Konuya Etiketlenenler

Teşekkur Teşekkur:  0
Beğeni Beğeni:  0
Sayfa 15/15 İlkİlk ... 56789101112131415
148 sonuçtan 141 ile 148 arası

Konu: PC Donanım hakkında gelişen son versionlar

  1. #141

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Bilgisayar temizliği denildiğinde normal olarak ele bir bez alıp bilgisayarı silmek, kasa içerisindeki tozları silmek gelmemeli. Tam anlamıyla bir sistem temizliği için hem yazılımsal hem de donanımsal anlamda bir temizlik gereklidir ki bu temizliği de nasıl sağlayabileceğinizi sizlere anlatacağız şimdi. Genel anlamda yazılımsal temizlik şarttır. Çünkü günler boyunca çoğu zaman sisteme kurmuş olduğumuz programlar, indirdiğiniz dosyalar, gezindiğiniz web siteleri her biri kalıntılar oluşturmaktadır ve bu kalıntılar neticesinde de bilgisayarımız iyice şişer. Hard disk, yerel disk komple şişmektedir. Sonrasında sizin gerçek bilgiye ulaşmanızı engeller bir şekilde sorunlar ile karşılaşırsınız.Ayrıca gereksiz yere hard disk içerisindeki boyutunuzu da kaybedebilirsiniz. Kullanabileceğiniz daha çok alan varken neden kullanmayasınız? Yine donanımsal temizlik ise aynı şekilde şarttır.

    Kasa içerisinde, işlemciyi soğutmakla görevli olan fanın tam anlamıyla temizlenmesi, soğutum işlemini engelleyen tozlardan arındırılması gereklidir. İşlemcinin macununun değiştirilmesi şarttır. RAM ve Ekran Kartı gibi parçaların pin kısımlarının tekrardan temizlenmesi gereklidir. Çünkü temizlenmedikleri takdir de zamanla oksitlenme yapabilmekteler. Oksitlenmelere maruz kalmamak adına mutlaka temizliklerin yapılması gereklidir. Aksi takdir de aniden ekrana görüntü gelmeme gibi çeşitli problemler ile karşılaşabilirsiniz.

    Yazılımsal Temizlik İşlemi

    Yazılımsal anlamda temizliği yapabilmeniz için sisteminize Ccleaner isimli programı kurun. Yazılımı kurduktan sonra bütün tik işaretlerini seçin ve tarama işlemini başlatın. Tarama işlemi başladığında diğer, farklı yazılımlar arka planda açık olmamalıdır. Özellikle de tarayıcınız açık olmamalı. Tarama işlemi başladıktan sonra bir kaç dakiak sürebilir ve bu sürme işlemi hard disk içerisindeki boyutunuza göre, doluluk oranına göre değişim gösterebilir. Yine tarama bitince temizle butonuna basın ve gereksiz kalıntılardan kurtulun. Yine sisteminize Disk Birleştiricisi işlemini uygulamanız da hard diskinizin performansını ciddi anlamda arttıracaktır.


    Donanımsal Temizlik İşlemi

    Donanımsal anlamda bir temizlik sağlamak adına kasanızı açın. Sonrasında içerisindeki tüm tozları bir kompressör ile veya saç kurutma makinesi ile temizleyin. Elektrik süpürgesi de kullanabilirsiniz. Sonrasında ıslak olmayan bir bez ile kasa içerisindeki bütün kirlileri temizleyin. Ekran Kartı ve RAM parçalarınızı yerinden çıkartarak pin kısımlarını da yine bildiğiniz okul silgisi ile silin veya normal bez ile güzel birş ekilde silin ve tekrar yerine takın. Bu işlemleri yaparken de prizden fiş çıkarılmış olmalıdır.

  2. #142

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    WinRAR Hard Diskimde Yer Açar mı?

    WinRAR programı ile sıkıştırdığınız dosyalar sayesinde hard diskinizde ek depolama alanı elde edebilirsiniz.

    WinRAR programı günümüzde en fazla tercih edilmekte olan dosya sıkıştırma programları arasında yer alıyor. WinRAR programının bu kadar fazla tercih edilmesindeki sebep ise popülerliği ve hard disk üzerinde ek alan açması oluyor.WinRAR kullandığınız zaman tüm dosyalarınızı sıkıştırarak arşivleyebilir, hard diskinizde ek depolama alanı yaratabilir ve dosyalarınızın daha düzenli durmasını sağlayabilirsiniz. Böylelikle WinRAR sayesinde ek alanlar elde etmiş olur ve düzenli bir arşive sahip olursunuz.WinRAR Ücretli mi?WinRAR programınını özel kılan bir diğer özellik ise ücretsiz olmasıdır. Tamamen ücretsiz olarak kullanabileceğiniz WinRAR programı aynı zamanda MAC OS X işletim sisteminde de kullanılmaktadır.Tüm işletim sistemlerinin en temel programları arasında yer alan WinRAR programını kullanarak sizler de hard diskinizde ek alan oluşturabilirsiniz. Programı indirdikten sonra yapmanız gereken tek şey dosyalarınıza sağ tıklamak ve arşivleyerek boyutlarını ufaltmanız olacaktır. WinRAR ile yapılan dosya sıkıştırma işlemleri %50 oranında dosya boyutlarını düşürebilmektedir.

    Bilgisayarımdan bir sürücüyü sağ tıklayıp özellikler yaptığınız zaman disk üzerindeki bilgilere ve araçlara ulaşmaktayız. Burada herkesin dikkatini çekmiştir disk alanına bakarken altta ufak bir kutucuk vardır.

    Disk alanından kazanmak için bu sürücüyü sıkıştır

    Bu kutuyu işaretlediğimiz zaman sürücümüz içerisindeki tüm verileri Windows işletim sistemi kendi sıkıştırma sistemi ile disk yüzeyinde yer açarak sıkıştırmaya başlar.

    Peki ne kadar verimli olacak ?

    Akla ilk gelen soru her zaman ne kadar alan kazanacağımızdır. Aslında buna tam bir değer vererek cevaplayamayız. Çünkü sıkıştırma sistemi ne olursa olsun, winrar ve winzip dahil olsa bile içerideki veriye göre değişecektir.Örnek olarak bir database dosyasını ele alalım. DB dosyaları büyük ölçülerde sıkıştırılırlar. Genelde içerilerindeki tabloların boş olanları dolu olanlara göre fazladır ve 100Mb’lık bir DB’yi 30MB ‘a kadar bile sıkıştırabilirsiniz. Fakat bir MP3 dosyası yada Dvix dosyası olduğu zaman pekde bir verim alamazsınız. Bu dosyalar aslında track ve avi gibi formatlardan sıkıştırılarak oluşturulmuş dosyalardır. Yani bir nevi sıkıştırılmış dosyayı sıkıştırmaya benzeyecektir.Birçok yerde okuyabilirsiniz bazıları disk sıkıştırmanın hiç faydası olmadığını bazıları ise çok işe yaradığını söylerler birbirine çok zıt yorumlar olsada işin mantığında bu yatar.İçerideki verinin içeriğine göre dosya sıkıştırma oranı değişebilmektedir..!İş yerimdeki Windows XP yüklü bilgisayarda aynı işlemi tekrar yaptım. 6 gb’lık bir alan kazandım. Yinede disk sıkıştırma’yı çok çok ihtiyacınız varsa deneyiniz. Çünkü veriyi sıkıştırdığınızda o verilere erişirken verinin erişilebilme süresi muhakkak ki uzayacaktır. Disk sıkıştırmayıda Mp3 gibi sıkıştırılmış dosyalar üzerinde de denememenizi tavsiye ederim. Malesef ki verim alamayacaksınız.


    Her zaman diskinizin bir bölümünü Windows işletim sistemine ayırınız ve 10-20 GB lık en azından boşluk bırakın ki Windows rahat çalışsın…

    Aynı durum Windows Mobile içinde geçerli. Genelde Mobile kullanıcıları telefonlarına program kurarken işletim sisteminin yüklü olduğu kısıma programlarını
    kurarlar bir süre sonra telefon yavaşlanmaya ve kilitlenmeye başlar. Bunun sebebide disk alanındaki yetersizlikten ortaya çıkar




  3. #143

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Disk Temizleme Nasıl Yapılır?


    Disk alanı ve Disk Temizleme kullanımı, bilgisayarınızın daha hızlı çalışmasına, sabit diskinizdeki gereksiz dosyaları silmenizi sağlar. Bu geçici dosyalar, Geri Dönüşüm Kutusu’nu boşaltır, temizler. Disk Temizleme kullanımı ile ilgili yardımcı bilgiler aşağıda mevcuttur.



    Disk Temizleme kullanarak dosyaları silmek için;

    Aşağıdaki yordam, kullanıcı hesabı ile ilişkili dosyaları temizler. Ayrıca, bilgisayarınızdaki tüm dosyaları temizlemek için Disk Temizleme (Disk Cleanup) aracını kullanabilirsiniz.
    Başlat düğmesine tıklayın arama kutusuna Disk Temizleme yazın ve Disk Temizleme ‘yi tıklayın.
    Sürücüler listesinde, temizlemek istediğiniz sabit disk sürücüsünü tıklayın ve sonra Tamam‘ı tıklayın.
    Disk Temizleme iletişim kutusunda, Disk Temizleme sekmesinde, silmek istediğiniz dosya türleri için onay kutularını seçin ve ardından Tamam‘ı tıklayın.
    Görünen iletide, Dosyaları Sil‘i tıklayın.

    Bilgisayardaki tüm dosyaları temizlemek için;


    Başlat düğmesine tıklatın arama kutusuna Disk Temizleme yazın ve Disk Temizleme ‘yi tıklayın.
    Sürücüler listesinde, temizlemek istediğiniz sabit disk sürücüsünü tıklayın ve sonra Tamam‘ı tıklayın.
    Disk Temizleme iletişim kutusunda, Sistem Dosyalarını Temizleyin tıklatın. Yönetici parolası veya onay istenirse, parolayı yazın veya onay verin.
    Disk Temizleme: Sürücü Seçimi iletişim kutusunda, temizlemek istediğiniz sabit disk sürücüsü seçin ve ardından Tamam düğmesine tıklayın.
    Disk Temizleme iletişim kutusunda, Disk Temizleme sekmesinde, silmek istediğiniz dosya türleri için onay kutularını seçin ve ardından Tamam‘ı tıklayın.
    Görünen iletide, Dosyaları Sil‘i tıklayın.

    Diğer Seçenekler sekmesi, bilgisayardaki tüm kullanıcıların dosyaları temizlemek için seçtiğinizde kullanılabilir. Bu sekme daha fazla disk alanı serbest bırakmak için iki ek yollar içerir:

    Programlar ve Özellikler. Bu seçenek artık kullanmadığınız programları kaldırabilirsiniz Programlar ve Özellikler Denetim Masası açılır. Programlar ve Özellikler Boyut sütunu, her bir programın kullandığı ne kadar disk alanı gösterir.
    Sistem Geri Yükleme ve Gölge Kopyaları (System Restore and Shadow Copies). Bu seçenek ile, ancak disk üzerinde en son geri yükleme noktası silebilirsiniz.

    Sistem Geri Yükleme, sistem dosyalarınızı önceki bir zaman içine geri dönmek için geri yükleme noktalarını kullanır. Bilgisayarınızda normal çalışıyorsa, önceki geri yükleme noktalarını silerek disk alanı kaydedebilirsiniz.
    Windows 7’nin bazı sürümlerinde, geri yükleme noktalarını Windows Complete PC Backup ile oluşturulan önceki gölge kopyaları olarak bilinen dosya sürümleri, ve yedekleme görüntüleri içerebilir.

  4. #144

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    AMD'nin Ryzen işlemcileri için üretilen ve X370 çipseti sayesinde overclock imkanı da sunan MSI X370 Gaming Pro Carbon inceleme ile karşınızdayız.

    MSI X370 Gaming Pro Carbon özellikleri

    ATX yapıdaki MSI X370 Gaming Pro Carbon, AMD'nin Ryzen işlemcileri için üretilen bir anakart modeli. Üzerinde yer alan X370 çipseti sayesinde oyunculara ve overclock tutkunlarına hitap eden anakart, AM4 soket yapısı ile Ryzen işlemcilerine ek olarak 7. nesil A serisi işlemcilere de destek sunuyor.
    RAM Overclock yeteneği ile birlikte 3200+ MHz DDR4 bellek desteği sunan Gaming Pro Carbon, yüksek oyun ver performans verimliliği için Turbo M.2, M.2 Shield, USB 3.1 Gen2 gibi teknolojilere de sahip. Gaming LAN desteği ise online oyuncular için oldukça önemli bir detay. Bilgisayar deneyimi konusunda sese önem verenler için de Audio Boost 4 Nahimic 2, anakartın sunduğu dikkat çeken özellikler arasında.
    Maksimum 64 GB'a kadar RAM desteği sunan anakart, çift kanal desteği birlikte 4 slotlum DIMM yapıda, 866/ 2133/ 2400/ 2667(OC)/ 2933(OC)/ 3200(OC)+ Mhz frekansları destekliyor.
    PCI-Ex16 formunda 3 slot, 3 adet PCI-Ex1 slotu, 6 adet SATAIII portu, 2 adet M.2 portu, toplamda 6 USB 2.0 portu, 1 HDMI ve 1DVI portuna sahip olan anakartta, 1 tane Gen2 Type C iken, 4 tane Gen1 Type A, 1 tane Gen2 Type A ve 4 tane Gen1 TypeA girişe yer verilmiş.

  5. #145

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Intel, veri merkezlerinde depolamayı dönüştürmek üzere bazı yeni ürünlerin duyurusunu gerçekleitirdi Bu ürünler arasında özellikle yeni Ruler (Cetvel) form faktörlü SSD’ler dikkat çekerken, ayrıca Dual Port SSD’ler ve SATA SSD’ler yer alıyor.




    Intel’den veri merkezleri için yeni depolama çözümleri

    Öncelikle bir SSD devrimi olarak lanse edilen Ruler form faktöründen bahsedelim. Yakın gelecekte pazara sunulacağı ifade edilen bu yeni form faktörüne sahip Intel Optane SSD’ler ve Intel 3D NAND SSD’ler sunucularda veri depolama için tasarlanmış. Ürün, uzun ve ince yapısının yanı sıra, alışılagelmiş 2.5 inç ve 3.5 inç form faktörlerinden ayrılan bir tasarıma sahip.
    Ruler SSD sayesinde sunucu depolama kapasitesi daha iyi kullanılabilecek ve soğutma ile güç tüketimi anlamında da avantajlara sahip olunacak. Intel 3D NAND Teknolojisi sayesinde, bir 1U sunucusunda 1 petabayta (PB)varan depolama olanağı sunulabilecek. Intel bu kapasitenin 300 bin HD film depolamak için yeterli olduğunu ve 70 yıl boyunca


    Dual Port Intel Optane SSD’ler ve Intel 3D NAND SSD’ler ise, SAS SSD’’lerin ve HDD’lerin yerini almak üzere tasarlanmış durumda. Yeni depolama teknolojileriyle daha fazla IOPS, daha fazla bant genişliği ve daha düşük gecikme değerleri sağlanıyor. Dual Port Intel SSD DC D4500, D4502 ve D4600 serisinin bu yılın üçüncü çeyreğinde satışa sunulması planlanıyor.
    Veri merkezleri için Intel SSD DC S4500 ve S4600 serisi ise Intel tarafından geliştirilen yeni SATA kontrolcüsü, yenilikçi SATA firmware yazılımı ve endüstrinin en yüksek yoğunluğu olan 32 katman 3D NAND ile geliyor. Intel SSD DC S4600 ve DC S4500 serisi ise piyasaya sürülmüş durumda.

  6. #146

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Intel, ilk dört çekirdekli Core i3 işlemcisi için geri sayıma başlamış gibi gözüküyor. Intel Core i3-8300 işlemci, özellikle fiyatıyla adından söz ettirecek cinsten.


    Intel Core i3-8300 işlemci teknik özellikleri

    14 nm Coffee Lake-S silikonu üzerine kurulu olacak Intel Core i3-8300, Core i3 ailesi için 150 dolarlık fiyatıyla biraz yüksek kalabilir ancak işlemcinin dört çekirdek ile geleceğini de unutmamak gerek. Ek olarak, işlemcide işletim sistemi için sekiz mantıksal işlemciyi aktif hale getirecek Hyper Threading özelliğinin de yer alacağını belirtelim.





    Hyper Threading özelliğinden yoksun Core i5 ailesine göre, ilk defa daha fazla mantıksal işlemci sunacak olan bu Core i3 modeli tabii ki dikkat çekmeyi başarıyor. Öte yandan Core 3-8300 ise, Core i5’teki Turbo Boostözelliğine sahip olmayacak. Intel Core i3-8300 işlemcinin 4.00 GHz saat hızına sahip olacağı ifade edilirken, L3 önbelleği miktarı ve ne kadar güç harcayacağı konusunda henüz herhangi bir bilgi bulunmuyor.
    Intel Core i3 Coffee Lake işlemcilerin 2017 yılının sonu ya da 2018 yılının başı gibi piyasaya sürülmesi bekleniyor.

  7. #147

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    G-Sync karşısında FreeSync 2 ile adaptif senkronizasyon teknolojileri gelişiyor, değişiyor. Yeni makalemizde bu farklara ve ek özelliklere bakıyoruz…

    Adaptif senkronizasyon teknolojisinin öncüleri FreeSync ve G-Sync bir süredir piyasadaki monitörlerde bulunabiliyor. Ancak bu teknolojilerin ana akım düzeyinde yaygınlaşmasına daha yeni şahit oluyoruz. Oyuncular artan monitör çeşitliliği ve her bütçeye hitap eden modeller sayesinde adaptif senkronizasyon teknolojisine daha kolay ulaşabiliyor.FreeSync ve G-Sync teknolojileri ilk etapta hem uygulama hem de kullanıcı deneyimi açısından oldukça farklıydı. Zaman içinde bu iki teknoloji de çeşitli alanlarda evrimleşti. Ancak hala bu iki teknoloji arasında bazı önemli farklar bulunuyor. Bu yazımızda bu teknolojilerin güncel sürümlerine göz atıp önemli farklılıkları belirleyeceğiz.Bu makalemiz daha önceki FreeSync vs G-Sync makalesinin, yeni sürüm teknolojiler için güncellenmiş ve ek bilgiler içeren sürümüdür. Yine en temelden başlıyoruz, ancak temelleri bilenler okumaya “İki teknoloji arasındaki önemli farklar” alt başlığından devam edebilirler.Nedir bu adaptif senkronizasyon?

    FreeSync ve G-Sync monitörlerin sunduğu adaptif senkronizasyon teknolojisini özetleyelim önce. Bu teknolojiye sahip olmayan geleneksel monitörler sabit bir yenileme hızına sahiptir. Bu monitörler bilgisayardan gelen içeriğe bakmaksızın görüntüyü önceden belirlenmiş bir aralıkta yeniler. Örneğin eğer monitör sabit 60 Hz yenileme hızına sahipse, görüntü her 1/60 saniyede yenilenir.Ancak söz konusu oyunlar olduğunda ekran kartlarının ürettiği kareler her zaman monitörün sabit yenileme hızıyla aynı zaman dilimine uymayabiliyor. Bu koşullarda kusursuz eşleşme için ekran kartının sürekli sabit bir şekilde 60 FPS üretmesi gerekecektir. Ne yazık ki her sistem bu yükün altından kalkabilecek kadar güçlü veya stabil değildir.Kusursuz eşleşmenin sağlanamadığı koşullarda oyuncular monitörlerinde yırtılma efektini gözlemleyecektir. Bunun nedeni, ekran kartının çizdiği bir karenin, monitörün yenileme sürecinin ortasında ekrana gönderilmesidir. Yoğun yırtılma efektleri oyun deneyimini ciddi oranda etkileyebilir.Adaptif senkronizasyon öncesi bu sorunun çözümü V-Sync adı verilen dikey senkronizasyon özelliğiydi. Bu özellik etkinleştirildiğinde yırtılma efektleri yok oluyor zira sistem, ekran kartı tarafından çizilen kareleri monitör hazır olana kadar bekletiyor. Ancak bu özellik akıcı bir oyun deneyimi için kusursuz bir çözüm sunamıyor zira V-Sync özelliği etkin olduğunda gözle görülebilir bir takılma sorunu ortaya çıkıyor.Bu iki sorun için en etkili çözümü ise adaptif senkronizasyon sunuyor. Bu teknoloji, monitörün yenileme hızını ekran kartının kare çizme hızına eşitliyor. Örneğin bir oyun 50 FPS ile çalışıyorsa, adaptif senkronizasyon monitörün yenileme hızını 50 Hz değerine sabitliyor. Eğer oyunun FPS değeri 45’e düşerse de, monitörün yenileme hızı 45 Hz değerine indiriliyor. Bu şekilde elde edilen dinamik yenileme hızı, hem yırtılma hem de takılma sorunlarına kökten bir çözüm sağlanarak daha akıcı bir oyun deneyiminin önü açılıyor.Adaptif senkronizasyonun uygulanma teknikleri ise FreeSync ve G-Sync teknolojilerini birbirinden ayırıyor. FreeSync bu teknolojiyi uygulamak için DisplayPort 1.2a bileşeni olan VESA standardını ve çeşitli görüntü ölçekleyicileri kullanıyor.G-Sync ise geleneksel görüntü ölçekleyici yerine kendi ürettiği özel bir modül kullanıyor. Ek modül gerektirmesi ve kapalı bir yapıya sahip olması, G-Sync teknolojisini üreticiler için daha masraflı kılıyor.İki teknoloji arasındaki önemli farklar

    Hem FreeSync hem de G-Sync monitörler adaptif senkronizasyon teknolojisini sunuyor. Ancak uygulamadaki önemli farklılıklar sebebiyle iki teknoloji bazı önemli konularda birbirinden ayrılıyor.G-Sync monitörler özel bir ölçekleyici modül kullandıkları için çoğu G-Sync monitörü DisplayPort ve HDMI bağlantılar ile sınırlıdır ve adaptif senkronizasyon için DisplayPort’un kullanılması zorunludur. FreeSync ise standart görüntü ölçekleyici kullandığı için daha fazla bağlantı seçeneğine sahiptir. Bu seçenekler arasında birden fazla HDMI portu ve DVI ve VGA gibi eski bağlantılar da mevcuttur.FreeSync’in bir diğer avantajı ise adaptif senkronizasyon teknolojisini HDMI portu üzerinde çalıştırabilmesidir. Eğer kullanılan GPU ve monitör FreeSync destekliyse, HDMI bağlantısı ile adaptif senkronizasyon kullanılabilir.Bu teknolojiyi DisplayPort yerine HDMI üzerinden kullanmanın birden fazla avantajı mevcut. Bunlardan ilki, HDMI kabloların DisplayPort kablolara kıyasla daha ucuz olmasıdır. Bir diğer avantaj ise dizüstü bilgisayarlar gibi port sayısı sınırlı sistemler için HDMI desteği oldukça önemlidir.,G-Sync’in özel modülünün de kendine has bazı çekici avantajları mevcut. Örneğin G-Sync modülü sürekli bir şekilde monitöre ince ayar çekerek ghosting adı verilen rahatsız edici efektin önüne geçebiliyor. Her ne kadar FreeSync monitörler sürücü ve monitör güncellemeleri ile bu konuda ilerleme sağlamış olsalar da, G-Sync monitörler ghosting efektini engelleme konusunda hala rakipsiz sayılır.Bir diğer kayda değer G-Sync modülü avantajı ise Ultra Low Motion Blur (ULMB) adı verilen bulanıklık engelleme teknolojisi. ULMB, monitörün arka aydınlatmasının çalışma hızını monitörün anlık yenileme hızına sabitleyerek bulanıklığı ciddi oranda azaltıp görüntünün netliğini arttırabiliyor. 85 Hz ve üzeri sabit yenileme hızında çalışan bu özelliğin kendine has dezavantajları da mevcut. ULMB etkinleştirildiği zaman yer yer parlaklıkta azalma gözlemlenebilir. Ancak bu teknolojinin en büyük dezavantajı, G-Sync’in adaptif senkronizasyon özelliği ile aynı anda kullanılamamasıdır. Bir diğer değişle G-Sync teknolojisinin sunduğu dinamik yenileme hızı ile ULMB teknolojisinin sunduğu netlik arasında bir seçim yapmanız gerekecektir.Low framerate compensation (LFC) özelliği de G-Sync ile FreeSync arasındaki önemli farklardan biridir. Dinamik yenileme hızına sahip tüm monitörlerin sahip olduğu bir yenileme hızı aralığı vardır. Örneğin kullandığınız monitörün aralığı 30-144 Hz ise, monitörünüz bu yenileme hızları arasında geçiş yapabilir demektir. Peki ya oynadığınız oyun 30 FPS altında çalışıyorsa? LFC özelliği bu senaryoda devreye girecektir.LFC özelliği, FPS değeri 30’un altına düştüğünde devreye girer ve çizilen her karenin bir kopyasını yaratarak oyunun, monitörün desteklediği yenileme hızı aralığına geri dönmesini sağlar. Örneğin bir oyun 20 FPS değerinde çalışıyorsa, LFC kareleri kopyalayarak oyunun 40 Hz yenileme hızında çalışmasını sağlar. LFC desteğine sahip olmayan monitörler ise bu oyunları minimum yenileme hızında çalışmaya zorlar ve bu durum yırtılma ve takılmalara neden olabilir.Özellikle 48 Hz gibi yüksek minimum yenileme hızına sahip monitörlerde LFC özelliği hayat kurtarıcı olabiliyor. Bu monitörlerdeki LFC, yenileme hızı aralığını çoğu oyun için gerekli olan 30-48 Hz değerlerini katacak şekilde genişletebiliyor. LFC olmadığı takdirde bu tip monitörler alt sınır olan 48 FPS’nin altına veya üstüne çıkıldığında rahatsız edici geçişler yaratabilir.Neyse ki G-Sync sahiplerinin bu konuda endişelenmesine gerek yok zira tüm G-Sync monitörler varsayılan olarak LFC özelliğini destekliyor. Ne yazık ki FreeSync monitörler aynı güvenceyi veremiyor zira günümüzde sadece üst seviye FreeSync monitörlerde LFC desteği mevcut.Her iki teknolojinin de ilk etaplarında sahip olduğu bazı sorunlar da çözülmüş durumda. Emektar V-Sync özelliği artık hem FreeSync hem de G-Syncmonitörlerde aynı işlevi görüyor. Bu monitörlerde V-Sync artık sadece oyunların belirlenen yenileme hızı aralığında nasıl çalışacağını kontrol ediyor. Ayrıca FreeSync ve G-Sync monitörler artık çerçevesiz pencerelerde adaptif senkronizasyonu destekliyor.Söz konusu ekran kartı desteği olduğunda ise FreeSync teknolojisinin Sea Islands Radeon Rx 200 serisini gerektirdiğini, G-Sync teknolojisinin ise en az Kepler GeForce 600 serisini talep ettiğini görebiliyoruz.Yukarıda belirttiğimiz tüm özellikleri ve farklılıkları göz önüne aldığımızda G-Sync teknolojisine sahip monitörlerin paket halinde ihtiyaç duyulan tüm özellikleri ve teknolojileri barındırdığını görebiliyoruz. Öte yandan FreeSync damgalı monitörler sunulan özellikler açısından çeşitlilik gösterebiliyor.Özetle tüm G-Sync monitörler, üst seviye oyunculuk için gerekli olan LFC gibi özellikleri varsayılan olarak barındırdığı için her halükarda güvenli ancak nispeten daha pahalı bir seçim olacaktır.FreeSync monitörler ise genellikle G-Sync monitörlerden daha ucuz olmasına rağmen LFC gibi olmazsa olmaz ek özellikler konusunda herhangi bir garantiye sahip değil. Ayrıca unutmamak gerekir ki AMD, FreeSync monitörleri üst seviye oyunculuk için olduğu kadar gündelik kullanım için de geliştirmektedir. Yani oyun amaçlı FreeSync monitör alışverişine çıkıldığında satın alınacak monitörün dikkatle incelenmesi gerekecektir.Fiyat farkı

    Yukarıda kısaca bahsettiğimiz üzere G-Sync monitörler, genellikle aynı seviyedeki FreeSync monitörlere göre daha pahalıdır. Bunun başlıca nedeni ise, G-Sync monitörlere pek çok ek özelliği kazandıran özel ölçekleme modülüdür.Birbirine eş veya denk G-Sync ve FreeSync monitörleri karşılaştırdığımızda, G-Sync monitörlerin 100 ile 200$ civarında daha pahalı olduğu gözlemleyebiliriz. Ancak G-Sync’in sunduğu ULMB ve overclock seçenekleri, üst seviye oyunculuk için fiyat farkını makul kılabiliyor.FreeSync monitörler ise dünya çapında G-Sync karşıtlarından daha ucuz fiyata bulunabiliyor. Ancak daha önce belirttiğimiz gibi LFC tarzı önemli özelliklerden bazıları bu monitörlerde bulunmayabiliyor.FreeSync ve G-Sync teknolojilerinin geleceği

    AMD ve NVIDIA önümüzdeki aylarda yeni nesil monitör teknolojilerini tüketici pazarına sunmaya hazırlanıyor. FreeSync 2 ve G-Sync HDR adı verilen bu yenilenmiş teknolojiler, adaptif senkronizasyon akımını bir sonraki seviyeye taşımaya hazırlanıyor.G-Sync HDR, adından da anlaşılabileceği gibi HDR desteği ile ön plana çıkıyor. G-Sync desteğine sahip yeni HDR monitörler bu sayede ULMB ve LFC gibi önemli özelliklerin yanı sıra, HDR görüntü kalitesini korumak için daha geniş renk aralığı ve daha yüksek parlaklık sunacak. Yenilenen sürücüler ise, gündelik işlerde kullanılacak SDR ile oyunlarda kullanılacak HDR modları arasında akıcı bir geçiş yapılmasını sağlayacak.FreeSync 2 ise çok daha geniş çaplı bir güncelleme. Rakibinin en büyük kozu olan HDR teknolojisini dahil etmesinin yanı sıra monitör sertifika uygulamasını başlatacak olan FreeSync 2, bu uygulama ile sadece en iyi monitörlerin FreeSync 2 sertifikasını almasını sağlayacak. AMD tarafından yayınlanan bilgilere göre tüm FreeSync 2 sertifikalı monitörler, standart sRGB monitörlere kıyasla en az iki kat daha yüksek parlaklık ve renk hacmine sahip olacak. FreeSync 2 monitörler ayrıca gecikme süresi için test edilecek ve istenen değere ulaşamayan monitörler bu sertifikayı alamayacak. Son olarak tüm FreeSync 2 monitörler varsayılan olarak LFC teknolojisini destekleyecek.AMD’nin FreeSync 2 sertifikası için üreticilerden ek ücret isteyip istemeyeceği ise henüz bilinmiyor. İlk FreeSync 2 monitör örneğini incelemiş olmamıza karşın henüz bu yeniliklerin tamamını göremedik. AMD’nin sürücü güncellemesi ve rakip modellerin çıkması ile burada henüz açılmayan özellikleri de görebileceğiz.

  8. #148

    Kullanıcı Bilgi Menüsü

    Standart

    Core i9 ailesi modelleri listesi genişledi. Intel’in profesyonellere yönelik hazırladığı işlemci serisinin tüm teknik özellikleri belli oldu. İşte frekans ve TDP’ler…

    Intel, üst düzey işlemci serisi olan işlemcilerine dair olan fiyatları ve teknik özellikleri resmen duyurdu.
    AMD Ryzen Threadripper serisine rakip olan , Skylake-X koduna sahip. Skylake-X işlemciler “Socket 2066” yani, 2066 pinli bir işlemci yuvasına takılıyor. Bu da X299 yonga setli anakartlar demek oluyor.Serinin içindeki işlemcilerde 18 çekirdek 36 thread’e sahip olan bir işlemci dahi bulunuyor: i9-7980XE. Ancak liste bu kadar detaylı ve tam değildi, bu haberimizde resmi bilgiler ile Core i9 listesini ve özelliklerini tamamlamış oluyoruz.
    Şimdiye kadar Core X serisi hakkında ortaya çıkan haberlerde genelde işlemcilerin hız bilgileri bulunuyordu., 10 çekirdekli işlemcinin detaylarını önce gün ışığına çıkarmıştı.
    Şimdi ise serideki tüm işlemcilerin bütün teknik detayları paylaşıldı.








    Yukarıdaki görsele baktığımızda bizi heyecanlandıran işlemci doğal olarak Core i9-7980XE oluyor.Zira bu işlemci 18 çekirdeğe ve 36 mantıksal çekirdeğe sahip.
    2.6 GHz temel hızı ile çok yüksek durmasa da Intel’in yongaları, turbo hızları kullanmakta oldukça iyi bir üne sahipler. Bu işlemcinin turbo hızı 4.2 GHz gibi çok daha yüksek bir değerde ve üstelik tek çekirdekli iş yüklerinde bu hız 4.4 GHz değerine kadar çıkabiliyor. Intel, kullandığı Turbo Boost Max 3.0 teknolojisi ile turbo hızlarının da daha yüksek değerlere çıkmasını sağlayabiliyor. Fakat bu özel yazılım kurulmasını ve etkinleştirilmesini gerektiriyor, takar takmaz çalışmıyor.Öte yandan işlemcinin tükettiği güç değeri de takdir edersiniz ki oldukça yüksek: 165W. Fiyatı da 1999$ olarak belirlenen Core i9-7980XE modelinin 24,75 MB L3 önbellek kapasitesi, 44 adet de PCIe veriyolu bulunuyor.Intel’in bu serideki rakibi olan Threadripper işlemcilere bakıldığında, AMD rakiplerin fiyat olarak çok daha uygun olması gözden kaçmıyor. Threadripper’daki en iyi işlemci 16 çekirdekli fakat 18 çekirdekli Core i9-7980XE modelinin fiyatının neredeyse yarısı. Üstelik Intel işlemcilerden daha erken bir tarih olarak 10 Ağustos’ta piyasaya çıkacak.
    Core i9 serisindeki Core i9-7920X modeli ise 28 Ağustos’ta, Core i9-7940X, Core i9-7960X, ve Core i9-7980XE ise 25 Eylül’de piyasada olacak.




    Intel’in X299 platformu için tasarladığı 4 çekirdekten 18 çekirdeğe kadar olan işlemcilerinin fiyatları açıklandı.

    Skylae-X ve Kaby Lake-X olarak adlandırılan işlemcilerin fiyatları belli oldu ve yurt dışında ön siparişe açıldı. Ön sipariş verenlerin işlemcileri 26 Haziran’dan itibaren kargolanmaya başlayacak.Birkaç hafta önce Computex fuarında ortaya çıkan yeni Core X işlemciler, performans anlamında çıtayı bayağı yükseltiyorlar. Söz konusu işlemcilerde çekirdek sayısı 18’e kadar çıkabiliyor. i9 işlemcilerdeki en düşük çekirdek sayısı ise 10. Intel’in iddiasına göre yeni nesil yeni nesil işlemciler bir önceki nesle göre %14’e kadar daha iyi çoklu çekirdek performansı ve %15’e kadar daha iyi tek çekirdek performansı gösterecek.İşte Kaby Lake Core-X serisi işlemcilerin yurt dışı çıkış fiyatları:


    Intel Core i5-7640X (4.0-4.2GHz, 4-çekirdek, 4-thread): $242
    Intel Core i7-7740X (4.3-4.5GHz, 4-çekirdek, 8-thread): $339
    Intel Core i7-7800X (3.5-4.0GHz, 6-çekirdek, 12-thread): $389
    Intel Core i7-7820X (3.6-4.3GHz, 6-çekirdek, 12-thread): $599
    Intel Core i9-7900X (3.3-4.5GHz, 10-çekirdek, 20-thread): $999
    Intel Core i9-7920X (12-çekirdek, 24-thread): $1,199
    Intel Core i9-7940X (14-çekirdek, 28-thread): $1,399
    Intel Core i9-7960X (16-çekirdek, 32-thread): $1,699
    Intel Core i9-7980XE (18-çekirdek, 36-thread): $1,999



    Yukarıdaki işlemcilerin ilk 5 tanesi 26 Haziran’dan itibaren kullanıcılara gönderilebilecek. 12 çekirdekli i9-7920X modeli Ağustos’ta piyasaya sürülecek.
    Daha yüksek performanslı diğer 3 modelin ise Ekim ayına kadar piyasada olması söz konusu değil.

Sayfa 15/15 İlkİlk ... 56789101112131415

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an Bu Konuyu Gorunteleyen 1 Kullanıcı var. (0 Uye ve 1 Misafir)

Bu Konudaki Etiketler

Yer imleri

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
  •