PDA

Orijinalini görmek için týklayýnýz : ÝSLAM TOPLUMUNDA GEÇEN, HÝLAFET VE HALÝFELÝK KONUSU ÜZERÝNE......



halukgta
10-03-2019, 19:07
Bugünkü makalemin konusu hilafet ve halifelik konusu üzerine olacak. Acaba Allah böyle bir makamýn oluþmasýna izin veriyor mu? Ne dersiniz, Kur’an dan hiç araþtýrdýnýz mý? Gerçi günümüz Ýslam toplumu, Kur’an ýn onay vermediði o kadar yanlýþ düþüncelere inandýrýldýk ki, Kur’an ýn bahsetmesi ya da onay vermesi hiçte önemsenmediðini, üzülerek söylemek isterim. Hilafet ve halifelik kelime olarak ne anlama geliyor, önce ona bakalým.

Hilâfet: Ýslâm þeriatýnýn hükümlerinin hâkim kýlýnýp, Ýslâm davetinin tüm insanlýða taþýnmasý için, YERYÜZÜNDEKÝ TÜM MÜSLÜMANLARIN ÖNDERLÝÐÝDÝR.

Halife: Sözlük karþýlýðý, birinden sonra gelip onun yerine geçen kimse, olan halef sözünden türetilen halife, Ýslam Ansiklopedisi’nde PEYGAMBERÝN HALEFÝ VE KENDÝSÝNDEN SONRA YERÝNE KAÝM OLMAK ÝTÝBARI ÝLE ÝSLAM CAMÝASININ EN YÜKSEK REÝSÝNÝN YANÝ ÝMAMININ ÜNVANI olarak tanýmlanýr.

Kur’an ý bir kez bile anladýðý dilden düþünerek okuyan bir Müslüman, böyle bir makamýn ve bu yetkilerle donatýlmýþ bir insanýn yalnýz Allah tarafýndan görevlendirileceðini bilir. Zaten Ýslam ý anlatmak ve yaymak her Müslüman ýn görevidir. Yani Allah ýn elçisi olmayan hiç kimse, din adýna liderlik önderlik yapamaz, Allah ýn dini hakkýnda, Kur’an ýn vermediði fetvalarý veremez, Kur’an dýþýndan toplumun sorumlu olacaðý hükümler teblið edemez. Fetvayý Allah ben Kur’an da verdim diyor ve kesin bir þekilde, HÜKMÜME HÝÇ KÝMSEYÝ ORTAK ETMEM diyerek son noktayý koyuyor. Çünkü Allah ýn elçisinin bile, Allah ýn bahsetmediði herhangi bir konuda tüm Müslümanlarýn sorumlu olacaðý þahsi kiþisel fetvalar vermesi, Kur’an a göre mümkün deðildir. Allah elçisine bildiriyor ve oda teblið ediyordu. Bu konuyu daha iyi anlayabilmemiz için örnek vermek istiyorum.

Yunus 109: (Resulüm!) Sen, sana vahyolunana uy ve ALLAH HÜKMEDÝNCEYE KADAR SABRET. O hâkimlerin en hayýrlýsýdýr. (Diyanet vakfý meali)

Hakka 44–45–46: EÐER BAZI LAFLARI BÝZÝM SÖZLERÝMÝZ DÝYE ORTAYA SÜRSEYDÝ, Yemin olsun, ondan sað elini koparýrdýk. Sonra ondan can damarýný mutlaka keserdik. (Yaþar Nuri meali)

Bu ve benzeri ayetlerden de anlýyoruz ki, Allah ýn elçisinin bile, Kur’an ýn bahsetmediði konularda fetvalar, hükümler vermeye yetkisi yoktur. Fetvayý yalnýz Allah verir. Vermediði konular ise dinin dýþýnda olan, kiþinin öz iradesine býrakýlmýþ konulardýr. Allah, elçisinin görev tanýmýný Kur’an da yaparken, neler söylüyordu hatýrlayalým. PEYGAMBERE DÜÞEN APAÇIK TEBLÝÐDEN BAÞKA BÝR ÞEY DEÐÝLDÝR. (Ankebut 18) BÝZ RESULLERÝ, SADECE MÜJDELEYÝCÝLER VE UYARICILAR OLARAK GÖNDERÝRÝZ. (Kehf 56) SENÝN GÖREVÝN SADECE TEBLÝÐ ETMEKTÝR. (Rad 40) Bunca açýk ayetlere iman ettiðimizi söylüyor ve sözümüzde duruyorsak, nasýl oluda Allah ýn yetki vermediði kiþilerin sözleri, fetvalarý ve liderliði ile imanýmýzý yaþarýz ve sorgusuzca bu kiþiyi takip ederiz? Bu mümkün deðil.

Peygamberimiz vefat etmeden önce, benim yerime þu ya da bu kiþi geçsin, din adýna liderlik yapsýn dememiþtir. Demesi de zaten mümkün deðildi, böyle bir yetkisi olmadýðýný çok iyi biliyordu. Din adýna liderlik yapacak kiþiler yalnýz Allah ýn elçileridir. Kur’an da Allah onun için RESULÜME UYUN emrini vermiþtir. Allah, resulünün de her anýný kontrol edip, hatta en küçük yanlýþ sözünde ikaz etmiþ ve bu ikazlarý da özellikle bir kýsmýný Kur’an a geçirmiþtir ki düþünen, aklýný kullanan dersler alabilsin. ALLAH IN KORUMASINDA, KONTROLÜNDE OLMAYAN HÝÇ KÝMSE HATASIZ DEÐÝLDÝR.

Allah onun için bizleri ikaz etmiþ ve sakýn güvenilecek, yardým istenecek benden baþka VELÝLER EDÝNMEYÝN, ARDI SIRA GÝTMEYÝN demiþtir. Tabi bizlerin Kur’an ile baðlantýsýný kestikleri için, iþine gelmeyen bazý din tacirleri, Allah ýn elçisinin yetkilerini kendilerinde toplamak istemiþ ve böylece toplumu istedikleri gibi yönetebilme gücünü ellerine almýþlardýr. Ýlginçtir Allah Kur’an da, sizleri yönetecek yöneticilerinizi ehil insanlardan seçin emrini verdiði halde, bu ve benzeri ayetlerin üstü örtülmüþ ve toplumlar krallýkla yönetilmiþtir. Tabi bu krallarýn seçtiði hilafet makamýna getirdiði halifelerde, bu kiþilerin emirlerinde, onlarýn çýkarlarýna verdiði fetvalarla insanlarýn inancýný, istedikleri gibi yönetmiþlerdir. Ýmamý Azam Ebu Hanife, Padiþahlarýn bu isteklerine boyun eðmediði için sürülmüþ, hapsedilmiþ ve cezalandýrýlmýþtýr.

Peygamberimizin vefatýndan sonra, devleti yönetecek liderler seçimle gelmiþtir. Fakat seçilen kiþilere de o devrin toplumu, halife ismini verdiklerinden, daha sonralarý HALÝFELÝK makamý farklý yetkilerle donatýlmýþtýr. ALLAH IN ELÇÝSÝNÝN HALEFÝ, YANÝ VEKÝLÝ YOKTUR VE ONUN YETKÝLERÝNÝ HÝÇ KÝMSE KULLANAMAZ. Bu görev yalnýz Allah tarafýndan verilir. Aslýnda dört halife, asla Kur’an ýn dýþýndan fetvalar vermemiþ, onun halefi vekili olduðunu söylememiþ, dine Kur’an ýn dýþýndan hükümler koymamýþtýr. Hatta Allah ýn elçisinin uyarýsý ile hurafe hadis naklini bile yasaklamýþtýr. Dinde mezheplere ya da fýrkalara asla bölünmemiþtir. Allah ýn Kur’an da koyduðu þeriatla, devleti yönetmiþlerdir.

Allah sakýn dinde bölünenler gibi olmayýn dedikçe, sanki Allah a inat bölünmekte bereket vardýr diyerek bölünmüþ ve mezheplere bölünen Müslümanlar, Hilafet makamý oluþturan devrin yöneticileri, krallarý tarafýndan atanmýþ halifelerle, toplumu istedikleri gibi yönetmiþlerdir. Hatta bu farklý hilafet makamlarý Ýslam toplumlarýnda din adýna bölünmeyi ve düþmanlýðý körüklemiþtir. Bakýn hilafet ve halifelik topluma hangi bilgiler ýþýðýnda kabul ettirilmiþ topluma, þimdide ona bakalým.

“Hilâfet’in yeniden kurulmasý DÜNYANIN DÖRT BÝR YANINDAKÝ TÜM MÜSLÜMANLAR ÜZERÝNE FARZDIR. Týpký Allah'ýn farzlarýndan bir farz gibi, bu farz da; seçme hakkýnýn, ruhsatýn olmadýðý bir farzdýr. Bu nedenle Hilâfet’in kurulmasý yolunda en ufak bir ihmal dahi büyük bir günah ve isyandýr. ALLAH BU GÜNAHI ÝÞLEYENLERÝ ÞÝDDETLÝ BÝR ÞEKÝLDE CEZALANDIRACAKTIR.

Hilâfet’in kurulmasýný tüm Müslümanlara farz kýlan DELÝLLER SÜNNET VE SAHABENÝN ÝCMÂ'IDIR.
Sünnetteki delil Nafi'den rivayet edilen þu hadistir: "Hz Ömer bana dedi ki: Rasulullah (s.a.v)’in þöyle dediðini iþittim:
"Kim Allah'a itaatten elini çekerse, Kýyamet gününde lehine hiçbir delil bulunmaksýzýn Allahu Teâla’yla karþýlaþacaktýr. Kim de boynunda Halife’ye biat olmadan ölürse cahiliye ölümü ile ölür."(Müslim K. Ýmara H. No: 1851)”

Müslim'den rivayetle Nebi (s.a.v) þöyle buyurmuþtur:
"Kim bir imama biat edip elini sýkar ve kalbinin meyvesini verirse (rýza gösterirse) gücünün yettiði kadar itaat etsin. Eðer (iktidarý ele geçirmek için) onunla çekiþecek bir kiþi ortaya çýkarsa bu kiþinin boynunu vurun." (Müslim K. Ýmara Bab 10 H. N: 1844)

Halife’ye itaatle ilgili emir Hilâfet’in kurulmasý için bir emir demektir. Ayrýca Halife ile çekiþen kimse ile savaþmaya dair emir; tek bir Halife’nin bulunmasýndaki devamlýlýða kesin bir iþarettir.”

Ýþte toplum, bu sözlerle korkutulmuþ ve Allah ýn elçisinin asla söylemesi mümkün olmayan konularý sanki Peygamberimiz emir vermiþ gibi topluma anlatmýþlardýr. Onun için emin olmadýðýmýz rivayet hadislere, sorgulamadan inanmak bu kadar tehlikelidir. Allah ýn bahsetmediði bir makama farzdýr demek, Allah a iftira atmaktýr. BU KONUDA KUR’AN DAN DELÝL BULAMAYANLARIN, RÝVAYET HADÝSLERLE TOPLUMU NASIL YANLIÞA YÖNELTTÝÐÝNÝ, ANCAK KUR’AN I ANLAYARAK VE DÜÞÜNEREK OKUYANLAR FARK EDECEKTÝR. Kur’an da birçok ayetinde, Allah a ve elçisine uyun emrini vermiþtir. Bunun dýþýnda uyacaðýmýz hiç kimse yoktur. Allah din adýna uyacaðýmýz, yalnýz Kur’an hükümleri olduðunu söyledikten sonra, güvenip elçilerinden baþka hiç kimsenin ardýna düþmememiz gerektiðinin nedenlerini, bakýn nasýl söylüyor ve bizleri uyarýyor.

Tur 48: Rabbinin hükmüne sabret. ÇÜNKÜ SEN GÖZLERÝMÝZÝN ÖNÜNDESÝN, kalktýðýnda Rabbini hamd ile tespih et. (Diyanet meali)

Zuhruf 44: Þüphesiz bu Kur’an, sana ve kavmine bir öðüt ve bir þereftir, ONDAN HESABA ÇEKÝLECEKSÝNÝZ. (Diyanet meali)

Araf 3: Rabbinizden size indirilene uyun; O'NUN BERÝSÝNDEN BÝRTAKIM VELÝLERÝN ARDINA DÜÞMEYÝN. Siz ne kadar da az öðüt alýyorsunuz! (Yaþar Nuri meali)

Bu ve benzeri onlarca ayete iman ettiðini söyleyen bir Müslüman, Kur’an ýn bahsetmediði konularda din adýna hükümler, fetvalar verecek yetkiye sahip hiç kimsenin olamayacaðýný bilir. Allah elçime uyun derken, elçisinin gözlerinin önünde, her an kontrol edildiðini ve yalnýz Kur’an ile kullarýma hükmet diye uyarýldýðýný bizlere bildiriyor ve onun için ona uyun emrini veriyor. Zuhruf 44. ayetinde de, bizlerin sorumlu olduðu, hiçbir eksik býrakmadýðýna hükmettiði Kur’an dan bizleri sorumlu tutacaðýna hükmediyorsa, nasýl olurda Kur’an ýn bahsetmediði konularda, din adýna fetvalar verecek makamlarýn olacaðýna inanýrýz? Bunlara inananlar, bu konudaki Allah ýn ayetlerine inanmýyor demektir. Allah size indirdiðim Kur’an a uyun, onun yanýnda bir takým velilerin, efendilerin, þeyhlerin ardýna düþerek, onlarýn sözlerine uymayýn diyorsa, bunun tam tersini yaparak, nasýl olurda din adýna fetvalar verecek kiþilerin sözlerine inanýrýz.

Yüzlerce yýldýr Ýslam toplumu Kur’an dan uzaklaþtýrýlmýþ, dinde bölünerek birbirine düþman yapýlmýþtýr. DÝNDE BÝRLÝÐÝ SAÐLAYAMAYAN ÝSLAM TOPLUMUNUN, DÜNYADA MÜSLÜMANLAR ARASINDA HÝLAFET MAKAMININ OLUÞTURULUP, TEK BÝR HALÝFE ÇEVRESÝNDE TOPLANILACAÐINA NASIL ÝNANABÝLÝRÝZ, BUNU ANLAMAKTA ZORLUK ÇEKÝYORUM. Dünya üzerinde neredeyse birbiri ile savaþan yalnýz Müslümanlar kaldý. Bunlar mý tek bir halife etrafýnda toplanacak?

Bizlere düþen, Allah ýn Kur’an da emrettiði þeriatý hayatýmýza geçirmek olmalýdýr. Rivayetlerin yarattýðý þeriat, bizleri asla mutlu edemez. Bu gerçeði fark edemediðimiz sürece acý, keder ve savaþ Ýslam toplumundan eksik olmayacaktýr. Bizler eðer Allah ýn tavsiye ettiði gibi, EHÝL ÝNSANLARI YÖNETÝCÝ OLARAK SEÇERSEK, ONLAR BÝZLERÝ MUTLAKA ALLAH IN ÝSTEDÝÐÝ ÞARTLARDA YÖNETECEK, HUZUR VE MUTLULUÐU GETÝRECEKLERDÝR. UNUTMAYALIM LÜTFEN, NEYE LAYIKSAK ONU BULURUZ.

Saygýlarýmla
Haluk GÜMÜÞTABAK

KUR'AN A DAVET (Only the registered members can see the link)
HALUK GÜMÜŞTABAK/ KUR'AN A DAVET. (Only the registered members can see the link)
BATILDAN UZAK, İSLAMI YAŞAYABİLMEK. (Only the registered members can see the link)
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link