Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/4 1234 SonSon
36 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: asker fıkraları

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart asker fıkraları

    Kahraman Er


    Erler sabah yoklamasında. Çavuş içlerinden birine soruyor.
    -Söyle bakalım nerdensin?
    -Maraş'lıyım komutanım...
    Çavuş sinirlenir ve askere okkalı bir tokat atar. Ardından tekrar sorar.
    -Bir daha söyle bakayım nerdensin?
    -Maraş'lıyım komutanım...
    Çavuş bu sefer iyice hiddetlenir ve askere okkalı bir tokat daha atar. Ardından tekrar sorar.
    -Oğlum bak sana son defa soruyorum. Nerelisin?:
    -Kahramanmaraş'lıyım komutanım.
    -Hah! şimdi oldu der ve yanındakine sorar...
    -Oğlum sen nerelisin?:
    -Kahraman Sinopluyum komutanım

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Herkes Kendi Yediğinden İkram Eder



    Bir gün İran hükümdarı Şah İsmail düşmanı olan Yavuz Sultan Selim hana bazı hediyeler yollar. Ama bu hediyeler çok değerli hediyelerdir. Halılar, altınlar, gümüşler yakutlar, deve deve yemişler ve ayrıca da sandık dolusu hediyeler.Hediyeler Yavuz'a getirilir açılır, ama o da ne! İçeriyi bir koku kaplar. Çok kötü bir koku, nedir bu diye hepsini aramaya başlar. Birde bakarlar ki, sandığın dibine insan dışkısı konulmuş.
    Yavuz Sultan Selim hemen buna bir cevap vermek için ulemalarını, hocalarını toplar.Buna iyi bir şekilde cevap verilmesi gerekmektedir.Fakat, yine cevabı kendisi bulur ve aynı hediyelerden kendiside hazırlatır. Vezirine kendisine bir kutu gül lokumu getirmesini ister ve lokumun altınada bir not yazar ve elçiyle Şah İsmail'e yollar.Şah İsmail hediyeleri kabul eder ama içinde bir tereddüt, acaba o bana ne dışkısı yolladı mı diye düşünürken, içeriyi birden lokum kokusu sarar ve de çok güzel kokmaktadır.Vezir lokumu ikram eder. Şah önce başkaları tatsın en son ben tadarım diyerek kendine göre önlem alır. Herkes lokumları yedikten sonra sıra şah İsmail'e gelir, Şah lokumu yer ve altındaki not gözüne ilişir.
    Notta şöyle yazmaktadır:
    'İsmail herkes kendi yediğinden ikram eder'
    YAVUZ SULTAN SELİM

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Aynı sistem


    Askerliğini denizaltı personeli olarak yapan Temel kahvede denizaltını anlatıyormuş.
    -Kocaman her tarafı kapalı demirden bir gemi. İşte biz o geminin içine giriyorduk,denizin 100-200 metre altına girip 1 hafta 10 gün hiç çıkmadan gidiyorduk.

    Herkesin ağzı açık Temeli dinlediğini gören Dursun birazda kıskanarak;
    - Ula Temel demirden gemi denizin altına girerde nasıl su almaz
    Temel,evelemiş gevelemiş bir türlü izah edememiş, sonra Dursuna dönerek;

    - Ula dursun sen denize giriyor musun?
    - Giriyorum.
    - Peki denize dalmıyor musun?
    - Dalıyorum.
    - Denizin dibine dalınca kıçına su kaçıyo mu?
    - Yooo.
    - İşte sistem aynu sistem...

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kahvaltı

    Napolyon bir sabah erkenden kalkıp nöbetçilerini kontrol etmeye başlamış. Birde ne görsün? Nöbetçilerden bir tanesi yerinde yok. Hemen aramaya başlamış. Çok geçmeden biraz ilerideki çalılıkların arasında nöbetçisini bulmuş. Asker tüfeğini ağaca dayamış, oturmuş sıçıyor. Bunu gören Napolyon hemen ağaca dayalı tüfeği kapıp askere doğrultmuş ve yaptığı şeyi parmaklayıp yemesini emretmiş. Asker istemeye istemeye söyleneni yapmış.
    - Asker bu ceza sana yeter, seni bu defalık affediyorum, tekrar ederse kurşuna dizilirsin.
    Deyip tüfeği askere teslim etmiş ve arkasını dönüp uzaklaşmaya başlamış. Tam o sırada nöbetçi silahını Napolyon'a doğrultup "Dur" diye bağırmış.
    - Hadi bakalım komutanım boku yeme sırası sende, yoksa seni vururum.
    Napolyon çaresiz söyleneni yapmış ve parmağını boka batırıp yalamış.
    Aradan uzun süre geçmiş ve savaş sona ermiş. Napolyon savaştan sağ çıkan askerlerinin arasında dolaşırken bir askerin önünde durup,
    - Asker, ben seni bir yerden tanıyorum ama çıkartamadım.
    Demiş. Asker hemen cevap vermiş:
    - Doğrudur komutanım bir sabah kahvaltıyı sizinle birlikte yapmıştık.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Şarapnel Parçası [#7070]51. Piyade alayında yüzbaşı Jack diye bir subay varmiş. Bu alayda bütün herkes bu yüzbaşı'dan illallah demiş. Çünkü her girdigi iddiayi kazaniyormuş. Alay komutanı sonunda dayanamayip yüzbaşı Jack'in tayinini çıkarmayı başarmış ve bizim yüzbaşı'nın 61. piyade alayına tayini çıkmış.
    51. piyade alay komutanı, 61. piyade alay komutanına telefon ederek yüzbaşı için 'aman bu adama dikkat edin sakın kimseyle iddiaya girmesin. Aka kara der iddiayi yinede kazanır' diye uyarıda bulunmuş. 61. piyade alay komutanı olur mu canım öyle şey deyip telefonu kapatmış. Neyse bizim yüzbaşı 61. piyade alayına gelmiş ve alay komutanın karsına geçerek, komutanım ben geldim' demiş. Alay komutanı:
    - Senmisin şu meşhur yüzbaşı Jack? derken, yüzbaşı alay komutanına:
    - Merhaba komutanım beni hatırladınız mı?, demiş
    - Hayır, hatırlamadım.
    - Olur mu komutanım Vietnam savaşında beraber mevzide idik, siz o zaman yarbaydınız bende daha teğmendim.
    - Yok canım ben o savaşa katılmadım.
    - Aaaa! komutanım ben adım gibi hatırlıyorum sizin poponuza şarapnel parcası gelmişti. Kesin onun yara izide kalmıstır.
    - Olur mu canım! Sen manyakmısın ben ne o savasa katıldım ne de popomda şarapnel yarası var.
    - Komutanım 100$ iddiasına girerim ki sizin poponuza şarapnel yarası var, demiş ve 100$ iddiasına girilmiş. Alay komutanı indirmiş pantalonu ve yaranın olmadığını göstermiş. Yüzbaşı:
    - Ah! komutanım çok özür dilerim, yanılmışım. Buyrun 100$ ınızı demiş ve 100$ ı vermiş. 61. piyade alay komutanı sevine sevine 51. piyade alay komutanını telefonla arayarak:
    - He he! bu muydu her iddiayı kazanan adam.
    - Ne oldu ki?
    - İddiaya girdim ve kazandım.
    - Sakın ona popomu gösterdim deme!
    - Nereden anladın popomu gösterdiğimi
    - Ulan, senin Allah belanı versin, Allah seni kahretsin o adam senin poponu görmek için bütün alayla iddiaya girmişti.

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Temel



    Temel uçakla yurt dışına gidiyor. Yanında bir Fransız,bir
    bir ingiliz ve bir de Amerikalı var.
    Biraz sonra Fransız :
    "intihar etmek istiyorum, bırakın beni" diye bağırmaya
    başlar. Nedenini sorduklarında annesinin bir fahişe olduğunu haber aldığını söyler. Zor bela adamı intihar etmemesi için ikna ederler. Biraz sonra İngiliz intihar etmek ister, sebebi annesini bir arkadaşıyla yakalamış olmasıymış. Onu da güçlükle ikna ederler. Kısa bir süre sonra Amerika'lı efkarlanır o da intihar etmek istediğini söyler.
    Bu arada Temel dayanamayıp: "Haçan ben de intihar etmek istiyorum der.
    Nedenini sorduklarında ise;
    -"Benim sizin gibi o..çocuklarının yanında ne işim var"der

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    meksikalı

    Meksikalinin biri bisikletle Amerika'dan ulkesine donuyormus.
    Elinde bir torba, agir agir sinir kapisina gelmis.
    Kapidaki gorevli, Meksikalinin elindeki torbadan suphelenmis ve aramak istemis. Torbayi acinca kum dolu oldugunu gormus. Arastirmis karistirmis ama kumdan baska bir seye rastlayamamis ve Meksikalinin gecmesine izin vermek zorunda kalmis.
    Aradan iki hafta gecmeden ayni Meksikali yine bisikletle ve elinde bir torbayla ayni sinir kapisindan gecmek istemis. Ayni gorevli yine torbadan suphelenip aramis ve yine kumdan baska bir sey bulamamis. 3 boyle 5 boyle...
    Her seferinde ayni sekilde gecen bu adamda hic bir sey bulamamak gorevliyi cildirtiyormus ama yapabilecegi bir sey de yokmus.
    1 yil sonra gorevli bir barda icki icerken, sinirda arayip durdugu Meksikalinin da ayni barda oldugunu gormus. Hemem yanina gitmis ve:
    - Artik sana bir sey yapamam. Cok iyi biliyorum ki sinirdan bir sey kaciriyordun. 1 yildir icim icimi yiyor, lutfen bana ne kacirdigini soyle, demis.
    Meksikali kafasini hafifce cevirip umarsizca mirildanmis:
    - Bisiklet.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Evli Değilim


    Asker, komutanın karşısına çıktı, izin istedi. Komutan sebep sordu:
    -Efendim, karım çocuğumuzun çok hasta olduğunu yazmış da...
    -Yalan söylüyorsun. Çünkü karından gelen mektubu ben de okudum, hiç öyle bir şeyden bahsetmiyordu.
    Asker selam verdi, tam kapıdan çıkarken döndü ve samimiyetle:
    -Komutanım, dedi. İkimiz de yalancıyız anlaşılan, çünkü ben evli değilim

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Akıllı asker


    Bir albay, bir er, bir yaşlı kadın ve bir de
    genc kız trende aynı kompartmanda yolculuk
    etmektedir. Tren bir tünele girip kompartman
    karardığı zaman, MUCUK bir öpücük sesi ve
    ardından ŞIIIRRRAAAAKK ! diye bir tokat sesi
    duyulur. Tünelden çıktıktan sonra yaşlı kadın
    "Aferin genç kıza. Nasıl yapıştırdı tokadı" diye
    düşünmekte ve kafasını sallamaktadır.
    Genc kız da "Zevksiz herif, bu morukta ne buldu
    ki, bi de öpmeye kalktı ama kadın da iyi
    yapıştırdı." diye düşünmektedir.
    Albay ise "Ulan bizim eşoglusu er, kızı öptü.
    tokadı biz yedik." diye yanarken er de içinden
    şöyle düsünmektedir:
    "Hehe. aferin lan bana. elimi öpüp nasıl
    yapıştırdım tokadı albaya..."

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Acemi asker


    Acemi askere başçavuşu nizamiye kapısında nöbet tutmasını emreder ve derki asker albay teftişe gelecek bana haber ver. Aradan yarım saat geçer başçavuş elinde sopayla askerin yanına gelir gelen giden varmı asker diye sorar askerde yok komutanım der. Bu olay 3-4 defa tekrarlanır. Bir müddet sonra kapıda bir jip durur içinden inen kişiye asker hemen silahını doğrultarak sorar, dur kimsin. İnen şahıs ben albayım der. Askerde seni başçavuş görmesin elinde sopayla deminden beri seni bekliyor ananı s**kecek demiş.

Sayfa 1/4 1234 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •