REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/4 1234 SonSon
34 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Sarışın fıkraları

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Sarışın fıkraları

    Kalk kendin al


    Soğuk ve karlı bir günde bir işadamıyla sarışın sekreteri yollarını kaybetmişler ve bir ormanda kaybolmuşlar.
    Bir süre sonrada arabaları bozulmuş ve arabayı terketmek zorunda kalmışlar.
    Zor ve uzun bir yürüyüşten sonra ormanın içinde bir kulübe bulmuşler ve kendilerini hemen bu kulübenin içine atmışlar.
    Kulübede bir yatak, bir uyku tulumu ve bir sürüde battaniye olduğunu görürmüşler.
    Adam bir centilmen olarak sekretere onun yatakta yatabileceğini söylemiş ve kendide uyku tulumu alıp yere yatmış.
    Adam yattıktan birkaç dakika sonra sarışından bir ses gelmiş,
    - Efendim, ben çok üşüyorum.
    Adam tulumun fermuarını açmış ve kalkıp sarışına bir battaniye vermiş ve sonra yine yatmış.
    Tam uyumak üzereyken sarışın yine,
    - Efendim, ben hala çok üşüyorum! demiş.
    Adam yine fermuarını açmış, kalkmış ve sarışına bir battaniye daha vermiş.
    Sonra aynı sakinlikle uyku tulumunun içine girip, fermuarı çekmiş.
    Tam uykuya dalacağı sırada sarışın yine,
    - Efendim, ama ben çooooook üşüyorum. demiş.
    Adam sarışına dönüp,
    - Burası ıssız bir yer. Ne olduğunu kimse görmez. İstiyorsan bir geceliğine karı-koca gibi davranabiliriz. demiş.
    Sarışın cilvelenerek,
    - Tabii efendim siz nasıl isterseniz. demiş.
    Bunun üzerine adam avazı çıktığı kadar bağırmış,
    - Öyleyse kalk ve kahrolası battaniyeyi kendin al!!!!!".

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    üniversiteli kız


    İstanbul'da üniversitede okuyan genç kız Ankara'daki babasına telefon etmiş;
    - ''Baba, merhaba Ben Lale''.
    - ''Ooooo Güzel kızım benim. N'abersin bakalim?''.
    - ''Hiç sorma babacığım. Hiç ***fim yok valla''.
    - ''Hayırdır? Bi sorun'mu var?''.
    Kız ağlamaya başlar babası ise üzüntü ve meraktan kafayı yemektedir;
    - ''N'ooldu kızım? anlatsana''.
    - ''Murat evi terketti. Boşanmak istiyormuş''.
    - ''Ne evi lan? Ne boşanması? Sen ne zaman evlendin'de bosaniyorsun''.
    - ''Hani senin hiç hoşlanmadığın esrarkeş çocuk vardı'ya ben onunla evlendim''.
    - ''iyi halt ettin, zilli neyse, artık yapacak bi şey yok. Versin mahkemeye, hemen boşanın''.
    - ''Boşanalım ama benden 10 milyar istiyor. Eğer vermezsem, iyi zamanlarımızda çektiği çıplak fotoğraflarımı internetten herkese yollayacakmış''.
    - ''Püüh. Rezil... Çıplak fotoğraf çektirdin, öyle mi?''.
    - ''Ama babacığım O benim kocamdı. Ne biliyim böyle bir puştluk yapacağını''.
    - ''Peki Olan olmuş artık. Yarın havale ederim parayı ögleden sonra Bankaya gidip çekersin sonra da alıp yakarsın o kahrolası fotografları''.
    - ''Sağol baba Eeee şey bi'de kürtaj için 2 milyara ihtiyacım var''.
    Adam artık iyice fenalaşır. Boğuk bir sesle konuşur;
    - ''Kürtaj'mı? Bi'de hamile'mi kaldın o çocuktan sen?''.
    - ''Aslında ondan değil... Zenci bi çocuk vardı... Zaten o yüzden ayrılıyoruz'ya''.
    Adam bayılmak üzeredir. Nabzı yükselir, tansiyonu düşer, artık inleyerek konuşmaktadır;
    - ''Biz seni oraya okumaya yollamıştık. Sen ne haltlar çevirmişsin. Allahım nedir bu başımıza gelenler okulu bitirir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kırarım bacaklarını''.
    - ''İstersen hemen dönebilirim babacığım. Ben geçen yıl okuldan atıldım çünkü''.
    Adam masanın üzerindeki soğuk su dolu sürahiyi başından aşağıya devirir ve ancak bu şekilde konuşmasını sürdürür;
    - ''Okuldan'mı atıldın? Hani birlikte avukatlık yapacaktık, zilli? Eh ulan sen hele bi gel buraya ben sana yapacağımı bilirim. Evden dışarıya adım attırmiycam sana ilk isteyenle'de evlendiricem''.
    - ''O iş zor be baba biliyorsun, moda oldu, artık evlenmeden önce eşler birbirlerinden sağlık raporu istiyorlar pek iyi bi rapor sunacağımı zannetmiyorum ben''.
    - ''Allahım, çıldıracağım bir de cinsel hastalıklar haaa... kesin o zencidendir''.
    - ''Çok pis arkadaşları vardı. Bilmem artık hangisinden kapmışımdır''.
    Güm diye bir ses duyulur. Adam kısa bir süre için kendinden geçmiştir ancak hemen kendisini toparlayıp tekrar telefonu alır.
    - ''Hemen bu akşam dayını yolluyorum oraya seni alıp gelecek. Adresini ver bakim''.
    - ''Mahmutpaşa Karakolu'ndayım gelirken kefalet için de biraz para getirsin yanında''.
    - ''Karakol'mu? bi'de karakola'mı düştün layyynnn? Ne yaptın?''.
    - ''Dün kafam çok bozuktu, çok içmişim. Araba kiralayıp dolaşmaya çıktım. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanına girdim. Ama neyse'ki kimse ölmedi. Dükkan sahibiyle kiralık araba firmasına biraz para vermek gerekir sanırım''
    Adam artık iyice fenalaşmıştır. Hatta fenalaşmak ne kelime adeta kahrolmuştur. Telefonda kısa bir sessizlik olur. Kız tekrar konuşmaya başlar;
    - ''Babacığım sakın üzülme bütün bunlar bir şakaydı. Ben sadece sınıfta kaldığımı söylemek için aramıştım''.
    Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykırır;
    - ''Canın sağolsun be güzelim, boşveeerrr. Okul'da neymiş? Hiç mühim değil, tatlı canın sağolsun senin''

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ateşli Sarışın


    Güzel mi güzel olan genç bir sarışının bir tanesi, telefonda yüksek ateşli olduğunu söyleyerek doktordan randevu alır
    Randevu saatinde sarışın doktorun yanına gider ve sırası gelince içeri girer
    Doktor her hastasına sorduğu gibi bizim genç sarışına da aynı soruyu sorar
    şikayetiniz nedir hanim efendi?
    Ah doktor bey bir bilseniz çok ateşim var
    o zaman derece ile bir ateşinizi ölçelim buyurun dereceyi ağzınızda biraz tutunuz
    ay doktor bey ben dereceyi ağzıma alamam, ondan tiksinirim
    o zaman öyle ise koltuk altına koyunuz oradan ateşinizi ölçelim
    ay doktor bey orası katiyen olmaz, ben çok gıdıklanırım
    o zaman ateşinizi ölçebileceğimiz, son çare olarak tek bir yer kalıyor
    Neresi doktor bey?
    Ancak makatınıza dereceyi koyarak ölçebiliriz
    bu fikir bizim genç bayanın aklına yatar ve kabul eder
    Tabii bu arada derecenin makatına yerleştirilmesi için gereken pozisyonu da almıştır
    Tamam doktor bey ben hazırım ateşimi ölçebilirsiniz
    Doktor da ateşi ölçmek için atağa kalkar
    Bizim genç sarısından yine bir itiraz gelir
    şey doktor bey
    ne oldu hanim efendi?
    o dereceyi koyduğunuz yer makatım değil ki
    ha ha ehm oraya koyduğum şey de, zaten derece değil...)

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Banka soygunu

    Sarışın ile esmer de, köşeyi kolay dönmek için banka soymaya karar vermişler. Esmer bütün gece oturup plan yapmış.

    Sabah masanın üzerine kağıtları sermiş, soygunu tüm ayrıntıları ile sarışına anlatmış:

    - "İyi anladın değil mi ?" diye de sormuş. "Burası küçük bir semt bankası. Bir tek güvenlik görevlisi var. İşi üç dakikada bitirirsin, ben seni arabada bekleyeceğim."

    Binmişler arabaya, gitmişler bankaya. Esmer motoru çalışır tutarak direksiyonda beklerken, sarışın bankaya girmiş.
    5 dk. geçmis. 10 dk. geçmis. 15 dk. geçmis.

    Esmer korkmaya baslamış. Tam gaza basıp kaçmaya karar vermişken, bankanın kapısı büyük bir gümbürtüyle sonuna kadar açılmış.

    Önde sarışın elinde bir ip. İpin ucuna kasa baglanmış, sürükleye sürükleye arabaya koşmaya çalışıyor.

    Arkasından güvenlik görevlisi "DUR" diye bağırarak ateş ediyor. Ama koşamıyor çünkü pantolonu ve iç çamaşırı dizlerinden aşağıya inmiş.

    Sarışın arabaya atlamış. Esmer gaza basmış ve öf***le seslenmiş:

    - "Bir de bana planı tam anladığını söylemiştin !.. "
    - "Anladim tabii..."
    - "Ben sana GÜVENLİK GÖREVLİSİNİ BAĞLA, KASAYI BOŞALT demistim gerzek"

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Savaş siğortası


    Müşteriye neyi nasıl anlattığınız çok önemli.
    Bununla ilgili çok sevdiğim bir sigortacı öyküsü var.
    Sigortacının biri orduya gider. Askerler iştimadadır.
    Başlar anlatmaya;
    - ''Ben size siğorta satmaya geldim siğorta olmayanlar savaşa gittiğinde beynine bir kurşun yerse, ailesi hiç para alamaz siğortalı olanların ailesine ise, devlet yüklü bir para öder. Şimdi kimler siğorta yaptırmak istiyor?"
    Kimseden ses çıkmaz.
    İki kez daha anlatır ama yine ses çıkmaz.
    Siğortacı gitmek üzereyken kıdemli bir Başçavuş gelir ve;
    - ''Bir de ben anlatayım, ben bunların dilini konuşurum'' der ve askerlere seslenir;
    - ''Beyler, şimdi siğorta olup da beynine kurşun yiyenlere devletin ne kadar para ödeyeceğini duydunuz'mu?''.
    - ''Duyduk'' der herkes.
    - ''Şimdi siz hesap edin. Bundan sonra ilk çıkacak savaşta devlet, savaşa siğorta olanları'mı, siğortasız olanları'mı sürer?

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    5 Dolar


    New York`tan Los Angeles`e giden uçakta cingöz bir avukat ile sarışın bir hanım yanyana oturuyorlar. Avukat hem hanımla yakınlaşmak hem de hoşca vakit geçirmek için bir oyun teklif ediyor. Kabul görünce oyunu anlatıyor:
    -Size bir soru soracağım, cevabı bilemezseniz bana 5 dolar vereceksiniz, sonra siz soracaksınız bilemezsem ben size 50 dolar vereceğim.
    Ve ilk soruyu soruyor:
    -Ay ile dünya arasındaki uzaklık ne kadardır?
    Kadın tek söz söylemeden çantasından 5 dolar çıkarıp adama uzatmış.
    Soru sorma sırası sarışına gelmiş:
    -Tepeye 3 ayakla tırmanıp 4 ayakla asağı inen şey nedir?
    Adam dakikalarca düşünmüş. Yanıtı bulamamış... Cuzdanından 50 dolar çıkarıp kadına uzatmış. Kadın parayı kibarca alıp çantasına koyarken avukat merakla sormuş:
    -Cevap ne?
    Kadın tek kelime etmeden çantasını açmış ve 5 dolar çıkarıp adama uzatmış...

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Dile benden ne dilersen


    Yaşlıca bir bayan evindeki koltuğunda oturup uzun geçmiş hayatını gözden geçirirken birden bir peri karşısına çıkıverir ve ona 3 dilekte bulunabileceğini söyler.
    - ''Peki'' der yaşlı kadın.
    - ''Zengin olmak istiyorum''.
    Peri bir el hareketiyle kadının koltuğunu som altına çevirir.
    - ''ikinci olarak'ta güzel ve genç bir prenses olmak istiyorum'' der.
    Birden başında paha biçilemez bir tacı olan dünya güzeli bir prenses oluverir.
    - ''üçüncü ve son olarak ne istersin'' diye sorar peri.
    O sırada yaşlı köpeği ağır bir şekilde kafasını kaldırır ve zayıf bir "hav" sesi çıkartır.
    Prenses çok sevdiği köpeğine bakar ve şöyle der;
    - ''Kopeğimi yakışıklı bir prense dönüştürebilirmisin?''.
    Tam o anda, şimdi güzel bir prenses olan yaşlı kadının önünde dünyada hiç kimsenin görmediği kadar yakışıklı bir prense dönüşür köpek.
    Hiç kimsenin hayal bile edemeyeceği kadar yakışıklıdır bu prens.
    Kadın ona büyük bir hayranlıkla bakar ve o anda ona aşık oluverir. Prens ona doğru yaklaştığında kadının heyecandan dizleri titremeye başlar.
    Prens ona doğru eğilir ve dudakları neredeyse kadının kulağına değecek şekilde şöyle fısıldar;
    - ''Eminim şimdi, zamanında beni hadım ettirdiğine çok pişmansın''...

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Amerika Yolcusu

    Günün birinde İstanbul'da sarışının biri hayat'tan o kadar bezmiş'ki kendini boğazın soğuk sularına bırakarak hayatına son vermeye karar vermiş. Boğaziçi köprüsünden geçerken arabasını durdurmuş, bariyerlere çıkmış ve titreyerek az sonra kendisini bu çekilmez hayattan kurtaracak olan sulara baka baka ağlarken yanına genç ve yakışıklı bir genç gelmiş.
    Genç ona acımış ve sarışının ellerini tutup;
    - ''Bak, yaşaman için çok neden var, yarın sabah gemim Amerika'ya gitmek üzere demir alacak, eğer istersen, seni de çaktırmadan gemiye alıp saklayabilirim, sana hem yemek getiririm hem de sana çok iyi bakarım'' demiş.
    Sarışın bakmış kaybedecek bir şey yok belki'de Amerika'ya gidip yeni bir başlanğıç yaparım umuduyla denizcinin teklifini kabul etmiş. O akşam denizci genç onu gemiye almış ve filikalardan birine saklamış. Her gece sarışına üç sandviç ve bir meyve getiriyormuş, sonra'da sabah'a kadar sevişiyorlarmış.
    Birkaç gün sonra, kaptan rutin kontrolleri sırasında sarışına rastlamış. Orada ne aradığını sormuş. Sarışın da;
    - ''Ben bu gemideki denizcilerden biriyle anlaştım, o bana hergün yemek getiriyor ve Amerika'ya gitmemi sağlıyor, ben de onun benimle sevişmesine izin veriyorum''. demiş.
    Kaptan;
    - ''Seninle seviştiği kesin küçük hanım'' demiş.
    - ''Yalnız bu Kadıköy-Beşiktaş vapuru''...

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Uğursuz Kadın


    Cafer komadadır, yanında ise karısı... Cafer'in gözleri nemli, kısık sesiyle karısına doğru bakar ve konuşmaya başlar;
    - ''İlk işten kovulduğum zaman yanımdaydın. İflas ettiğim gün oradaydın. Vurulduğum zaman ilk gözümü açtığımda seni gördüm. Trafik kazası geçirdiğimde hastanede hep baş ucumdaydın''...
    Karısı takdir edilmenin mutluluğunda tabi.
    - ''Şimdi komadayım yine başucumdasın sonunda anladım ama, çok geç oldu yahu sen ne uğursuz karısın''

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hadi birlikte arayalim


    İki adam Akmerkez'de karılarını kaybetmiş hararetle arıyorlarmış.
    Ortada koşuşturup dururken birbirlerine çarpmışlar.
    - ''Ne oluyor birader'' demeye kalmamış, birisi;
    - ''Kardeş kusura bakma karımı kaybettim'de onu arıyorum'' demiş.
    Diğeri;
    - ''sende kusura bakma ama bende karımı arıyorum'' demiş.
    Adamlardan birinin aklına bir fikir gelmiş ve demiş ki;
    - ''Arkadaşım madem ikimizde karılarımızı arıyoruz, karılarımızın tipini birbirimize tarif edelim ve ayrı ayrı yerlerde aramaya başlayalım eğer rastlarsak saat 12'de Mac Donalds'ın önüne gitmesini söyleriz'' demiş.
    Diğeri;
    - ''tamam'' demiş ve başlamış karısını tarif etmeye;
    - ''Benim karım sarışın, mavi gözlü, 21 yaşında, 1.75 boyunda, 60 kg, topuklu beyaz ayakkabı ve kırmızı mini etekli tek parça elbise giyiyor'' demiş.
    Ve diğer adama;
    - ''Senin karın nasıl biri'' diye sormuş.
    Diğer adam;
    - ''*iktiret benimkini seninkini arıyalım''

Sayfa 1/4 1234 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •