Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 6/6 İlkİlk 123456
55 sonuçtan 51 ile 55 arası

Konu: Dindar subayın ihracına MHP den onay

  1. #51

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı toycan Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    ya ne güzel valla siz seneler önce olmuş olayları ısıtıp ıstıp önümüze koyuyorsunuzda biz yapınca olay terbiyesizlik terbiyesizlik nedir biliyormusunuz terbiyesizlik biz bu olayı kendi aramızda hallettik demek valisiyle kaymakamıyla emniyet midürüyle yazıklar olsun sizin zihniyetiniz bu iktidarı bunun için alet olarak istiyorsunuz gercekten gömleğinizi çıkartmışsınız yarında millete biz kendi aramızda hallettik mi diyeceksiniz allaha emanet olun sende çok yaşa padişahım
    toycan benden alıntı yaptığın konuda terbiyesizlik diye bir kelime kullandımmı bakarmısın ben kullanmadım ama sen öyle anlıyorsan diyeceğim birşey yok .
    yazıklar olsun sizin zihniyetiniz bu iktidarı bunun için alet olarak istiyorsunuz gercekten gömleğinizi çıkartmışsınız
    bir daha oku kendi yazdıklarını bu yazdığın kelimeler neyi ifade ediyor kendi yazdıklarından birşey anlayabilirsen tercüme etde anlayalım.
    anlayabildiğim tek kelime yazıklar olsun bu kelimeyi kimin için kullandığın belli değil eğer bana kullandınsa sana iade ediyorum terbiyesizde yazıklar olsun kelimeside sana ait yani terbiyesiz diyen kendisi terbiyesizdir ben kimseyi kırmamaya gayret gösteririm yani kimseye terbiyesiz laf söylemem ama terbiysizden laf gelirsede terbiyesiz der geçerim kaç tane konuda senden alıntı yaptım birisine bile adam gibi cevap veremedin anca yukarıda mavi yazılı senin yazmış olduğun kelimeler gibi ipe sapa gelmez kelimeler kullanıyorsun.ben senden alıntı yaptığım zaman toycan kardeş diyorum sen terbiyesizlik yapıyorsun ama senin gibi terbiyesizler olmasa terbiyeyi nereden öğreneceğizki

  2. #52

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29

    Alıntı toycan Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    bence siz kendi gazetelerinizi biz kendi gazetelerimizi okumaya devam edeceğiz gibi geliyor bizim yazdıklarımıza cevap bile vermekten çekinen zihniyet abilerinden veya cemaatden habersiz bir iş yapmaz gibi geliyor ALLAH sonumuzu hayırlı kılar inşaallah
    S.A.Sayın kıymetli kardeşim ben İSLAM cemaatindeyım,kıtabım KURAN,rehberim peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV),ve onların yolunda giden SALİH kullar.ALLAH'a şükür başkada bir yere bağlı değilim vede başkasından emir alacak kadar cahil değilim,yaşımız olmuş 52,yeterli tfcrübemizde var ELHAMDÜLİLLAH.Ama şu cemaatlara bağlı değilim,çoğunluğu alkol içen TEKELİ cemaatına,çoğu faşist ve inkarcı DARBE VE CUNTACI tarikatına,doğruyu bildiği ve gerçeği gördüğü halde inkar eden ATAİST tarikatına,nikahsız ve ahlak,edep ve hayasız yaşayan ZİNACI-FUHUŞCU tarikatından,başkasının alın terinden kazanarak açları,mazlumları,yoksulları ve kimsesizleri görmeyen kumar ve bahiste harcayan KUMARCI-BAHİSCİ tarikatından vede kendinE LAİK deyip İSLAM-KURAN-SÜNNET düşmanlıoğı yapan cemaatlarından hiç değilim.Bizim dinimiz zaten LAİKLİĞİ savunuyor.Yüce ALLAH şöyle diyor peygamberimize,deki; senin dinin sana benim bana ayeti yeter bilmeyenlere.AEO.HAYIRLI CUMALAR.
    Konu hilalyıldız tarafından (30-04-2010 Saat 12:12 ) değiştirilmiştir.

  3. #53

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    MHP su an CHP ile ayını kapta yemek yiyorlar hatta seçim öncesi biz CHP ile kualisyon kuracağız dediler madem siz islama karşı olan ve ellerine geçeceği ilk fırsatta camii leri yıkacak olan ve islamiyete karşı çıkan bu parti ile birlik olmuşlar ben bir MHPli olarak utanç duyuyorum böyle giderse değil MHP ye MHP nin M sine oy verirsem yazıklar olsun bana

  4. #54

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29

    Alıntı tamer41 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    “Ret Cephesi”ne bak, Ergenekon’u anlarsın!

    Hani “Ergenekon’u sulandırma” ve dolayısıyla “kafaları bulandırma” görevi üstlenen taife, hemen her ağızlarını açtıklarında “elma”larla “armut”ların “Ergenekon sepeti”ne doldurulduğunu söylüyorlar ya; bir “general” ile “profesör”ün, bir “sendikacı” ile bir “gazeteci”nin aynı sepete konulduğunu iddia edip; “Bu birbirine benzemez insanlar, nasıl aynı örgüte dahil ediliyor?” diye soruyorlar ya; gelin, biz de aynı soruyu “Meclis’teki muhalefet” için soralım... Söyleyin Allah aşkına; “sosyal demokrat” olduğunu iddia eden bir CHP ile, “Türk milliyetçisi” olduğunu iddia eden bir MHP, ya da “Kürt milliyetçiliği” yapan bir BDP, nasıl “aynı tavır”da birleşebiliyor?..
    Malûm, “Anayasa değişikliği paketi”nin oylamaları esnasında, CHP’li Milletvekilleri “oylamalara bile katılmayarak”, değişikliğe “karşı” çıktıklarını göstermişlerdi... Değişikliğe o kadar karşıydılar, iradelerine öylesine “ipotek” konulmuştu ki; “Geçici 15. Madde”nin kaldırılmasını, dolayısıyla “12 Eylül Cuntası”nın yargılanmasını “kendileri teklif ettiği” halde, oylamaya bile katılmadılar!..
    Buna, ister “CHP’de Baykal diktası” deyin, ister “faşist baskı” deyin, netice değişmez... Netice ortada: AK Partili Milletvekillerine “evet” oyu kullanmaları yönünde “baskı” yapıldığını iddia eden CHP’li kurmaylar, kendi milletvekillerinin oy kullanmasına bile “yasak” koydular!.. “Oy kullanma” esnasında; bırakın Genel Kurul’da kalmayı, “çiçeklerin bulunduğu yerdeki oy sandıkları tarafına geçmeleri” bile yasak!..
    Tam bir baskı, tam bir faşizanlık!..
    Hitler ve Mussolini ne ki;
    Baykal, onları cebinden çıkarır!..
    Peki, bu “baskı” ve “ipotek” niye?..
    Ola ki; CHP’li vekillerin gönülleri yumuşar da, “evet” deyiverirler diye!.. Amaç, “vicdanlara da pranga” vurmak!..
    Oylamalar, güya “gizli” yapılıyor!..
    “Baykal sultası”na boyun eğen CHP’liler, işte “açık açık” koyuyorlar tavırlarını!..
    MHP VE BDP: “İSTEMEZÜK!”
    “MHP’nin tavrı”na gelince!.. Kabul edelim ki, MHP’liler hiç olmazsa “dürüst” davrandılar... Tabiî, “dürüst” olmaları, “çelişki”lerini ve “çifte standart”larını ortadan kaldırmaz!.. Fakat, yine de “oylama”lara katıldılar ve “Dev-buğ’un buyrukları” doğrultusunda “ret” oyu kullandılar!..
    Öyle bir “retçi” idiler ki;
    “12 Eylül kıyımı”na uğrayan “ülkücü” gençlerin “3 ayaklı sehpalarda asılmaları”na ve “demir parmaklıklar ardında çürütülmeleri”ne rağmen, “12 Eylül’cülere yargılanma yolu” açan teklife bile “ret” oyu verdiler!..
    Düşünebiliyor musunuz;
    Herhalde “ip” yokluğundan, “Apo’yu idam sehpasından kurtaran” bir MHP, “ülkücüleri idam eden” askerî cuntanın yargılanmasına “hayır” dedi!..
    Ya BDP’nin tavrı?.. Anayasa oylamaları sürecinde, onlar da epey “git-gel” yaşadı...
    “Baskı”lardan, “dayatma”lardan ve kendilerine yapılan “zulüm”lerden en çok yakınan, kurdukları “parti”lerin her defasında kapatıldığından şikâyet eden bir BDP, “parti kapatmaları zorlaştıran” Anayasa teklifine bile “hayır” dedi!..
    Şu “çelişki”ye bakın;
    Hem “parti kapatmalar”dan şikâyet ediyorsun, hem de “parti kapatmaları zorlaştıran” teklife “hayır” diyorsun!..
    Demek oluyor ki, baskı da bir “edebiyat”mış, dayatma ve zulüm söylemi de!
    Hani, adamın biri “berber koltuğu”na oturup, sormuş ya berbere; “Saçlarım ak mı, kara mı?”
    Berber de demiş ya;
    “Önüne düşünce görürsün!”
    CHP’nin de, MHP’nin de, BDP’nin de saçları önlerine döküldü ve kimin “ak”, kimin “kara” olduğunu millet gördü!..
    Kim “samimi”dir, kim “rol kesmekte” ve “oynamaktadır”, hepimiz gördük!.. Millet, bu tabloyu elbette değerlendirecektir!.. Meclis’te “oy sandığına gitmeyenleri” de değerlendirecektir, gidip “ret” veya “evet” diyenleri de değerlendirecektir!..
    DARBELERİN SONU NİYE GELMİYOR?
    Sözün burasında, “Meclis’teki önceki gece”den bahsetmek istiyorum... Bana göre; önceki gecenin “2 hatibi” vardı: Biri, aynı zamanda Anayasa Profesörü olan AK Parti Milletvekili Burhan Kuzu, diğeri de Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay...
    Bence, Burhan Kuzu’nun şu sözleri, hem “hafıza kayıtları”na geçmeli, hem de “tarih”e kazınmalıdır:
    ¥ “Bugün yargı bağımsızlığını öne çıkaranlar 28 Şubat’ta, Genelkurmay Başkanı’nın brifing salonuna bir otobüs yetmedi, ikinciyi kaldırarak giden yargıçlara sesleniyorum; bugün getirdiğimiz düzenlemeyi yargı bağımsızlığına aykırı sayan o insanlar, acaba oraya gidip Çevik Bir salona girdiği zaman neden ayağa kalkıp alkışladılar?”
    ¥ “27 Nisan 2007’de Başbakan dik dururken, Bakan açıklama yaparken, bugün ‘12 Eylül yargılansın’ diyenler neredeydi?”
    ¥ “Türkiye’de neden darbelerin sonu gelmiyor? Bunun sebebi, siyaset içerisinde rakibini sandıkta yenemeyenlerin bu tür darbelere bel bağlamasıdır. Türkiye’de sivil generaller var bilesiniz. Evvela kafaların değişmesi lazım. Rakibini sandıkta yeneceksin.”
    DARBECİLERE “EMRİNİZDEYİZ PAŞAM” DİYENLER!
    Ertuğrul Günay’la ilgili tavrımı biliyorsunuz... Bana göre çok “yanlış”lar yaptı ve ben de kendisini eleştiren çok yazı yazdım... Ama, “yiğidi öldürsen de, hakkını yeme” demişler!.. Ertuğrul Günay, önceki gece, “çok güzel bir konuşma” yaptı...
    CHP’ye de, MHP’ye de, Kamer Genç’e de öyle “gönderme”ler yaptı ki; ben olsam; “yer yarılsa da, yerin dibine girsem” derdim... Ama, “sözün adresinde” olanlar o kadar rahattı ki; “yüz”leri “kösele” kaplı olmalı ki, “suçlama”ları kös kös dinlediler!..
    Buyurun, o suçlamalardan bazıları:
    ¥ “Bugün kaldıracağımız hüküm, 1961 Anayasası’ndaki hükümle aynıdır... Bu hukukumuzda 50 yıldan beri var. 7 yılın sorumluluğu bizim ama geride 47 yıl var. Bu akşam hepimiz birlikte, Türkiye demokrasisi, hukuku, Anayasasının alnına sürülmüş bulunan bu kara le***i kaldırmanın onurunu ve sorumluluğunu gelin birlikte paylaşalım.”
    ¥ “Hiçbir hukuk metninde 28 Şubat’ı gerçekleştirenlerin yargılanamayacağına ilişkin düzenleme bulunmuyor... Neden yargılanamıyor biliyor musunuz?.. Çünkü darbe olduğunda Pakistan’da yüksek mahkemenin yargıçları cübbelerini çıkararak darbecilerin önüne atıyorlar, bizde ise yüksek mahkemenin yargıçları darbecilerin önünde ‘Emrinizdeyiz Paşam’ diyorlar.”
    ¥ 12 Eylül, herkesi mağdur etti. Verilen görevleri kabul etmeyen, direnç gösteren bir tavır sergilemek yerine, Danışma Meclisi’nde üyelik kapmak için nice insanlar sıraya girdi, kimileri de ‘Biz hapisteyiz ama fikrimiz iktidarda’ diye 12 Eylül’ü haklı gördüğünü, içselleştirdiğini, bağışladığını söyleyebildi. Bunları toptan hepimizin reddetmesi gerekiyor.”
    Ertuğrul Günay’ın, kendisine yönelik, “dönek deyince ne anlıyorsunuz?” sorusuna verdiği cevap da; CHP’lilerin suratında patlayan “Osmanlı tokadı” gibiydi:
    “Ben sosyal demokrasi, sosyal adalet, milli irade gibi kavramları kullanıp da sonra milli iradenin seçtikleriyle baş edemeyeceklerini gördükleri zaman, postal sesinden umut bekleyen demokrasi düşmanlarını anlıyorum.”
    Bu söz, “CHP’ye kapak” olur herhalde!..
    1961 VE 1982’DEKİ MADDELER
    Bu vesileyle, yine Ertuğrul Günay’ın gündeme getirdiği bir “olay”dan söz etmek istiyorum.
    Malûm, şöyle demişti:
    “Bugün kaldıracağımız hüküm, 1961 Anayasası’ndaki hükümle aynıdır.”
    Ne yalan söyleyeyim; bu “aynılığı” hiç düşünmemiştim... Demek, 1982 Anayasası’ndaki “Geçici 15. Madde” ile 1961 Anayasası’ndaki “Geçici 4. Madde” aynıymış, ha... Hemen “ilgili maddelere” baktım ve gördüm ki; tıpkısının aynısı!..
    Buyurun, “darbeci generaller”in “kendilerini korumak” için “yazdırdıkları” maddelere bir bakalım:
    “1961 Anayasası’nın, Geçici 4. Maddesi” aynen şöyle:
    ¥ “27 Mayıs 1960 tarihinden itibaren Kurucu Meclis’in toplandığı 6 Ocak 1961 tarihine kadar yasama yetkisini ve yürütme görevini Türk Milleti adına kullanmış bulunan Milli Birlik Komitesi’nin ve Devrim Hükümetleri’nin karar ve tasarruflarından ve bunların, idarece veya yetkili kılınan organ ve mercilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında cezai veya mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.”
    Buyurun, bir de 1982 Anayasası’nın “Geçici 15. Madde”sine bir bakalım:
    ¥ “12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanlık Divanı’nı oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk Milleti adına kullanan, 2356 sayılı kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyi’nin, bu Konsey’in yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisi’nin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.”
    Nasıl; “aynısının tıpkısı” değil mi?..
    3 PARTİ, NİYE ‘RET CEPHESİ’NDE?
    Gördüğünüz gibi;
    “Cuntacı”lar; asmışlar-kesmişler, yemişler-içmişler ama “kendilerini garantiye almak” için Anayasa’ya hüküm koydurmuşlar:
    “Bize dokunamazsınız!..
    Bize hesap soramazsınız!”
    49 yıl sonra bugün “kaldırılan” hükümler, işte bu hükümlerdir!.. Artık, “darbecilerden hesap sormak” mümkün olacaktır.. Önceki gece, daha doğrusu, dün sabaha karşı, bu yol açılmıştır!..
    Gelin, görün ki;
    “Kendileri teklif ettikleri” halde, “Baykal markajı”nı aşamayan zavallı CHP’liler, bu maddenin oylamasına bile katılamadılar!..
    MHP de, “ülkücü şehitler” edebiyatı yapmasına rağmen, maalesef “ret” oyu verdi.
    BDP’liler de “MHP’nin kuyruğu”na takıldı!..
    Yazımızın başına dönelim... “Birbirleriyle ilgisi olmayan insanlar”ın, nasıl olup da “Ergenekon sepeti”ne konulduğunu merak edenler; “birbirlerine benzemez 3 parti”nin, nasıl olup da “ret cephesi”nde buluştuğuna bir bakmalıdır!..
    Hani, Ecevit, bir “şiir”inde der ya;
    “Sıla derdine düşünce anlarsın
    Yunanlıyla kardeş olduğunu”
    Bana öyle geliyor ki;
    CHP, MHP ve BDP’liler de, “Meclis’e düşünce” anladılar, birbirleriyle “kardeş” olduklarını!
    Evet, “statüko kardeşi” olduklarını!


    Ana muhalefet... Ana Yasa!
    Bizim kültürümüz ve inancımızda “Ana”nın kutsal bir yeri vardır... Her söze eyvallah ederiz de, “Ana”ya söz söyletmeyiz... Bu yüzden de, “mukaddes” bulduğumuz her şeyi, “ana” ile birlikte anarız... Meselâ, “Anadolu” deriz ama “Babadolu” demeyiz!..
    Muhalefetin en büyüğüne de; yine bu saygımızdan dolayı, “Ana muhalefet” deriz... Onlar, “baba bir muhalefet” yapsalar da, adları “ana muhalefet”tir!..
    Meselâ biz, “değişmez yasa”lara “Ana Yasa” deriz... Tabiî, bu yasalara uygunluğu kontrol eden makama da “Ana Yasa Mahkemesi” deriz!.. Öyle ya; “ana”lar şefkatlidir, “ana”lar fedakârdır, koruyucudur, kollayıcıdır!.. Bu yüzden, biz “ana”lara “öf” bile demeyiz!..
    Ama; “evlat”ların olduğu gibi, “ana”ların da “görev ve sorumluluk”ları vardır!..
    Görev ve sorumluluğunu bilmeyen “ana”lara boyun eğilmez!..
    “Ana muhalefet”in genel başkanı Bay Baykal dün demiş ki;
    “Anayasa oylaması Köşk’te onaylandıktan sonra, Anayasa Mahkemesi’ne gideceğiz!”
    Niye “Anadolu”ya gitmiyorlar da “Anayasa Mahkemesi”ne gidiyorlar?.. Demek ki; “Anasının has evlâdı” görüyorlar kendilerini!..
    Demek ki, “Anadolu”ya gitmeye yüzleri yok!..
    Siz olsanız, bu durumda “Ananı da al git!” demez misiniz?
    Kesinlikle derim..

    VAKİT gazetesi yazarı HASAN KARAKAYA nın yazısıdır
    Yahu neden anlamamakta direniyorsunuz.? Bu Hükümet ''Allah birdir'' Diye anayasa teklifi verse,ona da ''HAYIR'' demek caizdir..Çünkü güvenirliğini çoktaaann kaybetti.Anlamadınız mı daha???.

  5. #55

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı surersat1 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    MHP su an CHP ile ayını kapta yemek yiyorlar hatta seçim öncesi biz CHP ile kualisyon kuracağız dediler madem siz islama karşı olan ve ellerine geçeceği ilk fırsatta camii leri yıkacak olan ve islamiyete karşı çıkan bu parti ile birlik olmuşlar ben bir MHPli olarak utanç duyuyorum böyle giderse değil MHP ye MHP nin M sine oy verirsem yazıklar olsun bana
    arkadaşlar ben size bir şey söyleyeyim bütün partiler danışıklı dövüş yapıyorlar vatandaşta körü körüne bunların arkasından gidiyor amaç sadece show ve reklam bizlerde burada bunların boşu boşuna korumacılığını yaparak birbirimizi üzüyoruz ister ikdidar parti ister muhalefet partileri olsun hiç farketmez onlar ekranlarda showlarını yapıyor olan yine biz vatandaşlara oluyor çiftçilik bitti dışarıya et verirken et alır duruma geldik yahu geçen gün adamlar güğümlerle sütleri yerlere boşalttı içim parçalandı çiftçiye revamıdır bu işsizlik deseniz yıllardan beri bir çare bulunamadı 9 yaşındaydım yine aynı 36 yaşına geldim yine aynı burada tutturduk chp mhp akp diye
    bir arkadaşımızın da dediği gibi edik büdük şeylerle gündeme geleceklerine
    birbirlerini bir kaşık suda boğacakmış izlenimlerini bırakıp adam gibi oturalım hep birlikte şu memleketin durumunu beraber düzeltelim yok girmişler körü körüne parti liderliği egosuna karşılarındaki parti doğru bile söylese kabullenip hazmedemiyorlar birbirlerini arkadaş bu triplerin showların ne bana ne memlekete faydası var mademki bu insanlar türkiye için bizler için oradalar önce insan gibi birbirlerinin fikirlerini dinlemeye öğrecekler meclis k1 kickboks turnuvası gibi her gün horoz gibi birbirleri ile kavga ediyorlar parti liderleri birbirlerine ağza alınmayacak laflar ediyorlar peki bunu yaptıklarının ertesi günü işsizlik yada çiftçiye çözüm yada teröre çözüm kısacası devletin tüm sorunları çözülüyormu hayır demekki amaç burada ne oraya kim giderse gitsin kavgasını showunu yapsında vatandaş ne hali varsa görsün!

Sayfa 6/6 İlkİlk 123456

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •