REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/5 12345 SonSon
41 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Ve şimdi ağlama sahnesi…

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Ve şimdi ağlama sahnesi…

    BAŞBAKAN dün kürsüde ağladı…
    Doğrusunu isterseniz ben de ağlayacaksam ağlarım, ama bağırarak…
    Sivrihisar kavşağında yanımdan geçen TIR şoförü ile göz göze geldiğimizde,
    var gücümle bağırarak ağladığımı gördüğünde, arkada içinde iki sehpa, bir
    çekmeceli dolap olan uzun sandığa bakıp “Abi başın sağolsun, genç miydi?..”
    demişti…

    Ağzımı kapatamadığım için, ona radyodan Şebnem Kısaparmak’ın “Canım Annem”
    destanını dinlediğimi söyleyememiştim…

    *

    Başbakan, 12 Eylül’de asılan gençlerin mektuplarını okurken ağladı…
    12 Eylül’den otuz yıl, kendi iktidarından sekiz yıl sonra, o zaman idam
    edilen gençlere ağlaması ve bunu da ucundan çekip çekiştirip “Şimdi bu
    Anayasa paketine hep birlikte evet diyeceğiz”e bağlaması karşısında, şu
    Silivri’de olup bitenler geldi aklıma…
    Kendi şakağına kurşun sıkan genç askerler…
    İple hücresinde kendini asanlar…
    Mehmet Haberal gibi kaç bilim adamına mahkûmiyet kararı olmadan süren
    infazlar…
    Bizim Mustafa Balbay’ın bebeğine yazdığı mektup…
    Doktor yüzü görmeden hücresinde ölen yaşlı kanser hastaları…
    Yıkılan yuvalar, tükenen hayatlar, suçunu dahi bilmeden biten yaşamlar…

    Gel de ağlama…

    *

    O 12 Eylül’e şimdi ağlıyor…
    Bir de “12 Eylül’deki fişlemelerden” yakınmaz mı, Anayasa paketine istediği
    “evet”in gerekçesi olarak…
    İnsanların telefonlarının dinlendiği, yatak odalarının gözlendiği şu
    günlerde…
    Günahsız-masum insanların özel hayatları Silivri dosyalarında teşhir
    edilirken… Ve koca bir toplum telekulak dehşeti yaşarken…

    *

    Özet olarak Başbakan, referandumda “evet” denilmesini istedi… Bunu da otuz
    sene önce idam edilenlere bağlayarak ve kürsüden ağlayarak yaptı…
    İşte o ağlama sahnesiydi dün…

    Bekir Coşkun

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Erdoğan, Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okurken bir cümleyi atladı. Tayyip Erdoğan, mektuptaki ifadelerden, sadece “Şunu hiç bir zaman unutmasınlar ki, Mustafa’lar ölür, Allah davası ölmez, milliyetçilik yaşar. Kellemi verdiğim bu yolun zaferi yakındır. Zafer her zaman Allah’a inananlarındır” sözünü okumadı! Acaba neden okumadı herhalde birilerine şirin görünmek için okumadı..Ağlamakla kimseyi kandırmasın sayın başbakan insanlar artık yemiyor bu numaraları...

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    benim bildiğim forumlarda insanlar kendi düşüncelerini kendi cümleleriyle acıklar. burda oldugu gibi kolaya kaçıp misyonu ve amacı belli grupların uşaklığını yapan gazeticilerin yazarların fikrini aktarmak ne oluyoki. yazıyı beğenebilirsin burda bize konu olarak aktarmanın ne anlamı var..isteğen iki tıkla yazarı bulur yazılarını okur..ben istediğimi paylaşırım isteğen inceler diyosak..iyi kötu bizimde takip ettiğimiz yazarlar var copy paste yapıp paylaşalım uygun düşecekse..
    ağlama işine gelincede tiyotra yapıyo sahte gözyaşları diyebilirsiniz ne sizin inanma nede onun inandırma zorunluluğu var..

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı zfr_pal Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    benim bildiğim forumlarda insanlar kendi düşüncelerini kendi cümleleriyle acıklar. burda oldugu gibi kolaya kaçıp misyonu ve amacı belli grupların uşaklığını yapan gazeticilerin yazarların fikrini aktarmak ne oluyoki. yazıyı beğenebilirsin burda bize konu olarak aktarmanın ne anlamı var..isteğen iki tıkla yazarı bulur yazılarını okur..ben istediğimi paylaşırım isteğen inceler diyosak..iyi kötu bizimde takip ettiğimiz yazarlar var copy paste yapıp paylaşalım uygun düşecekse..
    ağlama işine gelincede tiyotra yapıyo sahte gözyaşları diyebilirsiniz ne sizin inanma nede onun inandırma zorunluluğu var..




    madem ki yazarlardan gidiyoruz..kendi yorumunu katmadan tarih bilgisi kimse tarafından tartışılamayan mustafa armağanın yazısına bakalım....kimsede aksini söleyemedi bu yazının..
    "Hayatında hiçbir savaşı kazanamamış olan İsmet İnönü tarih kitaplarımızda yere göğe sığdırılamazken, girdiği bütün savaşları kazanmış olan Kâzım Karabekir nedense birkaç satırla geçiştirilir."

    Ekim 1917'de 3. Kolordu Komutanı olarak Filistin cephemizin yarılıp çökmesine sebep olan Birüsseba bozgunundaki hataları bir yana, Eskişehir-Kütahya muharebelerindeki beceriksizliğine ne demeli? Merak etmeyin, bu dosyaları zamanı geldiğinde açacağız. Ancak konumuzu fazla dağıtmadan, Atatürk'ün kendisine soyadı olarak verdiği İnönü savaşlarını kazanan kişinin gerçekte İsmet Paşa mı yoksa başkası mı olduğunu biraz sorgulayalım.

    Dikkatimi çeken bir nokta, bizim hangi metne, ne kadar güvenebileceğimiz konusundaki kuşkularımı derinleştirdi. Aynı yazarın iki ayrı zamanda yazdıkları arasında bu kadar zıtlık bulunması çok ilginçti. Kimden mi söz ediyorum? Eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Tevfik Bıyıklıoğlu'ndan.

    Bıyıklıoğlu asker kökenli bir yazar. Atatürk döneminde bir süre Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapmış. Dolayısıyla sözüne güvenilmesi gerekir diyorsunuz; ama hangi sözüne? Mesele burada.

    "Resimli Tarih Mecmuası"nın Mayıs 1954 tarihli 53. sayısını açıp Bıyıklıoğlu'nun "Atatürk ve İnönü muharebeleri" başlıklı yazısını okuyorsunuz. Yazıda İnönü 'zaferleri' İsmet İnönü'ye mal ediliyor büyük ölçüde.

    Ancak Bıyıklıoğlu'nun bir de "Harp Notları" vardır ki, bunları sadece yakınlarıyla paylaşmıştır ve orada tam tersini yazmış, İnönü zaferlerinin İsmet Paşa ile hiç ilgisinin bulunmadığını, diğer adsız kahramanlar olmasaydı kaybedileceğini söylemiştir.

    Bu nasıl bir sansürdür ya Rabbi! Övdüğün adamın ne mal olduğunu aslında biliyorsun ama yazmıyorsun, sonra notlarında onun ne mel'un biri olduğunu kaydediyorsun. Zaten bunun için tarihimiz ayağa kalkamıyor ya.

    Yakup Kadri Karaosmanoğlu, "Politikada 45 Yıl" adlı hatıralarında başından geçen eğlenceli bir olayı aktarır. II. İnönü Savaşı sırasında güney cephesi komutanı olan Refet Bele ile konuşan Yakup Kadri, Paşa'dan bir yazısında İsmet Bey'i 'millî kahraman' ilan ettiği için zılgıtı yer. Şairane bulmuştur yazısını. Bunun üzerine yazarımız, iyi ama der, o zaman Atatürk'ün İsmet Paşa'ya çektiği o ünlü telgraf da mı şiirdir? Asıl telgrafa kahkahalarla gülen Refet Paşa, "Ona ne şüphe!" der, "Bahsettiğiniz telgrafı yazanın da sizin edebiyat arkadaşlarınızdan biri olduğunu bilmiyor musunuz?"



    Tevfik Bıyıklıoğlu (solda), savaş sırasında İsmet Paşa'yla birlikte (Hayat Tarih Mecmuası, 3, Nisan 1969

    İyiden iyiye meraklanmıştır "Yaban" yazarı. Bir Nisan şakası gibidir cevap. (Telgrafın çekiliş tarihi de 1 Nisan 1921'dir!) Meğer İnönü'ye, içinde "Siz orada yalnız düşmanı değil, milletin makûs talihini de yendiniz" övgüleri geçen telgraf aslında Mustafa Kemal Paşa tarafından değil, onun isteğiyle Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından yazılmıştır.

    Hem, der Refet Paşa, o telgrafta bir adres yanlışlığı da vardır. Aslında İsmet Paşa'ya değil, İnönü zaferinin gerçek kahramanı olan Miralay Fethi'ye çekilmeliydi. Zira Yunanlılar karşısında hezimete uğrayan kuvvetlerimiz, Fethi Bey'in aldığı inisiyatif ve gösterdiği gayret sayesinde savaşı kazanmışlardır (Paşa sonra bu gerçek kahramanın Yarbay Atıf olduğunu söyleyecektir).

    TBMM tutanaklarını okuduğunuzda Meclistekilerin İnönü zaferini Fevzi Çakmak'ın kazandığından söz ettiklerini görüp şaşırırsınız. Nitekim İsmet Paşa da bir telgrafında 'yüksek stratejisiyle savaşı kazandıran' kişinin Fevzi Çakmak olduğunu açık seçik yazar. Bolu milletvekili Yusuf İzzet de zaferi Fevzi Paşa hazretlerine borçlu olduklarını açıkça söyler. Gariptir, tutanaklarda İsmet Paşa'nın ismi hiç geçmez. Herkes Fevzi Paşa'yı kutlar; hatta Paşa bu zaferinden dolayı terfi bile etmiştir.


    İsmet Paşa'nın askerî hataları o kadar göze batar olmuştur ki, Eskişehir-Kütahya muharebelerini kaybettiği için Temmuz 1921'de Genelkurmay Başkanlığı elinden alınmış ve Garp Cephesi Komutanlığı kalmıştır üzerinde. Yenilgileriyle şöhret bulmuş ve Meclis'te aleyhine kalın bir cephe oluşmuştu. Muhalefetin yoğun tepkisi yüzünden ilk Başbakanlığı çok kısa sürdü. Şeyh Said isyanı üzerine Fethi Okyar'ın yerine yeniden Başbakanlık koltuğuna oturdu. Böylece cephelerde gösteremediği zafer kazanma becerisini entrikalarda gösterdi. Bu 'zafersiz kahraman' unvanı ölümüne kadar sürüp gidecekti.
    TTK Başkanı Bıyıklıoğlu'nun özel notlarına dönecek olursak, İnönü hakkındaki sözleri yenir yutulur cinsten değil.

    Ona göre İnönü'ye Atatürk'ün kontrolünde dura dura bir aşağılık kompleksi gelmişti. "İsmet Paşa'nın başlıca vasfı, yakın arkadaşlarına karşı nankörlüğü ve vefasızlığıdır." Birinci İnönü zaferinin gerçek kahramanı Yarbay Atıf Bey'e bu sebeple takdir vereceğine, zaferden hemen sonra apar topar emekliye sevk ettirmiştir. Refet Paşa'yı Güney Cephesi komutanlığından aldırmasının altında da aynı kıskançlık yatmaktadır.

    Velhasıl, İsmet Paşa'nın, sivrilen insana tahammülü yoktur. Cumhurbaşkanlığı döneminde Atatürk'ü hafızalardan silmek istemesi de bununla alakalıdır.

    Genelkurmay Başkanlığı görevinden resmen alınmasına yol açan Eskişehir-Kütahya yenilgisini bile tarih kitaplarında bir başarı gibi okutan adamdan ne hayır gelir? Tarih Kurumu eski başkanı ne kadar haklı: "İsmet Paşa'nın bu muharebelerdeki kötü yönetimi, en ünlü komutanı bile Divan-ı Harp huzurunda mahkûm edecek kadar ağırdır. Bundan sonra ne Sakarya'da, ne de Büyük Taarruz'da kendi başına bırakılmamış"tı.

    Tevfik Bıyıklıoğlu'nun ağzının içinde dolandırdığını ben azad edeyim bari:

    Bu vahim hataları bir başkası yapsa çoktan ipi boylardı ama aynı hataları yapan İsmet Paşa millî kahraman ilan edildi.

    Yeter mi, anlatmaya devam edeyim mi? Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.


    peki sen burada farklı bir şeymi yapmışsın??

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı zfr_pal Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    benim bildiğim forumlarda insanlar kendi düşüncelerini kendi cümleleriyle acıklar. burda oldugu gibi kolaya kaçıp misyonu ve amacı belli grupların uşaklığını yapan gazeticilerin yazarların fikrini aktarmak ne oluyoki. yazıyı beğenebilirsin burda bize konu olarak aktarmanın ne anlamı var..isteğen iki tıkla yazarı bulur yazılarını okur..ben istediğimi paylaşırım isteğen inceler diyosak..iyi kötu bizimde takip ettiğimiz yazarlar var copy paste yapıp paylaşalım uygun düşecekse..
    ağlama işine gelincede tiyotra yapıyo sahte gözyaşları diyebilirsiniz ne sizin inanma nede onun inandırma zorunluluğu var..
    rahatsız ettiyse kusura bakma senin yazrlarınada sen kopyala yapıştır ama biz rahatsız olmayız aksine fikrimizi söyleriz derdimiz aydınlanmak doğruyu bulmak uşaklık meselesine fazla takılmışsın ilk defa geldiğinde amerikan filosunu protesto edenlere saldırıp sonrada filoyu kıble kabul edip namaz kılanlar şu an da bak bakalım hangi mevkilerde oyüzden fazla sıkılma derim yani şimdide iktidar ne için diyet ödüyor bir düşün derim

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı zfr_pal Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    benim bildiğim forumlarda insanlar kendi düşüncelerini kendi cümleleriyle acıklar. burda oldugu gibi kolaya kaçıp misyonu ve amacı belli grupların uşaklığını yapan gazeticilerin yazarların fikrini aktarmak ne oluyoki. yazıyı beğenebilirsin burda bize konu olarak aktarmanın ne anlamı var..isteğen iki tıkla yazarı bulur yazılarını okur..ben istediğimi paylaşırım isteğen inceler diyosak..iyi kötu bizimde takip ettiğimiz yazarlar var copy paste yapıp paylaşalım uygun düşecekse..
    ağlama işine gelincede tiyotra yapıyo sahte gözyaşları diyebilirsiniz ne sizin inanma nede onun inandırma zorunluluğu var..
    aynen size katılıyorum komşu

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    yalan söyleyen tarih utansın diyorum.
    Konu veyselbakan tarafından (23-07-2010 Saat 11:52 ) değiştirilmiştir.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı selvi64 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    yalan söyleyen tarih utansın diyorum.
    arkadaşım o mesaj bana ait değil o mesaj daha önce zfr pal tarafından alıntı yapılmış bir mesajdır benim bu konuda herhangi bir beyanım yoktur lütfen konuları dikkatli okuyalım
    Konu veyselbakan tarafından (23-07-2010 Saat 11:51 ) değiştirilmiştir.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Böyle ucuz bir demegoji,böyle basit bir hareket,böyle tribünlere oynamak olamaz.Resmen Türk halkını aptal yerine koyuyor.Sen otuz sene önce ölenlere timsah gözyaşı dökeceğine asıl şehitlerimize ağla.Daha yeni altı tanesini şehit ettiler.Nedense şimdiye kadar hiç bir askerimizin arkasından ağladığını göremedik.Ama iş siyasi rant'a gelince ülkücününde,solcunun'da arkasından ağlayıp ölen teröristlerin anneleride ana deyip sömürmesini biliyorsun.Neden paketteki diğer maddeleri ve getirceği sonuçları açıklayamıyorsun.Getirip getirip anayasa değişikliğini 12 eylüle bağladın.Ama halkımızın büyük bir çoğunluğu bu salatayı yemiyor artık.

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    oo dostlar eski defterleri acmışız.. ama dikkatinizden kacan bişeyi hatırlatmak isterim.. mustafa armağanın yazısını paylaştığım zamanda ben copy paste şikayetciydim..o gunde bir yazarın yorumu paylaşılmıştı..benimkide ona itafen bi cvptı.. kaldıki benim cevabıma bakarsanız şöyle başlıyo:
    ....madem ki yazarlardan gidiyoruz..kendi yorumunu katmadan tarih bilgisi kimse tarafından tartışılamayan mustafa armağanın yazısına bakalım....kimsede aksini söleyemedi bu yazının... alttada linki var..
    biz dun ne dediğsek bugunde aynısını diyoruz..madem kendimiz bişey üretemiyoz bizde yazarları paylaşalım bunu mu istiyonuz.tmm bulmak zor ama tarafsız bi haber paylaşılır altınada dilimiz döndüğunce yorum yaparız.. ama böle fikri belli kişilerin yazılarını paylşamkta ne oluyo cok merak eden alır bi gazete okur olmadı nette var zaten..

    yalan söyleyen tarih utansın diye bi yorum var..inanmayan orda yazarın mailli var iletişime gecsin o onun yorumu..ben benimkilerden sorumluyum ve arkasındayım..

    ağlama olyına gelince dediğim gibi kimse inanmak zorunda değil başbakanda inandırmak zorunda değil.ben samimiyetine inanıyorum..ben refaranduma evet diyeceğim başbakan ağladı diye değil bu demokratikleşme cabalarına inandığım için..gecenlerde bisey demiştim değil bu paketi akparti hangi parti getirirse getirsin ben evet oyu verirdim diye..peki ya siz bu paketi akparti değilde herhangi başka bi parti getirse yine hayır diyecekmiydiniz merak ediyorum...

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

Sayfa 1/5 12345 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •