gerçek anlamda her yönüyle yalnız Allah içindir. Bu sıfat, Allah'ın diğer bütün kemâl sıfatlarının var olmasını zorunlu kılar.

    Melik ya da malik olma, malik olunan şey üzerinde istenildiği biçimde tasarrufta bulunmayı gerektirir.

    Bütün kainat Allah'ın mülküdür ve Allah mülkünde dilediği gibi tasarruf sahibidir.

    İnsan yeryüzünde halife olduğu için, kendisine yeryüzü mülkü üzerinde izafi bir meliklik yetkisi tanınmıştır.

    Herkesin belli bir tasarruf sahası vardır. Fakat bu tasarruf, hiç bir zaman mutlak değil, sınırlı ve Allah'ın tanıdığı alanda sadece bir emanettir.
    Allah Teâlâ için insanların meliki denirken, O'nun insanlar üzerinde mutlak tasarruf sahibi olduğu anlatılmak istenir. Fakat şirk koşan insanlar, Allah'ın melikliğini yeryüzünde ve dolayısıyla insanlar üzerinde tasarruf sahibi olmak ve yeryüzündeki servetleri, yani mülkü diledikleri gibi kullanmak için gasbetmeğe çalışırlar.

    "Yâ Mâlik" (Ey Padişah) Bir kimse sabah namazından sonra bunu okumaya devam ederse o kimse dünyalık ve ahiretlik olarak riyasetten emin olur. Halkın gözünde hürmetli ve heybetli olur.

    Hz.Hızır aleyhisselamdan nakledildiğine göre bir kimse bir hastanın hatırını sormaya gittiğinde şifa niyetine

    112 kere "Allahümme ente'l-melikü'l-hakku'llezi lâ ilâhe illâ ente yâ Allah ve Selâmü ya Kâfi"
    3 kere de "Yâ Şifae'l Kulûb" dese o hastanın hastalığı Allah'ın izniyle sıhhate dönüşür. (5)

  7. #7
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 7 : Rahim

    Rahim


    Rahim : Acıyıcı
    Ar-Rahim : The All compassionate. He who acts with extreme kindness.


    Cenab-ı Hak buyuruyor:
    "O Rahmân'dır ve Rahim'dir" (1)
    "O, öyle Allah'tır ki, O'ndan başka tanrı yoktur. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. O, esirgeyendir, bağışlayandır." " (2)

    Rahman ve Rahim isimleri aynı kökten türetilmiştir. Her ikisi de mübalağa ifade eder. Ancak Rahman'ın

    Rahim sıfatının tecellileri ise daha çok ahirette görülecek, Cenab-ı Hakk'ın oradaki ikram ve ihsanları müminler için olacaktır.
    Kur'an-ı Kerim'in 115 ayetinde büyük çoğunluğu çok bağışlayıcı anlamına gelen "gafur" sıfatı ile birlikte olmak üzere "rahim" sıfatı kullanılmıştır. Bu da Cenab-ı Hakk'ın ne kadar bağışlayıcı ve merhametli olduğunu gösterir. Dört ayettede "erhamü'r-rahimin (merhametlilerin en merhametlisi)" tamlaması kullanılmıştır.
    Her kimse bu ismi "Yâ Râhim" her farz namazdan sonra yüz kere okursa gaflet ve unutkanlıktan, gönül pekliğinden emin olur. Yine demişlerki, bir kimse sabah namazından sonra Rahim ismini yüz kere okursa bütün yaratılanlar o kimseye merhamet eder. (4)

    1) Fatiha, 3
    2) Haşr, 22
    3) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    4) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001
    5) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985

  8. #8
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 8 : Rahman

    Rahman






    Rahman : Yarattığı bütün canlılara nimet veren
    Ar-Rahman : The All- Merciful. He who wills goodness and mercy for all His creatures.


    Cenab-ı Hak buyuruyor:

    "Senden önce gönderdiğimiz elçilerimize (ümmetlerine) sor! Rahmân'dan başka tapılacak tanrılar (edinin diye) emretmiş miyiz? " (1)


    Rızıkları, ihtiyaçları ve her türlü iyilikleri ihsan husunda rahmetini mahlukatından hiç esirgemeyen anlamında olan Rahman, Rahim isminden daha geniş kapsamlı bir mana ifade eder.

    Rahmân, Yüce Allah'ın hem ismi hem de sıfatıdır. Bu isim, Allah lafzına bağlı olarak zikredildiğinde sıfat anlamındadır.Ancak Kur'an'da bu şekilde değil, özel isim olarak kullanılmıştır. Bu isim sadece Allah'a has özel isimlerden olduğu için daha çok bir isme bağlı olarak değil; yalnız zikredilmesi hoş karşılanmıştır. Rahman'ın bu şekilde kullanılması O'nun Rahman sıfatına ters gelmez. Çünkü Allah ismi de uluhiyet sıfatına delalet ettiği halde hiç bir zaman başka sına ait bir sıfat olarak zikredilmemiştir.

    Kur'an'ın ilk ayeti olan Besmeledeki Rahman ve Rahim sıfatları arasındaki fark, Allah teala, Dünyanın Rahmanı ve Ahiretin Rahimidir cümlesinde veciz bir şekilde dile getirilmektedir. Rahman vasfı gereği Cenab-ı Hakk, dünyada bütün canlılara, mümin-kafir ayırımı yapmaksızın bütün insanlara, şefkat ve merhametle davranmayı kendi nefsine farz kılmıştır.
    Yüce Allah bir kudsi hadiste şöyle buyurur: "Rahmetim gadabımı geçmiştir."
    Esmâ Bintu Yezîd (r.a.) anlatıyor: "Resûlullah (s.a.s.) buyurdular ki: "Allah'ın İsm-i Âzam'ı şu iki âyettedir:
    "İlâhınız bir tek Allah'tır. O'ndan başka ilâh yoktur. O, rahmândır, rahîmdir. ." (2)

    İhlasla "Yâ Rahman" diye bir müslüman bu isme devam etse, kalbi yumuşar, zalimlerden emin olur, maddi ve manevi nimetlere nâil olur.
    1) Zuhruf, 45
    2) Bakara 163
    3) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    4) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun Bayrak, Threshold Books, 1985
    5) İslami City

  9. #9
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 9 : Allah

    Allah





    Allah : O'nun zat ve özel ismidir. Diğer isimler fiilleri, sıfatları ve tecellileri ile ilgilidir.
    Allah : Theone Almighty who alone is worthy of worship.


    Cenab-ı Hak buyuruyor: "En güzel isimler Allah'ındır. O halde O'na o güzel isimlerle dua edin. Onun isimleri hakkında eğri yola gidenleri bırakın. Onlar yapmakta olduklarının cezasına çarptırılacaklardır." (3)

    Kur'an'daki Esma'ül Hüsna'dan ilk inen isimdir. Çünkü ilk inen ayet besmeledir.

    Hz. Ebu Hüreyre (r.a.) anlatıyor: "Resûlulah (s.a.v.) buyurdular ki: "Allah'ın doksan dokuz ismi vardır. Kim bunları ezberlerse cennete girer. Allah tektir, teki sever." (5)
    Esmâ'ül Hüsna'nın bütün anlamını içinde toplar. Yüce Yaratıcı'nın diğer bütün isimlerini kapsar. Bu yüzden el-Esmau'l-hüsna olarak bilinen bütün isim ve sıfatlar bu ada yandırılır. Bu nedenle "Rahman, Rahim, Aziz, Gaffar, Kahir Allah'ın adlarındandır deriz. " Ama Allah, Rahman'ın adlarındandır" demeyiz. (1)

    "En güzel isimler Allah'ındır." (3)

    Allah isimi Kur'an'da 2697 yerde geçmektedir. (2)

    Allah'ın güzel isimleri vardır. En güzel isimler O'nundur. Gerçi Allah zatında birdir ve zatının ismi Allah'dır. Fakat sayı olan bir gibi eşi ve benzeri bulunabilecek şekilde bir birlikle değil, eşi ve benzeri bulunmayan üstün bir birlikle birdir. Zatında yalnızca vahid değil, birdir: İlâhî hitapta yer alan "Biz, şehadet ettik, yarattık." gibi çoğul kiplerindeki azamet ve ihtişam, işte ilâhî sıfat ve isimlerin bir araya gelmesinden doğan azamet ve yüceliği dile getirir ki, Allah yüce ismi, bütün bu sıfat ve isimlerin hepsini içine alan bir yüce isimdir. Allah ismi, Allah'ın kendisi gibi, eşi ve benzeri olmayan bir isimdir. Sıfat ve isimlerin çokluğu, zatın çokluğunu gerektirmeyeceğinden o isim ve sıfatların her biri Allah'ın eşsiz özelliklerinden birine delalet eder. Âdem'e öğretilen de isimlerin en güzelleridir.En güzel isimler Allah'a mahsustur. Öyleyse ey müminler, O'na o isimlerle dua ediniz, O'nu onlarla çağırınız veya O'nu bu güzel isimlerle adlandırıp anınız. Ve O'nun isimlerinde yamukluk edenleri terk ediniz. (4)

    Kalbi, bu ismi hakkıyla bilecek genişlikte olan ve kulluık görevlerini tam bir saygı ve içtenlille yerine getirerek, sevginin zirvesi sayılan kulluk hakını veren kimse, hiç bir insana muhtaç olmaz; insanların en zenginleri arasında yer alır. Lisan-ı hali ile şairin söylediği şu dizeleri söyler1)

    Hiçbir malım olmadan bütün insanlardan zengin oldum
    Zira en üstün zenginlik, mal ile değil ondan uzak durmakdır.

    Bu isimle çağrılan bir başka varlık olmamıştır, olmayacaktır da.

    İhlasla "Yâ Allah" diye bir müslüman bu isme devam etse, duası kabul olunur. Şeytanın şerrinden emin olur. Mutluluğa erişir. Duası kabul olur. Rızkı genişler ve Allah'ın izniyle şifa bulur. (2)

    Kulun bu isimden alacağı ders nedir?
    Kulun bu isimden alacağı ders, tıkı Allah gibi hiç kimseye muhtaç olmamaktır. Yani kalbini bütünüyle Allah'a vermeli, güç ve kuvvetini O'ndan bilmeli. O'ndan başka hiçbir şeyi görmemeli. O'nun dışında bir şeye dönüp bakmamalıdır. Sadece O'ndan korkmalı ve yalnızca O'na ümit beslemelidir. Kul, nasıl böyle olmasın ki ? Zira o, bu isimle gerçek varlığın sadece Allah olduğunu bilmekte, O'nun dışındaki bütün varlıkların yok olacağına inanmaktadır. İlk yok olacaklar arasında da kendisini görmektedir. (6)

    Kaynaklar:
    1) Esmâ-ül Hüsna, Karınca Yayınları, Nisan 2004
    2) Esmâ-ül Hüsna, Rauf Pehlivan, İstanbul Dağıtım A.Ş., 2002
    3) Araf Suresi, 180
    4) Elmalı Tefsiri, Araf Suresi, 180
    5) Buhârî, Daavât 68
    6) El-Maksadu'l-Esna, İmam Gazali
    7) Calligraphy, The Most Beautiful Names, Tosun bayrak, Threshold Books, 1985

  10. #10
    Users Awaiting Email

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Esmaü'l Hüsna 10 : Rezzak

    Rezzak




    Rezzak : Rızık ihsan edici, tekrar tekrar, bol bol rızık veren.
    Ar-Razzaq : The Sustainer. He who provides all things useful to His creatures.

    Beslenerek yaşamaları için bütün canlıların rızıklarını veren yalnız Allah Teala'dır. O'ndan başka rızık veren yoktur. Eğer Allah rızkı kulları için bolca yaysaydı, yeryüzünde taşkınlık yapar ve azarlardı.

    Allah kullarından dilediği kimsenin rızkını genişletir ve dilediğine de kısar. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.

    Kulun, her istediğini talep etmede helal yollardan hareket ettikten sonra, Rabbine müracaat etmesi lazımdır.

    Sebeplerine yapıştıktan sonra, rızkları taksim eden Allah'ın taksimine razı olup kanaat getirmek ve O'na şükür etmek ve hamd etmek lazımdır.

    Allah'ın kendi hazinesinden kendisine verdiğini ne israf etmeli, ne de cimrilik etmeli, orta bir yol tutmalıdır.
    Bir kimse sabah namazından önce evinin dört bir tarafına batıdan başlamak üzere "Yâ Rezzâkü" diye 200 kere okursa o eve fitne ve kötülük gelmez. (1)

    Kaynaklar:
    1) Miftahü'l Kulûb, Kalplerin Anahtarı, (Fethiye Evradı Bölümü) Mehmed Nuri Şemseddin Nakşıbendî, Bedir Yayınevi, 2001

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •