Geely markası başta olmak üzere Çin’in otomobilleri de ülkemize girmek üzere.
Çin malı ürünlerin kaliteleri halen tartışılırken, otomobil gibi tüm parçalarında en üst nitelik ve teknoloji gerektiren bir konuda “Made In China” damgalı ürünleri Türkiye yollarında gerçekten görmek istiyor muyuz?.. Fakat, güvenlik ve kaliteyi bir kenara bırakırsak, Türkiye’nin “otomobillenmesi” için çok ekonomik fiyatlarıyla çok önemli katkılar sağlayabilecek olan Çinlilerin en büyük başka bir kozu, Türkiye’de çok iyi örgütlenmiş başka markaların distribütörleriyle işbirliği yapacak olmaları.
1980’li yıllarda Japon otomobil üreticilerinin rekabetçi fiyatlarla Avrupa pazarına girmesinin ardından uzun yıllar geçti. O dönemlerde zor günler geçiren Avrupalı üreticilerin aldığı son darbeyse Korelilerden gelmişti. Çekik gözlülerin arka arkaya yaptıkları ataklarla sarsılan Avrupalı üreticiler, aynı tehlikeyle yeniden karşı karşıya. Ancak bu sefer Japonlar veya Koreliler değil, Çinliler çıkartma yapmaya hazırlanıyor. Otomotiv alanında hızlı bir yükseliş trendi yakalayan Çin Halk Cumhuriyeti’nde üretilen otomobiller, Frankfurt ve Cenevre’de düzenlenen iki büyük otomobil fuarında sergilenerek Avrupa vizesi almaya çalıştılar. A.B.D. ve Kanada pazarlarına da aynı tarihlerde göz kırpan Çinlilerin ikinci planında Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlar bulunuyor.
Avrupalı üreticilerin fabrikalarını teker teker kapatmak zorunda kaldıkları bir kriz dönemine denk gelen bu gelişmenin başrol oyuncuları arasında; Beijing, Brilliance, Byd, Chery, Dongfeng, Geely, Great Wall, Hongqi ve JMC gibi markalar yer alıyor. Bu markalar arasında Brilliance Zhonghua isimli konforlu sedanı, Byd; Flyer isimli küçük modeli, Chery; QQ, Wind Cloud, Oriental Son ve Tiggo’dan oluşan ürün gamı ve Geely; Haoqing, Merrie, Ulion, Freedom Ship ve Beauty Leopard isimli modelleriyle dikkat çekiyor. Bu Çinli markaların bazılarının büyük dünya markalarıyla ortak Çin pazarı için üretim yapıyor olmaları, onlarla teknoloji ve tasarım paylaşımları, belki gelecekte bu markaların da iyi otomobillere sahip olmalarını sağlayacak. Ancak, şu anki modellerinin eski Avrupalı markaların taklitleri ya da yeniden yaratımları olması, bizleri 15-20 yıl öncesinin otomobilleriyle karşı karşıya getiriyor. Yani “0” km bir Çinli otomobille, 90’lara ait bir ikinci el otomobilin fiyatını karşılaştırmamız gerekiyor. Eminiz, yine de Çinli otomobiller bu denklemde pahalı kalacaklar. Fakat, “0” km’de o yılların görüntüsü ve teknolojisine sahip bir otomobil almak isteyenler için yine de bir fırsat doğabilir. Özellikle de, Anadolu’daki modern tasarıma ve yüksek teknolojilere meraklı olmayan çevrelerce çok beğenilebilecek olan bu Çinli otomobillerin, yollarımızın kalabalıklaşmasına yapacakları ivme dolu katkı, tartışmasız bir gerçek.
Avrupa Birliği ve A.B.D. gibi güvenliğe, çevreciliğe ve fiyat/kalite dengesine çok önem veren pazarlara “uyum” göstermeye çalışan ülkemizde de, bu “otomobilcilik” anlamında henüz gerilerde olan markaların modellerini tercih etme zamanı geldiğinde hepimizin çok şüpheci davranması gerekiyor!.. Elbette, aynı anlamda Hindistan’dan gelen ve belki İran’dan da gelebilecek otomobiller için de aynı duyarlılığı gösterip, hassas kararlar verilmesi gerekiyor. Umarız, Güney Korelilerin son 10 yılda gösterdikleri hızlı Ar-Ge başarılarıyla ilerlemiş olan otomobil teknolojileri ve kalitesini, gelecekte Çinlilerde de görebiliriz. Milyar Dolarlar ile oluşturulmuş Çinli markaların Milyonlarca Dolar yatırımlarla üretilen modellerine bu kadar soru işaretiyle yaklaşmayız.