18/07 Dünya'da Neler oluyor

[muzo]

Iraklı Kürtler silahlanıyor: 16 helikopter aldılar
Türkiye, Kuzey Irak'taki PKK kamplarına düzenlenecek olası operasyonu tartışırken, Kuzey Irak'taki yerel yönetimin, merkezi Suudi Arabistan'da bulunan bir silah şirketinden ABD yapımı 16 helikopter satın aldığı bildiriliyor.


Irak'ın kuzeyindeki yerel Kürt yönetimi, merkezi Suudi Arabistan'da bulunan bir şirketten 16 helikopter satın aldı.
Irak Kürdistan Demokrat Partisi'nden (IKDP) adının açıklanmasını istemeyen üst düzey bir yetkili, helikopterlerin alımı konusunda anlşama sağlandıklarını bildirdi. Cihan Haber Ajansı'nın haberine göre, Kürt yönetimi 16 adet ABD yapımı SHWEIZER 333 modeli helikopteri almak için Suudi Arabistan'ın büyük silah ve savunma sanayi ürünleri şirketlerinden AZİB- İNTEGRAPH ile dün akşam saatlerinde anlaşma imzaladığını ifade etti. Anlaşmanın şartnamesi çok gizli tutulurken, helikopterlerin hangi amaçla kullanılacağı AZİB- İNTEGRAPH şirketi ile Kürt yönetimi arasındaki satış sözleşmesinde yer almadı. Helikopterlerden biri, yerel hükümetin başkanı Mesud Barzani'ye tahsis edilecek.

IKDP yetkilisi, helikopterlerin 6 tanesini Türkiye sınırındaki Dohuk kentinde askerî amaçla kullanacaklarını söyledi. Erbil Uluslararası Havaalanı'nda helikopterlerin bakımı için bir hangar yapımına da yakın zamanda başlanacak.

Kürt yönetimi, alınacak 16 helikopter için, 35 milyon 455 bin dolar ödeyecek. Helikopterlerin 1 ay içinde Kürt yönetimine teslim edileceği belirtilirken, Suudi şirketi ile resmi anlaşmayı Kürt Yönetimi adına Başbakan Yardımcısı sıfatıyla Ömer Fettah imzaladı.

Suudi şirketi, anlaşma uyarınca helikopterlerin pilotlarının 3 ay süreyle eğitimden geçirilmesini de üstlendi. Kürt yönetimi, aynı şirketten 35 adet özel donanımlı zırhlı araç satın almak için de anlaşmaya vardı.

[muzo]

Rusya'dan ABD'ye 'petrol' misillemesi
Rusya, Dünya Ticaret Örgütü üyeliğini engelleyen ABD'ye, Amerikan petrol şirketleri ile gerçekleştirilmesi planlanan, milyarlarca dolarlık Barent Denizi ortak konsorsiyumuna erteleme kararıyla karşılık veriyor.


Rusya, Dünya Ticaret Örgütü üyeliğini engelleyen ABD'ye, Amerikan petrol şirketleri ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilmesi planlanan, milyarlarca dolarlık Barent Denizi ortak konsorsiyumuna erteleme getirerek karşılık veriyor. Rusya Endüstri ve Enerji Bakanı Viktor Kiristenko iki konu arasında bağlantı yok dese de, son anda çıkan yıl sonuna kadar erteleme kararı uzmanlara göre Rusya'nın DTÖ üyeliğinin engellenmesine cevabı olarak belirtiliyor.
Amerikan Chevron ve ConocoPhilips enerji şirketleri 12 milyar dolarlık bir ortaklıkla Rusya'da enerji işbirliği yapmayı planlıyorlardı. Barent Denizi Shtokman projesi olarak bilinen yatırımda, Rusya doğalgaz şirketi Gazprom'la işbirliği yapacaklardı. Proje gerçekleştiği takdirde Rusya bölgeden çıkan doğal gazı Amerika'ya ihraç edecek. Son haftalarda iki taraftan da yapılan ılımlı açıklamalarla ümitlenen Rusya, ABD'nin konu ile ilgili hiç bir adım atmaması karşısında ilişkilerde hızlı bir soğuma dönemine girildi.

Rusya'nın DTÖ üyeliğinin engellenmesinden etkilenen bir başka Amerikan şirketi de Boeing uçak üretim şirketi. Rus havayolları Aeroflot'un alacağı milyarlarca dolar değerinde 22 uçak için Boeing firması Fransız Airbus firması ile yarışıyordu.

Rusya'nın DTÖ üyeliğinin engellenmesi ile ilgili açıklamada bulunan Rusya Endüstri ve Enerji Bakanı Viktor Kiristenko, "Bu durum bir çeşit Russofobinin tezahürüdür. Washington bilinçli bir şekilde Rusya'yı küresel ekonominin dışında tutmaya çalışmaktadır." iddiasında bulundu. Uzmanlara göre, Rusya-ABD arasında ilişkilerde meydana gelen zayıflama politik alanda daha fazla hissedilecek. İran ve Kuzey Kore nükleer konularında Rusya'nın desteğini almaya çalışan ABD için artık telefonlar daha geç cevap verecek. Ukrayna, Gürcistan ve Orta Asya bölgesinde devam eden rekabette Rusya'nın daha sert politikalar izlemesi beklenebilir.

Rus enerji şirketi Gazprom ve demir çelik şirketi OAO Severstal'ın yurt dışı açılımlarının da, DTÖ üyeliğinin ertelenmesi ile engellenmeye çalışıldığını ifade eden Kiristenko, durumu çifte standart olarak değerlendiriyor. Amerikan tarafından yapılan açıklamalarda Aralık sonuna kadar gelişmeler sağlanabileceği belirtilse de, Rusya bundan ümitsiz. Seçim dönemlerinin yaklaşması, iş dünyası ve lobilerin etkisi ile Aralık'ta da ertelenme ihtimali yüksek görülüyor.

[muzo]

Tsunami'nin faturası ağır: 327 ölü
Endonezya'da dün önce 7.7 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında yaşanan tsunami'nin bilançosu ağırlaşıyor. Son bilgilere göre ölü sayısı 327'ü buldu.



Sık sık oluşan depremlerden dolayı ''Ateşin Pasifik Halkası'' denilen Endonezya'nın Cava adasında meydana gelen 7.7 büyüklüğündeki depremde bilanço ağırlaşıyor. Depremin ardından oluşan tsunamiden dolayı Cava adasında en az 327 kişinin öldüğü, çok sayıda kişinin de kaybolduğu bildirildi.

Yerel saatle dün 15:24 (TSİ 10:24)'te meydana gelen depremin Cava adasının 620 kilometre güneyindeki Hint Okyanusu'nun deniz tabanında oluştuğu belirtildi. Görgü tanıkları, iki dakikadan fazla süren depremde başkent Cakarta'da büyük binaların sallandığını söyledi. Endonezya devlet meteoroloji ve jeofizik ajansı, depremin büyüklüğünü ilk olarak 5.5 duyurdu, daha sonra 6.8 olarak düzeltti. Depremin gerçek büyüklüğünü son olarak 7.7 olduğunu açıklayan ABD Jeolojik Araştırmalar Merkezi (USGS) de sismologların verdiği bilgi çerçevesinde depremin büyüklüğünün gözden geçirildiğini bildirdi. İlk olarak 7,2 olarak açıklanan depremin büyüklüğünün daha sonra 7,1 olduğu bildirilmişti.

Metro TV'ye konuşan yetkililer, sahil kesimindeki 3 bölgede bulunan halkın öldüğü ya da kaybolduğunu söyledi. Yetkililer, 23 bin kişinin evlerini terk ettiğini açıkladı. Depremden sonra Cava adası ve Avustralya'nın Christmas adaları için tsunami uyarısı yapılmıştı. 2004'deki tsunamiden etkilenen Maldiv adaları ile Hindistan da depremden sonra uyarı yaptı. Depremin başkent Cakarta'da 30 saniye süreyle hissedildiği belirtildi. Halk burada da sallanan dev binaların içinde büyük korku yaşadı. Metro TV, görgü tanıklarına dayanarak adadaki halkın depremin ardından tsunamiden korunmak için dağlara kadar koştuğunu bildirdi. Yerel radyo istasyonu El Şinta'ya açıklama yapan bir kişi, iki metre yüksekliğindeki dev dalgaların, Cava'nın batısındaki Pangandaran sahilindeki küçük otelleri yıktığını ve tekneleri sahile attığını söyledi. Radyo ayrıca sahil şeridindeki bütün evlerin yıkıldığı, insanların civardaki bir tepeye ''tsunami!, tsunami!'' diye haykırarak kaçtıklarını duyurdu. ABD Jeolojik Araştırma Dairesi de 7.7 büyüklüğündeki depremden sonra Cava'nın güney sahilinde Richter ölçeğine göre 6.1 büyüklüğünde bir artçı sarsıntı meydana geldiğini bildirdi.

ENDONEZYA'DAKİ DEPREMLER

17 bin adadan oluşan ve dünyanın en kalabalık 4. ülkesi olan Endonezya sık sık depremlerle sarsılmasından dolayı ''Ateşin Pasifik Halkası'' olarak adlandırılıyor. Endonezya'nın Sumatra Adası açıklarında 26 Aralık 2004'te 9 büyüklüğündeki bir deprem oluşmuş, ardından gelen tsunami 10 ülkede 300 binden fazla insanın ölümüne neden olmuştu. Felakette sadece Endonezya'da 170 bin kişi ölmüştü. Mayıs ayında Java Adası'nın Yogyakarta kentini vuran 6. 2 büyüklüğündeki deprem, 6 bine yakın kişinin ölümüne neden olmuştu. 2005 mart ayında Sumatra açıklarındaki Nias adasında 8. 7 büyüklüğünde deprem meydana gelmiş ve bu depremde de bin 300 kişi hayatını kaybetmişti. Sumatra Adası'nda 2000 yılının haziran ayında ise yine 7.9 büyüklüğünde bir deprem meydana gelmiş ve bu depremde 120 kişi ölmüştü. Biak Adası'nda Şubat 1996'da meydana gelen 8.2 büyüklüğündeki depremde de 100 kişi öldü. Diğer bir büyük deprem ise Aralık 1992'de Flores Adası'nda meydana gelmiş, adayı vuran 7.8 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen tsunamide 2 bin kişi can vermişti.

[muzo]

Lübnan rüyasına bomba düştü!
Kanada'ya göçen Lübnanlı Ali, 4 çocuğunu Lübnan'ın güneyindeki Aytarun'da yaşayan aile büyükleriyle tanıştırmak için para biriktirmişti. Ancak rüyası kabusa döndü:



Kanada'ya göçen Lübnanlı Ali, 4 çocuğunu Lübnan'ın güneyindeki Aytarun'da yaşayan aile büyükleriyle tanıştırmak için para biriktirmişti. Ancak rüyası kabusa döndü, İsrail bombardımanında yakınlarıyla birlikte öldü. Kanada'nın Montreal kentindeki bir meydanda aileye ait bakkal dükkanında çalışan 21 yaşındaki Velid El Akhras, Ali ve ailesinin ölümünün ardından ''Herkes yıkıldı'' diye konuştu. İsrail bombardımanında üç amca, iki teyze ve bir kuzenini kaybeden bakkal sahiplerinden biri ise gözyaşları içinde müşterilerinin taziyeleri kabul ederken, çalışanların da şokta olduğu gözleniyor.

KÖYDE SIKIŞIP KALDILAR

35 yaşındaki Ali El Akhras, Montreal Üniversitesinden diplomasını aldıktan sonra Montreal'de bir eczane açmıştı. Yaşları 1 ile 8 arasında değişen 4 çocuğun babası olan Ali, Kanada'da yaşayan binlerce Lübnan vatandaşı gibi, bir gün Lübnan'daki ailesini ziyaret etmek için para biriktiriyordu. Lübnan'a 27 haziranda giden Ali'nin yanında hepsi Kanada vatandaşı 4 çocuğu, karısı, annesinin yanı sıra büyükannesi, büyükbabası ve bir başka akrabasıyla birlikte Aytarun köyünde sıkışmıştı. Anlatılanlara göre, Ali ve ailesi bir hafta kadar önce büyükelçilikle irtibat kurmaya çalıştı. Velid, şöyle anlatıyor: ''Kendisinden bir çözüm bulunana kadar sabırlı olması istenmiş, daha sonra ise hiç haber çıkmamış. Telefonla, internetle denemişler, ama olmamış.'' Aile üyeleri acı haberi, pazar günü Montreal'de İsrail'in Lübnan'a saldırılarını protesto ederken aldı.

Velid şöyle devam ediyor: ''Öldüklerini gösteri sırasında öğrendik. Almanya'da yaşayan bir akraba, ailemizin Kanadalı üyelerinin öldüğünü söylemek için bizi aradı. Lübnan'ı aradık, kimlerin öldüğünü, kimin yaralandığını öğrenmek için aileyi, hastaneleri aradık. Bugün teyit geldi. Ali, Beyrut yolunda bir ambulansta ölmüş...''

ÇOCUKLARINI AİLESİ İLE TANIŞTIRACAKTI

Ali'nin kız kardeşi Maysun El Akhras da şunları anlattı: ''Oraya çocuklarını büyükanne ve büyükbabalarıyla, amca ve teyzeleriyle tanıştırmaya gitmişti. Lübnan'a geri dönmeyi ümit ediyordu, çünkü ülkede bir süredir barış ortamı hakimdi. Ama hepsi bir odada yanarak öldüler. Cennete gitmeleri için dua ediyorum. Anne-babasının 35 yıl önce kaçtığı bombalar bugün onları katletti.'' Kanada Dışişleri Bakanı Peter Mackay'ın, pazar akşamı aileye taziyelerini sunduğu açıklanmasına rağmen, aile, bakandan mesaj almadıklarını söyledi.

KANADA SAHİP ÇIKMADI

Maryun El Akhras, şöyle diyor: ''Bize yardım teklif eden olmadı. Sadece eczanenin bağlı bulunduğu gruptan arandık. Ne Quebecli ne Kanadalı, kimse bize yardım etme zahmetinde bulunmadı bile. Bizse, Quebecli, Kanadalı olmaktan gurur duyardık...''

[muzo]

Kerkük'te polislere bombalı saldırı
Irak'ın kuzeyi Kerkük'te polis devriyesine saldırı düzenlendi. 6'sı polis 8 kişi hayatını kaybetti...



Irak'ın kuzeyindeki Kerkük'te bugün bir bombanın patlaması sonucu, 6'sı polis 8 kişi öldü, 3 kişi yaralandı.

Polis kaynakları, Kerkük'ün 50 kilometre kadar batısındaki
Havica'da polis devriyesine yönelik bombalı saldırıda, 6'sı polis 8
kişinin öldüğünü, patlamada 3 sivilin yaralandığını açıkladı.
Aynı kaynaklar, patlamanın yerel saatle öğle sıralarında meydana
geldiğini kaydetti.

[muzo]

Alman meclisinde hilal tartışması


Alman ''Die Welt'' gazetesi, koalisyon hükümetinin, zirveden hemen sonra uyum konusunda bazı cezai uygulamalar getirmesinin yeni ihtilaflara yol açacağını yazdı. Haberde meclis binasına hilalin yapıştırıldığı bir fotomontaj fotoğraf kullanıldı.



''Göçün sinsilikleri'' başlığıyla verilen ve Federal Meclis binasının tepesine fotomontajla bir hilalin yapıştırıldığı fotoğrafın da yer aldığı haberde, Federal İçişleri Bakanlığı tarafından cezai uygulamalarla ilgili olarak hazırlanan bir belgede, Almanya'da kalmalarına çeşitli nedenlerden dolayı izin verilen, ancak oturma izni olmayan yabancıların, kendilerine gelecekte 1 aylık uyarı zamanı da tanınmadan sınır dışı edilebilmelerinin mümkün kılındığı ifade edildi. Sosyal yardım parası alan yabancıların gelecekte eşlerini Almanya'ya getirmemelerinin de öngörüldüğü 250 sayfalık belgede, ülkeye gelen yabancıların büyük bölümünün yoğun şekilde sosyal yardım ve işsizlik parası aldığına da işaret edildi.

Federal İçişleri Bakanı Wolfgang Schaeuble'nin, zorunlu evlilikleri önlemek amacıyla aile birleşimi kapsamında Almanya'ya getirilen eşlerin asgari yaşının da 18'den 21'e yükseltilmesinden yana olduğu hatırlatılan haberde, Almanya'da sahte evliliklerin de arttığına dikkat çekildi. Belgede, sosyal yardım ve işsizlik parası alan yabancıların, uyum kurslarına katılmamaları durumunda yardımların kesilmesinden oturma izinlerinin uzatılmamasına kadar cezai yaptırımlara tabi tutulacakları kaydedildi.