Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
4 sonuçtan 1 ile 4 arası

Konu: aşık veysel in hayatı:

  1. #1

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart aşık veysel in hayatı:



    Fotoğraf: Ara Güler

    Aşık Veysel

    25
    Ekim 1894 - 21 Mart 1973. Şarkışla’nın Sivrialan köyünde doğdu. Asıl adı Veysel Şatıroğlu’dur. 7 yaşında yakalandığı çiçek hastalığından dolayı bir gözünü, daha sonra bir kaza sonucu, az gören öteki gözünü yitirdi.

    Evlerine sürekli olarak gelen aşıklardan dolayı türküyle ve bağlamayla ilgilendiğini gören babasının aldığı bağlama Veysel’in yaşamına eşlik etti. İlk bağlama derslerini de babasının arkadaşı Çamşıhılı Ali’den aldı. Yunus, Karac’oğlan, Dertli, Erzurumlu Emrah gibi aşıklardan etkilendi ve türkülerinde onlarla olan duygu yakınlığını yansıttı.

    Önceleri usta malı türküler söyleyen Aşık Veysel, 40 yaşlarına doğru kendi şiirlerine ağırlık vermeye ve türküleştirmeye başladı. 1931 yılında gerçekleştirilen Aşıklar Bayramında adı duyulan ve 1933 yılında Atatürk için söylediği bir türküden sonra özellikle Ahmet Kutsi Tecer’in de yardımıyla giderek tüm Türkiye’de tanınmaya başladı. Bu yıllar aynı zamanda Veysel’in kendi türkülerini söylemeye yönelmesi anlamında bir geçiş dönemi olarak sayılabilir. Bu döneme dek köyünden hiç çıkmayan Aşık Veysel bunu izleyen yıllarda Türkiye’nin birçok yöresini dolaşarak kendi yöresi dışında da insanlara türkülerini aktarma fırsatı buldu.

    1952 yılında İstanbul’da kendisi için büyük bir jübile yapılan Aşık Veysel’e, 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin özel bir kararıyla aylık bağlandı.

    Türkülerinde kendi özgü bir içtenlikle doğadan insan sevgisine hemen her konuyu işleyen Aşık Veysel, İstanbul Radyosunun ilk yayınlarında da türkü söyledi. 1941-46 arasında, Aşık Ali İzzet’le birlikte Köy Enstitülerinde halk türküleri ve bağlama dersleri verdi. Zamanla Veysel ve Ali İzzet’in temsil ettiği bağlama çalma ve türkü söyleme biçimi başlıbaşına bir tavır olarak yerleşti.

    Önceleri yöresindekiler sonra Türkiye’nin her yerinden aşıklarla karşılaştı, tanıştı. Ölümüne dek de sürekli olarak, yaşlı genç aşıklar tarafından ziyaret edildi.

    Aşık Veysel’in önemli sayılan ancak pek bilinmeyen bir özelliği de köyünde ilk kez meyve bahçesi kuran ve meyve yetiştiren kişi olmasıdır.

    Araştırmacılara göre bağlamanın ilk düzeni olarak kabul edilen ve aslında Aşık Süleyman tarafından kullanılan ancak Aşık Veysel aracılığıyla yayıldığından dolayı aşıklama düzeni (la-re-mi), »Veysel Düzeni« olarak da bilinir.

    Aşık Veysel'in şiirlerinin toplandığı »Deyişler« (1944), »Sazımdan Sesler« (1950) ve »Dostlar Beni Hatırlasın« (1970) adlı kitaplar yayımlandı.
    (Kaynak: Bekir Karadeniz, 1900'den 2000'e Halk Şiiri,

  2. #2

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Sağ olun araştırdığım bir konuydu bilgileri not aldım.

  3. #3

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Eline Sağlık Kardeşim Böyle Bir İnsan Daha Gelmez

  4. #4

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Aşık Veysel Kimdir?

    Tarihimizin en ünlü halk ozanları denildiğinde akla gelen ilk isimlerdendir Aşık Veysel Şatıroğlu! Aşık halk edebiyatının ustası olmuş, ancak bu ününe pek çok üzücü yaşanmışlıktan sonra kavuşabilmiştir.

    Öyle ki onun eserlerindeki ölümsüzlük, Aşık Veysel’in hayat hikayesinin etkileyiciliğinden kaynaklanmaktadır, diyebiliriz. Çünkü o neredeyse tüm hayatı boyunca büyük üzüntüler yaşamış, sınavı henüz küçük bir çocukken gözlerini kaybetmesiyle başlamıştır.

    Neyse ki en yakın arkadaşı olacak sazıyla tanışması çok geç olmamış ve derdini ona anlattıkça içindeki ozanı ortaya çıkartmıştır. Kısacası; öğrenilmesi gereken bir isimdir Aşık Veysel Şatıroğlu. İşte bu nedenle, Aşık Veysel’in etkileyici biyografisini incelemeye hemen başlayalım.

    Aşık Veysel’in Hayatı

    Veysel Şatıroğlu 1894’te Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Annesi Gülizar Ana, babası ise Karaca lakaplı bir çiftçi olan Ahmet Efendi idi. Veysel’in dünyaya geldiği yıllarda, Sivas yöresini kasıp kavuran çiçek hastalığı iki kız kardeşinin de ölmesine sebep olurken, Veysel’in de gözlerini kaybetmesine yol açtı. Kaldı ki bu, Aşık Veysel’in talihsizliklerle dolu öyküsünün yalnızca başlangıcıydı.

    Hatta kendisi 1901 yılındaki acı olayı şöyle anlatmaktadır: “Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım… Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bu gündür dünya başıma zindan.”

    Ardından büyük bir talihsizlik daha yaşadı Veysel! Çünkü görme şansı olan sağ gözü de bir kaza sonucundan tamamen kapandı. Daha detaylı anlatmak gerekirse babası Veysel’i gözünü açabileceği söylenen bir doktora götürmeden kısa süre önce babasının elindeki değneğin ucu girmiş ve gözünün açılma ihtimali böylece tamamen yok olmuştu.

    Yaşanan bu olaydan sonra iyice içine kapanan Veysel için bütün aile çok üzüldü. Ali ve Elif isimlerinde iki kardeşi olan Veysel, artık onların yardımıyla dolaşmaya, ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. Gözlerini kaybeden oğlunun oyalanması için ona bir bağlama alan babası sayesinde müzikle tanıştı. İlk dersini Çarmışıhlı Ali Ağa’dan öğrenen Veysel, bilinen ozanların türkülerini çalmaya başladı ve kendini bu konuda giderek geliştirdi.

    İlk hocası olan Çarmışıhlı Ali’nin yardımıyla Pir Sultan Abdal, Karaoğlan, Dertli, Rühsati gibi ozanların dünyalarıyla tanışan Veysel, seferberlik sırasında bir kez daha çöküntüye uğradı. Çünkü kardeşi Ali de dahil olmak üzere köydeki tüm arkadaşları sefere katılmışken, o köyde kalmanın üzüntüsüyle bir başına kaldı.

    Hatta bu durumu daha sonra şu dizelerle aktarmış:

    “Ne yazık ki bana olmadı kısmet
    Düşmanı denize dökerken millet
    Felek kırdı kolumu, vermedi nöbet
    Kılıç vurmak için düşman başına.

    Bugünler müyesser olsaydı bana
    Minnet etmez idim bir kaşık kana
    Mukadder harici gelmez meydana
    Neler geldi bu Veysel’in başına”

    Sonrasında annesi ile babası, Veysel’i Esma adında bir kız ile evlendirdi. Ancak ünlü ozanın çilesi henüz bitmemişti. Nitekim dünyaya gelen oğlu henüz 10 günlükken ölürken, 1921’de annesini kısa süre sonra da babasını kaybetti. Ardından eve aldıkları bir hizmetkar Veysel’in eşi Esma ile kaçarak evi terk etti. Acı üzerine acı yaşayan Veysel, Esma’dan olan 6 aylık kızıyla tek başına kaldı. Fakat kızını da 2 yıl sonra kaybetti.

    İkinci eşi Gülizar’la evlenen Veysel, 1931 yılında Sivas Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yapan Ahmet Kutsi Tecer’le tanıştı ve aynı yıl Halk Şairleri Bayramı’na katıldı. 1933’te ise Ahmet Kutsi Tecer’in isteğiyle diğer halk ozanları gibi o da Gazi Mustafa Kemal hakkında şiir yazdı. Böylelikle “Atatürk’tür Türkiye’nin ihyası” sözleriyle başlayan ilk şiirini yarattı.

    Şiiri beğenilip de Ankara’ya gönderilmek istendiğinde kendisi götürmek istedi ve arkadaşı İbrahim ile birlikte Ankara’ya doğru yola çıktı. 3 ay süren yaya yolculuklarının sonunda Ankara’ya ulaştı ve burada bir yakınlarının evinde 45 gün misafir oldu. Ne var ki karşısına çıkan engeller onun Atatürk’e ulaşmasına izin vermedi, fakat şiiri Hakimiyet-i Milliye gazetesinde 3 gün yayımlandı.

    Ankara’da bulundukları sırada Halkevi’nde konser verme fırsatı bulan Veysel ile yol arkadaşı, buradan aldıkları parayla köylerine geri dönebildiler. Köye döndükten sonra yine Ahmet Kutsi Tecer’in yardımıyla köy enstitülerinde saz hocalığı yapmaya başlayan Veysel, şiirini sürekli geliştirdi. Öyle ki 1965’te kendisine özel bir kanunla “anadiline ve milli birliğe yaptığı katkılardan dolayı” 500 liralık aylık bağlandı.

    Sazını elinden bırakmayan usta, 21 Mart 1973’te güneş doğmadan birkaç saat önce doğum yeri olan Sivrialan’da hayata veda etti. Arkasında unutulmaz eserler bırakan büyük ustanın evi, daha sonra müzeye dönüştürülerek ziyaretçilere açıldı. İlaveten; ünlü halk ozanının her yıl Şarkışla’da Aşık Veysel Kültür ve Sanat Festivali ile anıldığı bilgisini de verelim. Buradan Aşık Veysel hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz: Bu Linki Görmeniz İçin SupersatForuma Uye Olmanız Gerekmektedir.

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •