Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/5 12345 SonSon
46 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: 12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor? (1)

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart 12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor? (1)

    12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor?
    29 Temmuz 2010 Perşembe 13:07
    AKP iktidarına yakın medya kuruluşları, 12 Eylül'de MHP ve Ülkücü Kuruluşlar davasından yargılanarak cezaevlerine gönderilen kişiler üzerinden “Evet” propagandası yapmaya devam ediyor...

    GAZETE5/Selda Öztürk KAY- Türkiye 12 Eylül 2010 tarihinde gerçekleştirilecek referanduma kilitlendi. Liderler, referandum kampanyalarına hız verirken, iktidar partisi, muhalefet partilerinin tabanına yönelik söylemlerle “oy avcılığına” başladı. 12 Eylül askeri darbesinin ardından darağacına gönderilen isimler siyasetin malzemesi haline dönüştürülürken, referandumda oylanacak Anayasa değişiklik paketi de “12 Eylül ile hesaplaşma” eksenine kaydırıldı.
    Siyaset, referandumu “parti oylamasına” dönüştürürken, İktidara yakın medya kuruluşları ise 12 Eylül askeri darbesinde “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar” davasından yargılanarak cezaevlerine gönderilen kişiler üzerinden “Evet” propagandası yapmayı sürdürüyor. Bu siyasetin temelini ise ülkücü hareketin tarihi sürecinde önemli bir dönüm noktası olarak görülen 12 Eylül’ün yol açtığı mağduriyetler, acı ve ızdıraplar oluşturuyor.
    Ancak; 12 Eylül’ün cefasını çeken, adına “Tabutluk” denilen hücrelerde aylarca çile dolduran, idamla yargılanan ve bugün siyaset sahnesinde bulunmayan ülkücülerin “referandum” kararı hiçbir zeminde tartışılmıyor.
    Gazete5, Ülkücü Hareket’in sembol haline gelmiş işte o isimlerle “Referandum”u konuştu. Onların referandum konusundaki “kararlarını” sordu. Bugüne kadar hiçbir haber sitesinin yapmadığı bir “ilk”i gerçekleştiren Gazete5, internet üzerinden ilk yazı dizisini de böylece başlatmış oldu.
    YUSUFİYELİLER “HAYIR” DİYECEK
    12 Eylül askeri darbesinin ardından zindanlara gönderilen ülkücülerin “dışarı çıktıktan” sonra kurduğu Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı, referandum kararını “HAYIR” olarak açıkladı. Son günlerde ülkücüler adına yaptıkları açıklamalarla Anayasa paketi oylamasında “evet” diyeceklerini bildiren kişilere sert tepki gösteren Yusufiyeli Ülkücüler Teşkilatı Genel Başkanı Ahmet Yılmaz, “Bizim adımıza ahkam kesenleri ve açıklama yapanları şaşkınlıkla izliyoruz” diye konuştu.
    Bugün AKP zihniyetinde olan ülkücüleri 12 Eylül öncesinde kendilerinin “koruduğunu ve kolladığını” söyleyen Ahmet Yılmaz, “Biz o arkadaşları nasıl yarattıysak, devrimci ve solcu arkadaşlar da bugünün Kürtçü ve bölücü hainlerini koruyup kollayarak yarattı” dedi.
    Yusufiyeli Ülkücülerin 12 Eylül çilesini çekmeye halen devam ettiğini söyleyen Yılmaz, referandum öncesinde MHP tabanından oy isteyen AKP Hükümeti’ni ise sert sözlerle eleştirdi.
    “Kafamıza çuval geçirten bir hükümeti, bölücüyü davul zurnayla karşılatan bir zihniyeti kınıyoruz” diyen Yılmaz, Türkiye’deki tüm ülkücülerin Anayasa referandumu konusundaki duruşunun “HAYIR” olacağını belirterek şunları söyledi:
    “Ülkemizde özelleştirme adı altında satılmayan, paylaştırılmayan kamu kurumu bırakmayan bir düşünceyi, açılım adı altında ülkemizi kana boğan haine öpücük verenleri, ekonomik çöküntü ile ülke insanlarını işsizliğe gömüp, vurgun ve talan düzeni yaratanları, sahte gözyaşlarıyla salya sümük duygu sömürüsü yapanları, ülkemizi emperyal ve emperyalistlere kamp yapıp, kamu kurumlarını asker- polis- hukuk- yargı- millet birbiriyle ters ve hasım yapanları kınıyoruz.”
    Ülkücülerin Türk Milletinin milli dinamiği olduğunu söyleyen Ahmet Yılmaz, Türkiye’de bugün Misak-ı milli şartlarından daha ağır koşulların var olduğunu savundu. Türk Milliyetçilerini “uyanık” olmaya çağıran Yılmaz, “Anadolu’yu Türksüzleştirme planı yürürlüğe konmuştur. Üniter yapımız AKP hükümetinin kanun ve icraatları ile parçalanma eşiğindedir. Atatürk’ün sözleri ile ‘bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, işgalcilerin siyasi emelleriyle birleştirmişlerdir’. Dolayısıyla AKP hükümetinin kuyruğuna yapışan gafiller de tarih önünde hesap vereceklerdir” diye konuştu.
    PINAR SUYUNA LAĞIM KARIŞTIRMASINLAR!
    Ahmet Yılmaz, ülkücüleri temsil ettiği ileri sürülen bazı kuruluşların internet ortamında sanal dernek ve vakıflarla AKP şakşakçılığına soyunduğunu söyledi. Bu kesimlerin, Türk milliyetçilerinin kafasını karıştırdığına dikkat çeken Yılmaz, “Ülkücü Hareketin pınar suyuna lağım suyu karıştırma heveslisi bu gafilleri kınıyoruz. Yakın tarihte binlerce şehidimiz ve onbinlerce gazimizle taçlanan “YUSUFİYE” kavramını AKP ihanetinin yanında göstermenin, mücadelemizi inkar ve hatta karalamak anlamına geldiğini düşünüyoruz” dedi.
    Yılmaz, referandumda “Evet” diyeceğini açıklayan ülkücülerin 15. madde değişikliğini bu desteğe gerekçe göstermek adına ortaya attığını da söyledi. Ülkücülerin “Oltanın ucuna takılan yeme kanmayacağını” belirten Yılmaz, “Ülkücü Hareketin bilirkişisi Yusufiyeliler 1 gram bal yemek için 40 kilo odun yemeyeceklerdir” diye konuştu.
    gazete5

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor?(2)
    Sadi Somuncuoğlu referanduma hayır diyor.
    1967 yılında girdiği MHP’de, Gençlik Kolları Genel Başkanlığı Genel İdare Kurulu üyeliği ve MHP Genel Başkan Yardımcılığı yapan Devlet eski Bakanı Sadi Somuncuoğlu, 12 Eylül 1980 darbesinin ardından tutuklanarak MHP davasında idamla yargılandı. 2 yıl tutuklu kaldıktan sonra beraat eden Somuncuoğlu da referanduma açıkça “HAYIR” dediğini söyledi.
    Türkiye’nin, devletin kuruluş esaslarını yıkacak bir yola girmemesi gerektiğini söyleyen Somuncuoğlu vatanını, milletini düşünen şuurlu vatandaşların referanduma “Hayır” diyeceğini belirtti. Sadi Somuncuoğlu, ‘Hayır’ kararının gerekçesini şu sözlerle açıkladı:
    “Demokratik hukuk devletlerinde olduğu gibi yargının bağımsızlığı devlet ve millet için vazgeçilmez bir temel ilkedir. 12 Eylül referandumundan eğer ‘Evet’ çıkarsa, HSYK, ve Anayasa Mahkemesi yürütmenin kontrolüne geçecektir. Artık yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, demokrasi, insan hakları başta olmak üzere toplumun huzur ve refahını temin eden ilkeler tehdit altına giriyor demektir. Bu aşamada, mahalli mahkemelerin bile iktidar mensuplarının ve hatta il, ilçe yöneticilerinin ***fi muamelelerine maruz kalabileceğinin herkes tarafından düşünülmesi gerekmektedir.”
    gazete5

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor?(3)

    GAZETE5/ Selda Öztürk KAY- 12 Eylül’deki askeri mahkemelerin “MHP ve Ülkücü Kuruluşlar” davasında yargılanan dönemin MHP Genel Sekreter Yardımcısı Yaşar Okuyan da, Anayasa değişiklik paketine “Delikanlıca Hayır” diyenlerden… AKP’nin ‘kişiye özel” anayasa değişikliği yaptığını ve söz konusu referandumun Tayyip Erdoğan’ın kişisel endişesini ortadan kaldırmak için düzenlendiğini söyleyen Okuyan, 12 Eylül’e “Evet” diyen ülkücülerin AKP’nin “fitneci” siyasetinden etkilendiğini belirtti.
    ÜLKÜCÜLERİN İÇİNE FİTNE SOKULDU
    Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Yaşar Okuyan Gazete5’e yaptığı açıklamasında şunları söyledi:
    “AKP ve Sayın Başbakan her yere fitne sokan bir siyaset işliyor. Dolayısıyla AKP, fitne siyasetinin Türkiye’deki temsilciliğini yürütüyor. ‘Açılım’ diyerek milletin fertlerini birbirleriyle karşı karşıya getiren, milleti ayrıştıran AKP, kendi aralarında hiçbir sorun yaşamayan insanları Türk-Kürt sorunuyla karşı karşıya getirdi. Açılımı da yine fitne siyasetinin eseri olarak ortaya koydu. Dolayısıyla aynı AKP, bugün de 12 Eylül’ü tartışma alanı haline getirdi. Başbakan çıkıp grup toplantısında ağladı. Bu kez ne oldu? 30 sene öncesinde kalmış olan sol ve sağ çatışmasına girmiş, bu dönem içinde kendi iç muhasebesini yapmış insanlar, bir anda 30 yıl öncesine koyulan bu fitneyle oyuna gelmeye, birbirlerine yönelik sert değerlendirmeler yapmaya başladı.”
    gazete5

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    yaşar okuyan...."delikanlıca" hayır diyenlerdenmiş.........
    bu delikanlıya çokkk güldüm.....
    ve siyasette ne işe yaradığını bir türlü hiç anlamadım......
    mesut yılmaz.....cindoruk....demirel.......yaşar okuyan.......hepsi aynı luzumsuz kafa.....
    eğer ülkücülük yaşar okuyana kaldıysa....wah bu zihniyete....

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    yaşar okuyan harbi deli kanlı, ama asıl delikanlı hasan celal güzel

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    S.A.Sadi somuncuoğlu mecbur hayır diyecek,hayır demezse cumhurbaşkanlığına aday olduğu zaman nasıl tartaklanıp,pataklanırsın diye tehdit edildiyse, aynısı başıma gelir diye korkmuştur.onun için hayır diyeceğini beyan etmiş olabilir.AEO.

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    delikanlılığın kitapını yazanlar iyi bilir zamanında avrupa birliğine hiristiyan kulubü diyenler hatta daha ileri gidip bunlarla masaya oturanlar vatan hağini diyebilenlervatanı satıyorda demişlerdi bu delikanlılar şimdi nerede acaba iktidar olursak ilk işimiz size söz veriyoruz dokunulmazlıkları kaldıracağız diyen delikanlıyıda unutmamak lazım ülkemizi başarıdan başarıya götüren bu insanları unutanlara haksızlık etmeyelim

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    sadece guluyorum

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı erdal05 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    yaşar okuyan...."delikanlıca" hayır diyenlerdenmiş.........
    bu delikanlıya çokkk güldüm.....
    ve siyasette ne işe yaradığını bir türlü hiç anlamadım......
    mesut yılmaz.....cindoruk....demirel.......yaşar okuyan.......hepsi aynı luzumsuz kafa.....
    eğer ülkücülük yaşar okuyana kaldıysa....wah bu zihniyete....
    sanki benim düşüncelerimi yazıya dökmüşsün tam dört dörtlük tesbit

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    12 Eylül'ün gerçek mağdurları ne diyor?(4)
    12 Ağustos 2010 Perşembe 09:09

    MHP’nin ve Ülkü Ocakları’nın kurucu üyelerinden Muharrem Şemsek, referandum kararını Gazete5’e açıkladı.


    GAZETE5/Selda Öztürk KAY- Milliyetçi Hareket’in hemen her kademesinde görev yapan, 12 Eylül darbesinden hemen sonra “Milli Eğitim ve Kültür” Dergisi’ndeki yazılarından dolayı tutuklanan ve yargılanan Şemsek, referandumda neden “Hayır” diyeceğini anlattı.

    19 Dönem MHP Çorum Milletvekili Muharrem Şemsek, 12 Eylül döneminin tüm acılarını yaşamış bir isim… Milliyetçi hareketin “akil” isimlerinden biri olan Şemsek, 1979 yılında vatani görevini yaparken terör örgütleri tarafından saldırıya uğrayarak yaralandı. 12 Eylül'de aralarında Başbuğ Alparslan Türkeş'in de bulunduğu 220 kişilik MHP kadrolarının idamla yargılanma sürecinde ülkücü tabanı toparlama, çalışmalarına öncülük yaptı.

    80 ANAYASASI BUNDAN DAHA DEMOKRATİKTİ

    Muharrem Şemsek de referandumda “Hayır” diyeceğini belirtti. “Hayır diyorum çünkü darbe yanlısı değilim” diyen Şemsek, bu kararının gerekçelerini şöyle sıraladı:

    “Bu Anayasa değişiklik metni, tümüyle darbe mantığıyla hazırlanmış bir metindir. 12 Eylül Anayasası bundan daha demokratikti. Çünkü 12 Eylül anayasası, bir danışma meclisi tarafından hazırlandı. Nihai kararı 5 kişilik MGK konseyi verdi. Hazırlanışı sırasında halka sorulmadı. Siyasi partiler zaten kapatılmıştı. Hazırlanışının özünde, geçmişe duyulan öfke, tepki ve kavga anlayışı vardı. Sivil yönetim ve sivil siyasete öfke vardı. Halkın tercihi oylanmadı. Halkın tercihine sunulmadı. Halka aynen bugünkü gibi toptan ya ‘evet’ ya da ‘hayır’ diyeceksiniz diye sunuldu. Bu arada ‘Hayır’ propagandası da yasaklandı. Bu süreçte referanduma gidildi.

    Şimdi 12 Eylül 2010’da oylayacağımız anayasaya geldiğimizde, bunu AKP Merkez Yürütme Kurulu ile Hükümetin hazırladığını görüyoruz. 12 Eylül 80’de en azından danışma meclisi ve MGK konseyi vardı. Oysa bugünkü değişiklikleri bir siyasi partinin sayısı mahdut olan merkez organı hazırladı. Nihai kararı da Başbakan Erdoğan verdi. 1980’de nihai kararı veren MGK 5 kişiydi, 2010’da oylayacağımız kararı tek kişi verdi. 5 kişinin kararı mı daha demokratiktir yoksa tek kişinin kararı mı?”

    MİLLETİ NOTER YERİNE KOYUYORLAR

    Anayasa değişiklik paketinin hazırlanışında halka tercih hakkı sunulmadığını, siyasi partilerle ise uzlaşılmadığını belirten Muharrem Şemsek, “Bu değişiklik paketinin temelinde, devletin kurumlarına duyulan öfke ve geçmişte meydana gelmiş olan olaylara yönelik tepki var. Bu değişiklik paketi devlet kurumlarıyla, silahlı kuvvetlerle ve yargı organlarıyla kavga mantığıyla hazırlandı. Tıpkı 30 yıl önce olduğu gibi. Oylama şekli de aynı. Halka toptan 26 madde götürülüyor ve ona bir kez mühür basma hakkı veriliyor. Halka büyük saygısızlık yapılıyor. Bu millet noter yerine koyuluyor” diye konuştu.

    Başbakan Erdoğan’ın, Anayasa paketi için “Bu bir haptır” dediğini hatırlatan Şemsek, şöyle devam etti:

    “Başbakan, bu maddelerin ayrı ayrı oylanmasına lüzum olmadığını söylüyor. Zaten mesele de bu ya… 26 madde içinde, Başbakan’ın üzerinde durduğu üç beş madde var. Onları gizlemek için aralara birkaç madde serpiştirdi. Şimdi bu hapı yutturmak üzere. Halkı kandırma, yanıltma ve halkın iradesine ipotek koyma mantığıyla hazırlanmış bir hap bu.”

    MHP’LİDEN DARBE YANLISI OLMAZ

    Başta ülkücüler olmak üzere tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının, aklı selimle düşünerek hareket edeceğini ve referandumda “Hayır” diyeceğini belirten Muharrem Şemsek, Başbakan’ın AKP grup toplantısında Pehlivanoğlu’nun mektubunu okurken ağlamasını ise şu sözlerle eleştirdi:

    “Ben bu tavırdan hiç etkilenmedim. Başbakanı tanımasam belki etkilenirdim. Kaldı ki O’na da yakışmıyor o tür şeyler. Başbakan’ın darbe karşıtı olması mümkün değildir. Oysa AKP’nin referandum propagandası için seçtiği stratejiye bakınca, kendisini darbe karşıtı olarak gösterdiğini görüyorsunuz. Buna karşılık, MHP ve ülkücüler darbe yanlısı olarak tanıtılıyor. Bu dünyanın en bayat ve en aşağılık, en alçak yalanıdır. Ülkücüden MHP’liden darbe yanlısı olmaz. Ülkücüler, muhtıralarla, darbelerle boğuşarak bugünlere geldi. 12 Mart muhtırası, 12 Eylül ihtilali, 28 Şubat ve 27 Nisan bildirisi, Recep Tayyip Erdoğan’ın literatüründe yer alan tarihler. Bakın bakalım kendisinin bu tarihlerdeki pozisyonlarına. Bir de ülkücülerin o tarihlerdeki pozisyonlarına bakın. Gerçek tüm çıplaklığıyla ortadadır. 12 Mart MHP ve ülkücülere verilmiş bir muhtıradır. 12 Mart’ta ben dahil tüm ülkücüler tutuklandı. Sayın Başbakan futbol oynuyordu o tarihte. Ben, Ankara’da Yıldırım Beyazıt’ta 2 No’lu askeri cezaevinde yatıyordum. Devletin kayıtları elinde. Kendisi de bir baksın. Ülkücüler o tarihlerde neredeymiş? Kendisi olmadığı gibi, geldiği köken de ortalarda yoktu. 12 Mart’ta MHP yönetiminden bir grup insan istifa ettirildi. Muhtıra ülkücülere verildi.

    12 Eylül ihtilalinde, 3 bin küsur ülkücü, sıkıyönetim olan illerde şehit edildi. Başkent Ankara’da sıkıyönetim vardı. 1979 da 22 Temmuz’da evimin önünde, başkentin göbeğinde vuruldum 5 kurşunla. Üzerimde askeri üniformam vardı. Sıkıyönetim, muhtıra, ülkücü ilişkisine bakarsanız, Sayın Başbakan’ın bugünkü beyanlarının tamamen gerçek dışı olduğunu zaten görürsünüz ortaya çıkar. 12 Eylül’de bütün ülkücüler, MHP’liler tutuklandı. Sayın Erdoğan neredeydi 12 Eylül’de? AKP’liler neredeydi? 12 Eylül de MHP’yi muhatap aldı, MHP’yi mağdur etti. MHP’nin hem mağdur edeni hem de muhatabı olmuştur ihtilal.

    28 Şubat’ta ülkücülerin konumuna bakın. Ülkücüler yine darbe anlayışının karşısındadır. Sayın Başbakan ve AKP ise bu süreçlerin ürünü olarak 28 Şubat’tan itibaren ortaya çıkmıştır. Muhtıra, Çiller ve Erbakan hükümetine verildi. Erbakan tasfiye edildi. RP kapatıldı, Çiller’in DYP’si parçalandı. Aradan kimler çıktı meydana? Daha sonraki tarihlere bakın. Daha görülmeyen sivil yönetime müdahaleler var. 2002’ye kadar tartışmalı da olsa MHP-DSP-ANAP koalisyonu kuruldu. Ne oldu bu süreçte? MHP nin ortağı olduğu hükümete, sivil siyasete müdahale oldu. DSP ikiye parçalandı. Ekonomik kriz çıktı. Bu süreçten kim çıktı peki?

    Ülkücüler ve MHP her zaman, olağanüstü yönetimlerin, muhtıraların, darbelerin karşısında yer almıştır. Sayın Başbakan ve AKP darbelerin ürünü olarak Türkiye’ye gelmiştir. Türkiye’nin başına bela olmuştur. Bugün darbe mantığıyla anayasa hazırlamışlardır. Vatandaşlarımız ülkede darbe olmasın istiyorlarsa, bu anayasaya hayır demelidir.”

    Referandumda “Evet” diyeceğini açıklayan dava arkadaşlarına “En derin saygılarını” gönderen Şemsek, “Ben hepsini seviyorum. Ülkücüler akıllı insanlardır, ne yapacaklarını iyi bilirler. Benim tavsiyem, arkadaşlarımızın bu süreçte birbirlerini incitmemeleridir. Ül***e ‘hayır’lı olacak işler yapmalarıdır. 12 Eylül Evren Paşa anayasasına da Tayyip Paşa Anayasasına da hayır denmelidir” diye konuştu.
    gazete5

Sayfa 1/5 12345 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •