SELÜLİT

ÖZELLİKLE KADINLARDA GÖRÜLEN VE DERİ ALTI YAĞ HÜCRE GRUPLARININ KAN VE LENFATİK DOLAŞIMI BOZMASIYLA OLUŞAN BİR HASTALIKTIR. SELÜLİT DAHA ÇOK BAYANLARIN KALÇA, BASEN, DİZ VE BİLEĞİN İÇ KISIMLARI VE ÜST BACAK BÖLGESİNDE YOĞUNLAŞIR.

Selülit, normal yağ dokusunun hemen çevresinde oluşan ve derinin üst bölümüne pütürlü, portakal kabuğu gibi tanımlanan bir görüntüye sebep olan yağ doku rahatsızlıkları. Bu durumun esasen bir hastalık olmayıp, bir çok kadının korkulu rüyası halinde algılanması da günümüzde çok geçerli bir durum. Eğer bu bölgeyi iki elinizle sıkıştırırsanız portakal kabuğu derisi şeklinde minik çukurcuklar olur. Ne kadar çok su birikintisi var ise, deri altındaki bu yağ dokunun çeperinde o kadar çok portakal kabuğu görüntüsü belirginleşmektedir. Selülitli deri bölgeleri bazı kişilerde, dolaşım yetersizliği ileri derece olucağı için, küçük dolaşım, deriye yakın dolaşım yetersiz olacağı için ağrı ile birlikte seyretmektedir. Kişiler bu bölgelere dokunulduğunda veya basınç uygulandığında şiddetli ağrı da hissedebilirler. Selülitin görünümü kişiden kişiye değişebilmektedir. En sık yerleştiği bölgeler, jokey pantalonu, binici tipi denilen şekilde bacak yan bölgeleridir. Onun dışında kalçalar, kaba et bölgesi ve kolların üst kısmı, hatta karın üst kısmı da sık rastlanan bölgeler arasındadır. Ancak en çok bacaklar suçlanmaktadır ve en çok problem burada yaşanmaktadır.

SELÜLİT OLUŞUMUNUN BİR ÇOK FARKLI NEDENİ VARDIR. BUNLAR ARASINDA GENETİK FAKTÖR, HORMONAL NEDENLER, BESLENME ALIŞKANLIKLARI, HARAKETSİZ YAŞAM VE CİLDİN FİZİKSEL YAPISI SAYILABİLİR.

Selülit haraketsizliğe bağlı olarak ortaya çıkmaktadır genelde. Kalçalar ve uyluk üst kısımları gibi dolaşımın iyi olmadığı bölgelerde, özellikle uzun süre oturan, bacaklarını haraket ettirmeyen kişilerde, hele bir de bacak bacak üstüne atıyorlarsa, dolaşımı oldukça fazla ve uzun süre etkileyeceği için daha fazla ve daha kolay ortaya çıkar. Kişinin kilolu olup olmayışı ile selülitin ortaya çıkması arasında hiçbir bağlantı yoktur. Yani zayıf insanlarda da çok kolaylıkla selülite rastlayabiliyoruz biz. Dokudaki sıvı değişimi, sıvı transferi ve dokudaki atıkların, toksik maddelerin yeterince uygun biçimde yapılmayışı da yine selüliti, hücresel anlamda kolaylaştırıcı faktörlerden biri olmaktadır. Ve bütün bu süreçlerin sonunda, yani dolaşımın yeterli olmayışı, kasların yeterince gevşeyemeyişi ve toksik maddelerin yeterince atılamayışı sonucunda değişik derecelerde selülit karşımıza çıkmaktadır. Yanlış beslenme önemli bir konu selülit için yine, yoğun tuz birikimi vücutta su tutulmasına yol açıyor. Haraketsizlik ya da yanlış egzersizler yine dolaşımın yeterli olmaması nedeni ile selülite sebep olabiliyor. Yaşımız ilerledikçe derimizin ve deri altı yağ dokumuzun ilcelmesine bağlı olarak bağ dokusu desteğinin azalması da daha ileri yaşlarda selülitin daha kolay ortaya çıkmasına yol açıyor. Hormonlar açısından östrojen, vücutta yağ birikimini destekleyerek selülitin daha kolay olmasını, indirekt yolla desteklemektedir. Ergenlik öncesi yani hormon faaliyetinin olmadığı dönemde kız çocuklarında selülitin görülmeyişi de bu sebeple açıklanabilir. Doğum kontrol hapı kullanılması yine selüliti kolaylaştırıcı bir faktördür. Gebelik, menapoz gibi hormonal değişimlerin çok belirgin olduğu yaşamsal döngülerde de yine selülitin ortaya çıkışı kolaylaşmaktadır. Tabi burada dolaşım yetersizliği, hamilelikte özellikle karındaki basıncın artması, dolaşımın yeterli olmayışı, daha az haraketli olmak da yine kolaylaştırıcı faktörler arasında sayılabilir.

SELÜLİT TEDAVİSİ SADECE OLUŞAN CİLT ALTI YAĞ DOKSUNUN AZALTILMASINI DEĞİL AYNI ZAMANDA NEDEN OLAN FAKTÖRLERİN ORTADAN KALDIRILMASINI DA İÇERMELİDİR. SELÜLİT OLUŞUMUNDA ALTTA YATAN BİR ÇOK NEDEN OLDUĞUNA GÖRE SELÜLİTLE SAVAŞMADA TEDAVİ METOTLARINDAN SADECE BİRİNİ KULLANARAK SONUÇ BEKLEMEK DE HATALI OLUR.

Tedavi yöntemlerinde neler yapılabilir yani besine dikkat edelim, fazla tuz almayalım, suyu dengeli içelim, çok tuzlu yiyip, çok su içersek yine bir şekilde selülite de zemin hazırlamış oluruz. Gazlı içecekleri çok fazla tüketirsek zemin hazırlamış oluruz, beslenmemize bir miktar dikkat edeceğiz, baarsak çalışmamıza dikkat edeceğiz yani sağlıklı bir yaşam sürmek aslında selüliti de önlemeye yönelik bir beslenme modeli oluşturuyor. Bunun dışında, diyelim ki selülit az ya da çok, bir miktar mevcut o zaman nasıl tedavi edelim; detoks uygulamaları işe yarıyor, çünkü vücuttaki toksik maddelerin daha kolay biçimde vücuttan atılmasını sağlıyorlar. Vücutta aşırı sıvı tutulumunun indirgenmesi, azaltılması yine işe yarıyor, egzersiz yaparak metabolizmanın hızlanması dolaşımı olumlu biçimde destekleyeceği için yine işe yarıyor bir de bunun yanısıra bu konuda uzmanlaşmış hekimler veya yardımcı sağlık personelinin önereceği bazı uygulamalarla da selülit kolaylıkla tedavi edilebilme yoluna gidiliyor. Stres kontrolü çok önemli, iyi dengelenmiş beslenme, uykunun iyi alınması, uyku pozisyonlarının doğru olması, bunların hepsi indirekt olarak veya daha az miktarda selülit oluşumunu veya önlenmesi için yapılacak çabalar arasında. Düzgün oturuş, düzgün postür, ayakta düzgün duruş bunlar önemli. Bacak bacak üstüne uzun süreler atmamak önemli, yüksek topuklu ayakkabıları sürekli kullanmamak önemli, çünkü bu kasların uzun süre gergin kalmasına yol açabileceği için, dolayısıyla eğer sırtta bir selülit varsa ki çok ender de olsa görülebilen bir şey, bu bölgelerde duruş bozukluklarını sorgulamamız gerekiyor öncelikli olarak.

SELÜLİT TEDAVİSİNDE, GELİŞEN TEKNOLOJİ SAYESİNDE HER GEÇEN GÜN DAHA ÖNEMLİ ADIMLAR ATILMAKTADIR. TEDAVİDE ÇEŞİTLİ KOZMETİK ÜRÜNLERLE BİRLİKTE BİR ÇOK ESTETİK YÖNTEM DE BAŞARILI SONUÇLAR VERMEKTEDİR.

Neler yapılıyor tedavi aşamalarında, ödem çözücüler yani doku içerisinde su tutulmasını önleyici bazı maddeler, lipolitikler yani yağ hücrelerini parçalıyıcı bir takım uygulamalar, yüzey damarlarını genişletip dolaşımı daha destekleyici bir takım uygulamalar, klasik mezoterapi yöntemleri diyoruz biz bunlara. Bölgesel selülit ve yağlanmada soya lesitini, fosfatidil kolin yugulamaları da son zamanda oldukça gündemde. Tamamlayıcı tıbbi yöntemlerden destek alınabilir, akupunktur gibi örneğin, obezitede kilo alma durumunda olduğu gibi, ultrason ve radyo frekans teknolojisi ile çalışan son dönem cihazlar işe yarıyor. Buna ek olarak elle yapılan bazı uygun masajlarda dolaşımı hızlandırma etkisinin ön planda olması nedeni ile selülitten korunmada veya mevcut selüliti tedavi etmede işe yaramakta. Beslenme programında esas olarak tuzu ve şekeri kısıtlamak ve bunları dengeli biçimde almak çok işe yarayacak, düzensiz ve çok miktarda alkol tüketimi varsa bunu da bırakmakta fayda var, koyu çay sürekli ve uzun sürelerle tüketilirse çok olumlu etkisi olmadığı için uygun değil. Yine bazı gıdalar elma, çilek, turp, maydanoz, kereviz gibi selülit oluşumunu önleyici beslenme modelini oluşturuyorlar. Ayrıca bazı jel ya da krem, losyon gibi ürünlerde de bitkisel bir takım kaynaklardan faydalanılmakta. Hekim kontrolünde yapılacak bazı bifaze cihazlarla, elektro stimülasyonla kas çalışmasını güçlendirerek indirekt yolla yine selülit önlenmesi mümkün. Bazı masajlar, çamurlar, yosunlar gibi bir takım uygulamalar hem kişiyi rahatlatıp, onu stresten arındıracağı için hemde sonuçta lenfatik dolaşıma veya toplardamar dolaşımına olumlu etki yapacağı için faydalı gözükmektedir.