Orijinalini görmek için tıklayınız : Polislerimizi Tanıyalım
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:23
Rütbeler Görev ve Ünvanları
Only the registered members can see the link Memuru Emniyet Teşkilatında polisin en ast rütbesi "Polis Memuru" dur. Polis Memurları "Polis Meslek Yüksek Okulu" undan mezun olurlar. Daha sonra, belli dönemlerde açılan sınavlarda başarı gösterenler üst rütbelere kadar terfi olabilirler.
Only the registered members can see the link Yardımcısı Karakollarda Komiser Yardımcıları Grup Amirliği, Şubelerde ise Ekip Amirliği yaparlar
Only the registered members can see the link Komiserler Karakollarda Grup Amirliği, Şubelerde Kısım Amirliği yaparlar
Only the registered members can see the linkşkomiser Başkomiserler ise Karakollarda Karakol Amirliği, Şubelerde Büro Amirliği yaparlar.
Only the registered members can see the link Amiri Emniyet Amirleri İlçe Emniyet Müdürlükleri ve Şube Müdürlüklerinde Bürolar Amiridirler. Şube Müdürü bulunmayan yerlerde Şube Müdürlüğüne vekaleten bakabilirler.
Only the registered members can see the linkınıf Emniyet Müdürü4. Sınıf Emniyet Müdürleri Şube veya İlçenin Müdür Yardımcısı konumunda çalışırlar. Only the registered members can see the linkınıf Emniyet Müdürü 3. Sınıf Emniyet Müdürleri Şube Müdürü veya İlçe Emniyet Müdürü olarak çalışırlar.
Only the registered members can see the linkınıf Emniyet Müdürü 2. Sınıf Emniyet Müdürleri İl Emniyet Müdürünün Yardımcısıdırlar ve kendilerine ya birkaç İlçe Emniyet Müdürlüğü veya birkaç Şube Müdürlüğü bağlıdır.
Only the registered members can see the linkınıf Emniyet Müdürü 1. Sınıf Emniyet Müdürleri ise İl Emniyet Müdürü olup, İlin bütün polis birimleri kendilerine bağlıdırlar.
Only the registered members can see the link Genel Müdürü Emniyet Genel Müdürü Türkiye'deki polis birimlerinin bağlı bulunduğu makamdır.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:24
Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:25
ÇOCUK POLİSİ
Only the registered members can see the link
Polisin çocuklara yönelik olarak yürüteceği hizmetler konusunda ve ayrıca 0-18 yaş grubu çocukların gelişim özellikleri, davranış bilimleri, mülakat teknikleri, iletişim becerisi gibi konularda özel eğitim almış bir polis birimidir.
" Polis. yardım isteyenlere, yardıma muhtaç çocuk, alil ve acizlere yardım ve muavenet eder." (Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu)
Başta Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme olmak üzere yürürlükteki mevzuat esas alınarak Emniyet Teşkilatının çocuklara yönelik hizmetlerinin iyileştirilmesi amacıyla "Emniyet Genel Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü / Büro Amirliği Kuruluş, Görev ve Çalışma Yönetmeliği" 13.04.2001 gün ve 24372 sayılı Resmi Gazete' de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yeni yapılanma ile Küçükleri Koruma Şube Müdürlükleri Çocuk Şube Müdürlüklerine; Küçükleri Koruma Büro Amirlikleri ise Çocuk Büro Amirliğine dönüştürülmüştür. Bu güne değin Küçükleri Koruma Şube Müdürlükleri tarafından yürütülen korunmaya, yardıma muhtaç, buluntu, kimliği tespit edilemeyen, sokakta yaşayan, başıboş, terkedilmiş, mülteci, refakatsiz ve benzeri çocuklara yönelik hizmetlerin yanı sıra, suç işlediği şüphesi altında bulunan çocukların ADLİ-İDARİ tüm suç soruşturmaları da Çocuk Şube Müdürlükleri / Büro Amirlikleri tarafından yürütülmektedir.
EĞİTİM
Çocuklarla ilgili işlemleri yürütecek personelin özel bir bilgi ve beceriye sahip olmaları gerekmektedir. Bu gerçekten hareketle, Çocuk Polisi birimlerinde çalışan personel için özel eğitim programları uygulanmaktadır.
Gerçekleştirilen eğitimler ile;
Çocuklara ilişkin ulusal ve uluslararası hukuki düzenlemeler,
Türkiye'deki çocuk koruma sistemi ve bu sistemde yer alan kurum ve kuruluşların çalışmaları,
Söz konusu kurum ve kuruluşlar arasında işbirliğine nasıl gidilebileceği ve bu işbirliğinin Emniyet Teşkilatı açısından önemi,
Suça karışan çocukların topluma nasıl kazandırılabilecekleri,
Çocukların korunması ile ilgili olarak polise düşen görevler,
Polis ile çocuk arasında iletişim kurma teknikleri,
Yaş gruplarına göre çocukların sahip oldukları psikolojik durum ve davranış biçimleri, gelişim özellikleri
konularında bilgiler verilerek uzman Çocuk Polisi yetiştirilmektedir.
Bugüne kadar Ankara, İstanbul, Adana, İzmir, Kars, Muş, Artvin, Uşak, Diyarbakır, Bartın, Kırıkkale, Aydın, Gaziantep, Erzincan, Sivas, Eskişehir, İçel, Rize, Burdur, Elazığ, Tunceli, Gümüşhane, Isparta, Giresun, Tokat, Ordu, Muğla, Manisa, Bursa illerinde Çocuk Polisi Hizmetiçi Kursu düzenlenmiş, toplam 1350 Personel eğitim almıştır.
Eğitim faaliyetlerimiz ve Çocuk Şube Müdürlüklerinin yeniden yapılandırılması devam etmektedir.
Çocuk Polisi hizmetiçi eğitimleri üniversiteler, sivil toplum örgütleri, barolar, SHÇEK, ILO, The British Council, UNICEF Türkiye Temsilciliği, INTERPOL gibi ulusal ve uluslararası kurum ve kuruluşlar ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilmektedir.
ÇOCUK BAKIM ÜNİTELERİ
Çocuk Şube Müdürlüklerimizde Çocuk Bakım Üniteleri mevcuttur.
Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme kapsamında, ilk Ulusal Raporun eklerine Emniyet Teşkilatının çocuklar konusundaki çalışmaları ilave edilmiş ve İsviçre Cenevre'deki BM toplantısında Çocuk Polisi çalışmaları Dünya kamuoyuna aktarılmış ve büyük beğeni toplamıştır.
Ülkemizin çalışmaları emsallerine göre Dünyada ilk olması nedeniyle taktirle karşılanmaktadır.
ÇOCUKLARIMIZ HAKKINDA TAVSİYELER
Çocuklarınıza ev anahtarınızı vermeniz gerektiğinde anahtarlığınızda adresinizi ve isminizi belirten bir işaret bulunmamasına dikkat edin.
Okul öncesi çocuklarınızın ev dışında yalnız başlarına dolaşmalarına ve nezaret edilemeyecek yerlerde oynamalarına ( özellikle kalorifer daireleri, bodrumlar, inşaat vb.) izin vermeyin.
Çocuklarınız okula yürüyerek gidiyorsa, bilinen işlek caddelerden, grup halinde gidip gelmeye dikkat etmelerini öğütleyin.
Yabancıların yakınlık göstermesi ve hediye vermelerini kabul etmemelerini, bu gibi girişimlerde bulunanları veya kendilerini rahatsız edenleri hemen en yakın güvenlik görevlisine söylemelerini ve size de mümkün olduğu kadar çabuk haber vermelerini isteyin.
Evden dışarı çıktıklarında, nerede ve kiminle birlikte olduklarını size her seferinde söylemelerini öğütleyin.
Çocuklarınız dışarı çıktığında üzerlerinde fazla miktarda para ve kıymetli eşya bulunmamasına dikkat edin.
Çocuklarınızı mahalledeki oyun alanlarında bile olsa mutlaka gözaltında bulundurun.
Çocukların oynadıkları bölgede alışılmamış şekilde ve sıklıkta dolaşan şahıs ve/veya araçları gerektiğinde en yakın güvenlik kuvvetleri birimlerine bildirin. Mümkün olduğunda kişilerin eşkâllerini ve araçların plaka numaraları ile markalarını ve renklerini tespit etmeye çalışın.
Çocuklarınızı tanımadıkları kişilerin araçlarına binmemeleri konusunda uyarın.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:26
Only the registered members can see the link İçi Eğitim Şube Müdürlüğü
Bireylerin meslekleri ile ilgili yeni bilgi, beceri ve teknikleri kazanmaları, mesleki sorunlara çözümler getirebilmeleri,
dolayısıyla çalışmakta olduğu kuruma uyum sağlamaları ve başarılı olmalarını bireylerin meslek yaşamlarında sürekli eğitilmeleri ile mümkündür.
Çağın gerektirdiği bilimsel anlayışa sahip polisler yetiştirebilme, bu polisleri yetiştirecek eğitim faaliyetlerini çağ koşularına göre düzenleme, bilimsel bir eğitim anlayışını gerektirmektedir. Ancak bu sayede emniyet teşkilatının kısa ve uzun vadede misyonunun gerektirdiği çağdaş, dinamik vizyonunun oluşturulması, bu tür hizmet içi eğitim faaliyetleri sayesinde oluşabilecektir.
Başkanlığımız, Genel Müdürlüğün eğitim politikası doğrultusunda, Teşkilatımızın hizmet içi eğitim ihtiyaçlarını tespit etmek, ihtiyaca uygun Eğitim Planını, eğitim türlerine göre müfredat programlarını hazırlamak, hazırlanmasını koordine etmekle görevlidir.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the linkğiticilerin Eğitimi Kursu
Emniyet Genel Müdürlüğünce yürütülen hizmet içi eğitim programlarının hazırlanması, uygulanması ve
değerlendirilmesi süreçlerinde eğitici olarak görevlendirilecek personelin yetiştirilmesi amacıyla, “Eğiticilerin Eğitimi Kursu” düzenlenmektedir.
Etkili ve Güzel Konuşma Teknikleri Kursu Dilimizi doğru bir şekilde kullanma, onu güzel etkileyici bir dille aktarmak amacıyla personele yönelik olarak “Etkili ve Güzel Konuşma Teknikleri Kursu” düzenlenmektedir.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link İçi İletişim, Başarı ve Motivasyon Semineri NLP Uzmanı Alişan KAPAKLIKAYA tarafından personelimiz ve ailelerine yönelik olarak, “Aile İçi İletişim, Başarı ve Motivasyon Seminerleri” düzenlenmektedir.
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link Yönetimi Kursu
Proje Yönetimi metodolojisinin, uluslar arası kabul görmüş proje yönetimi yaklaşımlarının, bilgi alanları ve süreçlerinin
detaylı olarak irdelendiği, her bilgi alanının uygulamalarla birlikte işlendiği bir eğitim programıdır. Bu Eğitim katılımcıların kurumsal projelerini tasarlayarak Proje Yönetim Planlarını hazırlamaları ve sunmaları amaçlanmaktadır
Only the registered members can see the link
Only the registered members can see the link Prof.Dr. Üstün DÖKMEN ile
Etkili Liderlik ve
Problem Çözme Teknikleri Semineri...
Eğitim İstatistiği Kursu
Personelimize hizmet için gerekli yeni bilgi ve becerilerinin kazandırılması ve hizmet alanındaki değişme ve gelişmelere uyumlarının sağlanabilmesi, nicel araştırma desenlerinde sıklıkla kullanılan SPSS istatistiksel tekniklerin uygulanmasına ve analiz sonuçlarının yorumlanmasına ilişkin bilgi ve becerileri kazandırmak amacıyla, “Eğitim İstatistiği Kursu” düzenlenmektedir.
Genel Geliştirme Eğitimi Başkanlığımızca, denetlemelerde görülen aksaklıkları gidermek, personele hizmette kullanılacak yeni yöntem ve teknikleri öğretmek, hizmet içi bilgileri kazandırmak ve hizmetin daha etkin yürütülmesi için yapılan mevzuat değişikliklerinden personeli haberdar etmek amacıyla her yıl, her derecedeki Teşkilat personelinin en az %20’sini kapsayacak şekilde Genel Geliştirme Eğitimleri düzenlenmektedir.
Yaratıcı Drama Kurs
Teşkilatımızda halen eğitici olarak görev yapan personelin verimliliğini arttırmak ve yaratıcı drama yaklaşımının eğitime yansıtılması ile katılımcıların eğitimde dramayı öğrenmesi amacıyla düzenlenmektedir.
Only the registered members can see the link Staj Eğiticilerinin
Eğitimi Kursu
Genel Müdürlüğümüzce yürütülen hizmet içi eğitim programlarında eğitici olarak görev alan ya da alabilecek, kendi alanında uzman olan personele eğiticilik becerisi kazandırılması ve “Polis Akademisi Başkanlığı Uygulamalı Mesleki Eğitim Yönetmeliği” gereğince; staj eğitimlerinin amacına uygun ve teşkilatımızın beklentileri doğrultusunda gerçekleştirilmesi amacıyla, “Staj Eğiticilerinin Eğitimi Kursu” düzenlenmektedir.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:29
Polisi TanıyalımPolis terimi, kökeni Yunanca ve Latince olan bir kelimedir. Yunanca politika, Latince politika kelimelerinden türemiştir. Eski Yunanlılar kendi şehir devletlerine polis ismini vermişlerdir.
Polis kelimesi ıstılah! olarak, kuruluşu bulunduğu yerde kamu düzen ve güvenliğini koruyan, yasaların adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını sağlıyan teşkilat, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla yükümlü kişiler anlamında kullanılmıştır. Polis kelimesinin yerine emniyet deyiminin kullanıldığı da olur.
Polis görevi itibariyle; asayişi, amme, şahıs tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini koruyan, halkın ırz can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin Eden, yardım isteyenlere, yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet Eden, kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği vazifeleri yapan silahlı icra ve inzibat kuvvetidir.
Genel olarak polis, bir ülkenin sükun, güvenlik ve düzenini sağlamak ve korumakla görevlidir. Bunu yerine getirirken önceden belirlenmiş müeyyidelere uymakla yükümlü ve hükümet tarafından alınan ve yerine getirilmesi istenen kararların icrasını sağlamakla görevlidir.
Zaptiye Müşirliği Dönemi (1846-1879)
Zaptiye Müşirliği, yalnız zabıta işleriyle uğraşmak üzere kurulmuş, yeni bir teşkilat niteliği taşımaktadır. 1846 yılında yayımlanan bir genelge ile polis hizmetlerinin Serasker tarafından yönetilmesinin askerlerin asıl görevlerini aksattığı belirtilerek, yalnızca polis hizmetlerini yürütmek üzere ve seraskerlikten bağımsız olarak, Zaptiye Müşirliği, Zaptiye Müşir Yardımcılığı ve emniyet hizmetleriyle ilgili kanunları hazırlamak için Zaptiye Meclisi kurulmuştur. Ancak kısa bir süre sonra da, Zaptiye Meclisi kaldırılmış ve yerine “Divan-ı Zaptiye” ve “Meclis-i Tahkik” kurulmuştur.
Böylece, hem İstanbul, hem de eyaletlerin emniyet işleri, Zaptiye Müşiriyetince yürütülmüş ve bu makam gerek teftiş memurlarıyla ikinci defa olarak 1867’de kurulmaya girişilen polis teşkilatının ve gerekse jandarma teşkilatının bağlı olduğu tek yer olmuştur.
Bu “ Tevhid-i Zabıta ” dönemi 1879 yılına Kadar devam etmiş ve Zaptiye Müşiriyeti kaldırılmış, yerine görevi sadece polis işlerini içeren, Zaptiye Nezareti kurulmuştur. Yani, polis ve jandarma bir daha birleşmemek ve tek elden yönetilmemek üzere ayrılmışlardır.
Zaptiye Nezareti Dönemi (1879-1909)
1876 yılındaki Tanzimat ve Islahat hareketleri çerçevesinde, Avrupa’daki örneklerine göre bir polis teşkilatı kurulmasına, I.Meşrutiyet’in ilanından sonra oluşan hükümet programında yer verilmiş ve 1879 yılında Zaptiye Nezareti kurulmuştur.
Bu dönem, bir taraftan 18 Zilhicce 1296 tarihinde oluşup, önce yalnız başkent istanbul’un emniyet işleriyle, daha sonra da 1311’den itibaren diğer illerde kurulmaya başlanan polis teşkilatını idareyle görevlendirilen Zaptiye Nezareti’nin oluşturulmasıyla, diğer taraftan kaldırılmış Zaptiye Müşiriyeti’nin emrindeki Asakir-i Zaptiye’nin, Zaptiye Nezaretine bağlanmayarak, Jandarma Dairesi kanalıyla doğrudan doğruya Seraskerliğe bağlanmasıyla başlar ve II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Zaptiye Nezareti’nin ortadan kaldırılıp yerini Emniyet Umum Müdürlüğü’ne bıraktığı Hicri 17 Recep 1327 (22 Temmuz 1909-Miladi) tarihine kadar devam eder.
Hicri 1298 senesinde, İstanbul’da inzibat ve asayişi korumakla görevli Asakir-i Zaptiye teşkilatı kaldırılarak yerlerine polis teşkilatı kurulmuş ve bunlara zaptiye görevleri devredilmişti.
1-İstanbul Polis Teşkilatı ve Bölgeleri
İmparatorluk başkenti, İstanbul, Üsküdar, Beyoğlu Polis Müdürlükleri ve Beşiktaş Polis Memurluğu adları ile dört polis dairesine ve her polis dairesi de merkezlere ayrılmıştır.
Her polis dairesi, bir polis müdürü ile bir başkan ve üyeden oluşan bir polis meclisi ve her merkez bir serkomiser tarafından yönetilmekteydi. Zamanla, meclislerin üye sayısı ve serkomiserlikler çoğaltıldı.
1303 (1886) yılından sonra, İstanbul Polis Müdürlüğü dışındaki diğer müdürlüklerin “mutasarrıflık” adını aldığı, polis müdürüne mutasarrıf denildiği görülmekte ve 1316 (1898) tarihinde de İstanbul’da sivil polis teşkilatı kurulmuş.
2- illerde Polis Teşkilatının Kurulması
1311 senesinde 15 ilde polis teşkilatı kurulmuş ve her il polis dairesinin başına bir serkomiser getirilmiştir.
Zaptiye Nezareti devrinin sonlarına doğru illerin çoğunluğunda polis müdürü veya serkomiserin yönetiminde polis teşkilatının kurulduğu görülmektedir.
1845 yılında kurulan, 1907 yılına kadar hızla gelişen polis teşkilatının kanuni bir dayanağı yoktu.
1298 (1881) senesinden önce, 1261 ve 1284 senelerinde kurulması istenen polis müesseselerinin dayanacağı hükümleri içeren polis nizamnamelerinin peşinen yayımlanmasına rağmen; bu teşkilat meydana getirilmemiş, buna karşılık kanuni bir metine dayanmayan 1298 (1881) teşkilatı büyük bir başarıyla gelişmiş ve memleketimizin bugünkü kuvvetli polis teşkilatının temellerini atmıştır. ilk kez, 6 Aralık 1896 (l Recep 1314) tarihinde polisin görev ve yetkilerini gösteren 16 maddelik bir talimat yayımlanarak ilk hukuki metin niteliğini taşıyan belge ortaya çıkmıştır.
1907 yılına kadar, yürürlükteki ilkelere ve işin gereklerine uygun olarak ve daha önce yayımlanan talimat hükümleri çerçevesinde görev yapan polis kuruluşlarının teşkilatını ve uyguladığı hükümleri tek bir metin halinde toplayan ilk polis nizamnamesi, 19 Nisan 1907 (5 Rebiülevvel 1325) tarihinde yayımlanmıştır.
Polis kuruluşlarının ihtiyaçlarını her yönden mükemmel bir tarzda karşılamış olan bu nizamnamenin en belirgin özelliği, içerdiği hükümlerin uzun bir süre başarıyla uygulanmış ve herhangi yabancı bir devletin kanunundan körü körüne iktibas edilmiş bulunmamasındandır. Hatta 1913 yılında çıkarılan Polis Nizamnamesi dahil bu nizamnamenin bazı maddelerini yürürlükten kaldırmamış, bahse konu maddeler yeni çıkarılan nizamname ile birlikte uygulanır olmuştur.
Meşrutiyet Dönemi (1908-1920)
1909 tarihinde II. Meşrutiyetin ilam üzerine, Fransız ve Alman polis teşkilatları esas alınarak zabıtada bir değişiklik yapılması ve ona göre yeniden teşkilatlandırılmasına karar verildi. Başlangıçta 1908’de Zaptiye Nezareti kaldırılmamış, aksine Bakanlığın başına yetenekli kişiler getirilerek yeniden düzenlenmesine çalışılmıştır.
17 Recep 1325 (22 Temmuz 1907) tarihinde çıkarılan “Istanbul Vilayeti ve Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun” ile Zaptiye Nezareti kaldırılarak yerine Dahiyile Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli Emniyet Umum Müdürlüğü ve İstanbul vilayetine bağlı bir polis müdürlüğü kurulmuş ve Harekat Ordusu Kumandanlarından Galip Bey ilk Emniyet Umum Müdürü olarak teşkilatın başına geçirilmiştir. Yine aynı kanuna göre, Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti yeni bir polis nizamnamesinin düzenlenmesine kadar polis işlerini 4 Ağustos 1907 tarihli Polis Nizamnamesi’nin hükümlerine göre yürütecekti.
Bu durumda, Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti kurulmasının başlangıcında, İstanbul zabıta işleri de dahil olmak üzere bütün memleket polisini yönetim altında bulundurmaktaydı. Bu itibarla Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti tam manasıyla Zaptiye Nezaretinin yerini alıyordu.
9 Aralık 1913 tarihinde çıkarılan Dahiliye Nezareti Teşkilat Nizamnamesi’ne göre; Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti, Ankara’da milli hükümet kurulmasına kadar Dahiliye Nezareti’ne bağlı olarak görev yapan bir teşkilat niteliğini kazanmıştır.
Sözü edilen nizamnameye göre, Dahiliye Nezareti’nin bir dairesi olan Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti’nin şubeleri şunlardır. Emniyet Şubesi, Memurin ve Levazım Şubesi, Muhasebe Şubesi, Tahrirat Şubesi.Bu şubelerin en önemlisi olan Emniyet Şubesi, memleketin genel asayişine ait işleri incelerdi, ikinci şube ise, polislerin özlük işlerine bakar ve levazımını tedarik ederdi. Bundan başka, Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü’nün kurulmasından hemen sonra açılan İstanbul Polis Okulu da bu daireye bağlıydı.
Daha sonraki tarihlerde, bu teşkilata yeni şubeler eklenmiştir. 28 Ocak 1327’de Heyet-i İstihbariye, 13 Nisan 1329’da Polis Müfettişliği ve aynı senenin eylül ayında bir Kısmı Siyasi Müdürlüğü’nün meydana getirilmesi, siyasi ve idari işlerle görevli iki Umum Müdür Muavinliğinin meydana getirilmesi bunlar arasında yer almaktadır.
Siyasi kısımda; birer müdür yönetiminde altı şube ile umumi kalem ve hususi kalemler bulunmaktaydı. Her şubenin kadrosu, birer müdür, iki muavin ve yeterince memurdan oluşuyordu, idari kısım ise, muhasebe, memurin ve müteferrika müstahdemini içermekteydi. 1915 yılı başlarında, bu teşkilat yeniden gerçekleştirilerek Seyrüsefer, Ecanip ve Takibat-ı Adliye Müdürlükleri kurulmuştur. Yine aynı yıl içinde, Dahiliye Nezareti’ne bağlı olmak üzere Emniyet Müfettişliği adı altında yeni bir memuriyet daha meydana getirilmiştir. Bunlar, hudut kapılarıyla demiryolu durak yerlerinde görev yapmaktaydılar. Yolcu trenlerinde görevli seyyar polis ve komiserler Emniyet Müfettişliği’ne bağlı bulunmaktaydılar.
21 Mayıs 1913 tarihli Polis Nizamnamesi
II. Meşrutiyet’ten sonra yeni rejimin ilkelerine uygun ve zamanın ihtiyaçlarını daha iyi karşılayan yeni bir polis nizamnamesinin hazırlanması zorunlu görülmüştü. 21 Mayıs 1913 tarihli nizamname ile polisin teşkilatlanması, görev ve yetkiler ile personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer bütün özlük işleri en iyi şekilde ve günün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:29
Polisi TanıyalımPolis terimi, kökeni Yunanca ve Latince olan bir kelimedir. Yunanca politika, Latince politika kelimelerinden türemiştir. Eski Yunanlılar kendi şehir devletlerine polis ismini vermişlerdir.
Polis kelimesi ıstılah! olarak, kuruluşu bulunduğu yerde kamu düzen ve güvenliğini koruyan, yasaların adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını sağlıyan teşkilat, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla yükümlü kişiler anlamında kullanılmıştır. Polis kelimesinin yerine emniyet deyiminin kullanıldığı da olur.
Polis görevi itibariyle; asayişi, amme, şahıs tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini koruyan, halkın ırz can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatini temin Eden, yardım isteyenlere, yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet Eden, kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği vazifeleri yapan silahlı icra ve inzibat kuvvetidir.
Genel olarak polis, bir ülkenin sükun, güvenlik ve düzenini sağlamak ve korumakla görevlidir. Bunu yerine getirirken önceden belirlenmiş müeyyidelere uymakla yükümlü ve hükümet tarafından alınan ve yerine getirilmesi istenen kararların icrasını sağlamakla görevlidir.
Zaptiye Müşirliği Dönemi (1846-1879)
Zaptiye Müşirliği, yalnız zabıta işleriyle uğraşmak üzere kurulmuş, yeni bir teşkilat niteliği taşımaktadır. 1846 yılında yayımlanan bir genelge ile polis hizmetlerinin Serasker tarafından yönetilmesinin askerlerin asıl görevlerini aksattığı belirtilerek, yalnızca polis hizmetlerini yürütmek üzere ve seraskerlikten bağımsız olarak, Zaptiye Müşirliği, Zaptiye Müşir Yardımcılığı ve emniyet hizmetleriyle ilgili kanunları hazırlamak için Zaptiye Meclisi kurulmuştur. Ancak kısa bir süre sonra da, Zaptiye Meclisi kaldırılmış ve yerine “Divan-ı Zaptiye” ve “Meclis-i Tahkik” kurulmuştur.
Böylece, hem İstanbul, hem de eyaletlerin emniyet işleri, Zaptiye Müşiriyetince yürütülmüş ve bu makam gerek teftiş memurlarıyla ikinci defa olarak 1867’de kurulmaya girişilen polis teşkilatının ve gerekse jandarma teşkilatının bağlı olduğu tek yer olmuştur.
Bu “ Tevhid-i Zabıta ” dönemi 1879 yılına Kadar devam etmiş ve Zaptiye Müşiriyeti kaldırılmış, yerine görevi sadece polis işlerini içeren, Zaptiye Nezareti kurulmuştur. Yani, polis ve jandarma bir daha birleşmemek ve tek elden yönetilmemek üzere ayrılmışlardır.
Zaptiye Nezareti Dönemi (1879-1909)
1876 yılındaki Tanzimat ve Islahat hareketleri çerçevesinde, Avrupa’daki örneklerine göre bir polis teşkilatı kurulmasına, I.Meşrutiyet’in ilanından sonra oluşan hükümet programında yer verilmiş ve 1879 yılında Zaptiye Nezareti kurulmuştur.
Bu dönem, bir taraftan 18 Zilhicce 1296 tarihinde oluşup, önce yalnız başkent istanbul’un emniyet işleriyle, daha sonra da 1311’den itibaren diğer illerde kurulmaya başlanan polis teşkilatını idareyle görevlendirilen Zaptiye Nezareti’nin oluşturulmasıyla, diğer taraftan kaldırılmış Zaptiye Müşiriyeti’nin emrindeki Asakir-i Zaptiye’nin, Zaptiye Nezaretine bağlanmayarak, Jandarma Dairesi kanalıyla doğrudan doğruya Seraskerliğe bağlanmasıyla başlar ve II. Meşrutiyet’in ilanından sonra Zaptiye Nezareti’nin ortadan kaldırılıp yerini Emniyet Umum Müdürlüğü’ne bıraktığı Hicri 17 Recep 1327 (22 Temmuz 1909-Miladi) tarihine kadar devam eder.
Hicri 1298 senesinde, İstanbul’da inzibat ve asayişi korumakla görevli Asakir-i Zaptiye teşkilatı kaldırılarak yerlerine polis teşkilatı kurulmuş ve bunlara zaptiye görevleri devredilmişti.
1-İstanbul Polis Teşkilatı ve Bölgeleri
İmparatorluk başkenti, İstanbul, Üsküdar, Beyoğlu Polis Müdürlükleri ve Beşiktaş Polis Memurluğu adları ile dört polis dairesine ve her polis dairesi de merkezlere ayrılmıştır.
Her polis dairesi, bir polis müdürü ile bir başkan ve üyeden oluşan bir polis meclisi ve her merkez bir serkomiser tarafından yönetilmekteydi. Zamanla, meclislerin üye sayısı ve serkomiserlikler çoğaltıldı.
1303 (1886) yılından sonra, İstanbul Polis Müdürlüğü dışındaki diğer müdürlüklerin “mutasarrıflık” adını aldığı, polis müdürüne mutasarrıf denildiği görülmekte ve 1316 (1898) tarihinde de İstanbul’da sivil polis teşkilatı kurulmuş.
2- illerde Polis Teşkilatının Kurulması
1311 senesinde 15 ilde polis teşkilatı kurulmuş ve her il polis dairesinin başına bir serkomiser getirilmiştir.
Zaptiye Nezareti devrinin sonlarına doğru illerin çoğunluğunda polis müdürü veya serkomiserin yönetiminde polis teşkilatının kurulduğu görülmektedir.
1845 yılında kurulan, 1907 yılına kadar hızla gelişen polis teşkilatının kanuni bir dayanağı yoktu.
1298 (1881) senesinden önce, 1261 ve 1284 senelerinde kurulması istenen polis müesseselerinin dayanacağı hükümleri içeren polis nizamnamelerinin peşinen yayımlanmasına rağmen; bu teşkilat meydana getirilmemiş, buna karşılık kanuni bir metine dayanmayan 1298 (1881) teşkilatı büyük bir başarıyla gelişmiş ve memleketimizin bugünkü kuvvetli polis teşkilatının temellerini atmıştır. ilk kez, 6 Aralık 1896 (l Recep 1314) tarihinde polisin görev ve yetkilerini gösteren 16 maddelik bir talimat yayımlanarak ilk hukuki metin niteliğini taşıyan belge ortaya çıkmıştır.
1907 yılına kadar, yürürlükteki ilkelere ve işin gereklerine uygun olarak ve daha önce yayımlanan talimat hükümleri çerçevesinde görev yapan polis kuruluşlarının teşkilatını ve uyguladığı hükümleri tek bir metin halinde toplayan ilk polis nizamnamesi, 19 Nisan 1907 (5 Rebiülevvel 1325) tarihinde yayımlanmıştır.
Polis kuruluşlarının ihtiyaçlarını her yönden mükemmel bir tarzda karşılamış olan bu nizamnamenin en belirgin özelliği, içerdiği hükümlerin uzun bir süre başarıyla uygulanmış ve herhangi yabancı bir devletin kanunundan körü körüne iktibas edilmiş bulunmamasındandır. Hatta 1913 yılında çıkarılan Polis Nizamnamesi dahil bu nizamnamenin bazı maddelerini yürürlükten kaldırmamış, bahse konu maddeler yeni çıkarılan nizamname ile birlikte uygulanır olmuştur.
Meşrutiyet Dönemi (1908-1920)
1909 tarihinde II. Meşrutiyetin ilam üzerine, Fransız ve Alman polis teşkilatları esas alınarak zabıtada bir değişiklik yapılması ve ona göre yeniden teşkilatlandırılmasına karar verildi. Başlangıçta 1908’de Zaptiye Nezareti kaldırılmamış, aksine Bakanlığın başına yetenekli kişiler getirilerek yeniden düzenlenmesine çalışılmıştır.
17 Recep 1325 (22 Temmuz 1907) tarihinde çıkarılan “Istanbul Vilayeti ve Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti Teşkilatına Dair Kanun” ile Zaptiye Nezareti kaldırılarak yerine Dahiyile Nezaretine bağlı ve memlekete şamil polis işlerinin yürütülmesiyle görevli Emniyet Umum Müdürlüğü ve İstanbul vilayetine bağlı bir polis müdürlüğü kurulmuş ve Harekat Ordusu Kumandanlarından Galip Bey ilk Emniyet Umum Müdürü olarak teşkilatın başına geçirilmiştir. Yine aynı kanuna göre, Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti yeni bir polis nizamnamesinin düzenlenmesine kadar polis işlerini 4 Ağustos 1907 tarihli Polis Nizamnamesi’nin hükümlerine göre yürütecekti.
Bu durumda, Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti kurulmasının başlangıcında, İstanbul zabıta işleri de dahil olmak üzere bütün memleket polisini yönetim altında bulundurmaktaydı. Bu itibarla Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti tam manasıyla Zaptiye Nezaretinin yerini alıyordu.
9 Aralık 1913 tarihinde çıkarılan Dahiliye Nezareti Teşkilat Nizamnamesi’ne göre; Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti, Ankara’da milli hükümet kurulmasına kadar Dahiliye Nezareti’ne bağlı olarak görev yapan bir teşkilat niteliğini kazanmıştır.
Sözü edilen nizamnameye göre, Dahiliye Nezareti’nin bir dairesi olan Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti’nin şubeleri şunlardır. Emniyet Şubesi, Memurin ve Levazım Şubesi, Muhasebe Şubesi, Tahrirat Şubesi.Bu şubelerin en önemlisi olan Emniyet Şubesi, memleketin genel asayişine ait işleri incelerdi, ikinci şube ise, polislerin özlük işlerine bakar ve levazımını tedarik ederdi. Bundan başka, Emniyet-i Umumiye Müdürlüğü’nün kurulmasından hemen sonra açılan İstanbul Polis Okulu da bu daireye bağlıydı.
Daha sonraki tarihlerde, bu teşkilata yeni şubeler eklenmiştir. 28 Ocak 1327’de Heyet-i İstihbariye, 13 Nisan 1329’da Polis Müfettişliği ve aynı senenin eylül ayında bir Kısmı Siyasi Müdürlüğü’nün meydana getirilmesi, siyasi ve idari işlerle görevli iki Umum Müdür Muavinliğinin meydana getirilmesi bunlar arasında yer almaktadır.
Siyasi kısımda; birer müdür yönetiminde altı şube ile umumi kalem ve hususi kalemler bulunmaktaydı. Her şubenin kadrosu, birer müdür, iki muavin ve yeterince memurdan oluşuyordu, idari kısım ise, muhasebe, memurin ve müteferrika müstahdemini içermekteydi. 1915 yılı başlarında, bu teşkilat yeniden gerçekleştirilerek Seyrüsefer, Ecanip ve Takibat-ı Adliye Müdürlükleri kurulmuştur. Yine aynı yıl içinde, Dahiliye Nezareti’ne bağlı olmak üzere Emniyet Müfettişliği adı altında yeni bir memuriyet daha meydana getirilmiştir. Bunlar, hudut kapılarıyla demiryolu durak yerlerinde görev yapmaktaydılar. Yolcu trenlerinde görevli seyyar polis ve komiserler Emniyet Müfettişliği’ne bağlı bulunmaktaydılar.
21 Mayıs 1913 tarihli Polis Nizamnamesi
II. Meşrutiyet’ten sonra yeni rejimin ilkelerine uygun ve zamanın ihtiyaçlarını daha iyi karşılayan yeni bir polis nizamnamesinin hazırlanması zorunlu görülmüştü. 21 Mayıs 1913 tarihli nizamname ile polisin teşkilatlanması, görev ve yetkiler ile personelin dereceleri, sınıfları, mesleğe giriş, yükselme ve diğer bütün özlük işleri en iyi şekilde ve günün şartlarına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:30
POLİSİN; GÖREV, YETKİ VE SORUMLULUK ÜÇGENİ
Hasan Hüseyin ÇALI
Komiser
Fizik İnc. ve Kriminalistik Bilim Uzmanı
Aksaray Polis M.Y.O. Öğretim Görevlisi
Polise; 271 kanun, 51 tüzük, 168 yönetmelik, 87 Bakanlar Kurulu Kararnamesi ve 62 yönerge[1] (Only the registered members can see the link_ftn1) görev vermektedir, ayrıca gerek mülki amirin (Vali-Kaymakam) gerekse idari amirin (Polis Amirleri) polise görev verdiği bilinmektedir. Bu görevleri yaparken de, polisler yetkilerini kullanmaktadırlar.
Bu yetkilerin başlıcalarını şu şekilde sıralayabiliriz.
<LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Parmak İzi ve Fotoğraf Alma Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Bazı İşyerlerini Açma Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">İzinle Açılan Yerleri Kapatma Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Zapt Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Arama Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Yakalama Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Davet Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Men Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Meskene Girme Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Zor Kullanma Yetkisi <LI class=MsoNormal style="tab-stops: list 36.0pt; mso-list: l1 level1 lfo3">Silah Kullanma Yetkisi
Göz altına Alma Yetkisi
Bazı polislerin, yetkilerini tam olarak bilmedikleri için; yetkilerini aştıkları veya yetkilerini bilmedikleri için görevlerini yerine getirmedikleri, bu yüzden de sorumlu tutuldukları bilinmektedir. Yetkilerin aşılması yüzünden “İnsan Hakları İhlalleri” gündeme gelmektedir. Bunun önlenmesi için, özellikle A.B. Uyum Yasaları ile değişen gelişmelere dikkat çekmek[2] (Only the registered members can see the link_ftn2) ve “Polisin Yetkileri”nin tekrar hatırlatılması gerekmektedir.
Polisin; görev, yetki ve sorumluluk üçgeni bir örnekle açıklayalım. Toplumsal olaylarda, polisin görevi kamu düzenini ve güvenliğini sağlamak, yasa dışı bir gösteride ise, gösteriyi sona erdirmektir. Polis bu görevi yerine getirirken yetkilerini kullanacaktır. Bu yetkiler topluluğun dağılması için zor kullanmadır. Zor kullanma; sözlü ikazdan, tazyikli su püskürtme, jop kullanma ve silah kullanmaya kadar derece derece artan bir yelpaze oluşturmaktadır. Uygun olan zor kullanma derecesinin kullanılması gerekmektedir. Örneğin; toplumsal olayda, göstericiler tarafından herhangi bir silah v.b. bir cisimle karşı koyma olmadığı halde, polisin doğrudan göstericilere karşı silah kullanması gibi. Bu durumda kişiler sorumlu olmaktan kurtulamazlar.
Polisin yetkisini, başka bir temsille, “benzin”e benzetebiliriz. Benzin olmadan araba yürümez, Polis de yetkisi olmadan görevlerini yürütemez. Bir de araba kullanırken, yavaş sürmek kazaya sebep olabilir ve etraftakiler rahatsız olabilir, ayrıca arabayı hızla sürmek kazaya sebep olabilir, hem biz hem başkaları zarar görebilir. Burada da, yetkiyi kullanmama ve aşırı kullanma durumunda, hem kendimize, hem karşımızdakine hem de devlete zarar gelebileceğine dikkat çekilmiştir.
Polisimiz kendisine tanını yetkileri son derece dikkatli kullanmak zorundadır, aşağıda sunulan maddeler, yol gösterici olmaları yönü ile yararlı olacaktır.
Polis soruşturmaları yani; tanıkların, mağdurların ve şüphelilerin dinlenmesi, üst-araçların aranması, arama-taramalar, yazışmaların ele geçirilmesi ve telefonların dinlenmesiyle ilgili olarak, “İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nde, Yasaların Uygulanmasından Sorumlu Olanlar için Davranış Kuralı’nda, Zorla Kayıplara Karşı Tüm Kişilerin Korunması Bildirgesi’nde” yer alan bazı önemli detaylar aşağıda ele alınmıştır.[3] (Only the registered members can see the link_ftn3)
Her bireyin, kişi güvenliği hakkı vardır.
Her kişinin, hakça (dürüst) bir yargılanma hakkı vardır.
Her kişi, suçluluğu dürüst bir yargılamayla yasal olarak ortaya konuluncaya değin suçsuz sayılır.
Hiç kimsenin özel yaşamına, ailesine, konutuna yada yazışmalarına (iletişimine) ***fi biçimde karışılamaz.
Hiç kimsenin onuru ve sanı, yasadışı saldırılara (ihlallere) konu olamaz.
Bilgiler elde etmek amacıyla sanıklar, tanıklar yada mağdurlar üzerinde, bedensel yada zihinsel, hiçbir baskı yapılamayacaktır.
İşkenceye ve başka insanlık dışı yada aşağılayıcı davranışlara başvurmak kesinlikle yasaktır.
Mağdur ve tanıklara, sevecenlik (merhamet) ve onurlarına saygı ile davranılması gerekir.
Duygusal (hassas) bilgilerin işlenmesinde her zaman en büyük özenin gösterilmesi ve gizlilik niteliğine saygı gösterilmesi gerekir.
Hiç kimse, kendisine karşı tanıklık yapmaya yada suçluluğunu kabul etmeye zorlanamaz.
Bir soruşturmanın, gerektiği gibi haklılığının kanıtlanması ve yasayla öngörülen yönteme göre yürütülmesi gerekir.
Soruşturmaların; çarçabuk, yetkili, kapsamlı (çok dikkatli) ve yansız biçimde yürütülmesi gerekir.
Soruşturmaların; mağdurların kimliğini belirleme, kanıtlar elde etme, tanıklar bulma, bir cezai suçun nedenini, işleniş biçimini ve işlendiği yeri ve zamanı ortaya koyma ve faillerin kimliğini belirleme ve onları yakalama amacı taşıması gerekir.
Suçların işlendiği yerlerin özenle incelenmesi gerekir ve kanıt öğelerinin özenle toplanması ve korunması gerekir.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:31
Asayiş amme, şahıs, tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini korumak ve halkın ırz ve can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin etmekle mükellef olan polis; bunlara herhangi bir suretle vuku bulacak taarruz, tecavüz ve sarkıntılığı men etmeye ve mütecessislerini yakalamaya ve haklarında kanunen yapılması lazım gelen muameleye başlamaya mecburdur.*
Bu kadar geniş bir tanıma ve statüye konan polisin görevlerine baktığımızda çeşitli kısımlara ayrılmıştır. Bunlar;
1- Polisin suç öncesi görevleri
2- Polisin suç sonrası görevleri
Emniyet Teşkilat Kanunu 8.Mad Göre Polisin Görevleri :
1- Adli Görevler : Suç işlendikten sonra yapılan çalışmalar
2- İdari Görevler : Toplumun genel düzenini sağlayan ve önleyici tüm tedbirler
3- Siyasi Görevler : Devletin genel emniyetine yönelik anılacak tüm tedbirler
Polis Vazife Ve Selahiyet Kanununa Göre Polisin Görevleri :
1- Genel asayiş görevi
2- Sosyal yardım görevi
3- Devletin yürütme gücüne yardım görevi
4- Önleme görevi
5- Olayları bastırma görevi
6- Adli görevi
Devletin temel amaç ve görevi, milletimize bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, ülkesindeki yaşayan insanların huzur, refah ve mutluluğunu, can ve mal emniyetini sağlama , kamu düzeni devamlılığını temin etmektir ve devlet bu görevi yerine getirmek için çeşitli kollara ayrılmış teşkilatlar oluşturmuştur. Bu teşkilatlardan biride Emniyet Teşkilatıdır. **
Emniyet Teşkilatının mensubu olan polisin tanımını ve görevini yukarıda belirtik. Bu görevlerden Sosyal Yardım görevini ele alalım.
Toplumda polis her ne kadar itici bir güç olarak görülse de , insanların başlarının sıkıştığında gidecekleri ilk merci de polistir. Korkudan dolayı duyulan bir saygı vardır , önemli olan bu saygıyı korkudan değil de tamamen iyi niyetten ve kendisini güvende hissetmesinden dolayı duymasıdır. Burada bizlere düşen pay sosyal yardım görevini mevzuatta olduğunun yanında severek , isteyerek ve karşımızda ki insana bunu yansıtarak yapılmasıdır.
Sürekli karşımıza çıkan ve teşkilatın bir eksiği olarak gösterilen Polis – Halkla ilişkileri de bu görevin uygulanmasından geçmektedir. Polisten istenen yardım görevi genellikle hastalar, aranan adresler, barınacak yerler, yaşlılar, sakatlar ve çocuklar üzerinde yoğunlaşmaktadır. O halde polis bunları yaparken kendisini bir kamu görevlisi , devletin polisi olarak görmenin yanında halkın polisi olduğunu ve var oluş sebebini vatandaşa hizmet etmek olduğunu unutmamalıdır.
Bunu iki örnekle açıklayalım. Birincisi ; ailenizle şehirler arası bir yoldasınız mevsim kış kar yağışı ve tipi var arabanız bozuldu sağa çekip dörtlüleri yaktınız ve yardım bekliyorsunuz. Tam o sırada yoldan trafik ekibinin yaklaştığını gördünüz ağzınızı açıp yardım isteyecekken “38 KN 182 plakalı araç yola devam et aksi taktirde cezai işlem uygulanacaktır” anonsunu duydunuz bir şeyler söylemeye çalışırken polis ekibi yanınızdan geçerek yoluna devam etti ve siz öylece kaldınız. Şimdi soruyorum böyle bir olaya maruz kalan vatandaş polis hakkında ne düşünür ve nasıl bir reklam yapar? İkincisi ; yine ailenizle şehirler arası bir yoldasınız mevsim kış kar yağışı ve tipi var . Arabanız bozuldu sağa çekip dörtlüleri yaktınız ve yardım bekliyorsunuz tam o sırada yoldan trafik ekibi geliyor yavaşça yaklaşarak temkinli ama kibar bir şekilde durumun ne olduğunu soruyor ve çözüm yollarına başvuruyor sizi ve ailenizi devriye arabasına aldıktan sonra diğer ekibe bir çekiciyle beraber olay yerine gelmesini anons ediyor. 45 – 50 dakika sonra yeni gelen polis ekibi sizi şehir merkezine aracınızı da tamirhaneye bıraktıktan sonra geçmiş olsun dileklerini sunup yanınızdan ayrılıyor. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan vatandaşın düşüncesini ve yapacağı reklamı hayal edin bu iki örneğin taktirini size bırakıyorum.
Polis hizmetleri ile kendisine halka beğendirmek zorundadır. Çünkü halkı sürekli suçlu, şüpheli gözüyle görmemeli, yanına alıp devleti ve teşkilatı sevdirebilir. Yapacağı her olumsuz davranış teşkilata eksi puan getirdiği gibi devlet içinde bir vatandaşın kendisinden uzaklaşması demektir.
Yine kısa bir örnek verelim. Bir iş yerinde çalışıyorsunuz eviniz biraz uzakta cebinizde paranız olmadığı için eve yürüyerek gidiyorsunuz evinize doğru yürürken mahalledeki karakolun devriye arabasının size doğru geldiğini görüyorsunuz, bi cesaret edip el kaldırıp durduruyor içinde bulunduğunuz durumu anlatıyorsunuz. Polis size yardımcı olmadığı gibi yolundan alı koyduğunuz için bir güzel fırçalayıp hızla sizin yöneleceğiniz istikamete doğru gidiyor.
Diğer yandan eşinizle seyahat için yabancısı olduğunuz bir ile gittiniz ve yakınlarınıza sürpriz olsun diye haber vermediniz. Terminalde şaşkın ve ne yapacağını bilmez bir tavırla hareket ederken bir polis size doğru yaklaşıp derdinizi soruyor gerekli bilgi aldıktan sonra sizi gideceğiniz yere polis arabasıyla bırakıp devriye görevine devam ediyor.
Başka bir örnekte Aksaray Polis Meslek Yüksek Okulumuzun Öğrenci İşleri Şube Müdür Vekili Halil Gültekin Amirimizin başından geçen olaydır; bir gece devriye görevini ifa ederken bir kadının sokakta telaşlı telaşlı koştuğunu görürler. Kadının derdini paylaştıklarında çocuğunun ağır hasta olduğunu ve ateşler içinde yandığını söyler. Amirimiz ve görevli memurlarda kadının evine gidip çocuğu alarak hastaneye götürür orada da gerekli yardımı yaparlar. İnsanları yaşatan var eden bıraktıkları anılar, izlerdir. Böyle bir olayda şüphesiz Teşkilatımıza ve Devletimize vatandaşların yakınlaşmasını sağlamıştır.
İnsan oğlunun yaşadığı güzel ve hoş şeyleri kolayca unutması mümkündür. Fakat başından geçen kötü bir olay onun şahsına unutamayacağı anılara sebep olabilir unutsa bile yüreğine beynine anıldığında sızlayan bir yara bırakabilir. Öyleyse halka davranırken kibar ve üniformaya yakışır eylemlerde bulunmalı görevlerimizi gerektiği gibi ifa etmeliyiz.
Unutmamalıyız ki bireylere devleti sevdirecek olanda devletten uzaklaştıracak olanda bizim tüm hayatımız boyunca yaptığımız uyumlardır.
*Polis Mevzuatı: Seçkin Yayınları
**Açıklamalı Polis Meslek Hukuku: Yılmaz Yaşar 1. Sınıf Emniyet Müdürü
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:31
Polislik Mesleği ve Polis Kimdir? Only the registered members can see the link (Only the registered members can see the link)
Polis terimi, kökeni Yunanca ve Latince olan bir kelimedir. Yunanca-Latince politika kelimelerinden türemiştir. Eski Yunanlılar kendi şehir devletlerine polis ismini vermişlerdir. Polis kelimesi, kuruluşu bulunduğu yerde kamu düzen ve güvenliğini koruyan, yasaların adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını sağlayan teşkilat, kolluk, zabıta, şehirde güvenliği sağlamakla yükümlü kişiler anlamında kullanılmıştır. Polis kelimesinin yerine emniyet deyimi de kullanılmaktadır.
Polis, görevi itibariyle; asayişi, amme, şahıs tasarruf emniyetini ve mesken masuniyetini koruyan, halkın ırz can ve malını muhafaza ve ammenin istirahatını temin eden, yardım isteyenlere, yardıma muhtaç olan çocuk, alil ve acizlere muavenet eden, kanun ve nizamnamelerin kendisine verdiği vazifeleri yapan silahlı icra ve inzibat kuvvetidir.
Genel olarak polis, bir ülkenin sükûn, güvenlik ve düzenini sağlamak ve korumakla görevlidir. Bunu yerine getirirken önceden belirlenmiş müeyyidelere uymakla yükümlü ve hükümet tarafından alınan ve yerine getirilmesi istenen kararların icrasını sağlamakla görevlidir.
Polis yasasına göre polisin görevi, hukuk ve ve toplum düzenini güvence altına almak, asayişi ve güvenliği sağlamak, aynı zamanda suç işlenmesini önceden engellemek, işlenen suçları günışığına çıkartmak ve yargı makamlarına yargıya hazır olacak biçimde ulaştırmaktır.
Polis ayrıca, kendisi için özel olarak belirlenmiş görevleri yerine getirmekle ve herkese kendi görev bütünlüğünün içine giren konularda yardımda bulunmakla yükümlüdür.
Polisin yetkilerinin temel amacı, kamu otoritesini ve kamu yararını sağlamaktır. Polis,”kamu yararı” için çalışmaktadır. Kamu yararının sağlanması ise, kamu düzeninin sağlanması ile mümkündür.
Polisin görevleri çok çeşitlidir. Günlük hayatta polisin görev alanına girmeyen ve polisi ilgilendirmeyen hemen hiç bir konu yok gibidir. Polisin görevleri kanuni, geleneksel ve demokratik olarak sınıflandırılabilir. En başta PVSK olmak üzere daha birçok kanun polise görev vermiştir.
Polisin kanuni görevlerini genel asayiş, sosyal yardım, devletin yürütme gücüne yardım, önleme, olayları bastırma ve adli görevleri olmak üzere altı ana başlık altında toplamak mümkündür.
Polisin geleneksel görevlerini kanunları uygulamak, kamu düzenini sürdürmek ve sosyal yardım hizmetleri olarak üç grupta toplamak mümkündür.
Polisin temel görevlerinden olan kamu düzeninin dört unsuru vardır. Bunlar, güvenlik, sağlık, esenlik ve genel ahlaktır.
Polis hizmetlerinin yürütülmesinde emir-komuta, amir-memur ilişkisi önemlidir. Emir, yapılması istenen bir hizmetin sözlü veya yazılı ifadesidir. İyi bir emir, açık, kısa, net ve anlaşılır olmalı, sınırları açıkça belirtilmeli, uygulanabilir olmalı, eşit, adil, dengeli olmalı ve bir hizmeti içermeli, yetkili kişi tarafından verilmeli, kanuna uygun olmalıdır.
sarıkanarya_41
08-05-2008, 15:32
Polisin Görevi - Avukata Polis Tarafından Sarfedilen uygunsuz ifade
1- Başlıktaki kabalık olayı yaşatanlara aittir.
2- Bu konuda hem KAYMAKAMLIK kararı, hem BÖLGE İDARE MAHKEMESİ kararı ve dolaylı olarak da İHAM kararı bulunduğunu belirtmeliyim.
Duruşma sırası bekleyen cüppeleri üzerindeki avukatları boşaltmak isteyen polis görevlileri hanım avukatları cüppesinin yakasından tutup çenesine vurarak ve kucaklayarak dışarı çıkartmak istiyor. Avukata vurmaması ve cüppesini bırakması bir başka avukat tarafından görevliden isteniyor. Görevli bu avukata yumruk savuruyor ve fakat sivil giyimli başkomiserin bu avukatı kolundan çekmesiyle yumruk değmiyor.
Bu avukat yumruk savuran polis görevlisinden şikayetçi olmak için adını soruyor, başkomiser barıştırayım şikayetten vazgeçin diyor, bu avukat mesleğe ve kişisel onuruma yönelik davranışın cezasız kalmaması gerek diyor. Polis görevlisi bu direnmeye karşılık "Ne yani avukat bey, sizi tatmin etmek (yani şikayetten vazgeçirmek) için illa altınıza mı yatmak lazım" diyor. Avukat başkomisere "bakın bu kişiyi mi affetmemi istiyorsunuz" diyor. Polis görevlisi şikayetten vazgeçilmeyeceğini anlayınca "AVUKAT BEY ALTINIZA YATSAK YİNE TATMİN OLMAZSINIZ" diye veciz bir söz söylüyor. Avukatın yanıtı "Hem bir insan olarak sözlerinizden utanın, hem de bu sözler Türk Polisine yakışıyor mu " oluyor.
Bundan sonra sekiz-on avukat tarafından tutanak tutulup yakınma dilekçesi veriliyor. Başsavcılık 4483 uygulanarak yönetimden izin istiyor, Kaymakamlık izin vermiyor : POLİS GÖREVİNİ YAPMIŞTIR.
Bu karar karşı İstanbul Bölge İdare Mahkemesine itiraz davası açılarak, Kaymakamlığın yönetim organı olduğu, oradaki araştırmacının hukukçu olmadığı, etkili soruşturma yapılmadığı, haklarında yakınılan polis görevlileriyle yüzleştirme yapılmadığı, tanıkların dinlenmediği, mahkeme üyelerinin hukukçu kimliklerine güvenildiği belirtilerek izin vermeme kararının kaldırılması isteniyor. Mahkeme izin vermeme işleminin kaldırılmasını ret ediyor : POLİS GÖREVİNİ YAPMIŞTIR.
Bu kararla iç hukuk yolu tükenmiş oluyor ve "kendisini pasif olarak homo****üel ilişkiye avukatı davet etmesi, homo****üel ilişkinin toplumsal olarak kınanan bir davranış olması nedeniyle kişisel onurunu kırıcı bir davranışa uğramak; hak aramasının engellenmesi; 4483 SAYILI YASANIN HAK ARAMAYI ENGELLEDİĞİ ve manevi tazminat olarak yalnızca 1 -BİR- euro tazminata karar verilmesi isteğiyle İHAM'da dava açılıyor. İHAM sözleşme ile güvence altına alınan hakların ihlali niteliğinde olmadığından ret kararı veriyor.
Bu arada Bakanlık önünde disiplin başvurusu da yapılıyor, sonuç yok.
Şimdi bu sonucun ortaya çıkmasına yol açanlara soralım : Avukatın altına yatmak polisin görevi midir ? Bence değil.
Powered by vBulletin® Version 4.2.5 Copyright © 2025 vBulletin Solutions, Inc. All rights reserved.