Taşıyıcı annelik'te tıp hukuk ve din tartışması

Tıp, hukuk ve din tartışıyor

Bir süredir Türkiye'de başkasının çocuğunu doğurmak için ailelere rahmini kiralayan kadınlar gündeme geliyor. Dünya, bu sorunu uzun yıllardır tartışıyordu. Pek çok ülke bununla ilgili hukuki düzenlemeler yapıp, yasalar bile çıkarmıştı. Türkiye'de ise bu sorun, yeni yeni gündeme geliyor. Ancak bu kadınların sayısı artacak gibi gözüküyor. Bu uygulama henüz Türkiye'de yasak olduğundan, aileler yurt dışında bu uygulamayı yaptırıp kendi içlerinde bu sorunu çözmeye çalışıyor. Kiralık rahimler, başka bir kadının yumurtası ile onun eşinin spermi laboratuvarda döllendikten sonra minik insan hücresi yani embriyonun vücutlarına yerleştirilmesi ile doğum sürecine başlıyor. Hamilelik dokuz ay bu taşıyıcı annenin vücudunda gerçekleşiyor ama bebek onun değil, yumurtayı aldığı annenin genetik özelliklerini taşıyor. Çocuk doğduğunda annelik tayini yapılırsa, yumurtayı veren anne gerçek anne sayılıyor. Taşıyıcı anneler dokuz ay taşıdıkları bebeklerini yurtdışında gerçek annelerine veriyor. Ancak hamilelik dönemindeki psikoloji ile onlara bağlanırlarsa, ortaya çok ciddi sorunlar çıkabiliyor. Olay mahkemeye taşınırsa, ülkelerin kanunları geçerli kabul ediliyor. Avrupa'nın pek çok ülkesinde bebeği doğuran, daha az sayıda ülkede ise bebeğe genlerini veren kişi anne olarak kabul ediliyor. Hukuk, tıp ve din tartışırken; taşıyıcı annelik Türkiye'de yayılıyor. Bu yazı dizisinde taşıyıcı anneliğin yapıldığı ülkeler ve bunu yaptıran ailelere dair merak ettiklerinizi okuyacaksınız. İşte kiralık rahimler.

Kıbrıs Ortadoğu ve Balkanlar Tüp Bebek Merkezi'nin Direktörü Op. Dr. Halil İbrahim Tekin, taşıyıcı anneliği anlattı: