PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : İngiliz Basınında Bugün



saraçTürk
20-10-2007, 17:29
İngiliz Basınında Bugün
İngiliz Basınında Bugün, Türkiye'deki Siyasi Gelişmeler Geniş Şekilde Yer Aldı.

İngiliz basınında bugün, Türkiye'deki siyasi gelişmeler geniş şekilde yer aldı.

BBC'nin Türkçe internet sitesi "Only the registered members can see the link" sitesinde yer alan basın özetlerine göre, bugün piyasaya çıkan haftalık siyaset ve ekonomi dergisi Economist, Türkiye'deki gelişmelere geniş yer ayırmış. "Çok ileri giden bir karar" başlıklı başyazıda, Amerikan Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu'ndan geçen ve 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen karar tasarısı yorumlanıyor. Türkiye'nin hayati önemde, ama aynı zamanda da öfkeli bir müttefik olduğuna dikkat çeken Economist, kendi


ifadesiyle "dışarıdan yapılan bu tür sakar müdahalelerin", Türkiye içindeki gerginlikleri körüklediğini ve ülkeyi Batı'dan uzaklaştırdığını belirtiyor. Başyazı şöyle devam ediyor:

"Ancak ülkelerin geçmişleriyle yüzleşmelerinin iyi bir şey olduğu da inkar edilmemeli. Özellikle de söz konusu geçmiş, 20'inci yüzyılın başlarındaki Osmanlı İmparatorluğu olunca. 1. Dünya Savaşı sırasında Ermenilere yönelik korkunç muamele ile yüzleşmesi, modern, demokratik Türkiye için faydalı olacaktır. Tabii aralarında Rum, Alevi ve Kürtlerin de bulunduğu diğer azınlıklara yönelik, daha ileri tarihlerdeki yaklaşımı için de aynı şey söz konusudur. Ancak son derece siyasi bir kararın Amerikan

Kongresi'nde kabul edilmesi, Türkiye'nin bu yönde ilerlemesini teşvik etmenin en kötü yoludur."

Economist, iç sayfalarındaki uzun bir yazıyla konuyu daha derinlemesine ele alıyor. "Geçmişi ortaya çıkarırken geleceği tehlikeye atmak" başlıklı yazıda, ABD (Only the registered members can see the link)'ye uyarıların yanı sıra, AK Parti (Only the registered members can see the link) hükümetinin 1915 olaylarına yaklaşımına yönelik eleştiriler de var. Yazıda dikkat çeken satırlar şöyle:

"AK Parti (Only the registered members can see the link), köklü reformlar ve ekonomik iyileşme sayesinde, Temmuz ayındaki seçimlerde daha büyük bir çoğunluk ile yeniden tek başına iktidar oldu. Bu fırsatı, Türkiye'nin acil sorunlarını çözme adına daha iyi kullanmalıydı. Buna da, ABD (Only the registered members can see the link)'nin telkinlerine kulak verip, Ermenistan sınırını açarak başlayabilirdi mesela. Amerikalılar son birkaç aydır, Türkiye'nin Ermenistan ile diplomatik ilişki kurması ve ambargoya son vermesini öngören bir plan önerisi üzerinde çalışıyor. Planda Türkiye'nin atacağı adımlara

karşılık Ermenistan'ın da, Türkiye ile olan sınırı tanıması ve milli sembolü olan Ağrı Dağı da dahil olmak üzere, toprak taleplerinden vazgeçmesi isteniyor. Bu tür bir anlaşma hayata geçmiş olsa, Bush yönetimi Ermeni soykırımı karar tasarısının önünü kesebilir ya da gündemden tamamen kalkmasını sağlayabilirdi belki."

Economist bu noktada bir hatırlatmada bulunuyor. Ermenistan halkının, diaspora Ermenilerinden farklı olarak, Türkiye ile ilişkilerin normalleşmesine sıcak baktığı, Türkiye'nin de, bakıcılık yapmak için ülkeye yasa dışı yollardan giren binlerce Ermeni'ye göz yumarak jest yaptığı aktarılıyor.

"Filizlenen bu yakınlaşma atmosferine rağmen, Türkiye diplomatik ilişki kurmaktan kaçınıyor ve ilk adımı Ermenistan'ın atması gerektiğini savunuyor. Ermeniler ise Türkiye'nin, bu yakınlaşmayı sırf soykırım tasarısını gündemden düşürmek için gerçekleştirmediğini kanıtlamasını istiyorlar ve 'önce Türkiye adım atsın' diyorlar.

Erdoğan'ın kurmaylarıysa bu tıkanıklıktan, 'Ermenistan Türkiye ile barış yapmak istiyorsa, önce Azerbaycan ile barışmalıdır' diye ısrar eden müdahaleci generalleri sorumlu tutuyor. Bu isimlere göre, Kürtler ile siyasi uzlaşma sağlanmasını engelleyen de ordu. Ancak AK Parti (Only the registered members can see the link) yüzde 47 ile iktidara döndükten sonra, artık bu mazeretler cılız kalıyor. Eğer hükümet demokrasi konusunda samimi olsaydı, 301'inci maddeyi kaldırırdı. 301'inci madde yasadaki yerini koruduğu sürece, Başbakan Erdoğan'ın, 'konuyu

siyasetçiler değil tarihçiler araştırsın' çağrısı havada kalıyor."

Guardian yazarlarından Jonathan Steele, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, Kuzey Irak'a sınır ötesi operasyon için hükümete yetki vermesini değerlendiriyor. Yazara göre AK Parti (Only the registered members can see the link) hükümeti bu adımla, sadece PKK (Only the registered members can see the link)'yı hedef almıyor.

"Diğer hedeflerden birincisi, ülkenin İslamcılarının gücü ve popülaritesi ile hala uzlaşamamış olan Türk ordusu. Ordu bir süredir milliyetçilik davulları çalarak, hükümetin bu konuda zayıf kaldığını ima etmeye çalışıyor. Erdoğan, parlamentonun hükümete harekat konusunda açık çek vermesini sağlayarak, generalleri oyalamak için bolca zaman kazandı. Türkiye Irak'ı işgal tehdidi ile, Türkiye ABD (Only the registered members can see the link)'ye de darbe indirmiş oldu ve izlediği taktik işe yaramış görünüyor. Amerikan Kongresi, 1915 olaylarını soykırım

olarak tanımlayan karar tasarısından geri adım atıyor."

Guardian yazarı Jonathan Steele'e göre, Türkiye ile Amerika arasındaki krizde tartışılması gereken asıl mesele ise, kendi ifadesiyle gerilla gruplarının başka ülke topraklarında barınması ve yabancı ülkelerin bu gruplara destek vermesi.

"Türkiye'nin Kuzey Irak'ı işgal tehdidi, diğer hükümetlerin çifte standartlarını da gözler önüne seriyor. George Bush bu hafta, Türkiye'nin yürüttüğü hazırlıkları eleştirdi. Peki Ankara'nın askeri güç kullanma tehdidinin, Irak'taki isyancılara destek verdiği iddiasıyla Washington'ın İran'a saldırı tehdidinden ne farkı var?

Yüzeysel terörle savaş kavramı, birçok hükümet tarafından, dünyanın birçok bölgesindeki azınlıkların gördüğü baskıyı örtbas etmek için kullanılıyor. Bu azınlıkların, tüm barışçıl protesto imkanlarının tükendiği, silaha sarılmanın tek çare olduğu şeklindeki savunmalarının meşru olup olmadığına karar vermek için, o bölgedeki koşulların dikkatlice incelenmesi gerekir. Silaha sarılmaları durumunda, daha çok sivilleri hedef alıp birer terörist olup olmayacakları da, bu insanları şeytanlaştırmadan önce

sorgulanmalıdır. Son olarak, Türkiye'nin Irak'ı işgali son derece tehlikeli bir adım olmakla birlikte, bir felakete de yol açmayacaktır. Böylesi bir harekatın hedefleri sınırlı olacak ve hiç kimse, Türkiye'nin Kuzey Irak'ın tamamını işgal etmeye kalktığına inanmayacaktır. Ülkede istikrara en büyük darbeyi vuran, Amerika ve İngiltere'nin 2003'teki saldırısı olmaya devam etmektedir".

(BBC-CY-CY-ÖZ-D) (İhlas Haber Ajansı)

pencere77
20-10-2007, 17:34
Hayirlisi Neyse O Olsun Diyelim