17/07 Dünya'da Neler oluyor

[muzo]

İsrail, Filistin Dışişleri Bakanlığı binasını vurdu


İsrail uçakları, Gazze kentindeki Filistin Dışişleri Bakanlığı binasını bombaladı. Bina tamamen yıkıldı...


İsrail bir başka saldırıda da Cebaliye'de Filistin güvenlik güçlerine ait binaları bombaladı.
Filistinlilerin İsrailli bir askeri kaçırmasının ardından Gazze'de hava ve kara harekatına başlayan İsrail güçleri Filistin Dışişleri Bakanlığı binasını vurdu. Görgü tanıkları, 8 katlı binanın sabah saatlerinde gerçekleşen saldırıda tamamen yıkıldığını bildirdi. Çevredeki 50 apartman, dükkan ve büronun da hasar gördüğü belirtildi. Saldırıda, çoğu çocuk 9 Filistinli de yaralandı.

Gazze Şeridi'nde hava saldırısı düzenlendiğini doğrulayan İsrail ise Filistin Dışişleri Bakanı Mahmut Zahar'ı suçladı. Bir ordu sözcüsü "binanın terörist saldırı planlayanlar" tarafından kullanıldığını iddia etti.

İsrail ayrıca, Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Cebaliye'de Hamas'ın denetimindeki güvenlik güçlerinin bürolarına da hava saldırısı düzenledi.

İsrail'in askerinin kaçırılması bahanesiyle saldırdığı Gazze'deki operasyonlarda 85'ten fazla Filistinli öldürüldü

[muzo]

İranlı muhalif gazetecinin çözüm önerisi İranlı muhalif gazeteci Ekber Genci (47), Irak savaşının İran'daki demokrasi hareketine zarar verdiğini ve petrol devletlerin kontrolünden çıkmadan Ortadoğu'ya demokrasinin gelmeyeceğini söyledi.


Uzun süre hapis yatan İranlı muhalif gazeteci Ekber Genci (47), Irak savaşının İran'daki demokrasi hareketine zarar verdiğini ve petrol devletlerin kontrolünden çıkmadan Ortadoğu'ya demokrasinin gelmeyeceğini söyledi. Hapisten çıktıktan sonra dünya turuna başlayan Genci, İran'daki siyasi tutukluların serbest bırakılması için BM merkezi önünde düzenlenen 3 günlük açlık grevine katılmak için New York'a gitti.

Genci, AP'ye verdiği demeçte, Ortadoğu ve genel olarak İslam dünyasında iki ses olduğunu belirterek, ''Bu seslerden biri dini kökten dinciliğin, savaş ve terörizmin sesi ve Batı sadece bu tarafı dinliyor. İkinci ses ise siyasi ve ekonomik liberalizmin sesidir'' dedi. Genci, 2000 yılında rejime karşı çalışmak suçuyla tutuklandıktan sonra hapiste geçen 6 yıl boyunca kendisine defalarca işkence edildiğini söyledi.

Hapiste iken iki kez uzun süreli açlık grevi yapan Genci'nin son açlık grevi, mart ayında serbest bırakılıncaya kadar sürdü. Açlık grevi sırasında kaybettiği 45 kilonun 16 kilosunu geri almış olan Genci, New York'taki 3 günlük açlık grevine de katıldı. Genci, bütün dünyadaki muhalif gruplar tarafından düzenlenen açlık grevinin, aralarında İstanbul, Tahran, Paris, Londra, New York ve Los Angeles'ın da bulunduğu 15 kentte yapıldığını söyledi.

Dünyanın çeşitli ülkelerine düzenlediği geziler ve buralarda önde gelen filozof ve yazarlarla yaptığı görüşmelerde amacının, dünyaya Ortadoğu bölgesinde alternatif, başka bir sesin de olduğunu göstermek olduğunu söyleyen Genci, ''Bu barışçılığın, özgürlüğün, insan haklarının ve demokratik bir İslamın sesidir'' dedi. Genci, Jurgen Habermas ve Anthony Giddens gibi ünlü filozof ve siyaset bilimcilerle görüşmeler yapmıştı.

Batının Irak'ın aksine İran'da demokrasiyi desteklemek için kullanabileceği en iyi silahın, ülke içindeki demokratik harekete moral destek vermek olduğunu belirten Genci, ''İran İslam Cumhuriyeti rejimini istemiyoruz ama bu bizim sorunumuz. Herhangi bir yabancı gücün müdahalesi bize karşı işbirlikçilik suçlamasına neden olacaktır. Irak'ta olanlar bizim hareketimize hiçbir şekilde destek olmadı. Aksine İran rejimine, muhaliflere baskı yapmak, onları ABD ile işbirliği yapmak ve ülkenin işgalini desteklemekle suçlaması için bahane verdi'' diye konuştu.

-PETROL DEVLET ELİNDE OLDUKÇA-

Ortadoğu'da terörizmi durdurmak ve demokrasiyi teşvik etmenin asıl olarak ekonomiye bağlı olduğunu belirten Genci, bunun için Kuzey ile Güney arasındaki yoksulluk farkının kapatılması ve petrolün kontrolünü vatandaşların eline alması gerektiğini kaydetti. Genci, ''Demokrasinin bölgede yerleşmesini önleyen en büyük faktör petroldür. Petrol devletlerinin halklarına ihtiyaçları yok. Vergiye dayanmıyorlar, bu nedenle de halka hesap verme durumları yok'' dedi. Genci, terörizmin asıl nedeninin de yoksulluk olduğunu belirtti.

-ESKİ MİLLETVEKİLİ FATIMA HAKİKATCU-

New York'da düzenlenen açlık grevine katılan eski İranlı reformcu milletvekili Fatıma Hakikatcu da İran'da Mahmud Ahmedinejad cumhurbaşkanlığına geldiğinden bu yana siyasi durumun daha da kötüleştiğini söyledi.

Buna rağmen uluslararası sivil kuruluşların desteği ile siyasi atmosferi rahatlatabileceklerini belirten Hakikatcu, Genci'nin hapisten bırakılmasının ve eleştirilerine aynı sertlikle devam etmesinin, İran'daki demokrasi yanlısı eylemcileri güçlendirdiğini söyledi. 2004'de milletvekilliğinden istifa eden ve şimdi Massachusetts Institute of Technology'de misafir akademisyen olarak bulunan Hakikatcu, ''Genci şimdi bizim hareketimizin sembolüdür'' dedi.

[muzo]

Hindistan'da Maocu terör: 10 ölü Hindistan'ın Chattisgarh eyaletinde bir köye saldıran Naxal olarak anılan Maocu militanlar en az 10 köylüyü öldürdü, 7 köylüyü de yaraladı.



Bölge tahsildarı KR Pisda'nın yaptığı açıklamada 4 bin kadar köylünün yaşadığı Dantewada'daki olay bu gece 01.00 ile 04.00 arasında meydana geldi. Köyün bir sığınma kampı olduğunu dile getiren Pisda, halkın Naxal korkusundan köylerini terk ettiğini ve kamplara sığındığını belirtti.

Üst düzey yöneticiler başkente 500 kilometre uzaklıktaki bölgeye giderken polis geniş çaplı araştırma başlattı. Bu arada, bölge polis şefi Om Prakash geçen sene başlatılan anti-naxal operasyonlarından sonra Chattisgarh'da Maocuların 300'e yakın kişiyi öldürdüklerini açıkladı.

[muzo]

Rusya Irak'tan alacağına çizik çekti
Rusya Savunma Bakanı Irak'ın Rusya'ya ödeme vakti gelen 10 milyar dolarlık borcunu sildiğini açıkladı.


Rusya Maliye Bakanı Aleksi Kudrin, Rusya'nın bu kararı G8 ülkelerinin Irak'taki sorunun çözüm çabalarına katkı amacı ile aldığını belirtti.

Rusya'nın Irak konusunda tamamı 2006 yılında ödenmek üzere 150 milyon dolarlık yardım paketi olduğunu da ifade eden Kudrin, "Borçların silinmesi pasif bir katkı sağlıyor. Rusya daha fazlasını yapmak için bir kısım yardım programları hazırladı. Yıl sonuna kadar bunları harekete geçirmek istiyoruz." dedi.

[muzo]

İsrail BM'yi de vurdu
BM'nin Lübnan'daki Barış Gücü'ne ait mevzileri de dünkü İsrail ateşine hedef oldu ve bir asker yaralandı.


BM'nin Lübnan'daki Barış Gücü'ne ait mevzilerin de dünkü İsrail ateşine hedef olduğu ve bir askerin yaralandığı bildirildi. Barış Gücü sözcüsü Milos Struger, Lübnan-İsrail sınırı yakınlarındaki Hula'da bulunan Hint taburunda görev yapan ve yaralanan askerin hastaneye kaldırıldığını söyledi. Sözcü, Lübnan'ın güneyindeki Bint Cbeil'de bir Gana taburunun da İsrail ateşine hedef olduğunu, ölen ya da yaralanan olmadığını kaydetti.

[muzo]

Çin'deki tayfunda ölü sayısı 170'e yükseldi
Geçtiğimiz günlerde Çin'i vuran Bilis tayfununda bilanço her geçen gün yükseliyor.Ölü sayısı 170 oldu...


Bu yıl ülkeyi vuran dördüncü tayfun olan Bilis tayfunu, evlerin yıkılmasına ve bazı bölgelerde yolların kapanmasına, elektriklerin kesilmesine yol açtı. Tayfundan en çok etkilenen güneydoğudaki Fujian eyaletinde 43, orta kesimdeki Hunan eyaletinde 78 ve Hong Kong'a komşu güneydeki Guangdong eyaletinde 33 kişi öldü.

Çin Devlet Sel ve Kurakla Mücadele Yönetim Ofisi tarafından verilen bilgilere göre, acil yardım ve kurtarma ekipleri kazazedelere çadır, battaniye hazır makarnalar dağıtmaya devam ediyor.

Kırsal kesimdeki Lıçan (Lechang) şehrinde tayfunun getirdiği aşırı yağmurlardan dolayı su derindiğinin 3 metreye ulaştığı ve Beycian (Beijiang) hapishanesindeki bin 663 mahkumun çevredeki tepelerde güvenli yerlere sevk edildiği açıklandı. Bu arada şehirdeki yolcular da yakındaki şehirlerde bulunan tren istasyonlarına gönderildi.

Huan'ın merkezi Çanşa (Changsha) şehrindeki tren istasyonunda ise Pekin-Guancov hattında en az 5 bin yolcunun bekletildiği bildirildi. Yolcular istasyonda beklerken, hasar gören demiryolları da onarılmaya çalışılıyor.

Çin'in açıklarında bir Rus gemisi fırtınadan dolayı batarken, gemideki 11 kişi kurtarıldı.

Bilis tayfunu Çin'e gelmeden önce Filipinler ve Tayvan'da etkili olmuştu. Tayfundan dolayı Filipinler'de 28 kişi hayatını kaybetmişti.

Her yaz tayfunların oluştuğu Çin'de yüzlerce kişi hayatını kaybediyor. Çin'de geçen haziran ayında oluşan seller, heyelanlar ve diğer tabii felaketlerde en az 349 kişi hayatını kaybetmiş, 99 kişi de kaybolmuştu.

[muzo]

Çin'de maden felaketi: 50 ölü,7 kayıp var
Çin'de meydana gelen grizu patlamasının ardından 50 kişi hayatını kaybetti, 7 kişi kayıp...

Çin'in kuzeyindeki Şenşi eyaletinde meydana gelen grizu patlamasında ölü sayısı 50'ye yükseldi, 7 kişi de halen kayıp. Devlet televizyonunun bildirdiğine göre geçen Cumartesi günü Cincon şehrindeki Linciacuan kömür madeninde meydana gelen kazanın sebebinin araştırıldığı kaydedildi.


Çin'in resmi haber ajansı Şinhua ise patlamanın ilk belirlemelere göre kömür tozlarının ateş almasıyla oluşmuş olabileceğini duyurdu. Kömür madeni yöneticisinin polis tarafından tutuklandığı açıklanırken, arama ve kurtarma çalışmalarının sürdüğü kaydedildi. Şinhua, kaza ile ilgili dün duyurduğu haberde 18 kişinin öldüğü, 39 kişinin de mahsur kaldığını belirtmişti.

Şanşi eyaleti enerjisinin yüzde 70'den fazlasını kömürden elde eden Çin'in önemli kömür üretim merkezlerden birisi olarak biliniyor. Yeterli güvenlik önlemleri ve gerekli araç gerecin olmayışından dolayı maden kazalarının sık sık yaşandığı Çin'de resmi rakamlara göre yılda 6 bine yakın kişi maden kazalarında ölüyor.

[muzo]

Annan ve Blair'den saç baş yolduracak çağrı


Rusya'nın St. Petersburg kentinde yapılan G-8 zirvesine katılan BM Genel Sekreteri Annan ve İngiltere Başbakanı Tony Blair, Lübnan ve Gazze'de insanlık dışı saldırıları görmezden gelerek İsrail'i korumak için çağrı yaptı:



İngiltere Başbakanı Tony Blair ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İsrail'e yönelik saldırıların durdurulması için bölgeye uluslararası güçlerin konuşlandırılması çağrısında bulundu.

Rusya'nın St. Petersburg kentinde yapılan G-8 zirvesine katılan Blair, Annan ile yaptığı ikili görüşmeden sonra, ''Gerçek şu ki, bizler şiddeti durdurmaya yönelik koşulları yaratmadıkça şiddet son bulmayacak'' diyerek, İsrail'e saldırıları durdurmanın tek yolunun uluslararası güçlerin bölgeye konuşlandırılması olduğunu söyledi. Blair, Lübnan'daki İngiliz vatandaşlarının çıkarılması için hava köprüsü kurulması olasılığını gözden geçirdiklerini belirtti.

BM Genel Sekreteri Kofi Annan da, İsrail'e Gazze ve Lübnan'a düzenlediği saldırılarda, uluslararası hukuka uyması, sivillerin yaşamları ve altyapıya zarar vermemesi çağrısı yaparak, BM'nin Lübnan'da BM'ye bağlı olanları tahliye planı üzerinde düşündüğünü kaydetti.

[muzo]

Ortadoğu'da 'şiddet'in kronolojisi


Ortadoğu'da şiddet, 25 haziranda Filistinlilerin Gazze Şeridi'nde İsrailli asker Gilad Şalit'i kaçırdığını açıklamasından sonra tırmanışa geçti. Bu tarihten sonra olaylar, şöyle gelişti:



HAZİRAN

25 haziran: Filistinli komandolar İsrail'in bir askeri karakoluna saldırı düzenledi, 2 askeri öldürdü ve 1 askeri kaçırdı. Saldırı, aralarında Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugaylarının da bulunduğu 3 Filistinli örgüt tarafından üstlenildi. 26 haziran: İsrail, askerle ilgili bilgi karşılığında Filistinlilerin serbest bırakılması ihtimalini göz ardı etti.

27 haziran: Hamas, 1967'de işgal edilen bütün topraklarda bağımsız bir devletin kurulmasını öngören bir ''ulusal anlaşma'' belgesine imza attı. Bu, İsrail'in üstü kapalı biçimde tanınması anlamına geliyordu. Aynı gün,İsrail hava saldırısında Gazze'deki elektrik santrali vuruldu ve yıkıldı. 28 haziran: İsrail, Gazze Şeridi'nde ''Yaz Yağmuru'' adlı kara operasyonunu başlattı. 29 haziran: İsrail uçakları, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın ülkenin kuzeyindeki saraylarının birinin üzerinde uçtu. Aynı gün, Batı Şeria'da Hamas'ın 64 yetkilisi İsrail tarafından gözaltına alındı. Bunlar arasında 8 bakan ve 26 milletvekili bulunuyordu. -

TEMMUZ

2 temmuz: Filistin Başbakanı İsmail Haniye'nin bürosuna İsrail saldırı düzenledi. 3 temmuz: Cidde'de Mısır-Suudi Arabistan zirvesi ve Kahire'nin arabuluculuğu. 4 temmuz: Ültimatomun son bulmasından sonra, İsrailli askeri kaçıranlar ve İsrail hükümeti, Gilad Şalit'in hayatta olduğunu açıkladı. Aynı gün, Tel Aviv'in güneyindeki Aşkelon eşi benzeri görülmedik biçimde füze yağmuruna tutuldu, olayı Hamas'ın silahlı kanadı üstlendi.

5 temmuz: Gazze Şeridi'nde büyük bir kara harekatı başladı. 6 temmuz: İsrail birlikleri 3 eski Yahudi yerleşim birimiyle Beyh Lahiya'nın 2 mahallesini yeniden işgal etti. 23 Filistinli öldürüldü, ikamet edilen bölgelere sıçrayan saldırıda 1 İsrail askeri de öldü. 8 temmuz: İsrail Gazze kentine girdi. Başbakan Haniye, her iki tarafın da askeri operasyonlara son vermesi çağrısında bulunda, çağrı İsrail tarafından reddedildi. Aynı gün, İsrail Gazze Şeridi'nin kuzeyinde çekildi.

9 temmuz: Filistin lideri Mahmud Abbas, Suriye'nin başkenti Şam'a, Hamas'ın siyasi büro şefi Halid Meşal ile görüşmesi için bir heyet gönderdi. 12 temmuz: Hamas'ın askeri lideri Muhammed Deif, bir saldırıda yaralandı. Gazze Şeridi'nde 23 Filistinli öldürüldü. Aynı gün yeni bir cephe açıldı: İsrail-Lübnan. İsrail, Hizbullah tarafından 8 İsrail askerinin öldürülmesi ve 2'sinin kaçırılmasından sonra 1996'dan bu yana en şiddetli hava ve deniz saldırısını başlattı. İsrail Başbakanı Ehud Olmert, Lübnan'ı ''savaş eyleminde'' bulunmakla suçladı ve İsrailli askerlere karşı mahkum değişimi talep eden Şii Hizbullah örgütüyle her türlü pazarlığı reddetti. 13 temmuz: İsrail, Lübnan'ın başkenti Beyrut'taki uluslararası havaalanını, 21 köprüyü, Hizbullah ve Lübnan ordusuna ait üsleri bombaladı. En az 46 sivil öldü. Beyrut-Şam karayolu bombalandı. Hizbullah, karşılık verdi ve İsrail'in kuzeyine onlarca füze fırlattı. 2 İsrailli öldü. Sınıra 40 kilometre uzaktaki Hayfa'ya da füze düştüğü açıklandı, ancak Hizbullah Hayfa'ya saldırıyı kendisinin düzenlediğini yalanladı. Aynı gün İsrail, ''İran-Suriye terörist eksenini'' kınadı ve Lübnan'a hava ve deniz ablukası uygulamaya başladı.

ABLUKA ARTIRILDI

14 temmuz: Beyrut'un güneyindeki Şii mahallesi, havaalanı havadan ve denizden bombalandı. İsrail ablukayı artırdı. Olmert, ateşkes için 3 şart koştu: Kaçırılan iki İsrailli askerin serbest bırakılması, füze saldırılarına son verilmesi ve BM'nin Hizbullahın silahsızlandırılmasıyla ilgili kararının uygulanması. İsrail'e yüzden fazla füze düştü, 2 sivil öldü. Beyrut'taki bir saldırıdan kurtulan Hizbullah lideri Şeyh Hasan Nasrallah, İsrail'e karşı ''açık savaş'' ilan etti. Lübnan açıklarında bir İsrail savaş gemisi vuruldu: 4 denizci öldü.

15 temmuz: İsrail Beyrut'un limanlarını vurmaya başladı. Beyrut'taki Hizbullah karargahı da İsrail bombardımanlarının hedefindeydi. İsrail bombardımanlarında, 38 sivil ve 1 Lübnanlı asker öldü. Arap Birliği, ''barış süreci öldü'' açıklamasında bulundu. Lübnan'ın talebi üzerine BM Güvenlik Konseyi toplandı, ancak ateşkes isteyen bir metin üzerinde anlaşma sağlanamadı.

16 temmuz: Beyrut'un güneyinde İsrail bombardımanları devam etti, 39 kişi öldü. 12 temmuzdan beri ölen sivillerin sayısı 142'ye yükseldi, 350'den fazla kişi yaralandı. Avrupa ülkeleri, Lübnan'da yaşayan ya da tatil yapan vatandaşlarının tahliyesi başladı. Hafya'ya düzenlenen eşi benzeri görülmedik saldırıda, 8 İsrailli sivil öldü. İsrail ordu, Lübnan'ın güneyindeki halka kuzeye doğru bölgeyi boşaltma çağrısında bulundu.

-SOLANA LÜBNAN'DA

AB yüksek temsilcisi Javier Solana, Lübnan'a geldi. Şeyh Nasrallah, İsrail'e karşı ''bütün yolları kullanma''tehdidinde bulundu. Aynı gün, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nin kuzeyinde 6 Filistinliyi öldürdü. 5 Temmuzdan bu yana öldürülen Filistinlilerin sayısı, 1 İsrailliye karşı, 84 oldu. Avrupalıların Lübnan'ı tahliyelerinin devam ettiği haberleri gelirken, dün 7 Kanadalı İsrail ateşinde öldü. İsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres, Lübnan Başbakanı Fuad Sinyora'ya yüz yüze görüşme önerisinde bulunduğunu, ancak Sinyora'nın bunu dikkate almadığını söyledi. Mısır'da mahsur kalan Filistinliler, İsrail ile Filistin Yönetimi arasında varılan anlaşma sonucu, yarın Refah kapısından Gazze'ye geçebilecek. ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, krizin düğümünü çözmek amacıyla Ortadoğu'ya gidebileceğini söyledi. 17 temmuz: İsrail'in liman ve havaalanı bombardımanı yeniden başladı. İngiltere Başbakanı Tony Blair ve BM Genel Sekreteri Kofi Annan, İsrail'e yönelik saldırıların durdurulması için bölgeye uluslararası güçlerin konuşlandırılması çağrısında bulundu.