REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
11 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Kürtler’in HAYIR deme şansı yok

Hybrid View

önceki Mesaj önceki Mesaj   sonraki Mesaj sonraki Mesaj
  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Kürtler’in HAYIR deme şansı yok

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Ahmet Türk referandumda Kürtler’in EVET diyeceğini açıkladı 12 Eylül dönemi mağdurlarından Ahmet Türk, Kürtler'in önüne sunulacak olan EVET/HAYIR seçeneği için düşüncelerini açıkladı.

    Kürt siyasetinin önde gelen isimlerinden Ahmet Türk de Diyarbakır'ın orta yerindeki işkence tezgahına düşenlerden. 5 No'lu cezaevinde işkencenin en ağırını, aşağılanmanın en beterini yaşayan Türk, "12 Eylül, en çok Kürtleri mağdur etti. Dürüstçe söylemek gerekir ki Kürtlerin önünde 'hayır'la 'evet' arasında bir tercih olursa elbette ki hepsi 'evet' diyecek" diyor

    İŞKENCENİN EN AĞIRINI YAŞADI

    12 Eylül'ün Diyarbakır'da mahalle ortasına kurduğu trajedi yuvasında sadece sıradan bölge halkı işkence tezgâhından geçirilmedi. Dönemin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Mardin milletvekili, yakın zamanın Demokratik Toplum Partisi (DTP) Genel Başkanı ve şimdinin yasaklı siyasetçisi Ahmet Türk de Diyarbakır Cezaevi'nde hayata bağlılığı sınananlardan. Cuntanın dışarıda halkı, içerde mahkûmları sorgusuz sualsiz ezdiği 1981'in Şubat ayı... Cezaevi girişinde önce bir 'hoş geldin' dayağı... Sonrası dram. Elinde bavulu, ağzı burnu kan içinde, yürüyemeyecek derecede bitkin ve çırılçıplak bir milletvekili... İşkencenin en ağırını, aşağılanmanın en beterini 20 ay boyunca yaşamak üzere 13. Koğuş'a atılıyor.

    ÖLMEK İÇİN ALLAH'A YALVARDIĞIM OLDU

    Türk de diğer Diyarbakır Cezaevi mağdurları gibi anılarını anlatırken zorlanıyor. Sesi titriyor zaman zaman, gözleri doluyor. 39 yaşında girdiği işkencehanede çektiklerini anlatırken ağlamamak için konuyu değiştirmeyi tercih ediyor. "Utanıyorum" diyor darbecilerin yapmaya hiç utanmadığı işkenceleri hatırlarken. Zor da olsa ağzından şu cümleler dökülüyor. "Havalandırmada lağım çukurunu açıyorlardı. Oradaki pisliğin üzerine sürüyorlardı bizi. Birbirimizle yarışıyorduk. Kuyuya yetişemeyen işkenceden kurtulabilmek için bir başkasının üzerindeki pisliği kendi üzerine sürüyordu. Bizim spor yaptığımız o havalandırma, spor bitinceye kadar kana bulanırdı." Vahşetin sınırı yok. Ellerini jiletle kesmişler, yıkattıkları bulaşığın suyunu içirmişler, kalaslarla kemiklerini kırmışlar... Bir noktadan sonra boğazı düğümlenen Türk, "Ölmek için Allah'a yalvarıyordum" diyor.

    GERİ DÖNERİM DİYE MARŞLARI UNUTMADIM

    Türk, tahliye sonrası 'ya bir daha geri dönersem' korkusuyla yaşamış uzun bir süre. Sonuçta darbe zamanı... Suçsuz da olsa bir insanın tutuklanması şaşılacak bir durum değil. Zaten tahliye sonrası bir bahaneyle cezaevine geri getirilen birçok kişiye şahit olmuşlar. Bir gün tutuklanacak olursa daha az işkence görebilecek halde dönmek istemiş zindana. Kafa göz yararak ezberletilen 50'den fazla marşı uyumadan önce tekrar edermiş hep. Cezaevine en azından ezberi sağlam olarak gitmek istemiş. Marş ezberletme seanslarında havalandırmayı kan gölüne çeviren, mahkûmu lağım kuyusuna sokturan vahşeti bir daha yaşamak istememiş.

    İÇERDE UNUTULDULAR

    "İşkence ve hukuksuzluk adına her şey vardı, bir tek insanlık yoktu" diyen Türk, bir ara tahliyesi unutulan mahkûmlardan bahsediyor. Tahliyesi gelen mahkûmların 3 ya da 6 ay beklemesi olağan bir durummuş zaten. Fakat tahliye gününün üzerinden çok daha uzun süre geçen mahkumlar varmış. Evine dönmesi gerekenler, işkence altında inlemeye devam etmiş. Hatta düzmece dahi olsa resmi kayıtlarda hiçbir suçu olmayan ve hakkında tutuklama kararı bulunmayanlar bile cezaevinde tutulmuş. Tabii onlar da tutuklu muamelesi görmüş. Falaka, askı, lağım, 'HAYDAR' ve dahası...

    CEZAEVİ KORKUSUNDAN DAĞA SIĞINDILAR

    İşkenceye maruz kalanların öç alma hissiyle dağa çıkması, terör örgütü PKK'nın darbe marifetiyle beslendiği yadsınamaz bir gerçek. Hatta bu meselenin daha da düşündürücü bir boyutu var. Ahmet Türk, işkencenin PKK'yı büyüten etkisinin altını çizdikten sonra cezaevinde yaşananların özellikle Diyarbakır halkı üzerindeki etkisini şöyle anlatıyor: "Cezaevindeki vahşeti duymayan, bilmeyen kalmamıştı. İnsanlar 'ya ben de düşersem' korkusuna kapılmıştı. Bir kişi trafik cezasından dolayı dahi aransaydı, 'acaba sıkıyönetimden dolayı mı aranıyorum' diye silahını alıp dağa giderdi. Zaten tahliye olanlar da bir daha aynı zulmü yaşamamak için dağa çıktı. O vahşeti yaşamamak için de dağa çıktılar. Mesela benim bir yeğenim vardı. O da cezaevindeydi. Tahliyeden sonra mahkeme kapısına götürdük. Kapıya gelince 'sigara almaya gidiyorum' dedi ve gitti. 'Acaba tekrar tutuklanır mıyım' diye o mahkeme salonuna girme cesaretini gösteremedi."

    KÜRTLERİN 'HAYIR' DEME ŞANSI YOK

    Ahmet Türk, 12 Eylül'de yapılacak referandumda Kürtlerin nasıl bir tavır sergileyeceği hakkında ilginç bir değerlendirme yapıyor. Hiçbir Kürt'ün darbe anayasasında yapılacak değişikliğe 'hayır' demeyeceğini ifade ediyor. Ardından Barış ve Demokrasi Partisi'nin (BDP) 'boykot' kararıyla karşı karşıya kalan Kürtlerin kendi iradeleriyle hareket etmeleri halinde nasıl sandık başında nasıl davranacağını objektif bir üslupla açıklıyor: "Dürüstçe söylemek gerekir ki Kürtlerin önünde 'hayır'la 'evet' arasında bir tercih olursa elbette ki hepsi 'evet' diyecek. İçinde 12 Eylül olan bir şeye 'hayır' deme şansı yok." Referandum sürecinde çok konuşulacak bu sözlerin ardından BDP olarak neden 'boykot' kararı aldıklarını şöyle anlatıyor: "Tabii ki Anayasa paketine baktığımızda elbette iyileşmeler var, ama Anayasa'dan en çok zarar gören Kürtlerle ilgili bir şey yok. Anayasa değişikliği paketinde Kürtlerle ilgili iyileşme olmadığı zaman da biz bunu destekleme şansına çok sahip olamıyoruz."

    ANAYASA MAHKEMESİ'NE ÇÖZÜM BULMAK LAZIM

    Ahmet Türk, BDP'nin aldığı boykot kararına bir partili olarak bağlı olduğunu belirtse de Anayasa değişikliği paketinin özellikle yargı alanında getireceği yeniliklerin önemine dikkat çekiyor. Anayasa Mahkemesi'nin şu anki yapısı göz önüne alındığında hak ve özgürlükler adına beklenti içinde oldukları değişikliklerin gerçekleşmesinin mümkün olmadığını dile getiriyor: "Diyelim ki yarın bir anayasa değişikliği gündeme geldi. Bu Anayasa Mahkemesi, o maddeyi 'Anayasa'nın temel ilkelerine aykırıdır' diye geri çevirir. Anayasa değişiklikleri TBMM'de kabul edildiğinde bu değişikliklerin yarın Anayasa Mahkemesi'nde iptal edilmemesi için bazı formüllerin geliştirilmesi gerekiyor."

    Doktor asteğmen gizli gizli ağlıyordu

    Ahmet Türk, acımasız ve eğitimli subaylar tarafından yönetilen cezaevinde çektikleri işkencelere bazı askerlerin dayanamadığını söylüyor. Kimi ağlamış, kimi işkenceye tanık olmamak için yüzünü çevirmiş. Türk, özellikle bir asteğmen doktordan bahsediyor. Yüzbaşı Esat Oktay Yıldıran'ın kalaslar altında kafası gözü parçalanan mahkumlar için 'ranzadan düştü' diye rapor yazdırttığı asteğmen doktorun bir köşede gizli gizli ağladığını görmüş. Asteğmen doktor, hem işkencelere hem de Yüzbaşı Yıldıran'ın insanlık dışı tavrına dayanamamış. Zaten cezaevinde asteğmen olarak askerliğini yapanların hemen hepsi gördükleri manzara karşısında kendinden geçiyormuş. Asteğmen doktor gördüklerine, Türk'ün memleketinde görev yapan yüzbaşı ise duyduklarına ağlamış. Türk, tahliye olduktan sonra memleketindeki yüzbaşıyla görüşürken bir taraftan ağlamış bir taraftan maruz kaldıkları işkenceleri anlatmış. Duydukları karşısında hüzünlenen Yüzbaşı, "Kendimden utanıyorum. Bir subay bunu nasıl yapabilir? Silahlı Kuvvetler mensubu olarak Esat Oktay Yıldıran'dan, yaptıklarından utanıyorum" demiş.

    Milletvekilini çuval gibi içeri attılar

    DTP eski lideri Ahmet Türk'ü dövülmüş, aşağılanmış halde koğuş kapısında askerlerin elinden alan mahkûm ise 13 Ekim 1980'de rejimi protesto etmek üzere Diyarbakır uçak kaçırma girişiminde bulundukları için tutuklanan Yılmaz Yalçıner ve arkadaşı Mekki Yassıkaya. Diyarbakır Cezaevi'ni "Guantanamo'dan beter" diye anlatan Yılmaz Yalçıner, hoş geldin işkencesi sonrası koğuş kapısına getirilen Ahmet Türk'ü asker gardiyanların elinden nasıl aldığını ve o acı anın şokunu şöyle anlatıyor: "Asker gardiyan, koğuş mazgalından ana avrat söverek beni çağırdı. Kapıyı açtı. Koridora çıkardı. Az ileride birkaç kişi duruyordu. Yarı karanlık ortamda ilk anda ne olduğunu anlayamamıştım ama 'Al lan' dediler. Yine söverek 'Bu ... Ahmet Türk. Bundan sonra bu koğuşta kalacak' O zaman elinde bavul olan birinin sendeleyerek bana doğru adım attığını gördüm. Düştü düşecekti. Tuttum. Koğuşa girdik. Adam çırılçıplaktı. Hiçbir şey yoktu üzerinde. Ağzı burnu kan içindeydi. İçeri girer girmez yere yığıldı. Hapishaneye girişinde onu milletvekili olduğu için daha bir hınçla ezmişlerdi."

    TÜRK'ÜN GİRİŞTEKİ HALİNİ BİLE ÖZLEDİK

    "Ahmet Türk'ün koğuşumuza boş bir çuval gibi atılıverişini hâlâ unutabilmiş değilim" diyen Yassıkaya ise çırılçıplak bir insanın içinde bulunduğu ruh halini anlatacak kelime bulamadığını söylüyor. Zaten, Türk'ün o görüntüsü, kısa zaman sonra yaşanacak vahşetlerin habercisiymiş. "5 Nolu Cezaevi'nde işkencelerin başlama miladı aşağı yukarı Ahmet Türk'e reva görülen olayla başlar" diyen Yassıkaya, o görüntüyü özler hale geldiklerini iç burkan şu cümlelerle anlatıyor: "Belki Türk'ün o çırılçıplak halini bile özleyeceklerdi. Keşke anadan üryan soysalar da lağım suyunda banyo yaptırmasalar, lağım suyunu içirtmeseler, dışkı yedirtmeseler, kalaslarla girişmeseler, coplarla cinsel tecavüzlere maruz bırakılmasaydık diyeceklerdi."
    İŞTE 365 DERECELİK KIVIRMA DİYE BEN BUNA DERİM!
    Konu veyselbakan tarafından (19-08-2010 Saat 11:25 ) değiştirilmiştir.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ee zaten olacağı buydu oyun sinsi şekilde oynanıyor, yeni anayasayla şerefsiz içeriden çıkacak ,taşlar yavaş yavaş yerine oturmaya başlamış

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    usta işte o zaman darbe darbe deniyor ya allah korusun nasıl darbe oluyor o zaman görülür tekrar söylüyorum o apo iti dışarı çıktığı an ben bu memleketin halini düşünmek bile istemiyorum hem pkk ve apo için hemde buna yardım ve yataklık edenler için o yüzden böyle şeylerwe inanmak istemiyorum!!!!

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Cevap: Kürtler’in HAYIR deme şansı yok

    aslında şimdi sorulacak soru; bu kansiz bdp yi daha önce 'hayır'cı gibi gösterilirken tepki veren arkadaşlarımızın şimdi nasıl bdp ile beraber 'evet' diyecekleridir.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı veyselbakan Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    usta işte o zaman darbe darbe deniyor ya allah korusun nasıl darbe oluyor o zaman görülür tekrar söylüyorum o apo iti dışarı çıktığı an ben bu memleketin halini düşünmek bile istemiyorum hem pkk ve apo için hemde buna yardım ve yataklık edenler için o yüzden böyle şeylerwe inanmak istemiyorum!!!!
    vala dostum ben sana birşey söyleyeyimi , sen, it çıkarsa ben bu memleketin halini düşünmek bile istemiyorum demişsin, bende sana şunu söylim, hiç bi şey olacağını sanmıyorum , savaşmı çıkacak , kürtlerle savaşacakmıyız, hiç sanmıyorum , kılıf uydurulmuş bile , sen ben sadece bakmakla yetineceğiz, şu söylenecek , eğer evet çıkarsa biz anayasayı yaptık halk oyuna sunduk, halkımzı onayladı , herşey halkın iradesi şekilde olacak ,halkımız böyle istedi , onların iradesine karşı gelmek vatan hayinliğidir, biz bu savaşı durduracağız dedik şuan şartlar buna müsait halk böyle karar verdi halkın iradesi ilede çıktı bu kadar basit,
    bunu göremeyen varmı daha?

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ben tekrar söylüyorum bu memlekette böyle bir şey yapmaya kimsenin gücü yetmez bunu da yapmayı göze alan kim varsada olacakların sorumluluğunuda üzerine alır öyle halk iradesi falan filan gibi üzerindekini atamaz gereğide yapılır zaten ama dediğim gibi ben malum parti hariçi hiçbir partinin bunu yapacağına ihtimal vermiyorum!

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    bdp boykot edıyor zaten ... şimdi mhp hayır diyor eski ülkücüler evet diyor şimdi mhp son anda evet mi diyecek yapmayın allah aşkına ahmet türk aslında yarım demiş aslında tüm türkiyenin evetden başka şansı yok

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ee o zaman arkadaşlar neden bu formda çıkıpda günlerce bakın bdp hayır diyor sizdemi bunlarla işbirliği yapıp hayır diyeceksiniz teröristlerle aynı oyumu kullanacaksınız gibi söylemlerde bulundu şimdi neden hiçkimsenin çıtı çıkmıyor ne oldu ve ne değişti bak bdp evet diyeceğim diyor ama evet diyeceklerden hiç kimse çıkıpta bu konu ile ilgili yorum yapmıyor hani hayır diyenler bdp nin işbirlikçisi ilan edilmişlerdi ne oldu şimdi?????

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı wtwt99 Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    bdp boykot edıyor zaten ... şimdi mhp hayır diyor eski ülkücüler evet diyor şimdi mhp son anda evet mi diyecek yapmayın allah aşkına ahmet türk aslında yarım demiş aslında tüm türkiyenin evetden başka şansı yok
    bişe soracam niçin evetten başka şansı yok onu bir açıklarmısın, senin görüşünü öğrenmek istiyorum, sadece kendi fikrini, başkasından aldığını satmaya kalkmadan sadece kendi ğörüşünü merak ettim, fikrirlerin nelerdir neler bekliyon neler olmasını istiyon, hayır çıkarsa kaybedeceklerin nedir?

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Alıntı gacvokem Nickli Üyeden Alıntı Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.
    bişe soracam niçin evetten başka şansı yok onu bir açıklarmısın, senin görüşünü öğrenmek istiyorum, sadece kendi fikrini, başkasından aldığını satmaya kalkmadan sadece kendi ğörüşünü merak ettim, fikrirlerin nelerdir neler bekliyon neler olmasını istiyon, hayır çıkarsa kaybedeceklerin nedir?
    ben bu anayasaya evet dememdeki en büyük etken hsyk nın ve anayasa mahkemesının yapısının degişmesi

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •