REKLAM

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: Zehirden beyin ilacı üretiyorlar

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    A29 Zehirden beyin ilacı üretiyorlar

    Yıldız Teknik Üniversitesi'nden iki araştırmacı, Ekvator bölgesinde yaşayan bir kurbağanın derisinden elde edilen iki molekülü sentezleyerek, parkinson, alzheimer ve şizofreni hastalığına yüzde yüz etkili olabilecek bir ilaç üzerinde çalışıyor

    Yıldız Teknik Üniversitesi Organik Kimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nüket Öcal ile Doç. Dr. Çiğdem Yolaçan, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun (TÜBİ- TAK) desteğiyle, bugüne kadar çaresi bulunamayan alzheimer, parkinson ve şizofreni hastalıklarını yüzde yüz tedavi edebilecek ilaç sentezleri üzerinde araştırma yürütüyor. Doktora öğrencisi İrem Kulu ile yüksek lisans öğrencisi Aslı Köprüceli'nin de yer aldığı projede, 18 yıl önce Ekvator bölgesindeki "Ecuadorian" denilen kurbağa cinsinin derisinde saptanan maddenin, ağrı kesicilerden 200 kat etkili bir ilaç haline getirilmesi hedefleniyor. Bu amaçla, zehiri nedeniyle yararlanılamayan "Epibatidin" maddesi yerine, "Epiboksidin" ve "Tandospiron" adlı, daha etkin iki molekülün türevlerinden ilaç üretilmesine çalışılıyor.

    'DÜNYADA İLK OLACAK'
    Hastalık üzerinde daha etkili ve içeriğinde zehir bulunmayan yeni türevler keşfetmek için deneyler yapan araştırma ekibi, bu yılın dünyada "kimya yılı" olarak kutlanması nedeniyle çalışmalarını hızlandırdı. 2012'de tamamlanacak projenin fikir babası Prof. Dr. Öcal'a göre, bir yılda ciddi ilerlemeler kaydedildi. Kurbağanın üzerinden izole edilen molekül yapısı temel alınarak, dünya literatürüne girecek yeni biyoaktif moleküller bulduklarını belirten Öcal, "Şu ana kadar elde ettiğimiz sentezlerin önemi, toksik (zehirli) olmamaları. Elde ettiğimiz zehirsiz türevler, dünyada ilk olacak" dedi.

    TÜBERKÜLOZA ETKİLİ OLDU
    Öcal,sonuçları test için Amerika'da bir firmaya gönderdiklerini belirterek, "Türevlerin zehirli olmadıkları anlaşılınca firma ücretsiz olarak tüberküloz üzerinde etkili olup olmadığını test etti. Sonuç pozitif çıktı. Sentezlerimizin tüberküloza karşı yüzde yüz etkili olduğu denenmiş oldu" diye konuştu. Bundan sonra bulunan sentezin sinir sistemi üzerindeki etkilerine yoğunlaşacaklarını belirten Prof. Dr. Öcal, "Bunun için eczacı ve tıp doktorlarından oluşan bir grubun desteğini arıyoruz. Çalışmamızın dünya literatürüne ilaç olarak girmesini istiyoruz. Bulacağımız maddelerin etkin olacağına inanıyoruz" dedi. Dünyada 26 milyon alzheimer, 6 milyon parkinson hastası bulunuyor. Türkiye'de ise 345 bin alzheimer, 120 bin parkinson, 600 bin civarında şizofreni hastası var.

    'LİTERATÜRE GİRECEĞİZ'
    Prof Dr. Nüket Öcal ve Doç Dr. Çiğdem Yolaçan başkanlığındaki ekip buluşla dünya literatürüne girmeyi hedefliyor.

    200 KAT ETKİLİ
    "Ecuadorian" kurbağanın derisinden elde edilen maddenin, normal ağrı kesicilerden 200 kat etkili olacağı öngörülüyor.

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Saçlar ışıkla bukalemun gibi renk değiştirecek
    Atılım Üniversitesi önderliğinde Çanakkale 18 Mart ve ODTÜ araştırmacıları, saçların belli frekanstaki ışık altında saça istenen rengi verecek teknoloji geliştiriyor. Bu projenin hayata geçmesi durumunda, açık saç renkli bir insan öğleden sonraki toplantısına koyu saç rengiyle gidebilecek. Akşam ise tekrar eski saç rengine kavuşacak.

    Ayrıca yeni teknolojiyle askeri kamuflajların da arazi koşullarına göre renk değiştirmesi ve radara yakalanmaması da sağlanabilecek.

    BİR KAÇ DAKİKADA YENİ RENK

    Projeyle saçlar, bir kez bu teknolojiyle boyanacak, daha sonra, bir ulraviyole kabinine girip bir kaç dakika bekledikten sonra istenen renk ve tona sahip olacak.
    Yeni teknolojiyle, askeri kamuflajların da arazi koşularına göre renk değiştirmesi ve radara yakalanmaması da sağlanacak.

    Proje yürütücüsü bu yılın TÜBA Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı ödülü sahibi Atılım Üniversitesi Kimya Mühendisliği ve Uygulamalı Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atilla Cihaner, Atılım Üniversitesi, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi ve ODTÜ araştırmacılarının katılımıyla yürütülen ve TÜBİTAK tarafından desteklenen projelerinde, bor esaslı yeni üstün özelliklere sahip inorganik-organik melez polimerik malzemelerin sentezlenmesi ve bu malzemelerle bazı teknolojik uygulamalarının hayata geçirilmesinin hedeflendiğini söyledi.

    RENK DEĞİŞTİREN CAMLAR

    Tasarlanan yeni malzemelerle bor ürün yelpazesini genişletmek ve endüstriyel kullanım alanlarında elektrokromik cihazlar, LEDler ve güneş pilleri gibi uygulamalarda karşılaşılan bazı temel sorunları özel bor ürünleri ile aşmayı amaçladıklarını kaydeden Cihaner, böylece Türkiye'nin rekabet gücünü arttırmayı hedeflediklerini ifade etti.

    Özel bir çeşit plastik malzemeler olan polimerik elektrokromik malzemelerde belli elektriksel değerlerde renk çeşitliliği sağlanabildiğini ve renk dönüşümlerinin çok kısa sürelerde yapılabildiğini aktaran Cihaner, bu malzemelerin iletken özelliklerinin de pek çok ürüne uygulanabilme olanağı sağladığını söyledi. Cihaner, bu malzemelerin renk değiştiren camlarda, otomobil aynalarında ve reklam panolarında kullanılmalarının gündemde olduğunu dile getirdi.

    “SAÇLAR IŞIKLA BOYANACAK”

    Doç. Dr. Cihaner, Bor Enstitüsü'nün (BOREN) desteğiyle yürüttükleri çalışmalarında, elektrik verildiğinde renkler arasında binlerce kez geçiş sağlayabilen ve özelliklerini koruyabilen elektrokromik malzemeyi sentezlemeyi başardıklarını bildirdi. Böylece projenin ilk ayağını tamamladıklarını belirten Cihaner, bundan sonraki çalışmalarında ise bu malzemelere bor elementini katarak çok daha kararlı hale getirmeye çalışacaklarını kaydetti. Çalışma tamamlandığında malzemelerin kararlılığı ve dayanıklılığının yeni nesil malzemeler konusunda büyük bir atılım yapacağını söyleyen Cihaner, bu amaçla çalışmalarını hızlı şekilde sürdürdüklerini ifade etti.

    Bu malzemeyi kullanarak özellikle istenildiği zaman, ışık altında saç renginin değiştirilmesine çalıştıklarını anlatan Cihaner, şunları kaydetti:

    “Malzememiz ışık altında renk değişktirebilen malzemeler. Bunların çok farklı uygulamaları var. Biz bunların erkek ve bayanların saç renginin değiştirilmesi için saç boyası gibi kullanabileceğimizi öngörüyoruz. Burada amaç günün belirli saatlerinde kullanıcının isteğine göre saç renginin değiştirilmesi. Örneğin çok açık renk saç kullanan bir bayan, öğleden sonraki bir iş toplantısına koyu renk bir saçla gidip, daha sonra eski saç rengine dönebilecek.

    Bu da kişilerin bir ultraviyole kabinine girerek saça uygulanan ışıkla bir kaç dakika içinde saçın renginin değiştirilebileceğini öngörüyoruz. Sonra aynı işlemle saç koyu renge dönüşebilecek. Bir kez bu malzemenin içeriği olan bir boya ile saç boyandıktan sonra elektrikle istenen renge dönüşecek. Yani malzememiz boyanın içine katılacak.”

    Bu çalışmalarında rengin kararlı kılınmasının önemli olduğunu vurgulayan Cihaner, projelerinde şampuan ve sabun gibi bir takım dış etkenler karşısında bu kararlılığı korumaya çalıştıklarını anlattı.

    BUKALEMUN GİBİ RENK DEĞİŞTİRECEKLER

    Sentezledikleri malzemelerle savunma sanayinde radara yakalanmayan ve bukalemun gibi renk değiştirebilen kamuflajlar tasarlamayı da hedeflediklerini dile getiren Cihaner, şöyle konuştu:

    “Borla kararlılığını ve dayanıklılığını arttıracağımız polimerik malzemelerle renk değiştiren kamuflajlar yapmak da ana amacımız. Çalışmamız bittiğinde kamuflajların ormanlık alanda daha yeşilimsi, denizdeyken mavi, karanlıktayken de siyaha dönüşmesi gündeme gelecek. Özellikle bu konuda yayınlarımız var. Bu konuda özelliklerini yeni keşfettiğimiz malzemelerimiz var. Bu konuyla ilgili mühendislerle oturup bunları hayata geçirmeniz hiç de zor değil.

    Yine aynı şekilde malzemelerin bir özelliği de malzemelerin radarda görünmezlik sağlaması. Uygun bir ortamda bu kamuflajları radarda görünmez hale de getirebilirsiniz.”

    Doç. Dr. Cihaner, sentezleri gerçekleştirilecek optoelektronik malzemelerin elektrokromik cihaz uygulamaları ve prototiplerinin imalatıyla özellikle Savunma Sanayi ve TSK gibi kuruluşların bu bulgulardan istifade edeceğini ve yapılacak işbirlikleri ile bu yönde ortak projelerin yürütülebileceğini düşündüklerini söyledi.
    Cihaner, Atılım Üniversitesi'nden projelerine maddi kaynak aldıklarını da belirtti.

    TÜBA ÖDÜLÜNÜN SAHİBİ

    Doç. Dr. Atilla Cihaner, TÜBA'nın fen, mühendislik, sağlık ve sosyal bilim alanlarında yetkin bir araştırıcı kuşağı kazandırmak amacıyla TÜBA-GEBİP Ödülü ile bu yıl desteklenmesi uygun bulunan 24 genç bilimciden biri.

    Cihaner, “İşlenebilir fonksiyonel (elektrokromik, fotokromik, floresans ve iyon algılayıcı) iletken polimerlerin ve kemilüminesans polimerik malzemelerin tasarımı, sentezi, karakterizasyonu ve uygulamaları konularında uluslararası düzeyde üstün nitelikli çalışmaları” dolayısıyla ödüle layık görüldü.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Şoförleri sevindirecek buluş
    Türk bilim adamları, otomobillerin fren balatalarında, motor aksamlarında ve uçak parçalarında sürtünme elemanı olarak kullanılabilecek yüksek performanslı kompozit malzeme geliştirdi.


    Silisyum karbür, bor karbür ve alümina tozları ile alüminyum külçeleri kullanılarak geliştirilen yeni malzemenin, özellikle fren balatalarında mevcut kullanılan malzemelere göre 2 kat daha dayanıklı olduğu belirtildi.

    Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ve Sakarya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu (SAÜ-BAPK) tarafından desteklenen 'Kompozit Malzemelerin Üretimi ve Mekanik Özelliklerinin Bilgisayar Ortamında Modellenmesi ve Simülasyonu' projesinde dayanıklılığı yüksek metal kompozit malzeme üretildi.

    SAÜ Teknoloji Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Adem Demir, Yrd. Doç. Dr. Uğur Soy ve araştırma görevlisi Dr. Fatih Çalışkan tarafından 3 yıllık çalışma sonucunda geliştirilen yüksek çekme dayanımlı, aşınma direnci yüksek, elastik ve işlenebilir malzemenin, ucuz maliyeti nedeniyle özellikle otomotiv sanayisine büyük katkı sağlayacağı ifade ediliyor.

    Projenin koordinatörlüğünü yapan Doç.Dr. Demir, Cihan Haber Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, 6 akademisyenin çalıştığı projede, kompozit malzemenin üretiminde yerli olarak üretilen silisyum karbür, bor karbür ve alümina tozları ile alüminyum külçelerinin kullanıldığını söyledi. Yüksek aşınma dayanımına sahip silisyum karbür, bor karbür ve alümina gibi seramik tozların replika tekniği olarak adlandırılan bir yöntem ile seramik köpük yapı formlarına dönüştürüldüğünü anlatan Demir, "Seramik köpük yapılara basınçlı döküm yöntemi ile alüminyum emdirilerek malzeme üretildi. Üretilen kompozit malzemenin mekanik, fiziksel, tribolojik ve mikroyapı özellikleri laboratuarda incelendi. Geliştirilen kompozit malzemenin, farklı hız, yük ve mesafelerde aşınma testleri yapıldı. Malzemenin aşınmaya karşı dirençli olduğu belirlendi. İleri teknoloji malzemesi olarak üretilen kompozit malzeme, hem ham madde hem de üretim prosesleri olarak tamamen yerli üretim." diye konuştu.

    Geliştirilen kompozit malzemenin otomobillerin fren balatalarında, motor aksamlarında sürtünme elemanı olarak ve uçak parçalarında kullanılabileceğini kaydeden Demir, malzemenin bu alanlarda kullanılan çelik, dökme demir ve polimer içerikli geleneksel malzemelere alternatif oluşturacağını dile getirdi.

    "BALATALARIN ÖMRÜNÜ 2 KAT DAHA ARTTIRACAK"
    Geliştirilen kompozit malzemenin araçların fren balatalarında hali hazırda kullanılan malzemelere nazaran en az 2 kat daha uzun ömürlü ve yüksek performanslı olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Uğur Soy ise kompozit malzemenin esnekliği ve sertliği sayesinde araçlarda kayma riskinin azalacağını ifade etti. Soy, geliştirdikleri kompozit malzemeden üretilecek fren balatalarının aşınmaya dayanıklı olacağını savundu.

    Araçlarda daha çok asbest içerikli polimer balataların kullanıldığını belirten Soy, şöyle konuştu: "Sürekli trafikte olan araçlarda balatalar aşırı kullanımdan dolayı aşırı derecede aşınıyor ve bunun neticesinde etrafa koku veriyor. Mevcut bazı balatalarda içeriğindeki asbest maddesi solunum yoluyla insana bulaşabiliyor ve kanserojen etkisi ile sağlığa zarar verebiliyor. Asbest içerikli balatalar kullanan ve ABS fren sistemi bulunmayan ticari araçlarda aynı zamanda ani fren yapıldığında kayma meydana geliyor.

    Bu durum balataların zamanla aşınması ve balataların içeriklerindeki yetersiz malzeme özelliklerinden kaynaklanıyor. Kayma sonucu can güvenliğini tehli***e sokacak durum ortaya çıkabiliyor. Bizim geliştirdiğimiz kompozit malzeme asbest içermemekte, içerisindeki alüminyumun yumuşaklığı da ani frende kaymamayı önceleyici etki gösteriyor. Ayrıca ihtiva ettiği seramik tozlar ile kolay bir şekilde aşınmıyor." Soy, 100 bin lira harcanarak geliştirilen kompozit malzemenin seri üretiminin orta vadede mümkün olduğunu bildirdi.

    Öte yandan projeyi gerçekleştiren akademisyenlerce kaleme alınan bilimsel makale, dünyaca ünlü "Ceramics International" dergisine kapak oldu. Araştırma projesi sonuçları kapsamında yazılan makale, derginin son sayısında yer alan 62 bilimsel makale arasından seçildi.

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    neden olmasın...

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •