uydu terimleri sözlüğü
Actuator: Hareketli bir anteni döndürmeye yarayan motor ve aksamından oluşan parça.
ADC - Analog to Digital Conversion: Analog sinyalleri sayısal gösterimine dönüştürme işlemi.
AFC- Automatic Frequency Control: Alıcıyı seçilen frekansa kenetleyen ve istasyonun zamanla kaymasını önleyen kontrol sistemi.
Aperture: Antenin uydu sinyaline açık kalan kesiti.
AGC - Automatic Gain Control: Devrenin çıkış seviyesini belli bir değerde sabit tutan kontrol sistemi. Bu devre, giriş sinyal seviyeleri değiştiği halde yükselticinin etkileme düzeyini otomatik olarak değiştirdiğinden çıkış seviyesi hep aynı kalır. Amplifier: Bir elektronik sinyalin kuvvetini arttırmak için kullanılır.
Analog(ue): Halen AM radyo ve çoğu telefon sistemlerinde kullanılan bilgi aktarımın elektromanyetik akımdaki dalga şeklinin değişmesi ile gerçekleştiği, sinyal iletişimi metodu. Dijital aktarımının aksine bu bilgi gönderme şeklinde sürekli değişken miktarlar söz konusudur. Ayrıca analog sinyal ışık, ses, ısı ve basınçtaki değişikliklerden etkilenir.
Antenna: Uydulardan gelen mikrodalga sinyalleri alıp uydu alıcısına gönderilmek üzere toplayan herhangi alet.
Antenna efficiency: Antene gelen elektromanyetik enerjinin anten tarafından toplanan kısmının yüzde olarak değeri.
Aperture: Parabolik antenin elektromanyetik enerjiyi toplayan kısmı.
Apex: Hareketli antenin dönerken çizdiği yayın en üst noktası.
Attenuator: Sinyali zayıflatan pasif eleman.
Attitude control: Uydunun güneşe ve yere göre duruş konumunun kumandası.
AV - Audio Visual: TV ve sesin tüm yönleriyle ilgili görsel-işitsel cihazlar.
Band: Spektrumda belli bir frekans aralığını içine alan bölge.
Bandwidth: Elektromanyetik spektrumdaki bir frekans sahasıdır. Bir devrenin veya sistemin çalıştığı veya geçirdiği frekans bölgesinin genişliğini gösterir. Örneğin bir telefon hattında konuşma sesinin taşınabilmesi yaklaşık 3KHz bir bant genişliği gerektirir. Oysa yerel bir TV kanalı 6 MHz kullanır. Uydularda ise karışımın engellenebilmesi için daha geniş 17.5-72 MHz arası bir bant kullanılır.
Bandpass filter: Sadece belli bir frekans bölgesini geçiren, onun altında ve üstündeki frekansları zayıflatan süzgeç devresi.
Beam: Uydu yayın alanı.
Bit: En küçük dijital bilgi birimi.
Bit rate: Dijital aktarımın hızı, Mbit/s olarak ifade edilir. Bir PAL resmin gönderimi için yaklaşık 5Mbit/s gerekirken, VHS için sadece 2.5 Mbit/s yeterlidir.
Boresight: Çanağın baktığı yer.
Broad beam: Geniş bir coğrafi bölgeyi kapsayan geniş dairesel hüzme.
Broadcasting: Geniş bir alandaki izleyiciye ulaşabilmek üzere elektronik medya kullanımı.
CATV - Cable TV: Ortak bir santral yardımı ile birden fazla daireye TV işaretlerini dağıtan kablolu sistem.
CAM - Conditional Access Module: Yayının alımını belirli bir grup kullanıcıyla sınırlamaya yarayan koşullu erişim modülü.
Carrier: Bilgi sinyalini aktarmakta kullanılan, tek frekans işgal eden temel radyo sinyali. Analog sinyalde taşıyıcı gelen sinyale uyumlu olarak genliğiyle veya frekansıyla oynanarak modüle edilir. Analog çalışan uydu taşıyıcıları genellikle frekans modülasyonludur.
Carrier Frequency: Ses, data ve görüntü sinyallerinin gönderildiği ana frekans.
Channel : Bir yayının işgal ettiği toplam frekans bölgesi veya bu bölgenin özel numarası.
Clarke Belt/Orbit: Doğrudan ekvatorun 36.000 km üstündeki yörüngede uydular yere göre sabit konumda kalabilmektedirler. Bu yörüngeye Arthur Clarke anısına bu isim verilmiş ve radyo, televizyon data yayınları yapan tüm haberleşme uyduları yerleştirilmiştir.
C/N - Carrier-to-Noise ratio: Alınan işaretteki taşıyıcı gücünün gürültü gücüne oranının dB cinsinden ifadesi. Bir video sinyalinde C/N ne kadar büyük olursa resim de o kadar iyi olur. Codec coder: Dijital yayınlarda kodlama sistemi.
Combiner: İki veya daha fazla sinyali birleştirmek için kullanılan alet veya sistem.
Compressed Digital TV: Aynı transpozerde 8-10 TV kanalının birlikte bulunabilmesini sağlayacak şekilde, tekrarlanan bilgilerin ayıklanıp çıkartılarak hacmi küçültülen sayısallaştırılmış TV sinyali.
Compression: Ses ve görüntü sinyallerinin aktarılması için gereken band genişliğinin azaltılmasını, böylece bir uydu transpozerinin kapasitesini arttırmayı amaçlayan uygulamaları işaret eder. Contrast: Bir resimde beyaz ile siyah arasındaki ışık şiddet oranı
Yer imleri