Kişilik ve cinsel yapılanmanın büyük oranda 0-6 yaş arasında oluştuğuna işaret edilerek, sünnetle ilgili yapılacak bir yanlışın, çocuğun gelecekteki kişiliği, cinsel yaşamı ve cinsel kimlik gelişiminde ciddi bir travma etkisi yapabileceği vurgulandı.
Sünnetin sadece dinsel bir tören olmadığını, aynı zamanda “psikoseksüel bir olay” olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arif Verimli, bu nedenle çocuğun somut olarak cinselliğin farkına vardığı ödipal dönemi (2-6 yaş arası) sünnet için doğru bulmadığını, en doğru yaşın 0-1 yaş arası ve 7-9 yaş arası olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Arif Verimli, insanın psikolojik ve cinsel gelişim evrelerinde 0-1 yaş arası “ağızcıl dönem”, 1-3 yaş arası “anal dönem” ve 3-6 yaş arasında da “ödipal dönem” olduğunu, ancak bu dönemlerin birbirleriyle kesin sınırlarla ayrılmayıp, birbirlerinin içine geçişli olduğunu söyledi.
Verimli, kişilik ve cinsel yapılanmanın çok büyük oranda 0-6 yaş arasında oluştuğuna işaret ederek, “Sünnetle ilgili yapılacak bir yanlış, çocuğun gelecekteki kişiliği, cinsel yaşamı ve cinsel kimlik gelişiminde çok ciddi bir travma etkisi yapabilmektedir” dedi.
Ödipal dönemde çocuğun somut olarak cinselliğinin farkına vardığına dikkati çeken Verimli, şu bilgileri verdi:
“Erkek çocuk, cinsel organını tanırken, kız kendisinde neden bir erkeklik organı olmadığını sorgular. Sağlıklı bir psikoseksüel gelişim için bu dönemin her iki cinste de travmatize edilmeden atlatılması gerekir. Bu dönemde yapılacak olan sünnet, travma etkisi yaratabilmektedir. Gerçek ile düşü ayıramayan, somut düşünce özelliklerine sahip çocuğun bilinçaltında mantık dışı ve ileride yaşamını etkileyebilecek komplekslerin gelişmesine yol açabileceğinden, 2-6 yaş arasını sünnet için doğru bulmuyorum. Sünnet için en doğru yaş 0-1 yaş arası ve 7-9 yaş arasıdır.”
STADYUMLARDAKİ SÜNNET
Prof. Dr. Arif Verimli, sünnet kıyafetlerinin de abartıdan, (kral, prens, padişah kostümleri gibi) uzak olması gerektiğini, şık ve erkeksi bir takım elbisenin, erkek çocuk için daha yapıcı bir ödül olacağını söyledi.
Verimli, sünnet süresince yapılacak gezi ve eğlencelerin motive edici olduğunu, ancak sünnetin bir sağlık durumu gibi ele alınması ve çocukla bir yetişkin gibi konuşulmasının travma etkisi yaratmasını engelleyeceğini vurguladı.
Arif Verimli, ayrıca herkesin gözü önünde stadyum gibi alanlarda sünnet yapılmasının da doğru olmadığını, bunun çocuklara değil, ailelerine yapılan bir yatırım olduğunu belirterek, “Sünnet bir sağlık olayıdır, bir psikoseksüel süreçtir. Ailelerin çocuklarının gelecekteki kişilik ve cinsel gelişimleri için sünneti çok dikkate almaları gerekir. Sağlıklı olan, bir belediyenin veya kurumun, bir doktorla sezonluk anlaşıp, randevu alarak bir klinikte, muayenehanede veya hastanede sünnetlerin gerçekleştirilmesidir” dedi.
Hisar Intercontinental Hospital Üroloji Uzmanı Op. Dr. Basri Çakıroğlu, sünnet olan çocuklarda enfeksiyonlara, cinsel yolla bulaşan hastalıklara ve kansere daha az rastlandığını, ancak çocukların sağlığı için toplu sünnetlerden kaçınılması gerektiğini belirtiyor.
Sünnet nedir?
Sünnet penis glansını (uç kısmını) saran, tıp dilinde prepisyum adı verilen sünnet derisinin belirli şekil ve uzunlukta cerrahi yolla kesilerek alınması ve penis uç kısmının açığa çıkarılması işlemidir.
Sünnet, çok uzun zamandır uygulanan bir gelenek olması yanında, dünya üzerinde en çok uygulanan cerrahi işlemdir. Tüm dünyadaki erkeklerin ortalama %25’i dinsel, kültürel, tıbbi ya da ailevi seçim dolayısıyla sünnet edilmektedir. 19. yüzyılda, yenidoğanda rutin sünnet uygulamasına hastalıklardan korunmak amaçlı yapılmaya başlanmış ve kısa sürede özellikle İngilizce konuşan ülkelerde kabul görmüştür. Bugün Amerika’da yenidoğan sünneti çok yaygın olarak uygulanan bir operasyondur.
Ülkemizde sünnet dini ve sosyal bir istek olup tüm erkek çocuklarında uygulanmaktadır. Aile için sünnet töreni yapılması zevkli ve gururlu bir olay, manevi bir mutluluk olarak kabul edilmektedir. Çocuk için sünnet ise arkadaşları arasında prestij kazanmak açısından önemli bir olaydır.
Sünnet ne zaman yapılmalıdır?
Sünnet her yaşta yapılabilmekle beraber; özellikle 2-6 yaş arasında yapılması çocuktaki psikolojik travmalardan dolayı pek tavsiye edilmemektedir. Son zamanlarda yeni doğan bebeklerde, cerrahi işlemin kolaylığı, bebekte yara iyileşmesinin çabuk olması, sünnet sonrası bakımın kolaylığı ve yeni doğanda henüz kişilik teşekkül etmediği için psikolojik travma oluşturmaması nedeniyle en ideal yaş olarak kabul edilmektedir. 2-6 yaşlar arasındaki çocukların, kimlik gelişimi döneminde ve uyumsuz olmaları nedeniyle psikolojik etki oluşturmamak için zorunlu olmadıkça sünnet yapılmasını tavsiye etmiyoruz. Fakat fimozis dediğimiz sünnet derisinin ucunun dar olması nedeniyle sık idrar yolu enfeksiyonu olursa yaş aralığına bakılmaksızın sünnet yapmak gerekir.
Sünneti yapacaklar kimler olmalıdır?
Ülkemizde sünnet, en eski hekimlik uygulamalarını düzenleyen kanunda belirtildiği gibi hekimler, sağlık memurları ve hatta uygun süre bir sağlık memuru ile çalışan kişilerce bile yapılabilmektedir. Günümüzde en yaygın olarak üroloji uzmanları, çocuk cerrahları, ya da genel cerrahlar tarafından yapılmaktadır. Ancak şartlar uygun olmadığında en azından ehil bir doktor tarafından yapılması gerekir.
Sünnet nasıl ve nerede yapılmalıdır?
Toplum tarafından bir hayli önem verilen bir organ için yapılacak cerrahi işlemin, hastane koşullarında ve hatta ameliyathanede yapılması en doğru seçim olacaktır. Halen pek çok sağlık kurumunda lokal ve genel anestezi ile sünnet yapılmaktadır. Ancak son yıllarda kullanılacak anestezi şeklinin de genel anestezi olması gerektiği konusunda artık bir fikir birliği oluşmuştur. Genel anestezi hem çocuğu ruhsal bakımdan koruyacak hem de iyileşme süreci kısalacaktır. Şüphesiz bu konforlu ve daha insancıl bir yaklaşım olmaktadır.
Lokal anestezide ise hangi koşullarda ve yaşta yapılırsa yapılsın çocuk pipisine yapılacak olan iğne yüzünden büyük korku ve panik yaşamaktadır. Bu anlar çocuk tarafından yaşamı boyunca korkuyla hatırlanmaktadır.
Yöntemleri nelerdir?
Her ne kadar sünnet uygulaması konusunda birkaç değişik yöntem mevcut ise de günümüzde uzmanların en sık uyguladığı güvenilir, yan etkileri en az olan yöntem cerrahi yöntem olup, klasik olarak sünnet derisinin cerrahi yoldan kesilerek uçların birbirine dikilmesi şeklinde yapılır.
Sünnet olacaklar nelere dikkat etmeli?
Halk arasında doğuştan sünnetli ya da peygamber sünnetli olarak bilinen hipospadias durumu varlığında kesinlikle sünnet yaptırılmamalıdır. Çünkü bu hastalarda idrar deliği olması gereken yerde değildir. Bu durumun ameliyatla düzeltilmesi gerekir ve bu tür ameliyatlarda ameliyatlarda genellikle sünnet derisi kullanılmaktadır.
Ailede kan hastalığı ya da kanama hastalığı varsa çocuk hiç bir yakınması olmasa bile bir doktora başvurulmadan ve kan tetkikleri yapılmadan sünnet ettirilmemelidir. Düşme ya da diş çekimi sonrası uzun süreli kanama öyküsü olan, iğne yapıldıktan sonra veya bir darbe sonrası morarma, şişlik ve çürükleri oluşan çocuklar ile zaman zaman kendiliğinden dişeti ya da burun kanaması olan çocukların mutlaka kan testleri yapıldıktan sonra sünnet edilmeleri gerekir. Ailede bulunan kronik (müzmin) hastalıklar, önceden geçirilmiş önemli rahatsızlıklar (örn. hastanede yatmayı gerektiren) ve ameliyatlar da girişimi yapacak olan hekim tarafından bilinmelidir. Sorunları olan hastalarda sünnetten önce gerekli önlemler alınarak tehlikeli durumlar oluşmasının önüne geçilebilmektedir.
Sünnet'in kesin olarak tespit edilmiş faydaları:
- Sünnet derisinin ağzı dar ise (fimozis), buna bağlı idrar yapma güçlüğü ve arkasından enfeksiyon, daha ileri dönemlerde ise tıkanıklığa bağlı yukarı idrar yollarında önemli sorunlar ortaya çıkabilir. Sünnet yapılarak bu darlık giderilebilir.
- Sünnet penis kanseri gelişme riskini azaltır.
- Cinsel yolla bulaşan hastalıkların geçişini önler.(örneğin AIDS gibi)
- Sünnetli kişilerin partnerlerinde serviks kanseri riskinin azaldığı ileri sürülmektedir.
- Sünnet idrar yolları enfeksiyonlarını 10 kat azaltır. Çünkü sünnet derisinin altında bakteri birikimi ve çoğalması varlığı engellenmiş olur.
Sünnet’in tıbbi endikasyonları nelerdir?
Fimozis: Sünnet derisinin geri çekilememesi küçük yaş gruplarında fizyolojiktir. Çoğunlukla hekimlerin yanlış yönlendirmeleri ve aile bireylerinin yanlış tutumlarıyla sünnet derisinin geriye çekilmeye çalışılmasıyla ağrıyla birlikte sünnet derisinde yaralanma, yırtılma ve kanamalarla sünnet derisi ucunda aşırı skarlaşma oluşur. Oluşan bu skarlı doku halkası fimozis olarak adlandırılır. Diğer edinsel nedenler, enfeksiyonun tekrar etmesi, kötü hijyen ve sünnet sonrası aşırı nedbe dokusudur. Fimozisin ancak %5’i doğuştandır. Sünnet derisinin uçunun çapı dar olması ve işeme esnasında sünnet derisinin şişmesi tanı için anlamlıdır.
Parafimozis: Sünnet derisi ucunda oluşan ve geri çevirmeyi egelleyen dairesel skar varlığında sünnet derisi zorlanarak geriye çevrilirse fimotik halka penisin baş kısmını boğabilir. Bu durum penisin sekonder ödemine, ağrıya ve idrar yapamamaya neden olarak acil cerrahi müdahale gerektirebilir. Bu durum sıklıkla elle düzeltilir. Daha sonra normal koşullarda sünnet yapılır. Elle normal haline döndürülemez ise acil sünnet yapılır.
Balanopostit: Penis ucunda glans ve sünnet derisinin birlikte ihtihabi durum göstermesidir. Kızarık ödemli prepisyumla birlikte prepisyum orifisinden seropürülan akıntı görülür. Patolojinin akut dönemdeki tedavisinin ardından erken dönemde sünnet önerilir.
Travma: Fermuar içine sıkışma veya sünnet derisinin diğer nedenlerle yaralanmasında acil sünnet uygulanır.
Ürolojik anomali varlığı: Sık idrar kültürü alınması gereken veya konservatif takipteki böbreğe idrar kaçışı olan(vesiküloüreteral reflü) hastalarda sünnet yapılmasında fayda vardır.
Anatomik bozukluk saptanamayan üriner sistem enfeksiyonlu çocuklarda sünnet önerilmektedir. Sünnetli çocuklarda üriner sistem enfeksiyon oranı %0.1-0.2 iken sünnetsizlerde bu duruma %1.1-4.2 oranında rastlanılmaktadır.
Komplikasyon ve sakıncalar
İşin uzmanı olmayan kişilerce yapılan sünnetlerde oluşabilecek sorunlar şunlardır:
Kanama: Normal veya kan hastalığı olan çocuklarda uygun olmayan tekniklerle yapılan sünnetlerde ya da sünnet sonrası travmayı takiben gözlenir. Normal çocuklarda ikinci bir cerrahi işlem yeterli iken kan hastalığı olan çocuklarda bazen çok geç kalınabilinir.
Şekil bozukluğu: Uygun olmayan teknik ya da işin uzmanı olmayan kişilerin yaptığı sünnetlerde gözlenir. Şekil bozukluğu kabul edilebilir sınırlarda ya da aile ve çocuğu rahatsız etmeyecek düzeylerde ise adolesan çağına kadar beklenir. Adolesan çağı sonrası şekil bozukluğu azalmamış ya da kaybolmamışsa tekrar sünnet gerekir.
Kalıcı sakatlık: Aşırı doku kaybı ya da koter ile aşırı yanık olmuş ise gözlenir. Çeşitli estetik ameliyatlarla kısmen düzeltilme yapılabilse de fonksiyon kayıpları düzelmez.
Kötü nedbe dokusu: Yara uçları dikilmeyip kendi kendine iyleşmeye bırakılmış çocuklarda gözlenir.
Enfeksiyon ve bulaşıcı sarılık: Gerekli antisepsi koşullarının sağlanamadığı evde ya da toplu olarak açık alanda yapılan sünnetlerde daha sık görülür. Özellikle toplu sünnetlerde Hepatit B, C ve HIV enfeksiyonu görülebilir.
Peygamber sünneti: İdrar deliğinin daha aşağıda olduğu çocukların sünnet yapılması ile bu çocukların ameliyat şansını kaybetmesi ya da çok daha ciddi bir kaç ameliyat olması gerekebilir.
Glans penis yaralanması: Glans penis parsiyel ya da komplet olarak yaralanabilir. Parsiyel kesiler kolay düzeltilebilirken, komplet yaralanmalarda önemli sorunlar yaşanabilir.
Meatal Stenoz: Frenilum arteri kesilmesi ile veya bezli çocuklarda gelişebilen meatal ülserler nedeniyle meatal darlık gelişebilir.
Üretral Fistül: Sünnet sırasında üretranın yaralanması sonucu üretrokütanöz fistül gelişebilir. Cerrahi olarak düzeltilmesi gerekir.
Sünnet derisinin yetersiz kesilmesi: Bu durumda sünnet ile amaçlanan görünüm sağlanamaz. İdrar retansiyonu: Sünnetten sonra yapılan bandajın çok sıkı olması nedeniyle idrar çıkım güçlüğü yaşanabilir ve bu durum idrar yolu enfeksiyonuna ve böbrek hasarına yol açabilir.
Yer imleri