Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 1/2 12 SonSon
13 sonuçtan 1 ile 10 arası

Konu: Sağlik

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart Sağlik

    Sağlıklı ve çok yaşamak için



    Sual: Sağlıklı ve çok yaşamak için ne yapmak lazım?
    CEVAP
    Yaşlı bir âlime, çok yaşamasının sırrını sormuşlar. O da, (Biz iki günde üç defa yemek yeriz. Yemeği iyi pişiririz, iyice çiğnemeden de yutmayız, acıkmadan yemeyiz, henüz iştahımız varken sofradan kalkarız. Sabah kahvaltısını erken yaparız, akşam yemeğini geç yeriz, tok karnına uyumayız) demiştir.

    Hikmet ehli zatlar buyuruyor ki:
    Sağlıklı ve çok yaşamak için, eşine ihtiyaç halinde yaklaş. Münasebetin fazlası bedene, azı ise ruha zarar verir. Ayda bir ishal edici bir şey al, yılda bir kan aldır.

    Çok üzüntü ve çok şiddetli sevinç zararlıdır, kanı pıhtılaştırabilir. Boş durmamalı, bir işle meşgul olmalıdır. Atalarımız demiş ki:
    Ayağın sıcak tut, başını serin,
    Bir işle meşgul ol, düşünme derin.

    Hastalığa sebep olan şunlardan sakınmalıdır:
    Gece az, gündüz çok uyumak, tok iken yemek yemek, idrarını tutmak. Sık sık cinsi münasebette bulunmak.

    Şu zamanlarda su içmemelidir:
    Hamamdan çıkınca, uykudan uyanınca, cimadan sonra ve terli iken.
    Aç karna su içmemelidir. Suyu yavaş yavaş emerek içmelidir. Suyun hepsini bir solukta içmemelidir. Üç nefeste içmelidir. Soluğu suya değil, bardağın dışına vermelidir. Çok soğuk içmemelidir. Gece uykudan uyanınca su içmek sağlığa zararlıdır.

    Ayakta ve yürürken yememelidir. Hadis-i şerifte, (İnsan kalbi, tarladaki ekin gibidir. Yemek, yağmur gibidir. Fazla su, ekini kuruttuğu gibi, fazla gıda kalbi öldürür) buyurdu. Çok yemek, hastalıkların başı, perhiz ederek az yemek ilaçların başıdır.

    Midenin üçte biri yemeklere, üçte biri içeceklere ayrılmalıdır. Üçte biri hava payı olarak ayrılmalıdır. Yemekten sonra dişleri misvak ile temizlemek sünnettir. Az yemeli ve az uyumalıdır. Tok olarak yatmamalıdır. Hadis-i şerifte, (Tok olarak yatmayın, kalbiniz katılaşır) buyuruldu. Ayrıca müminin artığında ve cömerdin yemeğinde şifa vardır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Müminin artığı şifadır.) [Fetava-i Kübra, El-Medhal]
    (Cömerdin yemeği şifa, cimrininki hastalıktır.) [Hatib]

    Gül koklayınca, salevat-ı şerife getirmelidir. Çünkü, Peygamber efendimizin mübarek teri, gül gibi kokardı. Hadis-i şerifte, (Üç şey, bedeni besler: Güzel koku, yumuşak kumaştan güzel elbise ve bal yemek) buyuruldu.

    Tıbben vücuda zararlı olan şey, dinen de yasaktır. Kışın soğukta kalıp donmak, yazın güneş altında çok kalıp hastalanmak günahtır. Yoğun güneş ışığında kalmanın, bilhassa göz sağlığı için tehlikeli olduğu, kanserojen etkisi olan ultraviole ışınlarının ozon tabakasından süzülmeden geldiği bildirilmiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Güneşte fazla durmayın! Güneş elbiseyi eskitir, soldurur, hastalığa da sebebiyet verir.) [Hakim]



    Asırlar önce yaşamış bir tabib diyor ki

    Hasta olmadıkça ilaç kullanmamalıdır!
    Dalında olgunlaşmış meyveyi ve genç olan, körpe hayvan etini tercih etmelidir!
    Yemek iyi pişmiş olmalıdır. Yerken iyice çiğnenmelidir! Canının istediği yemeği yemelidir!

    Tokluk, unutkanlık yapar. Kalbi kör eder.
    Yemek üzerine su içmemelidir. Yemekten sonra bir saat geçmeyince su içme, vücuda iyi değildir.

    Küçük ve büyük abdesti bekletmemelidir! İdrarı bekletmek, mecrası kapatılan nehrin, etrafını tahrip etmesi gibi, vücudu tahrip eder.

    Gündüz yemekten sonra biraz uyumalıdır!
    Akşam yemeğinden sonra az da olsa yürümeden uyumamalıdır! Araplarda, "Sabah kahvaltısından sonra yat uzan, akşam yemeğinden sonra gezin" sözü meşhurdur. İki hadis-i şerif meali:
    (Akşam yemeğini kesmek ihtiyarlığa sebeptir.) [İbni Adiy]
    (Bir avuç kötü hurma ile de olsa, akşam yemeğini ihmal etmeyiniz!) [Tirmizi]

    Sabah kahvaltını yapmadan dışarı çıkmamalıdır! Çünkü kahvaltı sayesinde halim ve ağırbaşlı olunur, aynı zamanda çarşıda görülen her şeye can çekmemiş olur.

    Hikmetli ehli zatlardan biri, etli birine kinaye ile, "Sırtındaki kadifeyi kim dokudu?" der. O, "Ekmeğin özünü, genç hayvan etini yemekle; menekşe ile yağlanıp yumuşak elbise giymekle ..." diye cevap verir.

    Dört şey bedeni kuvvetlendirir:
    Et ve bal yemek, güzel koku sürünmek, münasebet olmadan çok yıkanmak, yumuşak kumaştan güzel elbise giymek.

    Dört şey bedeni zayıflatır:
    Fazla düşünce, çok ekşi yemek, aç karnına çok su içmek, fazla münasebet.

    Dört şey gözü kuvvetlendirir:
    Sürme çekmek, yeşilliğe, akar suya ve helal olan güzel yüze bakmak.

    Dört şey gözün nurunu azaltır:
    Pisliğe bakmak, idam edilene bakmak, helali de olsa, kadının edep yerine bakmak, Kıbleye arkası dönük oturmak.

    Dört şey aklı çoğaltır:
    Fazla ve lüzumsuz konuşmamak, misvak kullanmak, salihlerle, âlimlerle beraber olmak, günah işlememek

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Ağız temizliği ve misvak
    !

    Sual: Misvakın önemi nedir?
    CEVAP
    Misvak, erak ağacının dalından, kesilen parçadır. Erak dalı bulunmazsa, zeytin veya başka dallardan da olabilir. Nar dalından misvak olmaz.

    Bugün, modern tıbbın diş sağlığı konusunda ortaya koymaya yeni başladığı tedavi usullerini, İslamiyet 14 asır önce öğretmiştir. Diş sağlığına büyük bir fayda temin eden misvak, gayet basit ve en iyi diş temizleme vasıtasıdır. Dişlerin çürümesini önlemek için misvak kullanmak çok faydalıdır.

    Bütün diş macunları ve tozları, dişlere zarar verir. En iyisi, sert bir fırçadır. Önce, dişleri kanatırsa da, korkmamalıdır. Diş etlerini kuvvetlendirir ve artık kanamaz. (Larousse İllustre Medical)

    Bu şekildeki diş temizliğini sağlayan en iyi vasıta misvaktır. Diş macunları, ağızdaki faydalı ve zararlı bütün mikropları öldürürken, misvak sadece zararlı mikropları öldürür. Dinimiz, temizliğin her çeşidini emretmiştir. Allahü teâlâ, (Temiz olanları severim) buyuruyor. (Bekara 222)

    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Cebrail aleyhisselam, misvak kullanmayı o kadar tavsiye etti ki, misvakın farz olacağından korktum.) [İbni Mace]

    (Gece namazı için kalkınca, ağzınızı misvakla temizleyin! Çünkü bir melek, namazda Kur'an okuyanın ağzına yaklaşarak dinler.) [Deylemi]

    (Misvak; ağzı temizler, görmeyi keskinleştirir, diş etlerini güçlendirir, dişleri beyazlaştırır ve çürümeyi önler, hazmı kolaylaştırır, mideye sıhhat verir, balgamı keser, hasenatı artırır. Allahü teâlâyı razı eder, melekleri sevindirir.) [Ebu Nuaym]

    (Misvak erkeğin fesahatini [konuşma güzelliğini] artırır.) [İ. Adiy, Hatib]

    Misvakın faydaları çoktur. En aşağısı sıkıntıyı giderir, en iyisi de ölürken şehadet getirmeyi hatırlatır. Sıratı geçmeyi kolaylaştırır, yaşlanmayı yavaşlatır. Resulullah efendimiz her zaman yanında ayna, tarak ve misvak taşırdı. Eshab-ı kiram, savaşlarda bile misvaklarını ihmal etmezlerdi. İmam-ı a'zam hazretleri, “Misvak kullanmak, dinin sünnetlerindendir” buyurdu.

    Misvakı kullanmanın en az miktarı üst dişlere üç, alt dişlere de üç defa sürmektir. Misvaklarken dişlerin içi, dışı, üst ve alt kısımları ovuşturulur. Misvakı sağ el ile kullanmalıdır. Misvakı avucunun içine almamalı ve emmemelidir. Misvak, sağ elin küçük ve baş parmağı altta, diğer üç parmak üstte olarak tutulur. Misvaklamaya başlanınca, ağızdaki yaşlığı yutmak iyidir. Ondan sonra yutmak iyi değildir. Kullandıktan sonra misvakı yıkamalıdır. Misvakı yere yatırmamalı, ağız kısmı aşağıya gelecek şekilde dikine koymalıdır. Misvak, çok yaş, çok kuru ve bir karıştan uzun olmamalıdır! Yeni alınan misvakın ucu hafifçe çekiçle dövülünce tel tel ayrılır. Suya koymak gerekmez.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Az yemenin faydaları



    Sual: Oruç tutarak aç durmanın faydaları nelerdir?
    CEVAP
    Oruç tutmak başka, aç durmak başkadır. Aç durmanın faydaları:
    1- Aç duranın basireti açılır. Anlayış kabiliyeti artar. Hadis-i şerifte, (Aç duranın idraki artar, zekası açılır) ve (Tefekkür, ibadetin yarısı, az yemek ise tamamıdır) buyuruldu. (İ. Gazali)

    Çok yiyen çok uyur, çok uyuyanın da ömrü boşa geçer. Çok yiyenin zekası ve zihni dumura uğrar. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Çok yiyip içeni Allahü teâlâ sevmez.) [İ.Gazali]

    2- Açlık, kalbde incelik doğurur. Hadis-i şerifte, (Az yiyenin içi nurla dolar) ve (Allahü teâlâ, az yiyip içen ve bedeni hafif olan mümini sever) buyuruldu. (Deylemi)

    3- Açlıkta arzular kırılır, nefs uysallaşır. Çok yemek, gafleti doğurur. Azgın bir atı zaptetmek zor olduğu gibi, çok yedirmekle nefsi zaptetmek de zordur. Açlıkla terbiyesi kolaylaşır. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Az yemekle kalbinizi ihya edin!) [İ.Gazali]

    4- Tok olan şefkatsiz ve merhametsiz olur. Tok, açın halinden anlamaz. Çok yiyen sert ve katı kalbli olur. Hadis-i şerifte, (Çok yemekle kalbinizi öldürmeyin!) ve (Allahü teâlâ doyduktan sonra yiyip, midesini bozana buğzeder) buyuruldu. (İ. Gazali)

    5- Sinirlerine hâkim olan huzurlu olur. Açlık, günah işleme arzusunu kırar, kötülük etmeye mani olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Aç ve susuz durarak nefsle cihad, Allah yolunda cihad gibidir.) [İ. Gazali]

    6- Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Ömrü uyku ile geçer. Çok uyku da dünya ve ahiret kazancına mani olur. Açlık, sinirleri uyanık, zinde tutar. Tokluk ahmaklığa yol açar, okuduğunu anlaması ve hatırında tutması zor olur. İki günde üç öğün yemek normaldir. Yani, bir gün sabah-akşam, öbür gün öğle vakti yemelidir. (Teshil-ül-menafi)

    7- Çok yiyip göbek bağlamak zararlıdır. Peygamber efendimiz göbekli birine, (Bu fazlalık başka yerde olsaydı, daha iyi olurdu) buyurdu. (Hakim)

    Yiyip içme ilmini öğrenmek, ibadet ilminden önce gelir. Beden sağlam olursa, dünyada rahata kavuştuğumuz gibi, sağlam vücutla daha çok hizmet etme imkanı olacağı için, ahireti kazanmaya da sebep olur. İki cihan saadeti için midemizi düşünmek gerekir. Acıkmadan yememeli, doymadan kalkmalıdır! İlim ve amel, az yemekte, kalb temizliği az uyumakta, hikmet az konuşmaktadır.

    Az yemek ustalık, çok yemek hastalıktır. Evliya az uyur, az yer, az içer, sıratı kuş gibi geçer. Çok yiyen çok uyur, herkesten tembel olur. Çok yemek heder, çok uyumak kederdir. Çok yemek zihni çalıştırmaz, çok uyumak menzile ulaştırmaz. Az yiyenin kalb gözü körleşmez, açlıkla hastalık birleşmez.

    Az yemek, meyveli bir ağaçtır, hasta kalblere ilaçtır. Az yemek, nefsani arzuları öldürür, kalbe ferahlık verir, ahirette güldürür. Az yemek tembellikten uzaklaştırır, bilgi kazanmayı kolaylaştırır. Az yiyenin kalbinde hikmet kapıları açılır, ağzından inci mercan saçılır. Çok yemek akıl için kıtlıktır, zeka için sakatlıktır. Oburluk insana düşman olur, çok yiyenler pişman olur.

    Az yemek, insan için nezafettir, zihni açan firâsettir. Çok yemek, çok uyumak, çok konuşmak, kalbe sıkıntı verir, mide şişer, kalb ölür, acıkınca tekrar dirilir. Çok yiyen çok uyur, çok uyuyan çok konuşur, çok konuşan nimetten mahrum olur. Çok yemek mideyi bozar, midesi bozulanın dertleri azar. Bilen bilir, deli bile acıkınca aklı başına gelir. Az yemek nefse zindan, kalbe gülistandır. Çok yiyen unutkan olur, yüzü gülmez somurtkan olur.



    Midenin esiri olmak

    Kim ki hep yemek fikrini güder, aklını nefse esir eder. Mideye olmak esir, aklı ve şuuru giderir. Kim az yemekle yarışır, evliyaya karışır. Çok yiyen obur olur, kalb evi kabir olur. Seni taşıyacak kadar yemek ye, sen onu taşıyacak miktar yeme! Şunu iyi bilesin, yemeği sen yiyesin, yemek seni yemesin! Eğer sen onu yersen, hepsi derman olur, yemek seni yerse hepsi dert ve duman olur. Ben insanım demeli, yemek için yaşamamalı, yaşamak için yemeli. Oruçtur vücudun zekatı, çok yiyenin bozulur sıhhati, azalır şefkati, tükenir takati. Az yemek bedenin istirahatı, az uyumak ruhun rahatı.

    Çok yiyerek kalbini öldürme, şeytanı kendine güldürme! Çok yemek, organları çok çalıştırıp yıpratır, tedavi için doktor aratır. Çok yiyen hakikati göremez, haramlardan çekinemez. Haram yiyenin işleri harama yönelir, her bela haramdan gelir. Helalden bile fazla yiyenin yersiz olur sözleri, hem de ibretsiz bakar gözleri. Deme çok yemek çok yakıt olur, çok yiyenin anlayışı kıt olur.

    Çok yiyenin az olur ibadeti, kaçırır ebedi saadeti. Çok yiyenin gözü doymaz, ibadetten zevk duymaz. Çok yemek tohumudur her derdin, az yemek ilacıdır her ferdin.

    Az ye, az uyu, az söyle, nimete kavuşulur böyle. Çok yiyenin diridir nefsi, gönlü uyur çıkamaz sesi. Gönlü uyandırmak için bu sözü tutmalı, az yiyerek nefsi uyutmalı. Çok yiyen kötü fikirler güder, her an günaha meyleder. Gaflet istersen durma mideyi doyur, çünkü tok yatan çok uyur. Çok yemeyi unutmalı, sık sık oruç tutmalıdır.



    Oruç tutmak faydalıdır

    Sual: Orucun vücuda zarar verdiği söyleniyor. Dinimiz zararlı şeyi emreder mi?
    CEVAP
    Allahü teâlâ, insanlara zararlı olan bir şeyi emretmez. Tıp uzmanları diyor ki:
    Oruçlu kimselerde adrenalin ve kortizon hormonları kana daha kolaylıkla karışmaktadır. Bu hormonlar, tesirlerini kanserli hücreler üzerinde de göstermektedir. Böylece bu hormonlar, kansere karşı bir çeşit kalkan rolünü oynamakta, yani kanser hücrelerinin çoğalmasını önlemektedir.

    Oruç tutan bünye, adeta bakıma girer, iç organları saran yağlar erir, vücudun zindeliği artar, direnme gücü kazanır, mide, böbrek, şeker, kalb ve karaciğer hastalıklarına karşı mukavemet kazanır.

    Çeşitli vazifeleri bulunan karaciğer, sindirimle de vazifelidir. Oruç müddetince, 3-5 saat istirahat eder, gıda depolama işine bir müddet ara vermiş olur. Bu arada, korunma sistemini güçlendirici globülinleri hazırlar. Midedeki kaslar ve salgı ifraz eden hücreler, oruç müddetince birkaç saat dinlenir. Kan hacmi de azaldığı için tansiyon düşerek kalb rahatlar. Bilhassa yüksek tansiyonlular için oruç, bir ilaç gibi faydalıdır.

    Gıda artıkları iyi yakılmayınca, damarları yıpratır. Yakılmayan yağlar, damarları daraltır, damar sertliği denilen rahatsızlığa sebep olur. Akşama doğru vücutta gıda hemen hiç kalmaz. Yani bütün gıdalar yakılmış olur. Bu bakımdan bilhassa “damar sertliği” olanların başka aylarda da oruç tutmaları tavsiye edilir. Oruç müddetince vücudun diğer organlarında da dinlenme olur. Az yemek ve oruç tutmak, vücudun sıhhati için çok önemlidir. Zekat, malın kiridir. Zekat veren, malını kirden koruduğu gibi, oruç tutan da vücudun zekatını ödemiş, hastalıklardan onu korumuş olur. Oruç tutmakta sabır da vardır.
    Hadis-i şerifte, (Temizlik imanın yarısı, oruç da sabrın yarısıdır) buyuruldu. (Müslim)

    Oruç sıhhat getirir. Hadis-i şerifte, (Oruç tutan sıhhatli olur) buyuruldu. (Taberani)

    Hastalıkların ekserisi çok yemekten ileri gelir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Çok yiyip içmek hastalıkların başıdır.) [Dâre Kutni]

    Çok yiyende acıma hissi azalır. Arzuları artar, harama dalar. Gayrı meşru arzuları harekete geçiren yolları tıkamak gerekir. Açlık şeytanın yolunu tıkar. Hadis-i şerifte, (Şeytan, damardaki kan gibi, vücutta dolaşır, açlık ile yolunu daraltın) buyuruldu. (İhyâ)

    Bekâr için de oruç faydalıdır. Hadis-i şerifte (Oruç şehveti keser) buyuruldu. (İ. Ahmed)



    Sual: Çok yemek ne demektir? Doyuncaya kadar yemek, çok yemek midir?
    CEVAP
    İmam-ı Rabbani hazretleri, (Tasavvuf, az yemek, az içmek değildir. Herkesin helalden kazanıp, doyuncaya kadar yemesi lazımdır) buyuruyor. Şah-ı Nakşibend hazretleri de, (Bir şey yemek, aç kalmaktan iyidir) buyuruyor.

    Az yemek, elbette iyidir. Fakat, az yemek, doymadan önce sofradan kalkmak ve acıkmadan sofraya oturmamak demektir. Yoksa, aç kalmak demek değildir.

    İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki:
    İnsanlar, riyazet çekmek deyince, açlık çekmeyi ve nafile oruç tutmayı anladılar. Halbuki, dinimizin emrettiği kadar yemek için dikkat etmek, binlerce sene nafile oruç tutmaktan daha güç ve daha faydalıdır. Bir kimsenin önüne lezzetli, tatlı yemekler konsa, iştahı olduğu halde ve hepsini yemek istediği halde, dinimizin emrettiği kadar yiyip, fazlasını bırakması, şiddetli bir riyazettir ve diğer riyazetlerden çok üstündür. (Menakıb-ı Ahmediye, H. S. Vesikaları)

    Muhammed Masum hazretleri de, buyuruyor ki:
    Yemekte, içmekte orta yolu gözetmelidir. Gevşeklik verecek kadar çok yememeli. İbadet yapamayacak kadar da, perhiz etmemelidir. Evliyanın büyüklerinden Şah-ı Nakşibend hazretleri, (İyi ye, iyi çalış) buyurdu. Sözün kısası, ibadet ve iyilik yapmaya yardımcı olan her şey, iyi ve mübarektir. Bunları azaltanlar da, yasaktır. (2/110)



    Sınava aç girmek

    Sual: Sınavlara aç karnına mı yoksa tok karnına mı girmek daha uygun? Oruçlu olmanın bir mahzuru var mıdır?
    CEVAP
    Sınava aç girmenin mahzuru olmaz. Oruçlu olmak da iyidir. Tokluk, unutkanlık yapar. Kalbi kör eder, zihin iyi çalışmaz. İhtiyaç kadar yemeli. Çok yiyip içmenin mahzurları çoktur. Bir hadis-i şerif meali:
    (Kıyamette en aç kalacak olan, dünyada en çok tok olandır.) [Beyheki]

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bal şifalıdır



    Sual: Doktorlar bal yememi söyledi. Balın dindeki yeri nedir?
    CEVAP
    Kur'an-ı kerimde balın şifa olduğu bildirilmektedir. (Nahl 69)
    Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
    (Hafızayı kuvvetlendirmek için bal yiyin!) [M.Nasihat]
    (Bedeni besleyen üç şeyden biri de bal yemektir.) [Şir’a]

    (Hastaya, bal gibi şifalı bir şey yoktur.) [Ebu Nuaym]
    (Balda bereket ve şifa vardır. 70 Peygamber bala dua etmiştir.) [B.Arifin]

    (Şifa olan şeyden biri de bal yemektir.) [Buhari]
    (Faydalı tedavilerden biri de bal şerbeti içmektir.) [Buhari]

    (Her ay, 3 sabah aç karnına bal yiyene, büyük bir hastalık isabet etmez.) [Beyheki]
    (Helal para ile alınan bal, yağmur suyu ile şerbet yapılıp içilirse her derde deva olur.) [Deylemi]

    (Böğür sancısının ilacı sıcak bal şerbetidir.) [Hakim]

    (Şu üç şeyde şifa vardır: Bal şerbeti, hacamat, ateşle dağlama. Ama ümmetimi ateşle dağlamadan men ederim.) [Buhari]

    (İki şifa kaynağını elden bırakmayın: Bal ve Kur’an.) [İbni Mace]
    (Resul-i Ekrem, bal şerbetini çok severdi.) [İbni Sünni]

    Baldan başka tatlıda fazla şifa olmaz.
    Zehirden başka acıda fazla zarar olmaz.

    Arı sütü vitamin ve proteince zengindir. Bal birçok hastalığa ilaçtır. Kanı temizler, deveranı kolaylaştırır. Kalb çarpıntılarını önler. Mideye ferahlık verir. Hazımsızlık, sinir bozukluğu ve uykusuzluk için faydalıdır. Kansızlığa iyi gelir. Kemik hastalığı için çok faydalıdır. Sulandırılmış süt, bal şerbetine karıştırılıp içilirse, barsak parazitlerini öldürür.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Baş ağrısı için



    Sual: Tıbbi bir çare bulamayan bir kimse, baş ağrısını önlemek için ne yapması gerekir?
    CEVAP
    Başka doktorlara da gitmelidir. Bazı gıdaların da baş ağrısına iyi geldiği bilinmektedir:

    1- Meyve sebzeler
    Çörek otu ekmekle yenirse baş ağrısını dindirir. Badem, haşhaş tohumu, nane, biberiye, çikolata, elma yemek baş ağrısına iyi gelir. Karabiber tarçınla içilirse baş ağrısını giderir. Tere tohumu müzmin baş ağrısına iyi gelir. Kavun, karpuz baş ağrısını giderir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
    (Kabak, baş ağrısına iyi gelir.) [Müslim]

    Nane, limon, toz karanfil ve iki çay kaşığı sir***i 5 dakika kaynatıp balla tatlandırarak iki-üç bardak içmek, çörek otunu, toz karanfili enfiye gibi koklamak, tuzlu veya sirkeli patatesi veya salatalığı ikiye bölerek alna koymak, çörek otunun dumanının tütsüsünü koklamak, kavrulmuş kahveyi koklamak, kabak suyunu burna çekmek, soğan ezmesine sirke ilave ederek alna koymak, taze marul sir***le yemek, haşlanmış nohut yemek, limonu kahve karışımıyla yemek, limon kabuğu tozunu balla yemek, burna 2–3 damla soğan suyu damlatmak, kulağa acı badem yağı damlatmak, servi kozalağı çayını gül suyuyla karıştırarak başa sürmek, baş ağrılarına iyi gelir.

    2- Çaylar
    Oğul otu çayı, zencefil çayı, şahtere çayı, karabaş otu çayı, papatya çayı, yavşan otu çayı içmek baş ağrısına iyi gelir.

    200 gr. üzerlik tohumu 5 kilo üzüm şırasıyla 1,5 kilo kalıncaya kadar kaynatılıp her gün iki bardak bir ay içilirse, müzmin baş ağrısını ve sarayı geçirdiği tecrübe edilmiştir.

    Bir avuç arpa, bir litre suda kabukları ayrılıncaya kadar kaynatılır. Cam sürahiye süzülür. Bekletilip ılıklaşınca üzerine bir limon sıkılır. Balla tatlandırılıp içilir yarım baş ağrısına iyi gelir.

    Anason çayı içmek, ıhlamur, kiraz sapı çayını içmek, reyhan çayını içmek, kekik suyu içmek, iki gram karabiberi 3 çay kaşığı tarçınla içmek, bir bardak kaynar suya 4–10 gr. kimyon koyup demleyerek içmek de baş ağrılarına iyi gelir.

    3- Hareketlerde bulunmak
    Deriyi her gün ılık suyla ovmalı, haftada iki kere ılık suyla yıkanmalı. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
    (Hamamdan çıkarken ayakları soğuk suyla yıkamak, baş ağrısını giderir.) [Ebu Nuaym]

    Açık havada dolaşmak, yeşilliğe ve akarsuya bakmak da iyidir. Baş ağrısı için, başa kına koymak da faydalıdır.

    4- Dua okumak
    Abdestli olarak Bekara suresinin 196. âyeti, femen den ev-nüsük’e kadar yazılıp, başa konur. İslam harfleriyle, başına Besmele ve sonuna üskün lillah yazılır. Başağrısına iyi gelir. (Menafi’un-nas)

    Hazret-i Ali’nin rivayet ettiği hadis-i şerifin meali şöyledir:
    (Ya Ali, başın ağrıyınca, iki elini başın üzerine koyup, Haşr suresinin sonu olan Lev enzelna âyet-i kerimesinden sonuna kadar oku!) [M.Ç.Y. Güzin]

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bunamamak için



    Sual: Bunamamak için bir çare var mıdır?
    CEVAP
    Nahl suresi 70. âyet-i kerimesinde, (Bildikten sonra bilmez olur) buyuruluyor. Yani, yaşlanır, dermansız ve aklı noksan olur. Bir çocuğa benzer. [Beydavi]

    Hazret-i İkrime, (Kur'an-ı kerimi okumaya devam eden, âyet-i kerimede bildirilen bunaklık haline düşmez) buyuruyor. Hadis-i şerifte de buyuruldu ki:
    (Kur'an-ı kerim okuyan bunamaz.) [Tirmizi]

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Çok uyumak zararlıdır



    Sual: Çok uyumanın zararlı, az uyumanın faydalı olduğunu söylüyorlar. Bu hususta bilgi verir misiniz?
    CEVAP
    Çok eser vermiş zatların hayatı incelenirse, az uyuyup çok çalıştıkları görülür. Ancak ihtiyaç miktarı uyumalıdır! Hikmet ehli buyuruyor ki:

    Allah sevgisinin alametlerinden birisi az uyumaktır. Gece çok az, gündüz çok uyumak, hastalığa sebep olur. Az yemek bedene, az uyumak ruha rahatlık verir. Çok uyumak zararlıdır. Çok yiyip içen istemese de çok uyur. Az yiyip içmek ve az uyumak gerekir. Çok yiyen çok su içer. Çok su içen çok uyur. Çok uyuyanın ömrü uyku ile geçtiği için dünya ve ahiret kazancına mani olur. Bir hadis-i şerifte, (İşlerin hayırlısı vasat olanıdır. Din, ifrat ve tefritin ortasındadır) buyuruldu. (Beyheki)

    [Vasat, orta yoldur. İfrat, normalden fazla, tefrit, normalden az demektir. Mesela çok uyumak ifrat, pek az uyumak tefrittir. Çok yiyip içmek ifrat, çok az yemek tefrittir.]

    Uykuya düşkün murada eremez, gece dağılan nimeti göremez. Cenab-ı Hak her gece, (Dua eden yok mu, duasını kabul edeyim) buyurur. (Buhari)

    Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
    (Cehennemden kaçıp, Cenneti isteyenin gözüne uyku girmez.) [İ.Mende]

    (Ümmetim için en çok korktuğum şey, göbek büyüklüğü, uykuya devam, tembellik ve iman zayıflığıdır.) [Deylemi]

    (En üstün amel, herkes uykuda iken gece namaz kılmaktır.) [C.Yolu]
    (Yemekten sonra uyumak kalbi katılaştırır.) [İbni Mace]

    (Çok uyumak, insanı ahirette fakir eder.) [Beyheki]
    (Allahü teâlâ, çok uyuyanı sevmez.) [İ.Gazali]

    (Sabah uykusu, acizlik, tembellik, gevşeklik ve unutkanlığa sebep olur.) [İ. Maverdi]

    (Sabah namazından sonra, güneş doğana kadar uyumayın!) [Beyheki]

    (Sabahları uyuyan sırt ve bel ağrılarına müptela olur.) [İ. Şarani]

    (Kuşluk uykusu zamansız, kaylule faydalıdır. Akşam üstü uyumak ahmaklıktır.) [İ. Maverdi]

    (Çok yiyip içene ve çok uyuyana Allahü teâlâ buğzeder.) [İ. Gazali]

    (Annesi, Hazret-i Süleyman’a "Çok uyuma, çok uyku kıyamette insanı fakir bırakır" dedi.) [İbni Mace]

    (Sabah uykusu rızka manidir.) [Beyheki]

    Hazret-i Fatıma anlatır: Sabah namazından sonra yattım. Babam, beni uyandırıp, (Kızım kalk, gafillere benzeme! Allahü teâlâ rızıkları, sabah namazının vaktinde verir) buyurdu. [Beyheki]

    Allahü teâlâ, (Beni sevdiğini söyleyip de, sabaha kadar uyuyan, yalancıdır. Çünkü dost, dostla sohbet ister. Gafleti bırakıp beni anar, sohbetime kavuşur) buyurdu. (M.Name)



    Sabah kalkarken

    Erken yatıp erken kalkmaya çalışmalıdır! Özürsüz sabah vakti uyumak uygun değildir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
    (Günün evvelinde uyumak aklı azaltır, ortasında uyumak [kaylule yapmak] enbiya ve evliyanın ahlakındandır. Gündüzün sonunda uyumak tembelliktir.) [Şir’a]

    (Şu dört şeye riayet edenin kendisi ve aile efradı muhtaç duruma düşmez:
    1- Sabahtan önce kalkıp namaz kılmak,
    2- Vakit girmeden abdest almak,
    3- Ezandan önce mescide girmek,
    4- Vitir namazından sonra konuşmamak.)

    Her sabah kalkınca şunları yapmalıdır:
    1- Kalkar kalkmaz Allahü teâlâyı anmalı!
    2- Durumuna uygun şekilde giyinmeli!
    3- Abdest almalı! Hep abdestli durmaya çalışmalı!
    4- Namazı vaktinde ve noksansız kılmalı!
    5- Rızkı Allahü teâlânın verdiğine inanıp helalden talep etmeli!
    6- Allahü teâlânın taksimatına razı olmalı, verdiklerine kanaat etmeli!
    7- Allahü teâlâya tam tevekkül etmek.
    8- Allahü teâlânın takdirine razı olarak sabretmeli!
    9- Onun verdiği bütün nimetlere şükretmeli! En büyük nimet müslüman olmaktır.
    10- Helalinden kazanıp helalinden yemelidir! (T. Gafilin)




    Uyumak mekruh olan vakitler

    Sual: Bir hadis-i şerifte, (Sabah uykusu rızka manidir) buyuruluyor. Sabah ne zaman uyumak uygun değildir? Uyumak uygun olmayan başka hangi vakitler vardır?
    CEVAP
    Güneş doğduktan 50 dakikaya yani işrak vaktine kadar olan vakitte uyumak mekruhtur. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

    (Sabah namazından sonra, güneş doğana kadar uyumayın!) [Beyheki]

    (Sabahları uyuyan sırt ve bel ağrılarına müptela olur.) [İ. Şarani]

    (Sabah uykusu, tembellik ve unutkanlığa sebep olur.) [İ.Maverdi]

    Hazret-i Fatıma anlatır:
    Sabah namazından sonra yatmıştım. Babam, (Kızım kalk, gafillere benzeme! Allahü teâlâ rızıkları, sabah namazının vaktinde verir) buyurdu. (Beyheki) [Rızkların dağılması sabah namazından sonra olur. Manevi rızkların dağılması ise ikindi namazından sonradır. Bu iki vakitte uyumamaya dikkat etmelidir.]

    (Kaylule [öğle üzeri uyumak] faydalıdır. Akşam üstü uyumak ahmaklıktır.) [İ. Maverdi]

    Resulullah efendimiz, yatsı namazından önce uyumayı uygun görmezdi.

    Yatsıdan önce uyumak ve yatsıyı kıldıktan sonra [ihtiyaçsız] konuşmak mekruhtur. Yatsıdan sonra konuşmak ancak faydasız laf etmeye sebep olacağı için mekruhtur. Mühim bir hacetten dolayı olursa mekruh değildir. Kur'an okumak, zikretmek, evliya menkıbelerini anlatmak, fıkıh okumak ve misafirle konuşmak mekruh olmaz. (Redd-ül muhtar)




    Gündüzün ilk vakti

    Sual: Bostan-ül ârifin kitabında, (Gündüzün ilk vaktinde uyumak mekruhtur) deniyor. Bu vakit, ne zamandır?
    CEVAP
    İmsak vaktinden, işrak vaktine kadar olan zamandır.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Eldeki siğiller



    Sual: Bir yakınımın elinde siğiller var, ilaçla tedavi edemedik, aksine büyüdüler. Bir çaresi var mı?
    CEVAP
    Siğil duası aşağıdadır:
    Üç adet boğumlu arpa çubuğu alınır boğumları siğillerin üzerine sürülür ve Taha suresinin 105, 106 ve 107 âyetler bir defa okunur. Sonra çubuklar rutubetli bir yere gömülür ve çürümeye terk edilir. Çubukların çürümesiyle siğiller de Allahü teâlânın izniyle düşer.

    İmam Kurtubi hazretleri buyuruyor ki:
    Kendim ve başka kişilerde tecrübe ettim faydalı oldu.

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Gözün sıhhati için



    Sual: Göz için ilaçlardan pek faydalanamadım. Gözün sıhhati için ne tavsiye edilir?
    CEVAP
    Her ilaç, herkese aynı şekilde tesir etmez. Başka doktora da gidip kullanılan ilaçları göstererek başka ilaçları denemek iyi olur. Çünkü hadis-i şerifte buyuruluyor ki:
    (Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız ölüme çare yoktur.) [Taberani]

    Göğe, denize ve yeşile bakmak insanı dinlendirir. Yeşilliğe bakmanın göze cila verdiği, gözü kuvvetlendirdiği, denize bakmanın ibadet olduğu, Peygamber efendimizin akarsuya ve yeşilliğe bakmaktan hoşlandığı hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Ebu Nuaym)

    Yine hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
    (Üç şey, göze cila verir: Yeşilliğe, akarsuya ve güzel yüze bakmak) [Hakim]
    (Sürme çekmek, yeşilliğe ve güzel yüze bakmak gözü kuvvetlendirir.) [İ.Süyuti]
    (Aksırınca "Elhamdülillah" diyen göz ağrısı görmez.) [Taberani]

    Bakması helal olan kimselere bakmak faydalıdır. Yoksa, yabancı kadınlara bakmak, gözü zayıflatır, kalbi karartır.

    Göz ağrısı için, Kur'an-ı kerimi okumasını bilmeyenin de, Mushafa bakması çok faydalıdır. Peygamber efendimiz gözü ağrıyınca, Cebrail aleyhisselam (Mushafa bak!) dedi. (Şir’a)

  10. #10

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Hastalıkta şifa vardır



    Sual: İslam âlimleri, “Hastalıkta şifa vardır. Beden ne kadar sıkıntı çekerse, ruh o kadar rahat eder. Bu vücuda rahatsızlık veren her şey insanın âcizliğini anlamasına, Cenab-ı Hakka dönmesine sebep olur. Bu sebeple kalb için şifadır” buyuruyorlar. Fakat ben hastalanınca, ruhum çok acı çekiyor, sanki işkence içinde gibi rahatsız oluyorum. Anlaşılan, hastalıkta şifa olması herkes için değildir. Öyle değil mi?
    CEVAP
    Siz ruh ile nefsi karıştırdığınızdan dolayı böyle söylüyorsunuz. İnsanın bir yeri ağrıyınca, az veya çok hastalanınca, rahatsız olan, ***fi bozulduğu için, isteklerine kavuşamayacağı için deli divane olan nefsidir. Rahatsızlığımız oranında onun da rahatsızlığı artar. Kulak, renkten zevk almadığı gibi göz de sesten zevk almaz. Hepsinin zevki farklıdır.

    Nefs, Allahü teâlânın düşmanıdır, hep haram olan şeylerden zevk alır. Ruhun gıdası namazdır ve diğer ibadetlerdir, haramlar ruhun zehridir. Mesela müzik nefsi besler. Nefsimiz müzikten hoşlanır. Ruh hoşlanmaz, sıkıntı duyar. Nefsi ruh ile karıştırmamalıdır. İnsan hastalanınca, günahları affolur. İsa aleyhisselam, (Hasta olup, musibete, felakete uğrayıp da, günahları affolacağı için sevinmeyen kimse, âlim değildir) buyurdu. Musa aleyhisselam da, bir hastayı görüp, (Ya Rabbi, Bu kuluna merhamet et, hastalıktan kurtar!) dediğinde, Allahü teâlâ, (Rahmetime kavuşması için, gönderdiğim sebepler içerisinde bulunan bir kuluma, nasıl rahmet edeyim. Çünkü, onun günahlarını, bu hastalıkla affedeceğim. Cennetteki derecesini, bununla arttıracağım) buyurdu.

    Musibetlere, elemlere sevap olmaz. Bunlara sabretmeye sevap verilir. Fakat, elemlere sabredilmese de, günahların affına sebep olurlar. Hastalık da musibettir, sabredilmezse sadece günahlar affolur. Sabredilir, kimseye şikayet edilmezse, o zaman sevap da alınır. Görüldüğü gibi, hastalık faydalı bir şeydir.

Sayfa 1/2 12 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •