Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 2/10 İlkİlk 12345678910 SonSon
92 sonuçtan 11 ile 20 arası

Konu: islamda evlilik ve cinsel hayat

  1. #11

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel Görevden Kaçınma
    Kadının cinmselliğinden yararlanmak kocanın hakkı olduğu gibi, erkeğin cinselliğinden yararlanmak da kadının hakkıdır. Cenab-ı Hak buyuruyor:
    "Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları olduğu gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları varsır. Erkeklerin kadınlar üzerinde hakları bir derece daha fazladır." (Bakara Suresi : 228)

    Bu ayette bahsedilen bir derece, cinsellik konusunda değildir. Cinsellik konusunda erkek-kadın eşittir. Erkeğin bir derece daha haklı olduğu konu onun kadını gözetmesi, malını koruması, onu idare etmesi, ailenin yükünü çekmesi açısındandır. Allah Resulu buyuruyor:

    "Kadın kocasının izni olmadan (farz oruç dışında) oruç tutar da orucu sebebiyle kocasının arzularını karşılamaktan kaçınırsa Allah ona üç haram işin günahını yükler."

    "Kişi cinsel ilişkide karısını çağırdığı zaman karısı ocak başında yemek pişiriyorsa da kocasının davet cevap versin."

    "Kişi karısını yatağa çağırdığı zaman (bir özrü olmadan) kadın gelmekten kaçınır, kocası da bu sebeple ona kırgın olarak gecelerse, melekler sabaha kadar o kadına lanet ederler."

    "Size cennetlik kadınları tanıtayım mı? Onlar bir hata ettikleri veya kocaları tarafından bir haksızlığa uğratıldıkları zaman kocalarına karşı: "Seni hoşnut etmedikçe uyumayacağım diyebilen kocalarına düşkün kadınlardır."

    Aynı şekilde kocanın cinselliğinden yararlanmak da kadını hakkıdır. Bu hakkını almasına yardımcı olmak da kocasının görevidir. Kocanın bu görevini yapmaması, onu suçlu ve günahkar yapar. (Tefsir-i Kurtubi 3/124) Hatta koca cinsel görevini yapamadığı zaman kadın mahkemeye başvurup boşanabilinir. bu hak erkeğe de verilmiştir.

  2. #12

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel Hayat Bir İbadet midir?
    Cinsel hayatı ibadet hayatının bir bir bölümüdür. Çünkü yapılması ve yapılmaması doğrudan sevap veya günah kapsamına girmeyen mübah işler dahi Allah rızası gözetilerek ibadete dönüştürülebilinir. Unutmayalım! her zaman ibadet zamanı, her mekan ibadet mekanıdır. Her söz, her davranış ve her iş ya ibadet sınırların içinde veya dışındadır, buna cinsel hayatın ibadet hayatının bir bölümü olduğu yönünden bakarsak:

    * Cinselliği korumak ve kullanmak bir ibadettir: İnsanlarda cinsel organları, tatmin edilmek istenen cinsel arzuları yaratan ve üreme organına yükleyen Allah'tır.

    O'nun yarattığı cinselliğe saygı duyarak ve O'nun koyduğu yasalar içinde evlilik yoluyla cinsel organları kullanarak tatmine ve üremeye yönelmek, Allah'ın hilkatını ve yüklediği görevleri korumaktır. bu sebeple de saf ibadettir.
    Allah'a isyan olduğu içindir ki Allah Resulü cinsel hayattan çekilmeyi yasaklayarak şöyle buyurmuştur.

    "İslam'da cinsel hayattan çekilmek yoktur."

    * Cinsel hayatı evlilikle başlatıp sürdürmek ibadettir: Allah'ın ve Peygamberi'nin emirlerini uygulayarak evlenmek ve böylece cinsel hayatı başlatıp sürdürmek ibadettir.

    Evlilik ancak cinsellikle oluşturulup yaşatılabileceğinden, hele cinsel eylemler pek tabi bir ibadettir?

    * Cinsel haramlardan kaçınmak ibadettir: Cinsel haramlar dahil, Allah'ın ve Peygamberinin bütün yasaklarından kaçınmak ibadettir. Kaçınılması gereken ilahi yasaklardan biri zinadır.

    Zina yapmak imkanlarına malik iken Allah'ın azabından korkarak ve rızasını talep ederek zinadan kaçınmak öylesine büyük bir ibadettir ki, bu ibadet dünyada mücizemsi olayları doğurabilecek yüceliktedir.

    * Cinsel haramlardan korunmak için eşle cinsel ilişki ibadettir: Haramlardan kaçınmak farzdır. Cinsel haramlardan korunmamıza yardımcı olacak girişimlerde bulunmamız da farzdır. Farzların ifası ise Allah'a itaat olup ibadettir.[1]

  3. #13

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel İlişkide Ağrı
    Dr. Kağan Kocatepe
    Kadınlar bu ağrıyı daha çok genital bölgede basınç, yırtılma veya yanma hissi olarak tarif ederler.

    Neden olur?
    Disparoni nedenleri incelenirken aşağıdan yukarı doğru (vajina girişinden iç genital organlara doğru) bir ayrım yapmak konunun daha iyi anlaşılmasına katkıda bulunacaktır.

    Vajina girişine bağlı nedenler:
    1.Kızlık zarıyla ilgili sorunlar: Kızlık zarının yapısal olarak sert olması bu durumun en tipik örneğidir.
    2.Menopoza bağlı dokularda gerileme ("atrofi") ve kuruluk: Menopoz döneminde genital dokular esnekliklerini yitirdiklerinden ve vajinada kuruluk olduğundan cinsel ilişki tahriş ve ağrıya neden olabilir.
    3.Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş
    4.Doğum kesisi ("epizyotomi") nedbeleri: özellikle zor doğumlardan sonra vajina girişine ve vajina içine fazla sayıda dikiş atılması gerektiğinde veya doğum kesisi iyileşmesi esnasında enfeksiyon meydana geldiğinde dikiş yerleri sıklıkla nedbe bırakarak iyileşir ve bu nedbeler ilişkide ağrı duyulmasına neden olur.
    5.Enfeksiyonlar: Aktif Herpes Simpleks enfeksiyonları (genital uçuk) hem cinsel ilişkide hem de diğer zamanlarda ağrı nedeni olabilir.
    Vajinaya bağlı nedenler:
    1.Enfeksiyonlar: ileri derecede bir vajina enfeksiyonu (vajinit) ilişki esnasında ağrı duyulmasına neden olabilir
    2.Kitle ve tümörler: vajinada kitle çok nadir görülür. Büyük kitleler ağrı ve beraberinde kanamaya neden olabilirler.
    3.Yeterince hazır olunmadan ilişkide bulunma ve buna bağlı tahriş
    4.Rektosel (vajina arka duvarı sarkması), rahim sarkması ve sistosel (vajina ön duvarı sarkması): gerilmeye bağlı ağrı nedeni olabilirler.
    5.Yabancı cisimlere karşı gelişen allerjik cevap: prezervatiflerin yapısında bulunan lateks maddesi bazı kadınlarda ciddi allerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bu tür durumlarda vajina girişi ve vajina dokusu ödemli ve dokunulmaya hassas olduğundan ilişki esnasında ağrı duyulmasına neden olabilir.
    6.Doğumsal vajina kusurları: vajinanın doğuştan dar olması veya ileri derecede kısa olması ilişki esnasında ağrı duyulmasına neden teşkil edebilmektedir.
    7.Pelvik yapılara ait nedenler (iç genital organlara bağlı nedenler):
    8.Pelvik iltihabi durumlar: pelvik enfeksiyonlar hem akut dönemde hem de iyileştikten sonraki dönemde ilişkide ağrı nedeni olabilirler.
    9.Endometriyozis: endometriozis genital bölgedeki organlarda yapışıklıklara neden olan bir durumdur. Bu yapışıklıklar ilişki esnasında gerilmeye ve ağrıya neden olabilirler.
    10.Rahimin habis veya selim tümörleri
    11.Pelvis içindeki organlarda geçirilmiş enfeksiyonlara, ameliyatlara veya endometriyozise bağlı gelişen yapışıklıklar
    12.Geçirilmiş pelvis kırıkları
    Sindirim sistemi ve idrar yolu hastalıkları: nadiren ağrı nedeni olurlar

    1.İltihabi bağırsak hastalıkları (Crohn hastalığı-Divertikülit)
    2.Hemoroid (basur), fistül ve fissür gibi anüs ve rektum bölgesi hastalıkları: dışkılama esnasında ve sonrasında ağrıya neden olabilecekleri gibi yakın komşuluk nedeniyle disparoni nedeni de olabilirler.
    3.Uretra veya idrar torbasına ait sorunlar
    Psikolojik sorunlar:
    İlk ilişkinin ağrılı olmuş olması kadının cinsel ilişkiden korkmasına ve ilişki esnasında ağrı hissetmesine neden olabilmektedir. Disparoni vajinismus ile karışabileceğinden yapılan değerlendirmeyle ayırıcı tanının yapılmış olması son derece önemlidir.[1

  4. #14

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel İlişkide Müstehab ve Mekruhlar
    Müstehab Olanlar
    1.Eûzü-Besmele'yle başlamalıdır.
    2.Niyet zinâdan korunmak ve hayırlı evlat yetiştirmek olmalıdır.
    3.Başlamadan önce, kadınla kâfi miktâr oynaşmak ve kadında kuvvetli bir arzu belirdikten sonra başlamak gerekir.
    4.Acele etmemeli, kadının da tatmin olması beklenilmeli
    5.İlişki bitince hemen çekilmemeli, biraz daha birlikte kalmalıdır.
    6.Tekrar ilişkide bulunmak veya uyumak için, hemen avret yerlerini yıkamalıdır.
    7.Ayrıca abdest almak veya gusletmek lâzım değilse de iyi olur.
    8.Cinsel ilişkiden sonra hiç biri yapılamazsa hiç olmazsa yatak avuç içi ile silinmelidir ki....
    9.Pazartesi ve cuma geceleri olması iyidir. Diğer geceler de câizdir.
    Mekruh Olanlar
    1.Kıbleye ayak dönmek.
    2.Yorgan ve benzeri bir örtü olmadan, açık olarak çırılçıplak olarak cinsel ilişkide bulunmak.
    3.Tam ilişki hâlindeyken konuşmak, gülmek, sesi yükseltmek Konuşma ve fısıldamalar, başlangıç sırasında olmalıdır.
    4.Eşinin ve kendinin avret uzvuna bakmak. İhtiyaç hâlinde karı koca birbirine tepeden tırnağa bakabilir.
    5.Kamerî ayların ilk, orta ve son gecelerinde cimâ etmemelidir!
    6.Eşler arasında geçen cinsî ilişkilerle ilgili mahrem sırların başkalarına ifşâ edilip yayılması haramdır.[1]

  5. #15

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    ne güzel bilgiler vermişsin.......

  6. #16

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel İlişkide Tavsiye Edilen ve Edilmeyen Vakitler
    Bazı âdâb kitaplarında, cinsel ilişki vakitleriyle ilgili zamanlardan ve bu vakitlerin doğacak çocuklar üzerindeki etkilerinden bahsedilmiştir. Bunlar dinî bakımdan uyulması gereken bağlayıcı hükümlerden değildir. Fakat bahsedilen vakitlerin gözetilmesi zararlı olmaz, faydalı olur.

    Tavsiye Edilen Vakitler
    Pazartesi, salı, perşembe, cuma geceleri ve gündüz öğleden önce.

    Tavsiye Edilmeyen Vakitler
    1.Hafta içinde pazar gecesi ve çarşamba gecesidir.
    2.Kameri aylarının birinci, on beşinci ve sonuncu geceleri.
    3.Ramazan bayramı ve Kurban bayramı geceleri
    4.Berât gecesi;
    5.Yola çıkılacak gece;
    6.Gündüz öğleden sonra.
    Bunlar da bir tavsiyedir. Şehvetlenip haram işlemek mesela yabancı kadında şehvetle bakma tehlikesi varsa mekruh olmaz. Bilakis beraber olmak lazım olur. Güne, zamana bakılmaz.

    Münâsib Görülmeyen Hâller
    1.Zevcenin rızâsı yoksa.
    2.Abdesti sıkışıksa.
    3.Fazla tok, hasta ve yorgun ise.
    4.Çok soğuk ve çok sıcaksa.
    Diğer Edepler
    * Kendini haramdan korumayı, helal ile yetinmeye niyet etmeli, cima ederken şeytandan Allah-u Teala'ya sığınıp, (Bismillâhi Allâhümme cennibnâ-ş-şeytâne ve cennibi-ş-şeytâne mâ razaktenâ) demelidir. Bu durumda gebe kalırsa, şeytan ona zarar vermez.

    Resûlullah efendimiz buyuruyor:

    * Cima' da Besmele söyle. Cünüplükten temizleninceye kadar sana sevap yazılır. Bu cimada çocuğun olursa sana, bu çocuğun nefesleri sayısınca ve onun neslinin nefesleri sayısınca sevap yazılır.
    * Erkek hanımı ile cima' ederken, horoz gibi, atlayıp inmesin. Kendisi rahatladığı gibi, hanımı da rahatlayıncaya kadar, karnı üzerinde kalsın, kadın rahatlamadan, sen rahatlarsan, o günün kalan kısmı, kadın için uyuşuk ve tembellikle geçer.
    * Hanımına, arkadan yaklaşan melundur.
    * Başka bir kadın şehvetiyle ehline yaklaşma!

    Erzurumlu İbrahim hakkı hazretleri buyuruyor ki:

    Euzü besmele çekerek yatağa girmeli ve yatarken okunacak duaları okumalı.

    * Cima, eşinin rızası ile olursa çocuk akıllı, gönülsüz olursa ahmak olur.
    * Pazar ve çarşamba gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, kavgacı olur.
    * Gündüz öğleden sonra yapılan cimadan çocuk olursa, şaşı olur.
    * Ramazan bayramı gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, ana babasına asi olur.
    * Kurban bayramı gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, altı ve ya dört parmaklı olur.
    * Ayakta yapılan cimadan çocuk olursa, yatağına işer.
    * Baldızını düşünerek yapılan cimadan çocuk olursa, hünsa olur. [Erkekle kadın arası bir şey]
    * Cima esnasında konuşursa, çocuk dilsiz, öperse sağır olur.
    * Kadının fercine bakarsa, çocuk kör olur.
    * Berat gecesi yapılan cimadan çocuk olursa, kötü huylu olur.
    * Taharetsizken yapılan cimadan çocuk olursa, cimri olur.
    * Sefere çıkacağı gece yapılan cimadan çocuk olursa, savurgan olur.
    * Orgazma ererken, her ikisinin düşüncesinde ne şekil varsa, çocuk ona yakın olur

  7. #17

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.



    Cinsel İlişkiden Önce Besmele Çekmek
    Cinsel ilişkiden önce besmele çekmek müstehaptır. Sonra şu duayı okur:

    "Bismillhi, allahumme cennibna-ş şeytane ma-rezektena"

    Bu müstehap ve cinsel ilişkinin edeplerindendir

  8. #18

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel Organlar ve İşlevleri
    Kadın cinsel organı ve işleviKadın cinsel organlarını iç ve dış organlar olarak ikiye ayırarak daha kolay anlayabiliriz. Şekil: 1'de gördüğünüz gibi, içerde biri sağda, biri solda olmak üzere iki yumurtalık bulunur. Bu yumurtalıklar tuba veya tüp de denilen Fallop kanalları ile rahime bağlanır. Rahim de vajina dediğimiz silindir şeklinde bir boru ile dışarı açılır. Her ay bu yumurtalıklardan birinden bir yumurta yumurtlanır, kanallardan geçerek rahime gelir. Bu yumurta, erkek boşaldığında çıkan meni içindeki erkek yumurtaları ile karşılaşıp döllenirse, gebelik oluşur. Döllenme olmazsa, bu yumurta ve rahimin iç tabakasındaki dokular her ay adet kanaması ile dışarı atılır.

    Vajina dediğimiz 10-15 cm.lik boru, tamamen esnek kaslardan oluşmuştur. Dışardan bakıldığında, duvarları birbirine yapışık gibi durur, kendine mahsus bir şekli yoktur, içine giren cismin şeklini alır. Parmağımızı soktuğumuzda parmağımız kadar, penis girdiğinde penis kadar ve doğumda yeni doğan bir çocuğun kafası kadar genişler. Büzgülü bir eteği farklı kilolardaki kadınların giydiğini düşünün; etek giyilmeden ince ve çok büzgülüdür. İnce belli biri giydiğinde biraz genişler ve büzgüleri azalır, şişman biri giydiğinde ise büyür ve büzgüler kaybolur. Vajinanın içine giren cisme göre esneyip genişleme yeteneği de böyledir. Fizyolojik olarak vajinanın iç üçte ikilik bölümünde sinir ucu yoktur, yani ne acı duyabilir ne de zevk alabilir. Vajinanın yalnızca dış üçte birlik bölümünde sinir uçları vardır. Şekil 2´de kadın iç cinsel organlarının yan kesitini görüyorsunuz. En önde, idrar torbası /mesane ve idrar yollarının dışarı açıldığı üretra, onların arkasında rahim ve dışarı açıldığı vajina, en arkada da barsaklar ve dışarı açıldıkları makat yer alır.

    Şekil 3´te kadın dış cinsel organlarına bakarsak, en dışta büyük dudaklar, daha içte küçük dudaklar, önde bu büyük ve küçük dudakların birleştiği yerde, halk arasında bızır da denilen, klitoris dediğimiz, küçük şekilsiz bir et parçası vardır. Klitoris çok önemlidir, çünkü kadın cinsel organları içinde en fazla sinir ucu içeren, en duyarlı ve her zaman kadın orgazmının tetiğini çeken bölümdür. Küçük dudakların içinde,önden arkaya doğru, küçük bir delik görünür, bu idrar yolunun, üretranın dışarıya açıldığı yerdir. Daha arkada biraz daha büyük görünen yer, adet kanamasının dışarı çıktığı, cinsel birleşmede penisin girdiği ve doğumda bebeğin doğduğu yer olan vajinanın ağzıdır. Vajina ağzındaki kaslarla klitoris arasında sinirsel bağlantılar vardır. Bu bağlantılar sayesinde, cinsel birleşme sırasındaki duyumlar, orgazmın kaynağı olan klitorise iletilir. Dudakların dışında, en arkada görünen delik ise barsakların dışarıya açıldığı yer olan makattır.

    Kadınlar cinsel etkinlik sırasında, düzenli fizyolojik olaylar zinciri şeklinde cinsel yanıt verirler. Cinsel yanıt aşamaları erkekte de olduğu gibi, cinsel istek, cinsel uyarılma, orgazm şeklinde sıralanır. Her aşamadaki aksaklık, kendisinden sonraki aşamaları da olumsuz etkileyebilir. Cinsel isteğimizi genel durumumuz, sağlığımız, kullandığımız ilaçlar, iş ve sosyal yaşamımız, gündelik sorunlarımız, adet döngümüz, cinsel eşimizle olan ilişkimiz, duygularımız gibi pek çok faktör etkileyebilir. Kişisel ve durumsal farklılıklar olmasına rağmen, genellikle kadınların cinsel açıdan uyarılma süresinin fizyolojik olarak erkeklerden daha uzun olduğu kabul edilir.

    Cinsel uyarılmamızda, cinsel isteğimizin olduğu kadar yeterli fiziksel uyarıyı alıp almamamızın da önemli rolü vardır. Bedenin duyarlı bölgeleri ve tercih edilen uyarılma biçimleri kişiden kişiye değişiklikler gösterebilir. Ama bütün kadınların cinsel organlarının en fazla sinir ucu bulunan, en duyarlı bölümü klitoristir. Dolayısıyla klitorisin fiziksel uyarıyı, uygun şekilde ve yeterli süre alması gereklidir. Cinsel birleşme sırasında penis vajina içinde hareket eder. Kadın cinsel organlarının yapısına baktığımızda, bu kadın için en uyarıcı durum sayılamaz. Penisin vajina içindeki hareketi, dışarıda yer alan klitorisi doğrudan uyaramaz, vajinanın 2/3 lük iç bölümü duyarsızdır, dış 1/3 lik bölümündeki uyarılar, klitorise iletilirse de, bu dolaylı bir uyarıdır ve bir çok kadının doğrudan klitorisinin uyarılmasına ihtiyacı vardır.

    Bazı kadınlarda, cinsel birleşme öncesinde klitoris yeterince uyarılırsa, birleşme sırasındaki dolaylı uyarı yeterli olur. Bazılarının ise cinsel birleşme sırasında da, doğrudan klitoris uyarısının sürdürülmesine ihtiyacı vardır. Cinsel uyarılma sırasında, bedenimizde değişiklikler olur, kan dolaşımı ve solunum hızlanır, kas gerginliği artar, cinsel organların duruş biçimleri değişir, bu bölgeye kan dolar, büyük ve küçük dudaklar, klitoris ve meme başları kabarır, renkleri koyulaşabilir. Bartolin bezlerinden vajinaya salgılanan kaygan sıvı miktarı artar ve dış cinsel organlar ıslanır. Bu sırada vajinadaki durum değişiklikleri, vajina ağzında hafif bir genişleme ve açılma yaratır. Vajinadaki açılma ve ıslanma, kadının cinsel açıdan uyarıldığını gösterdiği gibi, aynı zamanda cinsel birleşme sırasında penisin vajinaya kolayca girmesini de sağlar.

    Cinsel uyarılma düzeyi arttığında orgazm oluşur. Kadın orgazmı, karın içi ve cinsel organlar çevresindeki kasların ritmik kasılmaları ve buna eşlik eden zevkli duyumlardan ibarettir. Aslında orgazmın tam ve doyurucu bir tanımını yapmak pek mümkün değildir. Ama her kadın orgazm olup olmadığını anlar. Eskiden kadınlarda klitoristen ve vajinadan kaynaklanan iki tip orgazm olduğu düşünülürdü. 1970´lerden sonra kadın cinselliğinin fizyolojisi konusundaki bilgimiz arttı ve kadın orgazmının tetiğini her zaman klitorisin çektiği anlaşıldı. Ama cinsel konulardaki bilgisizlik ve yanlış cinsel inanışların yaygınlığı nedeniyle, günümüzde de birçok kadın orgazm oluşturacak uygun ve yeterli uyarıyı almadığı halde, kendisinin cinsel açıdan yanıtsız olduğunu düşünür. Kadınların cinsel açıdan uyarılmaları ve orgazm olmaları için, klitorisin yeterli uyarıyı alması gerekir. Kimi kadına uzun süreli doğrudan fiziksel uyarı gerekir, kimisi kısa süreli doğrudan fiziksel uyarıyı izleyen cinsel birleşme sırasındaki dolaylı uyarı ile orgazm olur, kimisi için de cinsel birleşme sırasında doğrudan klitoris uyarısının sürdürülmesi şarttır. Cinsel birleşme sırasında, vajina ağzındaki kaslardan iletilen duyumlarla, yani dolaylı uyarı ile orgazm olan kadında da, orgazmın kaynağı gene klitoristir. Aynı kadın için de günden güne, dönemden döneme değişiklikler olabilir. Genellikle kadının yaşı,dolayısıyla cinsel deneyimi arttıkça, cinsel uyarılma ve orgazm süresi kısalır. Burada kendi bedenini ve cinsel tepkilerini öğrenmenin rolü vardır.

    Orgazmdan sonraki dönemde bedensel işlevler ve cinsel organlar, uyarılma öncesindeki normal durumlarına geri dönerler. Kadınların cinsel uyarılmaları erkeklere göre daha yavaş olduğu gibi, orgazmdan sonra normal durumlarına dönmeleri de daha uzun sürer. Bu nedenle bazı kadınlar, orgazm sonrası cinsel uyarılmaları azalmadığından, erkeklerden farklı olarak peş peşe birkaç kere de orgazm olabilirler.

    Erkek cinsel organı ve işlevi
    Dıştan bakıldığında, erkek cinsel organları; penis ve er bezlerinden (testisler) ibarettir. Er bezleri, skrotum dediğimiz torba şeklinde bir deri ile sarılı olarak penisin iki yanında sallanırlar. Büyüklük ve biçimleri farklı olabilir, biri daha aşağıda veya daha küçük olabilir. Er bezleri, erkeklik hormonlarının ve spermlerin yani erkek üreme hücrelerinin yapıldığı yerdir. Her er bezinde üretilen sperm hücreleri, epididim dediğimiz bir demet oluşturur, birer sperm kanalı (vas deferens) ile prostat bezine gelir, burada sperm hücreleri meni keseleri (vesiküla seminalis) ve prostat bezinde üretilen meni denilen yardımcı sıvılarla karışarak boşalma kanalları ile penise iletilir. Penis, baş, gövde ve taban bölümlerinden oluşan kemiksiz bir organdır. Dışını çevreleyen deri, ince, duyarlı ve esnektir. Bu gevşek deri dokusuyla kaplı penisin büyük kısmı, süngersi doku ve kan damarları şebekesinden oluşur. Cinsel uyarılma sırasında, bu damarların kanla dolması sonucu penis büyür ve sertleşir. Şekilde de görüldüğü gibi, penisin içinde uzanan üretra; hem idrar hem de üreme yollarının boşaltım kanalıdır. Bu kanal penis başından ufak bir delikle dışarı açılır. Erkek cinsel istek duyduğunda, bedensel veya psikolojik bir engel yoksa, düzenli fizyolojik olaylar halinde cinsel yanıt oluşur. Cinsel uyarılma sırasında, bedensel değişiklikler olur; kan dolaşımı hızlanır, kalp atımı ve kan basıncı yükselir, solunum hızlanır, kas gerginliği artar. Cinsel organların duruşu değişir, penis içindeki damarlar kanla dolar, penis büyür ve sertleşir. Cinsel etkinlik süreci boyunca, cinsel istek azalmasa da, sertleşme zaman zaman azalabilir, kaybolabilir, cinsel uyarılma devam ederse penis yeniden sertleşir. Bu sırada erkek sertleşme kaybından kaygılanırsa, cinsel istek ve uyarılma devam etmesine rağmen, psikolojik engel nedeniyle sertleşme yeniden oluşmayabilir. Her erkek, zaman zaman geçici sertleşme zorlukları yaşar. Çoğu erkek bundan kaygı duymaz ve herhangi bir sorun oluşmaz. Bazı erkeklerde ise, sertleşmenin olup olmaması, sürüp sürmemesi konusunda kalıcı bir kaygı oluşur, böylece sertleşme bozuklukları gelişir.

    Uyarılmanın en yüksek noktasında orgazm ortaya çıkar. Erkek orgazmı, iç ve dış cinsel organlardaki kasların ritmik kasılmaları ile oluşur, bu sırada penisten spermleri taşıyan meni fışkırır ve buna zevkli duyumlar eşlik eder. Orgazmdan sonraki çözülme aşamasında, bedensel işlevler ve cinsel organlar, uyarılma öncesi durumlarına dönerler. Erkekler boşaldıktan hemen sonra, cinsel ilgilerini kaybederler, cinsel yanıt veremeyecekleri fizyolojik bir dönem vardır. Bu yanıtsız dönemde, cinsel istek duymazlar, cinsel olarak uyarılamazlar, hatta uyarılmak istemezler, penis yeniden sertleşemez. Bu tamamen normal, fizyolojik bir durumdur. Bu yanıtsız dönem, birkaç dakika veya saatlerce sürebilir. Erkekten erkeğe, aynı erkek için günden güne değişiklik gösterebilir. Erkeğin yaşı ilerledikçe, yanıt veremeyeceği süre uzayacaktır.

    Erkek cinsel işlevinin iki temel bölümü vardır: Penisin sertleştiği cinsel uyarılma ve meninin boşaldığı orgazm. Bu iki bölüm, sinir sisteminin farklı bölümlerince yönetilir. Bu yüzden de bedensel veya psikolojik nedenlerle bir bölümü ilgilendiren aksaklıklar ortaya çıktığında, diğer bölüm sağlam kalabilir.

  9. #19

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Cinsel Öğretim Farzdır
    İslam Dini'nin cinsel hayatı düzenleyici düsturlarının büyük çoğunluğu yapılması gereken emirler (farzlar) ve kaçınılması gereken yasaklar (haramlar) şeklinde olduğu içindir ki, bu ilahi emirler ve yasakların belirlediği müfredat içinde cinsel öğretim farzdır.

    Kaideleştirdiğimiz bu gerçeği örneklemek için dinimizin cinsel hayatla ilgili yasaklarının (haramlarının) bir kısmına bakalım:
    1.Şehvetle bakmak
    2.Evlenebilecek bir kadın ve erkekle bir arada yalnız kalmak
    3.Flört
    4.Cinsel duyguları uyarıcı musiki
    5.Zina
    6.Homo****üellik
    7.Sevicilik
    8.Hayvanlarla cinsel temas
    9.Vücudun ****** bölgelerini ve örtünmesi gereken yerlerini açığa vurma
    10.Kadın ticareti
    11.Cinsel kaynaklı iftira (kazif)
    12.Cünüplük sonrasında gusül abdestini bir namaz vaktini aşacak şekilde ertelemek
    13.Hadımlaşmak
    14.Kısırlaşmak
    15.Eşlerle de olsa adet ve loğusalık günlerinde cinsel ilişki
    16.Zevceye arka organdan temas
    17.Dini ve sıhhi bir mazeret olmaksızın kocanın cinsel arzularına karşı çıkmak
    18.Kadını ihmal etmek
    Yukarıda bir kısmına işaret ettiğimiz Kuran ve Sünnet'e dayanan cinsel haramları ve bunlarla ilgili gerekli ayrıntıları öğretmek ve öğrenmek elbette ki farzdır.

    Bu haramlar öğretilmez ve öğrenilmezse nasıl bilinecektir? Bilinmedikçe de bunlardan nasıl korunacaktır? [1]

  10. #20

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Cinsel Resim ve Filmler
    Dinimizde insanı kötülüklere iten zaaflar ve alışkanlıklar konusunda yasaklayıcı hükümler bulunmaktadır. Bu hükümlere uyabilenler ahretlerini kurtardıkları gibi, dünyalarını da kurtarıyor; gittikçe yaygınlaşan olumsuz alışkanlıklardan kendilerini ve çocuklarını da muhafaza ediyorlar. Cenab-ı Hak'kın ikazına kulak verelim:

    "Zinaya yaklaşmayın. Zira o, bir hayâsızlıktır ve çok kötü bir yoldur." [1]

    Cenab-ı Hak, "Zinaya yaklaşmayın!.." diyor. “Zina yapmayın!” demiyor, “Yaklaşmayın!” diyor. Onun için İslam alimleri zinaya vesile olabilecek, davetçilik mânâsına gelebilecek, tahrik ve teşvikçi görüntüleri yasaklayan din, müstehcene bakılmasını da caiz görmüyorlar. Çünkü asıl mesele yaklaşmamaktadır. Yaklaşmazsanız kurtulmanız kolay olur. Yaklaştıktan sonraki gelişmelere dayanmanız zorlaşır, ateşe yaklaşanın içine düşmesi gibi bir sonuç çıkabilir. Cenab-ı Hak bakma konusunda diğer bir ikazında şöyle buyuruyor:

    "Mü’min erkeklere söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar.... Mü’min kadınlara da söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar." [2]

    Sofiyeden Şiblî (k.s.)'ye: "Ne demektir?" diye sormuşlar, demiş ki: "Baş gözlerini haramlardan, kalp gözlerini Allah'tan gayri şeylerden çeksinler." [3]
    Gözler müstehcene nazar etmekten sakınılmalı ki hayaller tertemiz olsun, zihinler kirlenmekten korunsun. Sadece kafa gözlerini kapamakla, sakınmakla kalınmamalı, haramlar hayallere dahi alınmamalı, hayaller bile korunmalı diyor büyükler.

    Bu konudaki Görüşler
    Ahmed Şahin: Gözle bakış konusunda neden bu kadar ısrarlı ikaz ediliyor insanlar? Çünkü bütün günahlar, ahlâkî bozulmalar müstehcene bakışla başlar, bakışın israrıyla gelisir, sonra fiilî günaha dönüşür. Üstelik gözler baktıklarının resimlerini de çeker, hayal arşivinde depo eder. Nereye gitse, nerede olsa artık çektiği bu resimler, hayal âleminde gözlerinin önündedir. Öğrenciyse dersine çalışamaz, isçiyse mesleğine tam yönelemez, fikir adamıysa zihnini toparlayamaz, derken her konuda gerileme ve düşüş söz konusu hale gelir. Bu duruma düşmemek için din, müstehcene karşı yasaklar koyar, mensuplarını böylesine gerilemelere düşmekten kurtarır. [4]

    Ali Rıza Demircan: ... cinsel tahrik amacı olsun veya olmasın İslam'a göre çıplaklığın sınırları içine girecek resim ve film çektirmek ve çekmek haramdır. Bu resim ve filmlere bakmak ve ve bunları pazarlamak da haramdır. Haramdır, çünkü doğrudan çıplaklıkla resim ve film aracılığıyla çıplaklık temelde aynı gayr-ı meşrû amaca yöneliktir. Fark yalnızca tesir bakımındandır. Biz at çıplaklık, bilvasıta çıplaklıktan şüphesiz daha tesirlidir. Ancak bilvasıta çıplaklık da da yaygınlık ve süreklilik vardır. Kaldı ki İslam'da bir söz, davranış ve iş haram kılındıysa, değil onun yansıyan etkili şekli, onunla ilgili bütün eylemler de haram olur.

    .... haram sınırlar aşılarak, "sanat sanat içindir" anlayışıyla yapılacak fotmodelliği de, film çalışmaları da haramdır. Pek tabii ki doğrudan cinsel sömürü amacıyla yapılan çalışmalar daha katmerli ve çok yönlü haram olur.

    ....İslam Dini insanların cinsel istikrarı ve mutluluğunu amaçladığı ve cinsel alnda da kulluk yapmalarını dilediği için cinsel haramlara götürecek sözleri, yazılar, resimleri ve filmleri yasaklamıştır. Yasakladığı bu suçların faillerine hem dünyada hem de ahirette cezalar düzenlemiştir. [5]

    İzahlı Kadın İlmihali'nden özetle: ...gazete ve dergilerdeki müstehcen resimler ile televizyondaki açık görüntüler gerçek değil, resim ve hayal olduğu için onlara bakmak hakiki kadın vücuduna bakmak gibi sayılmazsa da müstehcen resim ve görüntüler, insanları tahrik etmekte, din ve ahlak üzerinde bozucu bir tesir yapmaktadırlar. Fitne uyandıran ve ahlakı bozan böyle müstehcen resim ve görüntülere kimse helal diyemez.

    Avret sayılan yerlerin resim haline getirilmiş şekli de, cinsel duyguları uyandırabileceği gibi, ancak bunun canlısı kadar olmayacağı açıktır. Bu konuda film ise, resimle canlısı arasında bir yerde olacaktır. Bu konuda haramlılığın sebebini akıl kavramaktadır. O da çok az da olsa gerçek zinaya yaklaştırmasıdır. Halbuki Allah (cc) zinaya, yapmayı değil, yaklaşmayı bile yasaklamaktadır. [6]

    Sorularla İslamiyet İslam Fıkhı Ansiklopedisinden özetle: Önce çıplak resimleri sadece kadın resmi diye sınırlamamak lâzım. Çıplak resimler kadının olursa günah, erkeğin olursa mahzursuz diye bir şey yoktur. Avret sayılan uzvun açılması ve bakılması, kimden olursa olsun haramdır ve günahtır. Ancak haramlık ve günah en mahrem noktalara yaklaştıkça artar ve ağırlaşır. Diğer yönden, zaruret yokken avret sayılan yerlerinin fotoğrafını çektirip teşhir edilmesine izin vermenin bir haram ve bir günah olduğunda şüphe yoktur. Böyle olan resimlere bakmaya gelince, bunun; canlısına bakmak kadar ağır günah olmadığı da açıktır. Ancak bunu, berikinin hafif olduğunu ânlatmak için değil; aralarında fark bulunduğunu anlatmak için söylüyoruz.

    Evlilik Rehberi'nden: Din kitaplarında deniyor ki: Kadınların bakılması haram olan yerlerine şehvetsiz de bakmak haram olduğu halde, aynadaki veya sudaki görüntülerine şehvetsiz bakmak haram değildir; çünkü, kendileri değil, akisleri, benzerleri görülmektedir. Resimleri, kendileri değildir. Bunları görmek, kendilerini görmek olmaz. Resimlerine, TV’deki görüntülerine bakmak, aynadaki görüntüsüne bakmak gibidir. Hepsine şehvetsiz bakmak caizdir. Fakat, şehvet ile bakmak veya şehvete sebep olacak görüntülerine bakmak haramdır.

    Demek ki, kadının avret yerlerine şehvetsiz bakmak haram olduğu halde, bunların resimlerine ve TV’deki görüntülerine şehvetsiz bakmak haram değil, mekruhtur. *****ya şehvetsiz bakmak da haramdır. Çünkü şehvete sebep olacak görüntüdür.

    Bütün bunlara göre : Avret sayılan yerlerin resim haline getirilmiş şekli de, cinsel duyguları uyandırabileceği, ancak bunun canlısı kadar olmayacağı açıktır. Bu, konuda hareketli resim, yani film ise, resimle canlısı arasında bir yerde olacaktır. Her ne kadar Ibn Âbidîn "resim haline getirilmiş avret yerlere bakmanın mahzuru konusunda bir şey bulamadım; diyorsa da, bu konudaki haramlığın sebebini akıl kavramaktadır. O da çok uzaklardan ve çok az da olsa gerçek zinaya yaklaştırmasıdır. Halbuki, Allah (c.c.) zinaya, yapmayı değil, yaklaşmayı bile yasaklamaktadır. Bu sebep çıplak resimlere bakmakta da az da olsa vardır. Öyleyse bu da o ölçüde mahzurlu olmalıdır. Filimler ise, değindiğimiz gibi, bundan bir derece daha ilerdedir. [7]

    Çıplak Erkek Resminin Sakıncası Var mı?
    Çıplak resimleri sadece kadın resmi diye sınırlamamak lazımdır. Çıplak resimler kadının olursa günah, erkeğin olursa mahzursuz diye bir şey yoktur. avret sayılan uzvun açılması ve bakılması, kimden olursa olsun haramdır ve günahtır. Ancak haramlık ve günahlık en mahrem noktalara yaklaştıkça artar ve ağırlaşır. Böyle olan resimlere bakmaya gelince, bunun, canlısına bakmak kadar ağır günah olmadığı da açıktır. Ancak bunu, berikinin hafif olduğunu anlatmak için değil, aralarında fark olduğunu anlatmak için söylüyoruz. [

Sayfa 2/10 İlkİlk 12345678910 SonSon

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •