İhtiyaçtan Satılık Çete !
Her türlü bomba konur, suikast yapılır, adam kaçırılır!



Bil umum basına bilgi sızdırma, dezenformasyon, yargılı ve yargısız infaz yapılır!



Çeteyi alana bir kamyon C-4 iki kamyon TNT, bir eşşek yükü hayalet(!) tabanca bedava! Şaka bir yana ülke çeteden geçilmiyor yahu, basın çete haberleriyle dolu.



“Vatan, millet, Sakarya” diyerek üçünü de götürmek isteyen çakal çetesi de var...



Üstlerine vazife olmadığı halde izinsiz gazetecinin, siyasetçinin hesaplarında gezen de.Din iman edebiyatıyla müslümana müslüman propagandası yapan da var...



Ayni edebiyatla bırakın kesesini, yedi sülalesini zengin eden de.



Ülkeye çok miktarda Glock Tabanca sokup reklamını basına yaptıran da!



İyi de bunların hepsi niye bu dönemde patladı?



Paradaki enflasyonu düşürdüler ama çete enflasyonunu patlattılar!



Peki çeteleri ihraç etsek cari açık kapanır mı?





****




Çeteler en çok basını etkiliyor.



Düşünün, bir önceki Danıştay’a saldıran katil avukatlı çete hikayesini.



Eski askerler, MKE yapımı(!) bombalar vs..



Kaynağı bellisiz bilgi sızdırdırıldı basınımız bunları aynen kullandı.



5N1K ihlal edildi ama yine de “haber” oldu.



Ardında yazılanın-gösterilenin “dezenformasyon” olduğu ortaya çıktı.



Bu sefer bunu yapanlara veryansın edildi “bunu nasıl yaparlar?” Falan filan...



Sonra son çetemiz patladı “Atabeyler çetesi” C-4 patlayıcı, subay, assubay bilmem ne...Bu sefer de adamın biri Genelkurmay önünde çetenin “ek bilgilerini” teslim etti basına.Bazı “sazan gazeteciler” yine atladı “Başbakana, Zapsu’ya suikast planı!”



Sonra bu “sızma” haberin de palavra olduğu ortaya çıktı.



Yani basınımız birinci olaydan “hiç ders almadan” yine olayın üstüne atlamıştı.



Ayhan Parlak meselesi de böyle “kilit adam yurt dışına kaçtı!..”



“Olaydan kısa süre önce ortadan kaybolan Parlak yurt dışına kaçtı bulunamıyor”...



“Polis kayıtlarına göre yurt dışına kaçan Ayhan Parlak için kırmızı bülten çıktı”...



Sonra, sonrası vahim; “kırmızı bültenle” aranan bir türlü bulanamayan!



Kaçak Ayhan Parlak Vatan Gazetesi’ne konuştu “teslim olacağım” dedi ve de teslim oldu.Hani yurtdışına kaçmıştı? Dışarı kaçmadıysa nasıl kırmızı bülten çıkarılmıştı?



Yurtdışına çıktığı resmen kayda geçmemiş biri için nasıl kırmızı bülten çıkmıştı?



Kaçmadığı halde “Kırmızı bülten çıkardık” diyenler niye sorgulanmadı?



Yok kırmızı bülten gerçekten çıkmadıysa nasıl çarşaf çarşaf haber oldu?




****




Son çetemiz “Atabey”miş. Mensubu olduğu iddia edilen 3 askerin Genelkurmay’a haber vermeden sorgulanması da çok ilginç. Neyse, sonuçta askeri savcı “gereğini” yaptı ve bu sanık askerler içeri atıldı yargılanacak. Bu noktada polisin davranışı yanlıştı Genelkurmay’da gayet “kibarca” uyardı. Polis her zaman siyasi iktidarın etkisindedir ama bu sonuncusu oldukça farklı ve kötüydü.




****




Örneğin bir İnternet sitesi var.Adını yazmayacağım bilenler bilir.



Bu site “Ülkücü görünümde”. Sitenin hedefinde şunlar var: Orgeneral Yaşar Büyükanıt, Ordu ve Ulusalcı Milliyetçi bazı gruplar. Ülkücülerin Orduyu ve Devleti hedef almadığı bilinir. Sitede öyle detaylar var ki bunların sıradan birileri tarafından bilinmesi mümkün değil.Sitenin amacı Orduyu karalamak, Milliyetçileri bölmek. Bu bilgileri bu siteye verenler büyük yanlış yapıyor.İktidara yakın gazetelere fazladan bilgi verenler de öyle.Birilerinin gazına gelmeyin siz başka bir gemide değilsiniz.İktidarlar değişir değişmeyen Devletin bütünlüğüdür.







Sonuç olarak;Ordu-Polis gerilimi yaratanlar, bunu körükleyenler hainlik ediyor.



Bu dönemde sadece Ordu, Polis değil MİT, Jandarma, Dışişleri gibi diğer temel kurumlar da çok yıpratıldı.Birileri de bilerek veya bilmeyerek buna alet oldu halen de oluyor.Bu kırılmaların, çatlakların, çetelerin tümü AKP yönetimi sırasında tavan yaptı.Gaflet, dalalet, hıyanet her şey var ama umutsuz olmayın.







Türkiye büyük devlettir sorunlarını Demokrasiden sapmadan çözecektir.



Yani sandıkta ve seçimle bundan hiç kuşkunuz olmasın.