Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
9 sonuçtan 1 ile 9 arası

Konu: İnternet Hurafeleri

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart İnternet Hurafeleri

    Hz. Ademin Dev İskeleti Yalanı


    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Üstte, son aylarda internet sitelerinde "Hz. Adem'in iskeleti" mahreciyle dolaşan etkileyici fotoğraf, aşağıda ise bu montaj görüntünün bilgisayarda üretilmesini sağlayan gerçek fotoğraf görülüyor. Fotoğrafın kaynağı ise Cornell Üniversitesi arkeologlarının 2000 Yılında New York-Hyde Park'ta yaptıkları bir kazı…

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İnternette Bizi Nasıl Kandırıyorlar?



    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    İnternet kullanıcılarını yalan haberlerle yanıltmak amacıyla gönderilen mesajların doğruluğunun kontrol edildiği sitede, kanser hastalarına yardımdan, deodorantların tehlikesine, zehirli yiyeceklerden şans getiren zincir mektuplarına, bedava cep telefonundan yalnızken kalp krizini önlemeye kadar bir çok asılsız mesaja yer veriliyor.

    İnternet artık, dolandırıcıların, kısa yoldan köşeyi dönmeye ya da rakiplerini karalamaya çalışanların, yalan haber yayarak insanların korku ve zaaflarından yararlanmak isteyenlerin yeni mekanı oldu. Bunlar, e-posta aracılığıyla İnternet kullanıcılarını aldatma ve yanıltma yoluna gidiyor. İçlerinde öyle ustaca hazırlanmış olanları var ki, İnternet kullanıcıları aldıkları mesajın hangisinin doğru, hangisinin asılsız olduğunu ayırt etmekte zorlanıyor.

    Merkezi Finlandiya'da bulunan F-Secure adlı şirket, İnternette kullanıcıları yanlış ve yalan haberlerle yanıltma ya da aldatma amacıyla gönderilen mesajların doğruluğunun kontrol edilmesini sağlayan bir site oluşturmuş. Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adresindeki bu sitede, kanser hastalarına yardımdan, deodorantların tehlikesine, zehirli yiyeceklerden şans getiren zincir mektuplarına, bedava cep telefonundan yalnızken kalp krizini önlemeye kadar bir çok asılsız mesaja yer veriliyor. Bu tip mesajların forwardlanmaması ve başkalarına gönderilmemesi için de İnternet kullanıcılarına uyarı yapılıyor. Bu mesajların binlerce kişiye gönderilmesi sonucunda, e-posta sistemlerinin kilitlenmesine yol açıldığı da kaydediliyor.

    Arkadaşımız Emre Özpeynirci'nin yaptığı incelemeye göre, yüzlerce yalan ve asılsız mesajın yer aldığı bu sitedeki ilginç örneklerden bazıları şunlar:

    NİJERYA'DAN PARA TRANSFERİ:
    İnternet üzerinden yapılan dolandırıcılıklardan birini de Nijeryalılar gerçekleştiriyor. Nijerya devlet yetkilisinin eşi olduğu iddia edilen bir kişinin yapacağı yüksek miktarda para transferine aracılık edene yüzde 25 komisyon vaat ediliyor. Ancak, bu vaade inanıp, aracılığı kabul edenlerden bankaya para yatırmaları isteniyor.

    ŞİFRELER YAHOO'YA
    İnternetteki arama motorlarından biri olan Yahoo'nun adı kullanılarak, kişisel bilgilere ulaşılmaya çalışılıyor. Gönderilen elektronik postalarda Yahoo Servis Sistemi'nde yaşanan bir arıza nedeniyle tüm kişisel bilgilerin silindiği iddia ediliyor ve kullanıcılardan ID numaraları ve şifrelerini bildirmeleri isteniyor.

    COCA COLA MARİFETİ
    Bu mesajlardan birinde de Coca Cola formülünde kullanılan asidin, tuvalet temizliğinde ve otomobillerdeki paslanmaya karşı etkili olduğu iddia ediliyor. Ayrıca mesajda, Coca Cola'nın boş kutusuyla çok lezzetli yemeklerin de yapılabileceği, kirli çamaşırlardaki lekelerin çıkartılabileceği de savunuluyor.

    VİRÜS MESAJLARI
    Elektronik posta yoluyla İnternet kullanıcılarına gönderilen asılsız mesajların en yaygınını virüs içerikli olanları oluşturuyor. Asılsız virüs uyarısı yapılan bu mesajlarda genellikle, çok tehlikeli bir virüse değiniliyor ve bu virüsü içeren mesajların açılmaması isteniliyor. Virüse karşı, e-posta zinciri oluşturulması için uyarıda bulunuluyor.

    BEDAVA TELEFON
    Yalan mesaj zinciri, cep telefonu şirketlerini de etkisi altına almış durumda. Bundan ilk etkilenen Nokia şirketi olmuş. Nokia firması adına gönderilen mesajların 10 kişiye ulaştırılması halinde 3210, 25 kişiye gönderilmesi durumunda ise 7110 veya Wap'lı telefon kazanılacağı iddia edilmiş. Mesajın tutması üzerine, zincir diğer cep telefonu üreticilerine de yansımış.

    BEDAVA COLA
    Bir diğer mesajda ise Coca Cola'nın yeni bir reklam kampanyası başlattığına dikkat çekiliyor ve bu kampanya çerçevesinde gönderilen mesajın başka kişilere ulaştırılması halinde ekranda bir sayfa çıkacağı bu sayfadan istediğiniz Cola Cola ürününe bedava sahip olunabileceği belirtiliyor.

    HOTMAİL İPTAL EDİLECEK
    Tüm dünyada İnternet kullanıcılarının e-posta adresi almak için başvurduğu Hotmail'de yalan haberlerden nasibini almış. Bazı İnternet hacker'ları gönderdikleri e-mail'lerde Hotmail yetkileri olduklarını ve bu mesajı başkalarına göndermezlerse o kişilerin mail adreslerinin otomatik olarak silineceği iddiasında bulunmuşlar. Buna gerekçe olarak da Hotmail'den adres almak için çok yoğun taleplerin olduğu ve bu talepler yüzünden sistemin çökme tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğu savunulmuş.

    TATİL VİRÜSÜ
    İnternet üzerinden bedava tatil kazanmak istiyor musunuz? Bunun yanıtı, aldatmayı yapan İnternet dolandırıcılarına göre hayır. Onlara göre, e-postanıza gelen ‘‘Tatil kazanmak istiyor musunuz?’’ mesajı bir virüs içeriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse böyle bir virüs içeren mesaj hiç olmadı. Ancak, varmış imajı oluşturularak, gönderdikleri uyarı mesajı için zincir oluşturulmasını amaçlıyorlar. Böylece olmayan bir virüsün uyarısı, tüm dünyada dolaşıyor.

    FOTOYA DİKKAT
    İnternet'ten indirdikleri fotoğrafları kullananları hedef alan aldatıcı mesajda ise, ‘‘Fotoğrafları indirebilirsiniz’’ e-postalarının bazılarında virüs olduğu uyarısı yapılıyor. Aksi taktirde, sistemin çökeceği ve bunun da 300 dolarlık bir maliyet getireceği vurgulanıyor.

    KANSERLİ ÇOCUK:
    İnternetteki dolandırıcılar, 6 ay ömrü kalan kanser hastası bir kız çocuğu için sözde yardım kampanyası başlatmış. Kanser hastası çocuğun kurtarılması için mesajı başkalarına da gönderilmesi isteniyor. Bu yolla, yardım zincirinin yayılacağını iddia eden İnternet dolandırıcıları, Amerikan Kanser Vakfı'nın gönderilen her mesaj için kanserli çocuğa 3 sent yardım yapacağı iddiasında da bulunuyor.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İnternette Gezinen "Cep Telefonu Sinyallerini kesen" Kırmızı Civa Hurâfesi


    Kırmızı Civa Nedir?
    Kırmızı civa (red mercury), nükleer bombaların yapımında kullanıldığı iddia edilen efsanevî (hayâlî) bir maddedir. İlk olarak 1980'li yıllarda Rusya medyasında fizyon bombalarının yapımında kullanıldığına dair haberler çıkmış, fakat nasıl kullanıldığı ile ilgili bilgiler verilmemiştir. Kilogram fiyatının 100.000$ ile 300.000$ arasında olduğu ise bazı kaynaklar tarafından ifade edilmektedir.[1]

    Kırmızı Civa Hakkında Ortaya atılan İddialar
    1. Bazıları, bu kırmızı civanın, civa-antimon oksit bileşiği olduğunu ve bu bileşiğin oldukça yüksek patlama özelliği olduğu ve hidrojen bombalarının, atom bombalarına gerek olmadan bu kırmızı civa ile patlatılabileceğini ve bu nedenle, hidrojen bombalarının çok daha kolay bir şekilde elde edilebileceğini iddia ediyor.

    2. Bazıları, bunun uranyum ve plütonla zenginleştirilmiş nükleer bir bombanın "kod ismi" olabileceğini söylüyor.

    3. Du Pont firmasının "kırmızı civa" lakaplı Sb2Hg2O7 bileşiğini [20720-76-7] uluslararası kimyasal madde kayıt numarası ile sentezlediği iddia ediliyor ama hakkında resmi bir bilgi yok. [2]

    Konya Televizyon ve Radyo Tamircileri Odası Başkanı Kadir Erölmez, sanal alemde ‘1950- 1965 yılları arasında Almanya'da üretilen televizyonların içerisinde çok değerli kırmızı civa var ve yüksek fiyatlara satılıyor’ iddialarının dolaştığını belirterek, bunu duyan insanların televizyon tamircilerine akın ettiğini söyledi. Erölmez, “İddialara asılsız” dedi.

    Bu civanın cep telefonu sinyalini kestiği, altın ve petrol aramada kullanıldığı gibi söylentilerin bulunduğuna dikkat çeken Erölmez, “İnternet ortamında, bu televizyonların fiyatlarının 35 bin TL'den başlayarak 100 bin TL'ye kadar çıktığı söyleniyor. Cep telefonu sinyalini kestiği, altın ve petrol aramada kullanıldığı gibi dedikodular yayılıyor. Ama tamamen asılsız. Kesinlikle böyle bir şey yok. Televizyon içinde ne civa ne de kimyasal bir madde var. Televizyon içindeki aletlerin hepsini biliyoruz. Bir spekülasyon var. Ya vatandaşlar dolandırılacak ya da birileri rant peşinde. Ben yıllarca televizyon tüpü imal ettim. Tüpün içende ne olduğunu bilirim” dedi.

    Günde en az 10-15 kişinin bu konu ile ilgili bilgi almak televizyonunu kucaklayarak geldiğini ya da telefon açtığını ifade eden Erölmez, “Vatandaşlarımız böyle şeylere aldanmasın ve bu söylentilere kulak asmasın” diye konuştu.

    Televizyon tamircisi Hamdi Kaya da bu söylentinin kulaktan kulağa şehir efsane gibi dolaştığını söyledi. İş yerine günde 20- 25 kişinin geldiğini belirten Kaya, “Vatandaşlar bize gelip siyah beyaz televizyonlarının içinde kırmızı civa olduğunu ve bunun yüksek para ettiğini söylüyorlar. 20 bin TL’ye satıldığını anlatıyorlar. Ama ne alan ne de satan kimseyi görmedik. Günde 20- 25 kişi gelip bunu bize bunu soruyor. Özellikle siyah beyaz ve Alman malı televizyonları soruyorlar. Böyle bir civa olduğunu ben görmedim. Eski ustalarıma sordum onlarda görmediklerini söylediler. Sadece duyum üzerine geliyorlar. Ama ne amaçla kullanıldığını bilmiyorlar. Kimisi hastalara enjekte edildiğini, kimisi bomba yapımında kullanıldığını, kimisi de altın aramada kullanıldığını söylüyor. Yani bir efsane gibi bu dolaşıyor ortalıkta. Ama aslı yok” dedi.

    İnternette Dolaşan Mail
    İnternette dolaşan ve insanların birbirlerine de gönderdiği mail'lerden biri şöyle: “Zengin Oldunuz! Elinizde 1950 - 1965 yılları arasında Almanya’da üretilmiş eski siyah beyaz grundig televizyonlardan ya da aynı yıllarda üretilmiş eski ev eşyalarından varsa zengin olabilirsiniz! Bu televizyonların ve eski eşyaların içerisinde bulunan kırmızı civa cep telefonu sinyallerini kesiyor. İnsan sağlığı için büyük önem taşıyor. Pek çok insanının o yıllarda Almanya’ya gidip geldiğini biliyoruz. Elinizde bu tür televizyon ve eski eşya varsa bize ulaşın. Fiyatları 35 bin TL’den başlayarak 100 bin TL’ye kadar çıkıyor.”

    Bazı Internet forum ve ilan sitelerinde siyah-beyaz televizyon arayanların ilanları dikkat çekiyor. Bir Internet sitesine verilen ilan şöyle:

    ‘Eski Grundig marka siyah beyaz TV. Ben bu eski TV'lerden 2 bin 500 TL'ye alıyorum. Elinde olan beni ‘ahmet4.... @hotmail.com’ ya da 0539 .....22 nolu telefondan ulaşabilir. Aradığım TV markası Grundig ama asıl TV'nin özelliği cep telefonu TV'nin üstüne koyunca ‘Şebeke yok’ yazıyor olması gerekiyor cep telefonunda... TV'nin içindeki parça yandaki resimde görülüyor kızıl cıva tüpün içerisinde açıklaması da bu yeter mi”

    TÜBİTAK'ın yanıtı
    TÜBİTAK Bilim Teknik Dergisi’nin Internet sitesinde, bir okuyucunun ‘Kırmızı civa’ ile ilgili sorusuna dergi yönetimi şu cevabı veriyor:

    “Eldeki verilere göre, böyle bir kimyasal yok. Varlığına dair söylentiler, 1992 yılında ITAR-TASS adlı Rus haber ajansından kaynaklanan bir habere dayanıyor. Söylentilere göre, cıva tuzları yoğun radyasyona tabi tutulduklarında kırmızıya dönüşüyor ve güçlü bir füzyon bombası yapımı için elverişli bir malzeme haline geliyormuş. Söylentiler ABD Temsilciler Meclisi'nin bir alt komisyonunca araştırılmış ve asılsız oldukları sonucuna varılmış. Ancak söz konusu haberin ardından, uluslararası alanda uzunca bir süre, ‘kırmızı cıva’ satmaya yönelik teklifler dolaşmaya başlamış. Bu tekliflerin bazıları da, Irak'ın o zamanki yönetim organlarına yapılmış. İleri sürülen örnekler, kırmızı boyalı cıva imiş. Fakat bilindiği kadarıyla, bu ‘dolandırıcılık’ girişimlerinin hiçbiri başarıya ulaşamamış.”

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    İnternette Gezinen Başlıca Yalanların İçyüzü


    1. Bir yere üye olduğunuz, bilmem kaç tane e-posta gönderdiğiniz için fidan falan dikilmez!

    2. Bir yerlerde oy kullandığınız için Türkiye'de bir kanun teklifi yasalaşmaz!

    3. Bir e-postayı 10-50 kişiye gönderirseniz dileğiniz yerine gelmez! dileğinizin olması için çalışmanız gerekir. (Bazen bu kadar postayla tam tersi olur; o kadar adam, size beddua eder ki, 'bu işlerim niye sarpa sardı yahu' diye düşünür durursunuz).

    4. Bir e-postayı gönderdiğiniz kişi sayısına göre Microsoft veya AOL gibi firmalar, size para yardımı falan yapmaz! Nefes aldığınız için size para ödeyen oldu mu şimdiye kadar, eee???

    5. Microsoft, servetini falan dağıtmıyor arkadaşlar! Manyak mı bunlar!

    6. Lc Waikiki, satılmadı!

    7. Domino's Pizza, domuz yağı/eti kullanmıyor! Ayrıca meyveli yoğurtlarda da domuz yağı iğrenç olur!

    8. Gerçekte yardım bekleyen yanmış bir çocuk yok. Varsa da aynı çocuk, geçen sene zaten bir kez yanmıştı!

    9. Hastanede kan bekleyen öyle bir vatandaşımız yok! Varsa bile; kan, e-posta ile istenemeyecek kadar acildir.

    10. Coca Cola'yı tersten okuyup 'La Muhammed la Mekke' görebiliyorsanız, barkodlardan yemek tarifi de okuyabilirsiniz.

    11. Doları katlayınca pentagonun yanmış resmi oluyormuş. Az daha katlayınca, ikiz kulelerin yanmış şekli çıkıyormuş. Dolar, Pentagon ve ikiz kulelerin inşasından çok daha önce şu andaki halini almış ama, ne gam, değil mi?) Bir şeyi yeterince sündürürsen, her şeye benzer zaten!

    12. 'Bu e-postayı sana yollayana da yolla. Dostluğumuz pekişsin!' diyenlere sesleniyorum. Aynı e-postayı göndermeyin. Başka şey yollayın kardeşim!

    13. Nike logosunda aslında "Allah" yazısı gizliymiş. Biz baktık. göremedik

    14. Türk polisi, e-posta trafiğini takip etmiyor! Ortada yeterince 'trafik' var zaten!

    15. Sinemada koltuğumuzun altına AIDS virüsü taşıyan iğne yerleştiren psikopatlar varmış ya; işte onlar yok aslında.. Öcü o öcüüü...

    16. Biri sizi kafaya takmışsa ondan bir zarar görme riskiniz görece yüksektir; fakat fazladan telaşa gerek yok; size birinin zarar verebilmesi için MSN kullanmak gerekli değildir

    17. MSN paralı olmuyor. Logo mogo maviyken yeşile veya mora dönmüyor. Bir yere tıklamanız da gerekmiyor!

    18. Erkek milletini yeren, kız milletini öven mailler, erkeklerin icadıdır. Maksat kızların MSN adreslerini toplamaktır arkadaşlar!

    19. İsrailli bilim adamlarının sivri sinek DNA'sıyla oynayıp süper kan emici, on kat daha dayanıklı hale getirdiği ve komşu ülkelerin Türkiye de dahil DNA haritasını çıkartmakta kullanacağı casus sivrisinek olayı... Tabii mesajın sonlarındaki damarlamızdaki asil kanı kirletmeye yönelik böyle bir girişimi kemalist gençliğin asla kabul etmeyeceği vurgusu, karşılıklı akıl sağlığı dilekleriyle vedalaşmamıza yol açmıştır.

    20. 1987'den beri dolaşan e-posta diye bir şey yoktur. Zira o yıllarda e-posta yoktu!

    21. Klavyemizdeki 'w, h, k, ğ' tuşları paralı olmayacak. Yormayın kendinizi!

    22. Petrol rezervlerimizin üzerine Amerika civa döküp kuyuları kapatmış. Arkadaşlar, bu mesajı hababam göndereceğinize bir kova kapıp civaları boşaltın madem! Malum; civa, sıvı bir madendir. Tamam ağır, ama sıvı!

    23. Rus hackerler, türk hackerlara savaş falan açmadı. Açsa da ucu bize dokunmaz! Siz hacker misiniz???

    24. Sizi kimse telefonunuzu kontrol etmek için arayıp sizin kimlik bilgilerinize erişmek için kullanamaz. Faturasını falan da sizin hesabınıza böyle bir yöntemle geçiremez! Yapana da helal-i hoş olsun derim, ne diycem!

    25. Mars'ta uzaylı falan yok, taş onlar taş! kalanı da fotoshop...

    26. Ona buna yönlendirdiğiniz mesajları takip edebilecek bir teknoloji yok; buna gerek de yok!

    27. Gıda maddelerinin içindeki e kodlu katkıların hepsi avrupa birliği standartlarına uygun doğal katkı maddeleri; siyanür falan yok yani... mesajda 'en tehlikeli e' denen e330 ise bizzat limon tuzu (sitrik asit) be arkadaşımmm! En fazla ekşidir yani!!!

    28. Herhangi bir mesajı tıklayarak iletmek (forward etmek) eylem koymak değildir; size yanlış öğretmişler. Arada başka şeyler de okumak, araştırmak lazım. Bir de o koltuğun üzerindeki şeyinizi arada bir oradan kaldırmak...

    30. Kentucky Fried'ın tavukları normal tavuktur; hatta buradakiler bizzat banvit'dir. O gönderdiğiniz resimler ise sadece yolunmuş tavuklardır! Boşuna korkmayın...

    31. Sevgiyi göstermek için mailden başka yollar da vardır; en azından k..ınızı kaldırıp bir ziyaret, olmadı telefon edebilirsiniz.

    32. Kimse kimseye 10.000 tane beleş tekerlekli sandalye vermemiştir; verse bile emaille dağıtılmasına hacet yoktur.

    33. Falanca ankette İstanbul'u en baba şehir, Atatürk'ü en büyük lider olarak tıklama yarışına girmek, sizi ve bizi ancak komik yapar; biz hariç, herkes buna güler zira.

    34. Bilmem ne tantanalarından, yogi özdeyişlerinden hikmet forward edeceğine, atandan dedenden nasihat almaya bak; onlarda neler var!

    35. Powerpoint programı, düz yazıyla da gayet güzel yazabileceğiniz lüzumsuz bilgileri bıktırıcı ses ve hareket efektleri eşliğinde arka arkaya dizip milletin mesaj kutusunu şişirmeniz için icat edilmemiştir.

    36. Bor, toryum, nomium ve diğer bir ton garip elementin tonlarcasının üzerinde oturduğumuz doğru olsa bile, onlar yer altında para etmiyor; siz mesaj gönderdikçe de yerden çıkarılmıyorlar. Bana değil, jeologlara falan gönderin, ne bileyim!

    37. Time Dergisi'nin anketini önemsediğiniz kadar ailenizi, eşinizi, dostunuzu önemseseniz, kimsenin bir derdi kalmaz kanımca!

    38. Gönderdiğiniz 'dostluk' mesajlarının adres satırındaki 1500 dostunuzdan biri olmak bana kendimi hiç bir şekilde 'özel' hissettirmiyor, bu böyle biline!

    39. Göbekten uçurtma bin tane komplo teorisi gönderiyorsunuz, kaynak sorunca küsüyorsunuz! Olmuyor ama böyle...

    40. Danone'ler çocuğunuzu geri zekalı yapmaz..

    42. İletilerin konu kısmında ne kadar FW FW FW FW İLT İLT İLT İLT FW var ise o kadar ayıp ettiniz.

    43. O Forward ettiğiniz mesajların adres satırında gördüğünüz binlerce dostunuzun mail adresleri var ya, hah! Onları Worm virüsler, trojanlar ve e-mail hunter programlarda görüyor ve arşivliyor. Ondan sonra, Yaa ben bu e-posta adresimle hiçbir yere kayıt da olmadım bana neden SPAM mailler geliyor yine 5.000 tane yaa deyip kalırsınız.

  5. #5

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Kabir Azabı Gören Genç Yalanı

    İşte kabir azabı sonucu tanınmaz hale gelen Ummanlı delikanlı yalanının gerçek yüzü:

    Amerikalı maktul, "kabir azabı kurbanı"na nasıl dönüştü(rüldü)?

    Fotoğrafların, anlatılan kişiler ve mekanlarla uzaktan yakından hiç bir ilişkisi yok. Propagandacının -ucuz korku filmlerini andıran- iddiasına kaynak teşkil eden ürkütücü fotoğraflara, bundan en az iki yıl kadar önce, dünyaca ünlü şiddet görüntüleri sitesi rastlamıştım. Olayın kahramanı durumundaki kişi ise ne aslen Ummanlı, ne Müslüman, ne de esmer olan biriydi. Kırsal bir bölgede cinayete kurban gitmiş olan sarışın ve orta yaşlı bir Amerikalıydı bu...

    Birileri bu talihsiz adamı katletmiş, sonra cesedini yarı çıplak bir durumda yakınlardaki ormana atmış ve güvenlik güçleri de cesedi bir kaç hafta sonra bulmuşlardı. Açık hava koşullarında uzunca bir süre kaldığı için de doğal olarak cesette gözle görülür deformasyonlar ve renk değişimleri başlamıştı. Sarışın kişilerin saçlarına bu rengi veren pigmentler, bedenin ölümünden sonra sert güneş ışığı altında yavaş yavaş beyaza dönüşürler. O yüzden, fotoğrafları gördüğümde dikkatimi ilk çeken şey de kurbanın saçlarının sarıdan beyaza çalar bir görünüm alması olmuştu. Ve her şeyden daha önemlisi de, "Babası tarafından hastanede gusül abdesti aldırıldı, sonra da cenaze namazı kıldırılıp toprağa verildi" denilen bu kişi, böyle bir dinî ritüelden sonra herhalde "slip" tarzı bir iç çamaşırı ile gömülmüş olamazdı. Ama bizim Ummanlı Müslüman mevta, her nedense fotoğraflarında beyaz iç çamaşırıyla poz vermekteydi. Sanırım, bütün dikkatlerini "Nasıl daha korkutucu olabiliriz" konusuna verdikleri için, bu ayrıntı öyküyü hazırlayan kişinin gözlerinden kaçmış.

    Meçhul propagandacı, uzun uzadıya aktardığı yalanlarına son noktayı ise bir "posta formu" ile koyuyor. Formun başına "Bu yazıyı ve fotoğrafları arkadaşına e-posta ile gönder" yazılmış. Ayrıca, sitenin adını da "God is one" (Allah birdir) koyarak, aklı sıra öyküye evrensel bir nitelik kazandıracak ve bunu uluslararası propagandada kullandıracak bu büyük tebliğ ustamız. Oysa ki fotoğrafların asılları, bu siteyi okuyacak kişi için topu topu bir tuşluk mesafede durmakta. Ama dünya cahillerin gözünde çok büyük ve kaçıp saklanması oldukça kolay bir yer olduğundan, bizim yalancı için de böyle ayrıntıların hiç bir önemi yok. Bir gün birilerinin aynı anda hem kendi sitesini hem de ilgili sayfaları ziyaret edebileceğini ihtimalden bile saymıyor.

    Rotten, iki yılı aşkın süredir sitesinde tuttuğu 8 kareden oluşan bu polis fotoğrafları grubuna "Vücutta çürümenin erken aşamaları" başlığını koymuş. Uzmanlık alanı kan ve vahşet fotoğrafları olan bu sitede, savaş, cinayet ya da kaza sonucu öldürülmüş daha yüzlerce insanın görüntüsüyle karşılaşabilirsiniz. Ancak, doğrusu ya, oturup hepsine tek tek bakmanızı tavsiye etmeyeceğim. Siz en iyisi konumuzla ilgili olan karelerle yetinin.

    İmanlar bu denli zayıf, Müslümanlar da bu denli donanımsız oldukça, kabul etmek gerekir ki ülkemizde ve İslâm dünyasındaki hurafeler de hiç bitmeyecektir.

    Merak ediyorum; bu mesajı alan milyonlarca insandan bir teki olsun, mesaj sahibine "Yahu, dur bir dakika birader" dedi mi, "Allah'ın o nurlu melekleri Latin Amerika ülkelerinin polis karakollarından fırlamış görünümlü birer işkenceci midir? Biz, bize gönderilen kutsal metinlerden 'kabir azabi' denilen olgunun fiziksel bir gerçeklik olarak yaşanmayacağını biliyoruz. Elimizdeki bilgilerden, onun ruhsal düzlemde oluşacak, ama fiziksel acılarımız kadar gerçekçi biçimde hissedeceğimiz bir ceza olduğunu anlamaktayız. Eğer her mezara giren bu şekilde falakaya yatırılıyorsa, o halde bedenleri mumyalandığı için günümüze kadar mükemmel durumda kalmış onca eski Mısır firavunu, ayrıca yakın çağın mumyalama teknikleriyle korunma altına alınmış olan Lenin ve Mao gibi tanrıtanımaz liderlerin bedenleri bu yöntemle dayak faslından kurtulmuş mu oluyor? Bu dünyadan, öldüğünde yüzüne son derece huzurlu bir ifade sinen nice kötü kalpli insan ve öldüğünde bedenlerinden yarım kiloluk bir parça dahi kalmayan nice şehit gelip geçti. Bir insanın ölüm sonrasında Yaratıcı'dan ödül mü yoksa ceza mı gördüğünü, bedeninin genel geçer görünümünden mi çıkartırız, yoksa bizlere öte âleme ilişkin olarak verilen sağlam bilgilerden mi?"

  6. #6

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Mağaradaki Cin Resmi Yalanı


    Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

    Üstte, Ünlü bir muhabir tarafından çekilmiş fotoğrafı bulunuyor Türkler cin bu diyor Amerikalılarsa yeni keşfedilen bir canlı türü...

    Ama işin aslı böyle değil bu bir maket ve maketin çekilen fotoğrafının üzerinde bilgisayar destkeli bir fotoshop oynaması yapılmış.fotoğrafın internette dolaşan versiyonunda cinin elindeki bıçak bilgisayar programı aracılığıyla silinmiş, inandırıcılığı azaltan bazı gövde ve yüz detayları da daha puslu hale getirilmiş. Elinde bıçak olmamasına karşın, internet fotoğrafındaki varlığın sağ elinin yumruk pozisyonunda kalmış olması ise dikkat çekici. Şakacılar bıçağı daha beter bir mantıksızlığı ortadan kaldırmak için silmiş olmalılar. Öyle ya, böylesine inanılmaz doğaüstü güçlere sahip olan bir varlık, neden kendini savunmak için bıçak kullansın ki?

  7. #7

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Microsoft Gerçekten Para mı Dağıtıyor?



    Microsoft Türkiye, "Kesin oku, doğruysa yaşadık..." başlığıyla son günlerde yayılan mesaj ile ilgili bir açıklama yaptı. Peki bu mesaj ne anlama geliyor?

    Microsoft Türkiye, son zamanlarda birbiri ardına gönderilen sahte piyango mesajlarıyla ilgili, internet kullanıcılarını dikkatli olmaya çağırdı. Şirketten yapılan açıklamada, "Kesin oku, doğruysa yaşadık..." başlığıyla son günlerde yayılan mesajın, kolaylıkla tahmin edilebileceği gibi tamamen gerçekdışı bir iddia olduğu ifade edilerek, söz konusu mesajın kötü niyetli kişilerce İnternet kullanıcılarının kişisel bilgilerine ulaşmak için hazırlandığı belirtildi.

    Microsoft Türkiye, internet kullanıcılarına güvenlik açısından şu uyarılarda bulunuyor:

    Microsoft, Windows Live kullanıcılarına eğlenceli, faydalı ve en önemlisi güvenli bir İnternet deneyimi sunmayı öncelikli hedef olarak belirlemiştir. Bildiğiniz gibi, İnternet'in doğası iletişimi hızlandırmak ve kolaylaştırmaktır. Ama her ortamda olduğu gibi, İnternet ortamında da kötü niyetli kişilere rastlamak mümkün. Bu kötü niyetli kişilerin yarattığı tehditlerin en önemlilerinden biri de hoax (aldatıcı) maillerin yanıtlanması ile ortaya çıkabiliyor. Gerekli düzenlemelere dikkat edilmediği takdirde gizlilik hakları ve bilgisayar güvenliği açısından istenmeyen sonuçlar doğabiliyor.

    Bilgisayar korsanları, ele geçirdikleri MSN adreslerinin Windows Live Messenger listelerinde kayıtlı olan isimler ile irtibata geçerek listelerinde sizi engelleyenleri göstereceği iddia edilen adresler gönderiyorlar.

    Microsoft olarak İnternet'in herkes için güvenli bir ortam olmasına büyük önem veriyor ve suç teşkil eden faaliyetlere karşı yazılımlarımızı ve uygulamalarımızı daha güvenli hale getirmek için sürekli çalışıyoruz.

    Kullanıcılarımıza İnternet üzerinden bilgisayar güvenliği ile ilgili özellikle şu önerilerde bulunuyoruz:

    1. Önemli kişisel bilgilerinizi hiçbir zaman bir e-posta, anlık ileti veya açılır pencere üzerinden başkalarına vermeyin - Yasal ve kurumsallaşmış şirketlerin çoğu, parola, hesap veya kredi kartı numarası ya da diğer gizli bilgileri istemek için bu yöntemleri kullanmayacaktır. Sızdırma dolandırıcılığı yapanların insanları yanıltmaları kolaydır. Örneğin, bir e-posta iletisinin "Kimden" satırındaki adresi taklit ederler. Çoğu şirket kişisel bilgileri e-posta yoluyla istemez.

    2. Herhangi bir bilgi girmeden önce Web sitesinin kişisel bilgilerinizi koruduğundan ve gerçek olduğundan emin olun - Sızdırma dolandırıcılığı yapanlar, görüntülenen adresi gerçekmiş gibi gösterebilirler. Sitenin gerçekliği hakkında en küçük bir şüpheniz varsa, güvenliğinize önem verin ve siteden ayrılın. Önemli verilerin İnternet'te aktarılırken korunmasına yardımcı olacak bir önlem olarak veri şifreleme işaretlerinin durumuna bakın.

    3. Güçlü Şifre - Windows Live Messenger ve Windows Live Hotmail adresinizde kullandığınız şifrenizi mutlaka belirli bir uzunlukta ve kolay tahmin edilemeyecek şekilde belirleyin. Şifrelerinizi kimseyle paylaşmayın.. Başka e-posta hesaplarınız, üye olduğunuz forumlar, bloglar ve başka interaktif siteler için aynı şifreyi kesinlikle kullanmayın.

    4. MSN ve Windows Live Hotmail Giriş Sayfası Bilgisayar korsanları MSN ve Windows Live Hotmail giriş sayfalarını birebir taklit ederek aslında sahte olan sayfalar düzenliyorlar. Böylece siz e-postalarınızı okumak veya Windows Live Messenger'a bağlanmak için e-posta adresinizi ve şifrenizi yazdığınızda aslında arka planda bilgisayar korsanları bilgilerinizi ele geçirmiş oluyorlar. Windows Live Messenger anlık ileti penceresinden veya Windows Live Hotmail e-postanızdan tanıdığınız bir arkadaşınızdan bile gelmiş olsa (arkadaşınızın e-posta hesabının korsanlar tarafından ele geçirilip geçirilmediğini bilemezsiniz!) gönderilen linkleri dikkate almayın ve asla bu linkleri tıklayarak hesabınıza giriş yapmayın.

    Windows Live Hotmail hesaplarınızı kontrol etmek için daima Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. veya Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adreslerini kullanın. Windows Live Messenger servisini kullanmak için sadece orijinal Windows Live Messenger'ı kullanın. Bu amaçla hazırlanmış MSN'den bağımsız servisleri kullanmanızı tavsiye etmiyoruz.

    5. MSN Müşteri Hizmetleri Adına Gelen Sahte E-postalar - MSN veya Windows Live Hotmail Müşteri Hizmetleri, Microsoft Destek Hizmetleri adı altında gelen e-postalar içinde yer alan linkleri tıklayarak şifrenizi, özel güvenlik bilgilerinizi talep eden sorulara cevap vermeyin. Sadece Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adresinden yapacağınız destek taleplerinizin üzerine size ulaşacak MSN desteğe cevap verin. MSN destek hizmeti ücretsizdir, para karşılığı veya talep etmediğiniz halde size ulaşan destek mesajlarına itibar etmeyiniz .

    6. Windows Live Messenger Anlık İletilerde Gönderilen Linkler - Windows Live Messenger listenize eklenmek için tanımadığınız biri tarafından davet alırsanız asla kabul etmeyin. Kişisel bilgilerinizi isteyen bir e-posta iletisi, anlık ileti veya açılır pencere alırsanız, bağlantıyı tıklamayın. Bunu yapmanız, verdiğiniz bilgilerin siteyi oluşturan dolandırıcıya gitmesine neden olabilir. Web sitesini ziyaret etmek için, adresi baştan tekrar yazın, kopyala/yapıştır seçeneğini kullanmayın. Tanıdığınız kişilerden gelen linkleri dahi kesin emin olmadan tıklamayın. Gönderen kişinin gerçekten sizin tanıdığınız kişi olup olmadığından emin olmalısınız. Aksi taktirde arkadaşınızın hesabını ele geçiren kişi sizin hesabınızı da ele geçirebilir.

    7. Güvenlik Ayarlarınız Bilgisayarınızın güvenlik ayarlarını asla düşürmeyin. Sizinle paylaşılacak bir dosyası olduğunu belirten ancak bunu görebilmeniz için güvenlik ayarlarınızı düşürmeniz gereken anlık iletilere veya e-postalara güvenmeyin. Bilgisayarınızın güvenliğini artırmak için Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir. adresindeki yönergeleri adım adım uygulamanızı öneririz.

    Tüm bu uyarıların dikkate alınmasına karşılık bir anlık dalgınlık sonucu şifre bilgisayar korsanları tarafından ele geçirildiği takdirde, e öncelikle Parola Sıfırlama işlemi yapılmasını öneriyoruz.

    Bu işlemi yapmak için:

    Windows Live Hotmail giriş sayfasından Parolanızı unuttunuz mu? linkine tıklanır.

    Açılan sayfada parolası sıfırlanacak Windows Live Hotmail hesabı ve güvenlik kelimesi yazılır.

    Bir sonraki sayfada iki seçenek yer alacaktır. Şayet önceden alternatif bir e-posta adresi belirtilmiş ise Kendinize bir parola sıfırlama e-posta iletisi gönderin seçeneği tıklanır. Eğer böyle bir e-posta adresi belirtilmemiş ise veya bu seçenek tıklandığı halde mesaj ulaşmıyorsa ( hesabı ele geçiren kişi alternatif e-posta adresini kendi çıkarları doğrultusunda değiştirmiş olabilir) Hesap bilgilerinizi girin ve gizli sorunuzun yanıtını yazın seçeneği tıklanır.

  8. #8

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Lanetli Kız Yalanı
    Lütfen artık bu tür ibretlik resimlere sitelerde yer vererek dine hizmet ettiğimiz saplantısından kurtulalım. Tam tersi zarar verilmekte. Allah'ın varlığına delil olarak evren ve Kuranıkerim yeterlidir. Dini doğru anlamak için çok okuyup araştırmak ve çok yönlü olmak gerekir. Din, hayat için vardır. Hayatı, sadece elimizdeki dini metinlerle anlamlandırmaya çalışır ve başka alanlardan habersiz kalırsak, dini anlamamız da bu gibi ibretlik resimlere inanmaktan öteye geçmez. Bu tür haberleri gördüğüm bir kaç azbuzcu üyenin sitesine yorum bıraktıktan sonra bu araştırma-haberi siteme almam artık farz oldu. Bu haberden sonra inşallah her ibretlik resme balıklama atlamayız. Dindar olmak, bizleri hayatı algılamada kör etmemelidir. Halbuki din tam da bunun tersi için vardır.

    Sanal âlemde dinsel konulara ilişkin olarak türetilen efsanelerin ardı arkası kesilmiyor. Samimi dindarları son derece rahatsız eden bu modanın en son örneği durumundaki "çarpılmış genç kız" hikâyesinin de kuyruklu bir yalan olduğu ortaya çıktı.

    Türkiye kamuoyu da dahil olmak üzere İslâm dünyasını aylardır meşgûl eden bu olayın kahramanı heykeltıraş Patricia Piccinini'ye ulaşan Yeni Şafak, çirkin bir yalana âlet olmanın şokunu yaşayan Avustralyalı sanatçıdan olayın iç yüzünü öğrendi.

    Geçtiğimiz yıllarda İslâm ülkelerini ayağa kaldıran "Mağara cini fotoğrafı", "Hz. Âdem'in dev iskeleti", "cehennemde kaydedilen sesler"

    Yaz ayları boyunca sayısız internet sitesini arşınlayarak özellikle İslâm ülkelerinde yaşayan milyonlarca kişinin tüylerini ürperten "lanetlenmiş kız" fotoğrafı ve heykeltraş Piccinini'nin söz konusu heykeli de içinde barındıran
    "Deri Peyzajı" adlı eseri…

    Gibi kuyruklu yalanların ardından, internet ortamı dinsel inançlar üzerine oynanan sinsi bir oyunun daha arenasına dönüştü. Son birkaç aydır bütün İslâm ülkelerinde âdeta bir kitle histerisi şeklinde yayılan ve ürkütücü şöhreti kısa sürede ülkemize de ulaşan "Kur'an'a saygısızlık ettiği için hayvana dönüşen Ürdünlü genç kız" fotoğrafının, gerçekte Avustralyalı bir sanatçının silikondan yaptığı ilginç görünümlü bir heykele ait olduğu ortaya çıktı.

    Bir dizi insan-hayvan karışımı canlıyı küçük bir erkek çocuğuyla birlikte tasvir eden bu heykel grubu, ünlü heykeltıraş Patricia Piccinini tarafından 2003 yılında tasarlanıp hazırlandı. Halen Sydney'de yaşayan ve sıra dışı yapıtlarıyla sık sık uluslararası sergilere davet alan Piccinini'nin anılan çalışmasına ait yakın plan bir fotoğrafı sanatçının internet sitesinden onun izni olmaksızın kopyalayan kimliği belirsiz "tebliğciler", söz konusu fotoğrafa bir de "çarpılma hikâyesi" ekleyerek bunu sanal âlemde elden ele dolaştırmaya başladılar.

    Konunun kısa süre içinde tartışma forumlarının sınırlarını aşıp paranormal olayların incelendiği "ciddi" sitelere sıçramasıyla birlikte olaydan Piccinini'nin de haberi oldu ve sanatçı kişisel sitesinde öfkeli bir açıklama yayımladı. Ancak, buna karşılık, "çarpılan kız" efsanesi, insanların bu tür dinsel hikâyelere inanmayı içtenlikle arzu etmeleri üzerine geçtiğimiz yaz ayları boyunca hız kesmeden yayılmayı sürdürdü.
    İslâm'ın bu gibi yalanlara ihtiyacı mı var?
    Her ortaya çıkışlarında geniş bir inanan kitlesi toplayan dinsel içerikli kent efsanelerinin, özellikle 2000'li yılların başlarından itibaren ciddi bir artış gösterdiği gözleniyor. İlk çıkış kaynağı genellikle belirlenemeyen ve faillerinin daha etkin bir uluslararası yayılım için interneti başarıyla kullandıkları bu tür paranormal hikâyeler, kimilerine göre "biraz abartılı öğeler (!) içermekle birlikte, insanları ilahî gerçeklere yaklaştıran bir tür tebliğ görevi" üstlenmekteler. Ancak, bu sakat düşünce tarzı istisnasız her seferinde olumsuz sonuçlar doğuruyor ve arka plandaki gerçeklerin ortaya çıkmasıyla birlikte, İslâm adına yola çıkanlar her seferinde İslâm'a izi kolay kolay silinemeyecek türden lekeler sürüyorlar. "Kuran'a saygısızlık ettiği için çarpılan kızın dramı" gibi vak'alar zayıf olan imânları pekiştirmek adına doğru yöntem olarak kabul edildiği takdirde, benzeri bir başka durum yaşandığında, sözgelimi, "Filistin'de camileri basıp talan eden, Kur'an-ı Kerim nüshalarını yerlere atan İsrail askerlerinin neden olay ânında alev alıp yanmadığı" gibi bir sorunsal da bu kez aynı imânları zedeleyen bir anti-teze dönüşebiliyor. Bu açıdan bakıldığında, söz konusu yalanları ortaya atan kişilerin samimi dindarlardan ziyade, farklı bir taktikle çalışan "din karşıtları" olma ihtimalleri daha yüksek...

    Dinsel içerikli kent efsanelerine karşı öteden beri ödünsüz bir biçimde tavır alan Yeni Şafak Haber Merkezi, önceki yıllarda da "Birleşik Arap Emirlikleri'nde çekilen cin fotoğrafı", "Hz. Âdem'in Suudi Arabistan'da bulunan dev iskeleti", "Müslüman olan Alman fizikçisi Hans Aiberg", "cehennemde kaydedilen korkunç çığlıklar" ve "Astronot Neil Armstrong'un Ay'da ezan sesi duyup Müslüman olması" gibi başka bazı popüler yalanların da içyüzünü kanıtlarıyla birlikte açığa çıkararak Müslüman kamuoyunun dikkatine sunmuştu.

    "Olay heykel"in tasarımcısı Patricia Piccinini: 'Fotoğrafı internet sitemden çalmışlar'
    Avustralyalı heykeltıraş Patricia Piccinini, sanat dünyasında sıradışı çalışmalarıyla tanınıyor. Yeni Şafak'ın, ülkesi Avustralya'dan bağlantı kurarak görüşlerine başvurduğu bayan heykeltıraş Patricia Piccinini (40), yapıtı üzerine son aylarda internette ortaya çıkan spekülasyonlardan dolayı tek kelimeyle burnundan soluyor. Olaydan ilk kez geçen Ağustos ayında haberdar olduğunu belirten Piccinini, gazetemize şu açıklamayı yaptı:

    "Doğrusu, bu yalan karşısında söyleyecek söz bulamıyorum. Ben bir sanatçıyım ve dünyadaki bütün dinlere karşı sonsuz saygım var. Ancak, önceki yıl gerçekleştirdiğim bu çalışmanın fotoğraflarının kişisel internet sitemden çalınarak böylesine abuk subuk bir hikâyeye alet edilmesi karşısında tahmin edemeyeceğiniz kadar çok yıprandım. Sahtekârların kullandıkları fotoğraf, son iki yıldır dünyadaki bazı önemli sergilere katılan "Leather Landscape" (Deri Peyzajı) adlı yapıtımdan alınma bir detaydır. Bu yapıtı, hayâl gücümün ürünü olan, ancak genetik mühendislerinin gelecekte üretmesi olası bazı insan-hayvan karışımı hibrit yaratıkların ve onları ilgiyle izleyen küçük bir oğlan çocuğunun silikondan yapılma heykelleriyle oluşturdum. Beyaz deriden hazırlanmış fütüristik bir dekorun üzerine yayılan sözkonusu heykeller, ilk kez 2003 yılında Venedik Bienali'nde görücüye çıktı ve bir hayli ilgi gördü. O tarihten bu yana da daha bir dizi ülkede sergilendi. Yapıtın hazırlanmasında silikon ve derinin yanı sıra tahta, akrilik ve insan saçı kullanıldı."

    Olayın gerçek yüzünü kişisel internet sitesinde de açıkladığını belirten Piccinini, buna karşılık internetin yalanları yayma konusundaki hızına yetişmenin imkânsız olduğunu vurgulayarak, "Hiçbir dinin, var olmak için bu tür komik hikâyelere ihtiyacı yok. Bence bu tür kent efsaneleri ilk anda kitleleri bir ölçüde heyecanlandırsa da inançlı topluluklar arasında sonradan büyük bir hayâl kırıklığı ve öf***e yol açıyorlar. O nedenle, yapılanın iyi niyetli bir dinsel misyonerlik çabası olduğundan son derece kuşkuluyum" şeklinde konuştu.

    'Belge-fotoğraf'a (!) eşlik eden ürkünç hikâye
    Patricia Piccinini'ye ait olan hibrit yaratık heykelinin fotoğrafını internet üzerinden kısa sürede bütün dünyaya yayarak özellikle İslâm coğrafyasında heyecan verici bir efsaneye dönüştüren sahtekârlar, görenlerin tüylerini ürperten bu "belge"ye (!) şöyle bir de arka plan hikâyesi eklemişlerdi:

    Ürdünlü yaşlı bir kadın evinde Kuran-ı Kerim okumaktadır. O sırada, yan odada yüksek volümde müzik dinleyen kızını teybin sesini kısması için uyarır. Ancak genç kız inançsız biridir; annesini bu uyarısından dolayı azarlar ve elindeki Kuran-ı Kerim'e saygısızca vurur. Fakat, bunu yapar yapmaz bir anda bütün vücudu alevlerle kaplanır ve odanın ortasında cayır cayır yanmaya başlar. Dehşet içindeki anne hemen yakınlardaki bir battaniyeyi kapar ve kızını saran alevleri söndürebilmek amacıyla onu sıkıca sarıp sarmalar. Biraz sonra battaniyeyi açtığında ise fotoğrafta görülen insan-köpek karışımı korkunç yaratıkla karşılaşır. Kız, biraz önceki çirkin hareketi nedeniyle "çarpılmıştır".

    Evde yaşananlar kısa sürede Ürdünlü resmî yetkililerin kulağına gider ve genç kız bilimsel olarak incelenmek üzere Hollanda'daki bir askerî hastaneye nakledilir. İnternette dolaşan görüntü de kızın incelemeler sırasında çekilen gizli fotoğraflarından biridir. Olay, "Kuran'ın mistik gücü ve yüceliği uluslararası kamuoyu tarafından kabul görmesin" diye aylardır bütün dünyadan saklanmaktadır. Ancak, bu muhteşem "kanıt", nasıl olduğu anlaşılamayan bir yolla Hollandalı yetkililerden kaçırılarak bizim aşırı ateşli tebliğcilerimizin eline geçmiştir.

    Tabiî, bütün bu hengâmede kaş yapılacak derken bir kez daha göz çıkartılır ve tıpkı daha öncekilerde olduğu gibi bu olayın balonunun da patlamasıyla birlikte İslâm'ın uluslararası alandaki itibarına bilerek ya da bilmeyerek müthiş zararlar verilir. Olayın aydınlığa kavuşmasıyla birlikte, bugünlerde Batı kaynaklı birçok internet sitesinin söz konusu hikâye nedeniyle Müslümanları makaraya alan yorumlar yayımladığı dikkati çekiyor

  9. #9

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Uyarı: Bu haber, sahtedir


    Pakistan'da Çıkan Deccal Gerçek mi?
    Pakistan'ın Lahur Köyü'nde fakir bir dul kadının oğlu olan, babası kabileler arasında olan bir çatışmada ölmüş, çocuk tek gözlü doğmuş. İki kaşın arasında tek bir gözü var. Anası, bunu doğurduktan sonra korkunç şekli yüzünden bunu saklamış ve kimseye göstermemiş. Ta ki her dışarı çıkışında kadın, elbisesi ile yüzünü örterek dışarı çıkartıyordu.

    Çocuk, büyüdü. İsmi "Masum" olan bu çocuktaki zeka fark edilince onu bir büyücü alıp büyüttü. Sonra cin ve şeytanlarla olan ilim ile uğraştı. O kadar namı yükseldi ki tüm Pakistan'da ismi yayıldı. Bir çok iyileşmeyen hastalıkları iyileştirdi çok harikulade olaylar yapıyor

    Eğitimini bitirdikten sonra yüzünü açtı. Tek gözle milletin karşına cıktı. Millet, korkmaya başladı. Bir çok harikulade şeyler yapıyordu. Bunlardan bazıları: elini ateşe atıp yanmaması, taş ve cam yemesi, deniz suyundan içmesi, elini her cansıza işaret ettiyse yanına gelmesi, o cansızın hareket etmesi ve çağırmasına icabet etmesi, topraktan altın yapması vs. Korumasını ise bir kedi üstlenmiş.

    Namı yayıldığında devlet bunu yakalıyor ve hapse atıyor; ama onu yakaladıktan sonra acayip olaylar oluyor. Hapishanedeki bütün polisler, korkudan ne yapacaklarını bilmiyorlar. Çünkü her ne kadar kapıları üzerine kilitledilerse de kapılar kendilerinden açılıyor. En sonunda devlet, çaresizlikten bunu salıveriyor ve serbest bırakıyor.

    Bu arada devlet, din adamları ve alimlerden yardim istiyor; ama hiç kimse, buna karşı bir şey yapamıyor. En sonunda devlet, bunu öldürmeye karar veriyor; ama hiç bir silah ona islemiyor. Devlet, alimlerden yardım isteyince; bir alim, hadislere dayanarak bunun Deccal olduğunu açıklıyor ve bir ara sonra kaybolacağı ve Horasan'a gidip oradan çıkacağını açıklıyor. Ama diğer alimler ise bunun Deccal değil de büyük bir büyücü olduğunu söylüyorlar. Gidip yakalandıktan sonra onun sihrini iptal edeceklerini söylüyorlar. Ertesi gün, bunun evine baskı yapıyorlar. Aynen olan oluyor. Masum kayıplara karışıyor ve nereye gittiğini kimse bilmiyor ....

    Alimler ise onun Deccâl olduğunu açıklıyorlar ve bütün Pakistan gazeteleri, resmini yayıyor. Bu da yayınlanan resmi ve yazılan gazete. (Üstteki resim)

    Şunu da açıklayayım; Pakistan'daki alimler, onun deccal olabileceğini söylüyorlar. Kaybolmuş; ama Horasan'da çıkacak. Şimdiki, son çıkısı değildir. Yine de yüce Allah bilir

    Hz. Huzeyfe radıyallahu anh, anlatıyor: Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:

    «Deccal çıktığı vakit beraberinde su ve ateş vardır. Ancak halkın ateş olarak gördüğü tatlı sudur; halkın su olarak gördüğü ise yakıcı bir ateştir. Sizden kim o güne ererse, halkın ateş olarak gördüğüne düş(meyi kabul et)sin. Çünkü o, tatlı soğuk sudur.» Buhari, Fiten 26, Enbiya 50; Müslim, Fiten 105, (2935); Ebu Davud, Melâhim 14, (4315)

    Allah'ın gönderdiği her peygamber, ümmetini onunla inzar etti. Nuh Aleyhisselam ümmetini onunla inzar etti, ondan sonra gelen peygamberler de. O, sizin aranızda çıkacak. Onun hali sizden gizli kalmayacak. Rabbinizin tek gözlü olmadığı size kapalı değildir. O ise sağ gözü kör birisidir. Onun gözü, sanki (salkımdan) dışa fırlamış bir üzüm dânesi gibidir. (İki gözünün arasında ke-fe-re yani kâfir yazılmış olacaktır. Bunu her Müslüman okuyacaktır).

    Buhari, Fiten 27; Müslim, Fiten 100-103, (169)-(2933).

    Allah-u Teala müminlere Deccal'i tanıma imkanı sağlayacak ve onun oyunlarına karşı bir feraset ihsan edecektir. Enes (R.A.)'den rivayetle Efendimiz buyurur: “Deccal'in iki gözü arasında kalın bir hatla belli olan (her mümine aşikâr) kâfirûn (yazısı) vardır. Sonra onu heceledi:Ke-fe-re."

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •