ÇANAKKALE ÞEHÝTLERÝNE (Lütfen 5 dakikanýzý ayýrýp okuyunuz)
Þu Boðaz harbi nedir? Var mý ki dünyâda eþi?
En kesif ordularýn yükleniyor dördü beþi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarýlmýþ ufacýk bir karaya.
Ne hayâsýzca tehaþþüd ki ufuklar kapalý!
Nerde-gösterdiði vahþetle 'bu: bir Avrupalý'
Dedirir-Yýrtýcý, his yoksulu, sýrtlan kümesi,
Varsa gelmiþ, açýlýp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ý beþer,
Kaynýyor kum gibi, mahþer mi, hakikat mahþer.
Yedi iklimi cihânýn duruyor karþýnda,
Avusturalya'yla beraber bakýyorsun: Kanada!
Çehreler baþka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahþetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asýr yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkýyle, sefil,
Kustu Mehmedciðin aylarca durup karþýsýna;
Döktü karnýndaki esrârý hayâsýzcasýna.
Maske yýrtýlmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiþ ki: Eder her biri bir mülkü harâb.
Öteden sâikalar parçalýyor âfâký;
Beriden zelzeleler kaldýrýyor a'mâký;
Bomba þimþekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göðsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altýnda cehennem gibi binlerce laðam,
Atýlan her laðamýn yaktýðý: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiþ tipidir: Savrulur enkaaz-ý beþer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boþanýr sýrtlara vâdilere, saðnak saðnak.
Saçýyor zýrha bürünmüþ de o nâmerd eller,
Yýldýrým yaylýmý tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangýný, durmuþ da açýk sinelere,
Sürü halinde gezerken sayýsýz teyyâre.
Top tüfekten daha sýk, gülle yaðan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmýndan;
Alýnýr kal'â mý göðsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâþâ, edecek kahrýna râm?
Çünkü te'sis-i Ýlahi o metin istihkâm.
Sarýlýr, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beþerin azmini tevkif edemez sun'-i beþer;
Bu göðüslerse Hudâ'nýn ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiðnetme' dedi.
Asým'ýn nesli...diyordum ya...nesilmiþ gerçek:
Ýþte çiðnetmedi nâmusunu, çiðnetmiyecek.
Þühedâ gövdesi, bir baksana, daðlar, taþlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eðilmez baþlar,
Vurulup tertemiz alnýndan, uzanmýþ yatýyor,
Bir hilâl uðruna, yâ Rab, ne güneþler batýyor!
Ey, bu topraklar için topraða düþmüþ asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alný deðer.
Ne büyüksün ki kanýn kurtarýyor tevhidi...
Bedr'in arslanlarý ancak, bu kadar þanlý idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsýn?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sýðmazsýn.
Herc ü merc ettiðin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taþýndýr' diyerek Kâ'be'yi diksem baþýna;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taþýna;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namýyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmýyle;
Mor bulutlarla açýk türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yý uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altýnda, bürünmüþ kanýna,
Uzanýrken, gece mehtâbý getirsem yanýna,
Türbedârýn gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen maðribi, akþamlarý sarsam yarana...
Yine bir þey yapabildim diyemem hâtýrana.
Sen ki, son ehl-i salibin kýrarak savletini,
Þarkýn en sevgili sultâný Salâhaddin'i,
Kýlýç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, Ýslam'ý kuþatmýþ, boðuyorken hüsran,
O demir çenberi göðsünde kýrýp parçaladýn;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmý adýn;
Sen ki, a'sâra gömülsen taþacaksýn...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey þehid oðlu þehid, isteme benden makber,
Sana âðûþunu açmýþ duruyor Peygamber.M.AKÝF ERSOY ÞEHÝT ve GAZÝLERÝMÝZE NE KADAR DUA ETSEK AZDIR. ONLARI BÝRGÜN DEÐÝL HERGÜN RAHMET ve MÝNNETLE ANIYORUZ...
Yer imleri