REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 4/4 İlkİlk 1234
39 sonuçtan 31 ile 39 arası

Konu: Politika fıkraları

  1. #31

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bağdat mı?


    Clinton bir gün Bağdat'a gider, Saddam'ın karşısına oturur. Bir bakar ki Saddamın koltuğunda 2 tane düğme var ve bunlar ne diye sorar;
    Saddam:
    - Bak göstereyim birincisine basmış alttan bir el cıkmış clintonu gıdıklamaya başlamış saddam güler ikinci düğmeye başmış bir el çıkıp clintona vurmaya başlamış saddam kahkahalara boğulmus. Peki demiş clinton haftayada bizim oraya amerikaya bekleriz. Bu kez Saddam amerikaya gider. Clintonun masasında 2 dügme, Saddam sormuş bunlar ne işe yarar;
    Clinton: Kak göstereyim der düğmenin birine basar clinton başlar gülmeye Saddam şaşkın ne oldu diye, Clinton ikinci düğmeyede başar Clinton gülmekten ölecek durumdadır. Biraz sonra saddam müsade ister
    - Ben artık bağdat'a geri döneyim.
    Clinton:
    - Bağdat? Na Bağdat'ı

  2. #32

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Nur Yüzlü Kul


    Yıllar önce generallerin ülkemizi yönetmeye özendikleri bir dönemde öğrenci, yazar evleri aranmaktadır. Beş öğrencinin birlikte kaldığı eve ani baskın düzenler kolluk kuvvetleri, başlarlar arama yapmaya, kayda değer hiçbirşey bulamayınca, beşinci öğrencinin çalışma masasının üst duvarında bulunan Lenin posterine gözü takılır kolluk kuvvetlerinden komiserin sorar öğrenciye;
    -kim ulan bu!
    izinsiz arama yapıldığına bozulan öğrenci cevap verir.
    -dedem!
    komiser ellerini havaya açıp,
    hey yüce rabbim böyle nur yüzlü bir adamdan, böyle bir torun, der

  3. #33

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ticari Zeka


    İş adamı traş olurken bir yandan da berberiyle sohbet etmektedir.

    Derken, kapının önünden ağır ağır geçmekte olan paspal bir çocuk görürler. Berber, iş adamının kulağına fısıldar; "Bu çocuk var ya, dünyanın en aptal çocuklarından biridir! Bak; dikkat et şimdi..."

    Berber çocuğa seslenir: "Ali, buraya gel!". Bunun üzerine çocuk sakince dükkana girer ve yüzündeki aptalca sırıtmayla berberi selamlar.

    Berber işadamının kulağına sessizce, "bak şimdi" diye fısıldar ve bir elinde bir milyon, diger elinde yirmimilyon'luk bir banknot olduğu halde çocuğa sorar: "Hangisini istiyorsan alabilirsin?"

    Çocuk dalgın dalgın bir bir milyona bir de yirmimilyona bakar ve sonunda bir milyonluk banknotu hızlıca çekerek berberin elinden alır.

    Berber işadamına döner ve gülerek: "Gördün mü? Sana söylemiştim." der.Traş bitince işadamı sokağa çıkar ve az ileride kendi kendine oynayan Ali'yi görür. Yanına giderek, neden yirmimilyonluk değil de, bir milyonluk banknotu aldığını sorar.

    Çocuk hiç de aptalca olmayan bir sırıtmayla yanıt verir:

    "Hehehe... Eğer yirmimilyonluğu alırsam oyun

  4. #34

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Devlet versin


    "Bir Laz, bir Kayserili, bir de Diyarbakırlı ölür, öbür dünyaya gider. Bir hafta geçmeden Laz mezarlıktan çıkar, köyüne döner. Herkes merakla, "Sen nasıl geri döndün?" diye sorar. Laz, "Diğer tarafta pazarlık yaptım. 5 bin dolar istediler. Verip, geldim" der. Bunun üzerine kalabalık, Kayserili ve Diyarbakırlı'yı sorar. Laz cevap verir: "Ben gelirken Kayserili '3 bin 500 dolar olsun' diye bastırıyordu. Diyarbakırlı da, 'Devlet versin' diye!"

  5. #35

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hayat Standartı


    Amerikan,İngiliz ve Türk başbakanları aralarında konuşuyorlarmış;
    Amerikan başkanı:
    -Bizim hayat standartımız üç bin dolardır biz vatandaşımıza beşbin dolar maaş veririz üç bin dolarını harcarlar gerisine karışmayız.
    İngiliz başbakanı:
    -Bizim hayat standartımız iki bin sterlindir biz vatandaşımıza dört bin sterlin veririz iki bin sterlini harcarlar gerisine karışmayız.
    Sıra Türk başbakanına gelmiş:
    Bizim hayat standartımız bir milyar iki yüz elli milyondur iki yüz elli milyon veririz geriye kalan bir milyarı nerden bulurlarsa bulurlar biz orasına karışmayız.

  6. #36

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Başbakan Ecevit


    Ecevit basbakanliktan ayrildiktan sonra Rahsaniyla artik yuvasinda mütevazi bir hayat sürüyor.... birgün telefonu çaliyor, ortada artik sekreteri vs olmadigi için tabi kendi telefonuna kendi bakmak zorunda.......telefonu açinca bir adam sesi:
    - Iyi günler, TC Basbakaniyla görüsebilir miyim?

    Ecevit gülüyor:

    - Bayim ben artik TC Basbakani diilim.....

    Bunun üzerine telefon kapaniyor... derken 5 dakika sonra tekrar telefon......Ecevit açiyor, yine ayni adam..

    - Iyi günler, TC Basbakani lütfen?

    Ecevit sasiriyor.....

    - Az önce arayan siz diil miydiniz? Bakin ben artik TC Basbakani diilim.....

    Telefon yine kapaniyor....... Ecevit tam yerine oturucakken tekrar telefon çaliyor...

    - Iyi günler, TC Basbakani orada mi?

    Ecevit artik çok kiziyor:

    - SEN LAFTAN ANLAMAZ MISIN????? KAÇ KERE SÖYLEMEM GEREKIYOR, BEN ARTIK TC.BASBAKANI DIILIM...!!

    Bunun üzerine karsi taraf gülüyor:

    - BILIYORUM...........BILIYORUM

    AMA TEKRAR TEKRAR DUYMAK ÇOK HOSUMA GIDIYOR...!!!

  7. #37

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Yüzme Bilmiyor [#1704]-Ülkenin birinde bakan,kendisini gazetecilere hiç sevdirememişti.Ne yapsa makbule geçmiyor, basın hergün kendisiyle uğraşıyordu.
    -Nihayet;Öyle bir şey yapayım ki, gazeteciler mat olsun, diye düşündü ve
    -İlan etti; Pazar günü saat 10'da bakan denizin üzerinden yürüyerek geçecek.
    -Pazar sabahı saat 10'da tüm basın mensupları toplandılar orada. Bakan geldi ve elinde bastonuyla denizin üzerinde yürümeye başladı. Karşı kıyıya kadar da yürüdü geçti. Herkesin gözleri dehşetle açılmıştı.
    Fakat ertesi günü tüm gazetelerde su başlık okundu
    -Bakan yüzme bilmiyor

  8. #38

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Tablo [

    ]Değerli büyügümüz Yildirim Akbulut Fransa ziyareti esnasinda meşhur Louvre muzesini gezecekmis; fakat gezi günu geldiginde resimden hiç anlamadiginin farkina varip, ne yapmasi gerektiğini sormuş rehberine, rehber "Hic merak etmeyin sayin Akbulut, bu müzedeki tablolarin tamamina yakini REMBRAND'dir, geçin bir tablonun karşisina ve oooo! Rembrand demeniz yeterli olur. Bunu duyun Sn.Akbulut neşe icinde muzeyi gezmeye başlamiş ve bir tablonun karşisina gecip "oooo! Rembrand" demis ve alkiş tufani kopmuş tüm fransizlara hayran olmus bizim degerli bÜyÜĞÜmÜze, rehber hafifce egilip Sn.Akbulutun kulagina "bravo mosyo Akbulut this is Rembrand"demis. Bir kacdefa ayni olay tekrarlanmis yine ayni alkiŞ tufani yine rehberin bravosu, derken baska bir kÖŞede Sn.Akbuluttan'tan "oooo! Rembrand"duyulmus, ne varki Çevredeki Fransizlar gizlice gÜlÜyorlar, hafiften dalga gecer gibiler ki Sn.Akbulut bilemedigini dÜŞÜnÜrken rehberimiz hafifce Akbulutun kulaĞina egilip " hhhmmm mosyo Akbulut this is ayna, ayna

  9. #39

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ya umut kardeş hepsi çok güzelmiş bunların ama özelliklede 1nci fıkraya adeta koptum haklı tarflarıda yok değil hani
    İNANDIĞIN GİBİ YAŞAMAZSAN,YAŞADIĞIN GİBİ İNANMAYA BAŞLARSIN.

Sayfa 4/4 İlkİlk 1234

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •